Bize Ahmed b. Yunus, ona Ebu Şihâb, ona İbn Avn, ona Mücâhid, ona Abdurrahman b. Ebu Leylâ, ona da Ka‘b b. Ucre şöyle demiştir:
"Hz. Peygamber (sav) yanına gittim, bana 'Yaklaş' buyurdu. Ben de yaklaştım. '(Başındaki) bitlerin sana rahatsızlık veriyor mu?' buyurdu. Ben 'evet' dedim. Bunun üzerine '(saçlarını tıraş et ve) fidye olarak oruç tut, yahut sadaka ver, ya da kurban kes' buyurdu."
[(İbn Şihâb) der ki: İbn Avn bana, Eyyub'un şöyle dediğini rivayet etti: Tutulacak oruç, üç gün; kesilecek kurban, bir koyun; sadaka verilecek yoksul sayısı ise altıdır.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
24505, B006708
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ يُونُسَ حَدَّثَنَا أَبُو شِهَابٍ عَنِ ابْنِ عَوْنٍ عَنْ مُجَاهِدٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى لَيْلَى عَنْ كَعْبِ بْنِ عُجْرَةَ قَالَ أَتَيْتُهُ يَعْنِى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « ادْنُ » . فَدَنَوْتُ فَقَالَ « أَيُؤْذِيكَ هَوَامُّكَ » . قُلْتُ نَعَمْ . قَالَ « فِدْيَةٌ مِنْ صِيَامٍ أَوْ صَدَقَةٍ أَوْ نُسُكٍ » . وَأَخْبَرَنِى ابْنُ عَوْنٍ عَنْ أَيُّوبَ قَالَ صِيَامُ ثَلاَثَةِ أَيَّامٍ ، وَالنُّسُكُ شَاةٌ ، وَالْمَسَاكِينُ سِتَّةٌ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Yunus, ona Ebu Şihâb, ona İbn Avn, ona Mücâhid, ona Abdurrahman b. Ebu Leylâ, ona da Ka‘b b. Ucre şöyle demiştir:
"Hz. Peygamber (sav) yanına gittim, bana 'Yaklaş' buyurdu. Ben de yaklaştım. '(Başındaki) bitlerin sana rahatsızlık veriyor mu?' buyurdu. Ben 'evet' dedim. Bunun üzerine '(saçlarını tıraş et ve) fidye olarak oruç tut, yahut sadaka ver, ya da kurban kes' buyurdu."
[(İbn Şihâb) der ki: İbn Avn bana, Eyyub'un şöyle dediğini rivayet etti: Tutulacak oruç, üç gün; kesilecek kurban, bir koyun; sadaka verilecek yoksul sayısı ise altıdır.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Kefâretü'l-Eymân 1, 2/613
Senetler:
()
Konular:
Hac, İhram, yasaklarını ihlâlin sonuçları
KTB, HAC, UMRE
Umre, esnasında uyulacak kurallar
Yemin, yemin kültürü ve lafızları
حَدَّثَنَا مُنْذِرُ بْنُ الْوَلِيدِ الْجَارُودِىُّ حَدَّثَنَا أَبُو قُتَيْبَةَ - وَهْوَ سَلْمٌ - حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنْ نَافِعٍ قَالَ كَانَ ابْنُ عُمَرَ يُعْطِى زَكَاةَ رَمَضَانَ بِمُدِّ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم الْمُدِّ الأَوَّلِ ، وَفِى كَفَّارَةِ الْيَمِينِ بِمُدِّ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . قَالَ أَبُو قُتَيْبَةَ قَالَ لَنَا مَالِكٌ مُدُّنَا أَعْظَمُ مِنْ مُدِّكُمْ وَلاَ نَرَى الْفَضْلَ إِلاَّ فِى مُدِّ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . وَقَالَ لِى مَالِكٌ لَوْ جَاءَكُمْ أَمِيرٌ فَضَرَبَ مُدًّا أَصْغَرَ مِنْ مُدِّ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِأَىِّ شَىْءٍ كُنْتُمْ تُعْطُونَ قُلْتُ كُنَّا نُعْطِى بِمُدِّ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ أَفَلاَ تَرَى أَنَّ الأَمْرَ إِنَّمَا يَعُودُ إِلَى مُدِّ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .
Açıklama: Müd: Çoğunlukla hububat ve bakliyat gibi kuru besinlerin ölçümünde kullanılan ölçeğe verilen addır. Müddün ne kadar olduğunda ihtilaf olsa da üzerinde görüş birliğine varılan tek husus müddün çeyrek sâa denk geldiğidir. (Cengiz Kallek, "Müd", DİA, XXXI, 457-459.)
Öneri Formu
Hadis Id, No:
24510, B006713
Hadis:
حَدَّثَنَا مُنْذِرُ بْنُ الْوَلِيدِ الْجَارُودِىُّ حَدَّثَنَا أَبُو قُتَيْبَةَ - وَهْوَ سَلْمٌ - حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنْ نَافِعٍ قَالَ كَانَ ابْنُ عُمَرَ يُعْطِى زَكَاةَ رَمَضَانَ بِمُدِّ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم الْمُدِّ الأَوَّلِ ، وَفِى كَفَّارَةِ الْيَمِينِ بِمُدِّ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . قَالَ أَبُو قُتَيْبَةَ قَالَ لَنَا مَالِكٌ مُدُّنَا أَعْظَمُ مِنْ مُدِّكُمْ وَلاَ نَرَى الْفَضْلَ إِلاَّ فِى مُدِّ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . وَقَالَ لِى مَالِكٌ لَوْ جَاءَكُمْ أَمِيرٌ فَضَرَبَ مُدًّا أَصْغَرَ مِنْ مُدِّ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِأَىِّ شَىْءٍ كُنْتُمْ تُعْطُونَ قُلْتُ كُنَّا نُعْطِى بِمُدِّ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ أَفَلاَ تَرَى أَنَّ الأَمْرَ إِنَّمَا يَعُودُ إِلَى مُدِّ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .
Tercemesi:
Bize Münzir b. Velid el-Cârûdî, ona Ebu Kuteybe (Selm b. Kuteybe), ona Malik (b. Enes), ona da Nâfi' (Mevla İbn Ömer): İbn Ömer ramazan zekatını (fıtır sadakasını) Rasulullah'ın müddü ile (yani) ilk müdd ile verirdi. Yemin kefaretinde de yine Rasulullah'ın (sav) müddü ile verirdi.
Ebu Kuteybe dedi ki: Malik (b. Enes) bize şöyle dedi: Bizim kullandığımız müdd, sizin kullandığınız müdden daha büyüktür. Biz fazileti ancak Rasulullah'ın (sav) müddünde görürüz.
Ebu Kuteybe yine dedi ki: Malik (b. Enes) bize şöyle dedi: Bir yönetici (emir) size Rasulullah'ın (sav) müddünden daha küçük olan bir müdd yaptırsa, bu durumda siz (fıtır sadaksını ve yemin keffaretini) hangi ölçekle verirdiniz? diye sordu. Ben de: Biz bunu Rasulullah'ın (sav) müddü ile verirdik, dedim. Bunun üzerine Malik şöyle dedi: Görmüyor musun bu iş eninde sonunda Rasulullah'ın (sav) müddüne dönüyor.
Açıklama:
Müd: Çoğunlukla hububat ve bakliyat gibi kuru besinlerin ölçümünde kullanılan ölçeğe verilen addır. Müddün ne kadar olduğunda ihtilaf olsa da üzerinde görüş birliğine varılan tek husus müddün çeyrek sâa denk geldiğidir. (Cengiz Kallek, "Müd", DİA, XXXI, 457-459.)
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Kefâretü'l-Eymân 5, 2/614
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
4. Ebu Kuteybe Selm b. Kuteybe (Selm b. Kuteybe)
5. Münzir b. Velid el-Abdi (Münzir b. Velid b. Abdurrahman b. Habib)
Konular:
Yemin, yemin kültürü ve lafızları
Zekat, Sadaka, Fitre
Öneri Formu
Hadis Id, No:
24515, B006718
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ غَيْلاَنَ بْنِ جَرِيرٍ عَنْ أَبِى بُرْدَةَ بْنِ أَبِى مُوسَى عَنْ أَبِى مُوسَى الأَشْعَرِىِّ قَالَ أَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى رَهْطٍ مِنَ الأَشْعَرِيِّينَ أَسْتَحْمِلُهُ فَقَالَ « وَاللَّهِ لاَ أَحْمِلُكُمْ ، مَا عِنْدِى مَا أَحْمِلُكُمْ » . ثُمَّ لَبِثْنَا مَا شَاءَ اللَّهُ ، فَأُتِىَ بِإِبِلٍ فَأَمَرَ لَنَا بِثَلاَثَةِ ذَوْدٍ ، فَلَمَّا انْطَلَقْنَا قَالَ بَعْضُنَا لِبَعْضٍ لاَ يُبَارِكُ اللَّهُ لَنَا ، أَتَيْنَا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَسْتَحْمِلُهُ فَحَلَفَ أَنْ لاَ يَحْمِلَنَا فَحَمَلَنَا . فَقَالَ أَبُو مُوسَى فَأَتَيْنَا النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَذَكَرْنَا ذَلِكَ لَهُ فَقَالَ « مَا أَنَا حَمَلْتُكُمْ بَلِ اللَّهُ حَمَلَكُمْ ، إِنِّى وَاللَّهِ إِنْ شَاءَ اللَّهُ لاَ أَحْلِفُ عَلَى يَمِينٍ فَأَرَى غَيْرَهَا خَيْرًا مِنْهَا ، إِلاَّ كَفَّرْتُ عَنْ يَمِينِى ، وَأَتَيْتُ الَّذِى هُوَ خَيْرٌ » .
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said, ona Hammad [b. Zeyd], ona Gaylân b. Cerir, ona Ebu Bürde b. Ebu Musa, ona da Ebu Musa el-Eş'arî şöyle demiştir: "Ben Eş'ari kabilesinden bir grupla yük devesi istemek için Rasulullah'a (s.a) geldim. Rasulullah (s.a) ise bana "Allah şahit, ben size deve veremem, size verebileceğim deve yok yanımda" buyurdu. Sonra biz Allah'ın (c.c) dilediği kadar orada kaldık. Sonrasında Rasulullah'a (s.a) develer getirildi ve bize üç deve verilmesini emretti. Biz oradan ayrılınca içimizden bazıları; "Allah (c.c) bunları bize bereketlendirmez. Zira biz Rasulullah'a gelip deve istedik, lakin o bize deve veremeyeceğine dair yemin etmesine rağmen bize bunları verdi." Bunun üzerine Ebu Musa dedi ki: "Biz geri Rasulullah'a (s.a) geldik ve bunu O'na anlattık. Bunun üzerine O (s.a): "Size develeri ben vermedim ki Allah verdi. Bir de ben Allah'ın izniyle bir şeye yemin eder ve sonra yeminden dönmeyi daha hayırlı görürsem kefaretini öder, yeminimden döner ve o hayırlı olanı yaparım." buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Kefâretü'l-Eymân 9, 2/615
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Bürde b. Ebu Musa el-Eş'arî (Amir b. Abdullah b. Kays b. Süleym)
3. Gaylan b. Cerir el-Muavveli (Gaylan b. Cerir)
4. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Bereket, rızkın, malın ve ömrün bereketlenmesi
Yemin, yemin kültürü ve lafızları
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ أَخْبَرَنَا مَالِكٌ عَنْ إِسْحَاقَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى طَلْحَةَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « اللَّهُمَّ بَارِكْ لَهُمْ فِى مِكْيَالِهِمْ وَصَاعِهِمْ وَمُدِّهِمْ » .
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona da Enes b. Malik'in rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Allah'ım, Medinelilerin tartılarına, sâ ve müdd ölçeklerine bereket ihsan eyle."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
24511, B006714
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ أَخْبَرَنَا مَالِكٌ عَنْ إِسْحَاقَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى طَلْحَةَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « اللَّهُمَّ بَارِكْ لَهُمْ فِى مِكْيَالِهِمْ وَصَاعِهِمْ وَمُدِّهِمْ » .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona da Enes b. Malik'in rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Allah'ım, Medinelilerin tartılarına, sâ ve müdd ölçeklerine bereket ihsan eyle."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Kefâretü'l-Eymân 5, 2/614
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Yahya İshak b. Abdullah el-Ensârî (İshak b. Abdullah b. Zeyd b. Sehl)
3. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
4. Ebu Muhammed Abdullah b. Yusuf el-Kila'î (Abdullah b. Yusuf)
Konular:
Hz. Peygamber, duaları
Bize Ebu Numan, ona Hammâd b. Zeyd, ona Amr, ona da Cabir b. Abdullah (r.anhuma) şöyle demiştir:
Ensardan bir adam kendisine ait bir köleyi müdebber olarak (kendi ölümünden sonra olmak kaydıyla) azat etmişti. Başka-ca bir malı da yoktu. Bu haber Hz. Peygamber (sav) ulaştı Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "bu köleyi benden kim satın alır?" buyurdu. Nuaym b. Abdullah bu köleyi 800 dirheme satın aldı.
Râvi Amr der ki: Ben Cabir'in " bu köle önceki yıl vefat eden Mısırlı bir köleydi" dediğini işittim.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
24513, B006716
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو النُّعْمَانِ أَخْبَرَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ عَمْرٍو عَنْ جَابِرٍ أَنَّ رَجُلاً مِنَ الأَنْصَارِ دَبَّرَ مَمْلُوكًا لَهُ ، وَلَمْ يَكُنْ لَهُ مَالٌ غَيْرُهُ فَبَلَغَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « مَنْ يَشْتَرِيهِ مِنِّى » . فَاشْتَرَاهُ نُعَيْمُ بْنُ النَّحَّامِ بِثَمَانِمِائَةِ دِرْهَمٍ ، فَسَمِعْتُ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ يَقُولُ عَبْدًا قِبْطِيًّا مَاتَ عَامَ أَوَّلَ .
Tercemesi:
Bize Ebu Numan, ona Hammâd b. Zeyd, ona Amr, ona da Cabir b. Abdullah (r.anhuma) şöyle demiştir:
Ensardan bir adam kendisine ait bir köleyi müdebber olarak (kendi ölümünden sonra olmak kaydıyla) azat etmişti. Başka-ca bir malı da yoktu. Bu haber Hz. Peygamber (sav) ulaştı Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "bu köleyi benden kim satın alır?" buyurdu. Nuaym b. Abdullah bu köleyi 800 dirheme satın aldı.
Râvi Amr der ki: Ben Cabir'in " bu köle önceki yıl vefat eden Mısırlı bir köleydi" dediğini işittim.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Kefâretü'l-Eymân 7, 2/614
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Amr b. Dinar el-Cümahî (Amr b. Dinar)
3. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
4. Ebu Numan Muhammed b. Fadl es-Sedûsî (Muhammed b. Fadl)
Konular:
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
Köle, sosyal hayatta
حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنِ الْحَكَمِ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنِ الأَسْوَدِ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّهَا أَرَادَتْ أَنْ تَشْتَرِىَ بَرِيرَةَ فَاشْتَرَطُوا عَلَيْهَا الْوَلاَءَ ، فَذَكَرَتْ ذَلِكَ لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « اشْتَرِيهَا إِنَّمَا الْوَلاَءُ لِمَنْ أَعْتَقَ » .
Bize Süleyman b. Harb, ona Şu'be, ona Hakem, ona İbrahim, ona Esved şöyle rivayet etmiştir:
Âişe (ra), Berîre'yi satın almak istedi, ancak efendileri velayet hakkının kendilerine ait olmasını şart koştular. Âişe bu durumu Peygamber'e (sav) aktardı. Bunun üzerine Peygamber (sav) Âişe'ye "Sen Berîre'yi satın al. Velâyet hakkı ancak hürriyete kavuşturan kimseye aittir" buyurdu
Öneri Formu
Hadis Id, No:
24514, B006717
Hadis:
حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنِ الْحَكَمِ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنِ الأَسْوَدِ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّهَا أَرَادَتْ أَنْ تَشْتَرِىَ بَرِيرَةَ فَاشْتَرَطُوا عَلَيْهَا الْوَلاَءَ ، فَذَكَرَتْ ذَلِكَ لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « اشْتَرِيهَا إِنَّمَا الْوَلاَءُ لِمَنْ أَعْتَقَ » .
Tercemesi:
Bize Süleyman b. Harb, ona Şu'be, ona Hakem, ona İbrahim, ona Esved şöyle rivayet etmiştir:
Âişe (ra), Berîre'yi satın almak istedi, ancak efendileri velayet hakkının kendilerine ait olmasını şart koştular. Âişe bu durumu Peygamber'e (sav) aktardı. Bunun üzerine Peygamber (sav) Âişe'ye "Sen Berîre'yi satın al. Velâyet hakkı ancak hürriyete kavuşturan kimseye aittir" buyurdu
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Kefâretü'l-Eymân 8, 2/614
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Amr Esved b. Yezid en-Nehaî (Esved b. Yezid b. Kays b. Abdullah b. Malik)
3. Ebu İmran İbrahim en-Nehaî (İbrahim b. Yezid b. Kays b. Esved b. Amr)
4. Ebu Abdullah Hakem b. Uteybe el-Kindî (Hakem b. Uteybe)
5. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
6. Ebu Eyyüb Süleyman b. Harb el-Vâşihî (Süleyman b. Harb b. Büceyl)
Konular:
Köle, kölenin velayeti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
24506, B006709
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الزُّهْرِىِّ قَالَ سَمِعْتُهُ مِنْ فِيهِ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ جَاءَ رَجُلٌ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ هَلَكْتُ . قَالَ « مَا شَأْنُكَ » . قَالَ وَقَعْتُ عَلَى امْرَأَتِى فِى رَمَضَانَ . قَالَ « تَسْتَطِيعُ تُعْتِقُ رَقَبَةً » . قَالَ لاَ . قَالَ « فَهَلْ تَسْتَطِيعُ أَنْ تَصُومَ شَهْرَيْنِ مُتَتَابِعَيْنِ » . قَالَ لاَ . قَالَ « فَهَلْ تَسْتَطِيعُ أَنْ تُطْعِمَ سِتِّينَ مِسْكِينًا » . قَالَ لاَ . قَالَ « اجْلِسْ » . فَجَلَسَ فَأُتِىَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم بِعَرَقٍ فِيهِ تَمْرٌ - وَالْعَرَقُ الْمِكْتَلُ الضَّخْمُ - قَالَ « خُذْ هَذَا ، فَتَصَدَّقْ بِهِ » . قَالَ أَعَلَى أَفْقَرَ مِنَّا ، فَضَحِكَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم حَتَّى بَدَتْ نَوَاجِذُهُ قَالَ « أَطْعِمْهُ عِيَالَكَ » .
Tercemesi:
-.......SufyânibnUyeynetahdîsedip: Ben ez-Zuhrî'nin ağzından işittim, dedi; ez-Zuhrî de Humeyd ibn Abdirrahmân'dan tahdîs etti ki, Ebû Hureyre (R) şöyle demiştir: Peygamber(S)'e bir adam geldi de:
— Helak oldum! dedi. Peygamber:
— "Hâlin nedir?" diye sordu. O kimse:
— Oruçlu iken ramazânda eşimin üzerine düşüp cinsî münâsebette bulundum, dedi.
Peygamber:
— "Bir köle azâd etmeye muktedir olabilir misin?" buyurdu. O zât:
— Hayır (gücüm yetmez)! dedi. Peygamber:
— "Öyleyse arka arkaya olmak üzere iki ay oruç tutabilir misin?" dedi.
— Hayır (gücüm yetmez)! diye cevâb verdi. Peygamber:
— "Altmış fakiri doyurmaya gücün yeter mi?" buyurdu. O zât:
— Hayır gücüm yetmez! dedi. Peygamber ona:
— "Otur!" diye emretti, o da oturdu.
Bir müddet sonra Peygamber'e içi hurma ile dolu bir arak (hurma yaprağından örülmüş bir zenbîl) getirildi. -Râvî: Arak, (15 sâ' alabilen) büyük bir mikteldir, dedi.- Peygamber o zâta:
— "Bunu al da yoksullara sadaka et!" buyurdu. O zât:
— Benden daha fakîr olanlara mı vereceğim? (Allah'a yemîn ederim ki, Medine'nin kara taşlı iki yanı arasında benden daha fakîr bir aile yoktur!) dedi.
Bunun üzerine Peygamber dişleri meydana çıkıncaya kadar güldü ve:
— "Bu hurmayı kendi ailene yedir!" buyurdu
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Kefâretü'l-Eymân 2, 2/613
Senetler:
()
Konular:
KTB, ORUÇ
Oruç, bozulması
Oruç, kaza ve keffareti