10631 Kayıt Bulundu.
Hafsa, bunu Peygamber'e (sav) anlattığını, bunun üzerine Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu söylemiştir: "Şüphesiz Abdullah iyi bir adamdır, keşke bir de gece namazı kılmayı âdet edinse!" Zuhrî der ki: Abdullah, bundan sonra, gece namazı kılmayı âdet edinir olmuştu.
Açıklama: Hadisin bütünü için B007030 ve İM003919 numaralı hadise bakınız.
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Saîd b. Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Huzurunda bulunduğumuz bir sırada Rasulullah (sav) bize "Ben uyurken kendimi cennette gördüm. O sırada bir kadın bir köşkün yanında abdest almakta idi. Ben 'Bu köşk kimindir?' diye sordum. Onlar 'Ömer'indir' dediler. Ben Ömer'in kıskançlığını hatırladım ve hemen yüzümü çevirdim" buyurdu. Bunun üzerine Ömer ağlayarak “ey Allah'ın Rasulü, sana karşı mı kıskançlık edeceğim” dedi.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zuhrî, ona Salim b. Abdullah b. Ömer, ona da Abdullah b. Ömer'in (r.anhuma) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Ben uyuduğum sırada kendimi Kâbe'yi tavaf ediyor olarak gördüm. O sırada esmer, salıverilmiş düz saçlı İki kişi arasında, başından su damlıyor gibi ıslak bir kişi gördüm. 'bu kimdir?' diye sordum. ' Meryem oğlu' dediler. Ona yönelmek üzere ilerlediğim sırada bir de baktım ki, kırmızı yüzlü, uzun boylu, başı kıvırcık saçlı, sağ gözü sakat, pörtlek, sanki üzüm salkımından dışarı fırlamış iri bir üzüm tanesi gibi biri. 'Bu kimdir?' diye sordum. 'Bu, Deccaldır' dediler. İnsanlar içinde ona en çok benzeye ibn Katan'dır." İbnu Katan, Huzâa kabilesinin bir kolu olan Mustalık oğulları boyundan bir adamdı.
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Hamza b. Abdullah, ona da Abdullah b. Ömer'in (r.anhuma) rivayet ettiğine Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Rüyamda bana süt dolu bir kadeh getirildi, ben de ondan içtim. Sonra artanını Ömer b. Hattâb'a verdim" Sahabîler “ey Allah'ın Rasulü, bunu nasıl yorumladın?” diye sordular. Rasulullah (sav) "ilim ile" cevabını verdi.
Bana Abdullah b. Saîd, ona Affân b. Müslim, ona Sahr b. Cüveyriye, ona Nâfi, ona İbn Ömer şöyle demiştir: Rasulullah (sav) zamanında, sahabeden bazı adamlar rüya görür, bu rüyalarını Rasulullah'a (sav) anlatırlardı. Rasulullah (sav) da o rüyaları Allah'ın dilediği şekilde tabir ederdi. Ben ise o sırada yaşı küçük bir delikanlı idim. Evlenmeden önce benim evim mescitti. Kendi kendime “eğer sende bir hayır varsa, elbette bu adamların gördüğü gibi rüya görürsün” dedim. Nihayet bir gece yattım ve “Allah'ım, eğer bende bir hayır bilmekte isen, bana bir rüya göster” diye dua ettim. Ben bu şekilde yatıp uyurken birden benim yanıma iki melek geldi. Onlardan her birinin elinde demirden yapılmış ucu çıngıraklı birer sopa vardı. Onlar beni cehenneme yöneltip götürüyorlardı. Ben onların ikisi arasında iken “Allah'ım cehennemden Sana sığınırım” diye dua ediyordum. Sonra rüyamda beni, elinde demirden yapılmış çıngıraklı bir sopası bulunan bir melek karşıladı ve bana “sakın korkma, sen ne güzel adamsın, keşke bir de çokça namaz kılsan” dedi. Ardından beni götürüp cehennemin kıyısında durdurdular. Bir de baktım ki, cehennem kuyu duvarı gibi örülmüştü ve kuyu çıkıntıları gibi birçok çıkıntılı yanları vardı. Her iki çıkıntı arasında elinde demirden yapılmış ucu çıngıraklı bir sopası bulunan bir melek vardı. Ben cehennemin içinde, zincirlerle baş aşağı, asılmış birtakım insanlar gördüm. içlerinde Kureyş'ten, tanıdığım birçok insan vardı. Sonra melekler beni sağ taraftan götürdüler.
Bana İshak b. İbrahim el-Hanzalî, ona Abdurrezzâk, ona Ma'mer, ona Hemmâm b. Münebbih şöyle demiştir: Ebu Hureyre'nin bize Rasulullah'tan (sav) rivayet ettiği bir hadis de şudur: "Bizler, (dünyada) en sonda gelenleriz, kıyamet gününde ise en başa geçecek olanlarız"
Açıklama: Hadisin devamı için bk. B007031.