Bize Kuteybe b. Said, ona Abdülaziz, ona Ebu Hazim, ona Sehl b. Sa'd Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Muhakkak ki, ümmetimden yetmiş bin ya da yedi yüz bin kişi [Ebu Hazim hangi sayının söylenildiğini bilmemiştir.] yan yana birbirine tutunmuş ve kenetlenmiş bir şekilde cennete girecektir. En sondakiler cennete girinceye kadar öndekileri girmez. Onların yüzleri ayın (on dördündeki) dolunayın görüntüsü gibi parlak olur."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
24103, B006554
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ عَنْ أَبِى حَازِمٍ عَنْ سَهْلِ بْنِ سَعْدٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لَيَدْخُلَنَّ الْجَنَّةَ مِنْ أُمَّتِى سَبْعُونَ أَوْ سَبْعُمِائَةِ أَلْفٍ - لاَ يَدْرِى أَبُو حَازِمٍ أَيُّهُمَا قَالَ - مُتَمَاسِكُونَ ، آخِذٌ بَعْضُهُمْ بَعْضًا ، لاَ يَدْخُلُ أَوَّلُهُمْ حَتَّى يَدْخُلَ آخِرُهُمْ ، وُجُوهُهُمْ عَلَى صُورَةِ الْقَمَرِ لَيْلَةَ الْبَدْرِ » .
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said, ona Abdülaziz, ona Ebu Hazim, ona Sehl b. Sa'd Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Muhakkak ki, ümmetimden yetmiş bin ya da yedi yüz bin kişi [Ebu Hazim hangi sayının söylenildiğini bilmemiştir.] yan yana birbirine tutunmuş ve kenetlenmiş bir şekilde cennete girecektir. En sondakiler cennete girinceye kadar öndekileri girmez. Onların yüzleri ayın (on dördündeki) dolunayın görüntüsü gibi parlak olur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Rikâk 51, 2/587
Senetler:
1. Sehl b. Sa'd es-Sâidi (Sehl b. Sa'd b. Malik b. Halid b. Sa'lebe)
2. Ebû Hazim Seleme b. Dînar (Seleme b. Dînar)
3. Ebu Temmam Abdülaziz b. Ebu Hâzım el-Mahzûmî (Abdülaziz b. Seleme b. Dinar)
4. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Ümmet, yetmiş bininin hesapsız cennete girmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
24297, B006547
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ أَخْبَرَنَا سُلَيْمَانُ التَّيْمِىُّ عَنْ أَبِى عُثْمَانَ عَنْ أُسَامَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « قُمْتُ عَلَى بَابِ الْجَنَّةِ فَكَانَ عَامَّةُ مَنْ دَخَلَهَا الْمَسَاكِينَ ، وَأَصْحَابُ الْجَدِّ مَحْبُوسُونَ ، غَيْرَ أَنَّ أَصْحَابَ النَّارِ قَدْ أُمِرَ بِهِمْ إِلَى النَّارِ ، وَقُمْتُ عَلَى بَابِ النَّارِ فَإِذَا عَامَّةُ مَنْ دَخَلَهَا النِّسَاءُ » .
Tercemesi:
Bize Müsedded (b. Müserhed), ona İsmail (b. Uleyye), ona Süleyman et-Teymî,ona Ebu Osman (en-Nehdî), ona da Üsame (b. Zeyd)(r.anhüma), Nebi'nin (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Ben cennetin kapısı önünde durdum, oraya girenlerin çoğu fakirler idi. Zenginler (fakirlerle beraber cennete girmekten) alıkonulmuşlardı. Lakin ateş ehli, ateşe girmeye emrolunmuşlardı. Ben cehennemin kapısı önünde de durdum. Oraya girenlerin çoğunun kadınlar olduğunu gördüm!"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Rikâk 51, 2/586
Senetler:
1. Üsame b. Zeyd el-Kelbî (Üsame b. Zeyd b. Harise)
2. Ebu Osman en-Nehdî (Abdurrahman b. Mül b. Amr b. Adiy b. Vehb)
3. Ebu Mu'temir Süleyman b. Tarhân et-Teymî (Süleyman b. Tarhân)
4. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
5. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Cennet, Cehennem, cennet ehlinin çoğu fakirler; cehennem ehlinin çoğu kadınlar
Öneri Formu
Hadis Id, No:
24091, B006549
Hadis:
حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ أَسَدٍ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ أَخْبَرَنَا مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ اللَّهَ يَقُولُ لأَهْلِ الْجَنَّةِ يَا أَهْلَ الْجَنَّةِ . يَقُولُونَ لَبَّيْكَ رَبَّنَا وَسَعْدَيْكَ . فَيَقُولُ هَلْ رَضِيتُمْ فَيَقُولُونَ وَمَا لَنَا لاَ نَرْضَى وَقَدْ أَعْطَيْتَنَا مَا لَمْ تُعْطِ أَحَدًا مِنْ خَلْقِكَ . فَيَقُولُ أَنَا أُعْطِيكُمْ أَفْضَلَ مِنْ ذَلِكَ . قَالُوا يَا رَبِّ وَأَىُّ شَىْءٍ أَفْضَلُ مِنْ ذَلِكَ فَيَقُولُ أُحِلُّ عَلَيْكُمْ رِضْوَانِى فَلاَ أَسْخَطُ عَلَيْكُمْ بَعْدَهُ أَبَدًا » .
Tercemesi:
-.......Ebû Saîd el-Hudrî (R) şöyle demiştir: Rasûlullah (S) şöyle haber verdi: "Mübarek ve Yüce Allah cennet ehline:
— Ey cennet ehli! diye hitâb eder. Onlar da:
— Ey Rabb'imiz, buyur, emrini yapmaya hazırız, ubûdiyyette dâimiz! derler.
Yüce Allah:
— Bu hâlinizden razı mısınız? buyurur. Onlar da:
— Rabb'imiz, nasıl razı olmayalım? Sen bize, halkından hiçbir kimseye vermediğin bunca ni'metleri ihsan eyledin! derler.
Allah;
— Ben size bunlardan daha şerefli bir ni'met vereceğim! buyurur.
— Yâ Rabb! Bunlardan daha üstün hangi ni'met var ki? derler. Allah:
— Sizden razı ve hoşnûd olmaklığımın şerefi size lâyık kılındı. Artık bundan sonra ebedî olarak size darılmayacağım! buyurur".
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Rikâk 51, 2/586
Senetler:
()
Konular:
Cennet, ehlinin Allah Teala ile konuşmaları
حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ أَسَدٍ أَخْبَرَنَا الْفَضْلُ بْنُ مُوسَى أَخْبَرَنَا الْفُضَيْلُ عَنْ أَبِى حَازِمٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَا بَيْنَ مَنْكِبَىِ الْكَافِرِ مَسِيرَةُ ثَلاَثَةِ أَيَّامٍ لِلرَّاكِبِ الْمُسْرِعِ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
24095, B006551
Hadis:
حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ أَسَدٍ أَخْبَرَنَا الْفَضْلُ بْنُ مُوسَى أَخْبَرَنَا الْفُضَيْلُ عَنْ أَبِى حَازِمٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَا بَيْنَ مَنْكِبَىِ الْكَافِرِ مَسِيرَةُ ثَلاَثَةِ أَيَّامٍ لِلرَّاكِبِ الْمُسْرِعِ » .
Tercemesi:
-....... Bize el-Fudayl, Ebû Hâzım'dan; o da Ebû Hureyre(R)'den haber verdi ki, Peygamber (S):
— "(Kıyamet gününde) kâfirin iki omuzu arası, sür'atli birsüvâ-rî yürüyüşü ile üç günlük mesafedir" buyurmuştur
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Rikâk 51, 2/587
Senetler:
()
Konular:
Kafir, Ahirette kafirin durumu
Öneri Formu
Hadis Id, No:
24107, B006556
Hadis:
قَالَ أَبِى فَحَدَّثْتُ النُّعْمَانَ بْنَ أَبِى عَيَّاشٍ فَقَالَ أَشْهَدُ لَسَمِعْتُ أَبَا سَعِيدٍ يُحَدِّثُ وَيَزِيدُ فِيهِ « كَمَا تَرَاءَوْنَ الْكَوْكَبَ الْغَارِبَ فِى الأُفُقِ الشَّرْقِىِّ وَالْغَرْبِىِّ » .
Tercemesi:
(Abdulazîz şöyle dedi:) Babam Ebû Hazım şöyle dedi: Ben bu hadîsi en-Nu'mân ibn Ebî Ayyâş'a tahdîs ettim, o: Ben şehâdet ediyorum ki, Ebû Saîd'den işittim, o bu hadîsi tahdîs ediyor ve bunda şu ziyâdeyi getiriyordu: "Nasıl ki gündüz doğu ve batı ufkundaki ışıklı kalan parlak yıldızı -aradaki mesafe uzunluğundan dolayı- zorlukla görebilirsiniz!"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Rikâk 51, 2/587
Senetler:
()
Konular:
Cennet, Cennetlikler, vasfı , sıfatı , yaşamı vs.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
24108, B006557
Hadis:
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا غُنْدَرٌ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ أَبِى عِمْرَانَ قَالَ سَمِعْتُ أَنَسَ بْنَ مَالِكٍ - رضى الله عنه - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « يَقُولُ اللَّهُ تَعَالَى لأَهْوَنِ أَهْلِ النَّارِ عَذَابًا يَوْمَ الْقِيَامَةِ لَوْ أَنَّ لَكَ مَا فِى الأَرْضِ مِنْ شَىْءٍ أَكُنْتَ تَفْتَدِى بِهِ فَيَقُولُ نَعَمْ . فَيَقُولُ أَرَدْتُ مِنْكَ أَهْوَنَ مِنْ هَذَا وَأَنْتَ فِى صُلْبِ آدَمَ أَنْ لاَ تُشْرِكَ بِى شَيْئًا فَأَبَيْتَ إِلاَّ أَنْ تُشْرِكَ بِى » .
Tercemesi:
-....... Bize Şu'be tahdîs etti ki, Ebû İmrân şöyle demiştir:
Ben Enes ibn Mâlik(R)'den işittim, Peygamber (S) şöyle demiştir: "Yüce Allah kıyamet gününde ateş ehlinin en hafif azâblısına hitaben:
— Eğer senin Arz'daki herşeyden malın olsa, bu azaba karşılık fidye verir miydin? buyurur.
O kul:
— Evet, fidye verirdim, der. Yüce Allah:
— Sen Âdem'in sulbünde iken ben senden bundan daha kolay
olanını istemiştim: Bana hiçbirşeyi ortak kılmamanı istemiştim. Fakat sen bana ortak kılmana devam edip durdun! buyurur".
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Rikâk 51, 2/587
Senetler:
()
Konular:
Cehennem, Cehennemlikler
Cehennem, Dereceleri
حَدَّثَنَا أَبُو النُّعْمَانِ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ عَمْرٍو عَنْ جَابِرٍ - رضى الله عنه - أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « يَخْرُجُ مِنَ النَّارِ بِالشَّفَاعَةِ كَأَنَّهُمُ الثَّعَارِيرُ » . قُلْتُ مَا الثَّعَارِيرُ قَالَ الضَّغَابِيسُ . وَكَانَ قَدْ سَقَطَ فَمُهُ فَقُلْتُ لِعَمْرِو بْنِ دِينَارٍ أَبَا مُحَمَّدٍ سَمِعْتَ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ يَقُولُ سَمِعْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « يَخْرُجُ بِالشَّفَاعَةِ مِنَ النَّارِ » . قَالَ نَعَمْ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
24111, B006558
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو النُّعْمَانِ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ عَمْرٍو عَنْ جَابِرٍ - رضى الله عنه - أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « يَخْرُجُ مِنَ النَّارِ بِالشَّفَاعَةِ كَأَنَّهُمُ الثَّعَارِيرُ » . قُلْتُ مَا الثَّعَارِيرُ قَالَ الضَّغَابِيسُ . وَكَانَ قَدْ سَقَطَ فَمُهُ فَقُلْتُ لِعَمْرِو بْنِ دِينَارٍ أَبَا مُحَمَّدٍ سَمِعْتَ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ يَقُولُ سَمِعْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « يَخْرُجُ بِالشَّفَاعَةِ مِنَ النَّارِ » . قَالَ نَعَمْ .
Tercemesi:
-........ Bize Hammâd ibn Zeyd, Amr ibn Dînâr'dan; o da Câbir(R)'den tahdîs etti ki, Peygamber (S): "Şefaatle ateşten sanki seârîr gibi çıkarlar" buyurdu.
Hammâd dedi ki: Ben Amr'a:
— "es-Seârfr" nedir? diye sordum. Amr:
— "ed-Dağâbîs"dir, dedi.
Amr ibn Dînâr'ın dişleri düşmüş, bu sebeble ağzı da düşmüştü (Bu sebeble noktalı şîn ile olan kelimeyi böyle üç noktalı sâ ile telâffuz etmişti) Hammâd dedi ki: Ben Amr ibn Dînâr'a:
— Yâ Ebâ Muhammedi Sen Câbir ibn Abdillah'tan: Ben Pey-gamber'den işittim, O "Şefaatle (bir kavim) ateşten çıkar" buyururken işittim, dediğini bizzat işittin mi? diye sordum.
O:
— Evet bunu söylerken kendisinden bizzat işittim, dedi
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Rikâk 51, 2/587
Senetler:
()
Konular:
Şefaat, Hz. Peygamber'in