10631 Kayıt Bulundu.
Bize Saîd b. Ufeyr, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Salim, ona İbn Ömer, ona da Ömer şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bana "Allah, babalarınız adına yemin etmenizi yasaklamıştır" buyurdu. Ömer der ki: Vallahi ben bunu Peygamber'den (sav) işittiğimden beri, ne yemin maksadıyla, ne de bir başkasından aktarma şeklinde baba adına yemin etmedim. Mucâhid der ki: "Ev eseretin min ilmin.. " (Ahkâf, 4), bir ilim naklederek anlamına gelmektedir. Bu hadisin Zuhrî'den rivayetinde, Ukayl, Zubeydî ve İshak el-Kelbî, Yunus'a mutâbaat etmiştir. Bu hadisi İbn Uyeyne ve Ma'mer, onlara Zuhrî, ona Sâlim, ona İbn Ömer, ona da Ömer, Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Bize Saîd b. Ufeyr, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Salim, ona İbn Ömer, ona da Ömer şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bana "Allah, babalarınız adına yemin etmenizi yasaklamıştır" buyurdu. Ömer der ki: Vallahi ben bunu Peygamber'den (sav) işittiğimden beri, ne yemin maksadıyla, ne de bir başkasından aktarma şeklinde baba adına yemin etmedim. Mucâhid der ki: "Ev eseretin min ilmin.. " (Ahkâf, 4), bir ilim naklederek anlamına gelmektedir. Bu hadisin Zuhrî'den rivayetinde, Ukayl, Zubeydî ve İshak el-Kelbî, Yunus'a mutâbaat etmiştir. Bu hadisi İbn Uyeyne ve Ma'mer, onlara Zuhrî, ona Sâlim, ona İbn Ömer, ona da Ömer, Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Bize Saîd b. Ufeyr, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Salim, ona İbn Ömer, ona da Ömer şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bana "Allah, babalarınız adına yemin etmenizi yasaklamıştır" buyurdu. Ömer der ki: Vallahi ben bunu Peygamber'den (sav) işittiğimden beri, ne yemin maksadıyla, ne de bir başkasından aktarma şeklinde baba adına yemin etmedim. Mucâhid der ki: "Ev eseretin min ilmin.. " (Ahkâf, 4), bir ilim naklederek anlamına gelmektedir. Bu hadisin Zuhrî'den rivayetinde, Ukayl, Zubeydî ve İshak el-Kelbî, Yunus'a mutâbaat etmiştir. Bu hadisi İbn Uyeyne ve Ma'mer, onlara Zuhrî, ona Sâlim, ona İbn Ömer, ona da Ömer, Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Bize Ebü’l-Yemân, ona Şuayb ona ez-Zührî, ona Urve, Ebu Humeyd es-Sâidî’nin şöyle anlattığını rivayet etti. Allah Rasulü (sav) bir adamı zekât toplama memuru olarak görevlendirmişti. Bu memur işini bitirdiği zaman Rasul-i Ekrem’e geldi ve 'Yâ Rasulallah! Şu sizindir, bu da bana hediye verilmiştir' dedi. Rasul-i Ekrem (sav) da ona "Sen babanın ve ananın evinde otursaydın da sana hediye verilir miydi yoksa verilmez miydi bir görseydin!" dedi. Akabinde bir akşam vakti namazdan sonra ayağa kalktı, şehâdet kelimelerini söyledi ve Allah’ı lâyık olduğu sıfatlarla övdü. Sonra "İmdi" deyip şu konuşmayı yaptı: "Bu memura ne oluyor ki? Biz onu bir işte görevlendiriyoruz, sonra bize gelip 'Şu, sizin verdiğiniz görevin hasılatı, bu da bana hediye verildi' diyor! O, babasının ve anasının evinde otursaydı da ona hediye verilir miydi, yoksa verilmez miydi bir görseydi! Muhammed’in canı, (kudret) elinde bulunan (Allah’a) yemin ederim ki, herhangi biriniz zekât malından hainlik yapıp haksız bir şey alırsa, muhakkak kıyamet gününde o çaldığı malı boynu üzerinde taşıyarak getirecektir. Aldığı şey bir deve ise inleyip bağırarak, sığır ise böğürerek, koyun ise yine meleyerek getirecektir. Ben tebliğ ettim!" Ebu Humeyd 'Bundan sonra Rasulullah (sav) elini, koltuk altının bozumtırak rengini göreceğimiz derecede yukarı kaldırdı' dedi. Yine Ebû Humeyd 'Bu konuşmayı benimle birlikte Zeyd b. Sabit de Hz. Peygamber’den işitmiştir, ona da sorunuz!' dedi.
Açıklama: Memurun hediye alması, ganimet malından aşırmak/ kamu malını zimmete geçirmek şeklinde kabul edilmektedir. (Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, 10/233 [20474]) Diğer varyantlar: [M004738]; [M004739]; M004740; [B002597]; [B006979]; [B007174]; [B007197]; [DM001711]; [DM002535]; [D002946].