10265 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Yahya, ona Abdurrahman b. Mehdi, ona Hemmâm, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Abdullah b. Ebu Katade, ona da babası Rasulullah (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Sakın biriniz idrarını yaparken erkeklik organını sağ eliyle tutmasın, hela pisliğinden sağ eli ile silinmesin; kabın içine solumasın."
Bize Zuheyr b. Harb ve İbn Nümeyr, onlara Süfyan b. Uyeyne; (T) Bize Yahya b. Yahya –ki lafız ona aittir-, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Zührî, ona Atâ b. Yezid el-Leysî, ona da Ebu Eyyûb, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Tuvalete gittiğinizde, küçük ve büyük tuvalet ihtiyacınızı giderirken önünüzü ne de arkanızı da kıbleye dönmeyiniz. Fakat doğu veya batıya dönünüz." [Ebu Eyyûb 'Şam'a gittiğimizde tuvaletlerin kıbleye doğru inşa edildiğini gördük. Biz (mümkün olduğunca) kıbleden farklı tarafa yönümüzü çeviriyor ve Allah'tan af diliyorduk' şeklinde sorunca, Hz. Peygamber (sav) 'Evet, mahsuru olmaz' diye cevapladı.]
Bize Ebû Saîd el-Eşecc ile Ebû Küreyb Muhammed b. el-Alâ ve İshak b. İbrahim, onlara Vekî’; -İshak bize Vekî’ haber verdi dedi, diğer ikisi ise bize Vekî’ hadis olarak rivayet etti ifadesini kullandılar-, ona el-A'meş, ona Mücâhid, ona Tâvûs, ona İbn Abbâs’ın (ra) rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) iki mezarın yanından geçerken şöyle buyurmuştu: "Bunlara azap ediliyor, hem de çok büyük olmayan sebeplerden dolayı azap görüyorlar. Bunlardan biri insanlar arasında söz taşırdı, diğeri ise idrar yaparken örtünmüyordu." Sonra Hz. Peygamber (sav) taze bir hurma dalı isteyip onu iki parçaya ayırmış ve her birini bir mezara dikerek şöyle buyurmuştu: "Bu dallar kurumadıkça, umulur ki bu kimselerin azabı hafifletilir."
Açıklama: Bu hadîse genellikle "idrarından sakınmıyordu" diye mana verilmektedir. Bu manaya uygun başka rivayetler vardır. Ancak bu hadiste örtünmek anlamına gelen "setr" fiili kullanılmaktadır. O dönemde müstakil tuvaletler bulunmadığı için insanlar bu ihtiyaçlarını açık alanda yerine getirirlerdi. Dolayısıyla hadisin, abdest bozarken bir sütrenin arkasına geçilmesi, insanların gözleri önünde yapılmaması, mahremiyete uygun davranılması manasına gelmesi muhtemeldir.
Bize Ahmed b. Humeyd ve Haccac b. Şair, onlara Ebu Velid (Hişam b. Abdülmelik), -Abd b. Humeyd (hocasıyla rivayet ilişkisini ifade etmek için) 'haddesenî' lafznını kullanmıştır- ona İshak b. Said b. Amr b. Said b. As, ona da babası (Said b. Amr), babasının (Amr b. Said) şöyle anlattığını rivayet etmiştir: Hz. Osman'ın yanındaydım. Abdest suyu istedi ve şöyle dedi: 'Rasulullah'ı (sav) şöyle derken işittim: "Bir Müslüman farz bir namazın vakti geldiğinde abdestine, huşuuna ve rükûuna özen göstererek namaz kılarsa, büyük günah işlemediği müddetçe bu, kesinlikle onun geçmiş günahlarına kefaret olur. Bu durum her zaman için geçerlidir."
Bize Nasr b. Ali el-Cehdamî ve Hâmid b. Ömer el-Bekrâvî, o ikisine Bişr b. Mufaddal, ona Hâlid, ona Abdullah b. Şakîk, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Biriniz uykusundan uyandığında, elini üç defa yıkamadan su kabına daldırmasın. Çünkü o elinin nerede gecelediğini bilemez."
Bize Ebu Asım Ahmed b. Cevvâs el-Hanefî, ona Ebu Ahvas, ona da Şebib b. Ğarkade, Abdullah b. Şihab el-Havlânî'nin şöyle anlattığını nakletti: "Aişe'ye misafirliğe gitmiştim. İki elbiseme birden ihtilâm olmuşum. Bunun üzerine onları suya batırdım. Derken Aişe'nin bir cariyesi beni görerek ona haber vermiş o da bana haber göndererek (beni çağırttı ve) elbiselerini böyle yapmaya seni sevk eden nedir? diye sordu. Uyuyan kimsenin uyku halinde gördüğünü gördüm diye cevap verdim. Elbiselerde bir şey (meni izi) gördün mü? dedi. Hayır cevabını verdim. Eğer bir şey görmüş olsaydın onu yıkardın. Vallahi ben bizzat kendimin onu (meni izini) Rasulullah'ın (sav) elbisesinden kuru olarak tırnağımla iyice kazıdığımı bilirim dedi."
Bize Ahmed b. Yusuf el-Ezdî, ona Muallâ b. Esed, ona Abdülvâhid (b. Ziyad el-Abdî), ona Süleyman el-A'meş hadisi bu isnadla rivayet etmiş, ancak şu ifadeleri ilave etmiştir: "Diğer kimse idrardan dolayı yahut idrarın kendisinden temizlenmezdi."
Bize Ebu Said el-Eşec ve Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ ve İshak b. İbrahim; -İshak bize haber verdi dedi, diğerleri ise bize tahdis etti dediler-, onlara Veki', ona el-A'meş, ona Mücahid, ona Tâvus, ona da İbn Abbâs'ın (ra) rivayet ettiğine göre; Rasulullah (sav) iki mezarın yanından geçmiş ve şöyle buyurmuştu: "Bunlara azap ediliyor, ama büyük bir günahtan dolayı azap edilmiyorlar. Bunlardan biri insanlar arasında söz taşırdı, diğeri ise küçük abdest sırasında örtünmüyordu." Sonra Hz. Peygamber yaş bir hurma dalı isteyip onu iki parçaya ayırmış ve bu mezarlara dikerek şöyle buyurmuştu: "Umulur ki bu dallar kurumadıkça bu kimselerin azabı hafifletilir."
Bize Ebû Saîd el-Eşecc ile Ebû Küreyb Muhammed b. el-Alâ ve İshak b. İbrahim, onlara Vekî’; -İshak bize Vekî’ haber verdi dedi, diğer ikisi ise bize Vekî’ hadis olarak rivayet etti ifadesini kullandılar-, ona el-A'meş, ona Mücâhid, ona Tâvûs, ona İbn Abbâs’ın (ra) rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) iki mezarın yanından geçerken şöyle buyurmuştu: "Bunlara azap ediliyor, hem de çok büyük olmayan sebeplerden dolayı azap görüyorlar. Bunlardan biri insanlar arasında söz taşırdı, diğeri ise idrar yaparken örtünmüyordu." Sonra Hz. Peygamber (sav) taze bir hurma dalı isteyip onu iki parçaya ayırmış ve her birini bir mezara dikerek şöyle buyurmuştu: "Bu dallar kurumadıkça, umulur ki bu kimselerin azabı hafifletilir."