Bize Muhammed b. Osman, ona Halid b. Mahled, ona Süleyman b. Bilal, ona Şerik b. Abdullah b. Ebu Nemir, ona Atâ, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle rivayet etmiştir:
"Allah Teala şöyle buyurmuştur: Her kim benim (veli) bir kuluma düşmanlık ederse, ben de ona savaş ilan ederim. Kulum bana, kendisine farz kıldığım şeylerden daha sevimli bir şeyle yaklaşamaz. Kulum bana nafile ibadetlerle de yaklaşmaya devam eder. Nihayet ben onu severim. Ben kulumu sevince de onun duyan kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı olurum. Benden bir şey isterse veririm. Bana sığınmak isteyince de muhakkak onu korurum. Ben yapacağım bir şeyde, mümin kulumun ruhunu almadaki tereddüdüm kadar hiç tereddüte düşmedim: O ölümü sevmez, ben de onun sevmediği şeyi sevmem."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
23935, B006502
Hadis:
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ عُثْمَانَ حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ مَخْلَدٍ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ بِلاَلٍ حَدَّثَنِى شَرِيكُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى نَمِرٍ عَنْ عَطَاءٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم :
" إِنَّ اللَّهَ قَالَ مَنْ عَادَى لِى وَلِيًّا فَقَدْ آذَنْتُهُ بِالْحَرْبِ ، وَمَا تَقَرَّبَ إِلَىَّ عَبْدِى بِشَىْءٍ أَحَبَّ إِلَىَّ مِمَّا افْتَرَضْتُ عَلَيْهِ ، وَمَا يَزَالُ عَبْدِى يَتَقَرَّبُ إِلَىَّ بِالنَّوَافِلِ حَتَّى أُحِبَّهُ ، فَإِذَا أَحْبَبْتُهُ كُنْتُ سَمْعَهُ الَّذِى يَسْمَعُ بِهِ ، وَبَصَرَهُ الَّذِى يُبْصِرُ بِهِ ، وَيَدَهُ الَّتِى يَبْطُشُ بِهَا وَرِجْلَهُ الَّتِى يَمْشِى بِهَا ، وَإِنْ سَأَلَنِى لأُعْطِيَنَّهُ ، وَلَئِنِ اسْتَعَاذَنِى لأُعِيذَنَّهُ ، وَمَا تَرَدَّدْتُ عَنْ شَىْءٍ أَنَا فَاعِلُهُ تَرَدُّدِى عَنْ نَفْسِ الْمُؤْمِنِ ، يَكْرَهُ الْمَوْتَ وَأَنَا أَكْرَهُ مَسَاءَتَهُ ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Osman, ona Halid b. Mahled, ona Süleyman b. Bilal, ona Şerik b. Abdullah b. Ebu Nemir, ona Atâ, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle rivayet etmiştir:
"Allah Teala şöyle buyurmuştur: Her kim benim (veli) bir kuluma düşmanlık ederse, ben de ona savaş ilan ederim. Kulum bana, kendisine farz kıldığım şeylerden daha sevimli bir şeyle yaklaşamaz. Kulum bana nafile ibadetlerle de yaklaşmaya devam eder. Nihayet ben onu severim. Ben kulumu sevince de onun duyan kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı olurum. Benden bir şey isterse veririm. Bana sığınmak isteyince de muhakkak onu korurum. Ben yapacağım bir şeyde, mümin kulumun ruhunu almadaki tereddüdüm kadar hiç tereddüte düşmedim: O ölümü sevmez, ben de onun sevmediği şeyi sevmem."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Rikâk 38, 2/578
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yesar el-Hilalî (Ata b. Yesar)
3. Ebu Abdullah Şerik b. Abdullah el-Leysi (Şerik b. Abdullah b. Ebu Nemr)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Bilal el-Kuraşi (Süleyman b. Bilal)
5. Ebu Heysem Halid b. Mahled el-Katavâni (Halid b. Mahled)
6. Ebu Cafer Muhammed b. Osman el-İcli (Muhammed b. Osman b. Muhammed b. Osman b. Kerame)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Allah İnancı, Allah'ın yardımı
Allah İnancı, kullarına karşı sevecen ve merhametlidir
Nafile İbadet, Nafile ibadetle kul Rabbine yaklaşır
Sevgi, Allah sevdiği kuluna yardım eder
حَدَّثَنَا مَالِكُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ حَدَّثَنَا حُمَيْدٌ عَنْ أَنَسٍ - رضى الله عنه - كَانَ لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَاقَةٌ . قَالَ وَحَدَّثَنِى مُحَمَّدٌ أَخْبَرَنَا الْفَزَارِىُّ وَأَبُو خَالِدٍ الأَحْمَرُ عَنْ حُمَيْدٍ الطَّوِيلِ عَنْ أَنَسٍ قَالَ:
كَانَتْ نَاقَةٌ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم تُسَمَّى الْعَضْبَاءَ ، وَكَانَتْ لاَ تُسْبَقُ ، فَجَاءَ أَعْرَابِىٌّ عَلَى قَعُودٍ لَهُ فَسَبَقَهَا ، فَاشْتَدَّ ذَلِكَ عَلَى الْمُسْلِمِينَ وَقَالُوا سُبِقَتِ الْعَضْبَاءُ ، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم:
" إِنَّ حَقًّا عَلَى اللَّهِ أَنْ لاَ يَرْفَعَ شَيْئًا مِنَ الدُّنْيَا إِلاَّ وَضَعَهُ ."
Bize Mâlik b. İsmail, ona Züheyr, ona Humeyd, ona da Enes b. Malik şöyle demiştir: Rasûlullah'ın (sav) Adbâ ismi verilen bir dişi devesi vardı. Koşuda onun önüne geçilmezdi. Bir ara genç bir yük devesi üstünde bir bedevî geldi. Yapılan koşuda bu deve Adbâ'yı geçti. Bu durum, müslümânlara ağır geldi ve 'Adbâ'nm önüne geçildi' dediler.
Bunun üzerine Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu:
"Dünyada, yükseltilen herbir şeyin tersine döndürülmesi Allah'ın kanunudur."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
23934, B006501
Hadis:
حَدَّثَنَا مَالِكُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ حَدَّثَنَا حُمَيْدٌ عَنْ أَنَسٍ - رضى الله عنه - كَانَ لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَاقَةٌ . قَالَ وَحَدَّثَنِى مُحَمَّدٌ أَخْبَرَنَا الْفَزَارِىُّ وَأَبُو خَالِدٍ الأَحْمَرُ عَنْ حُمَيْدٍ الطَّوِيلِ عَنْ أَنَسٍ قَالَ:
كَانَتْ نَاقَةٌ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم تُسَمَّى الْعَضْبَاءَ ، وَكَانَتْ لاَ تُسْبَقُ ، فَجَاءَ أَعْرَابِىٌّ عَلَى قَعُودٍ لَهُ فَسَبَقَهَا ، فَاشْتَدَّ ذَلِكَ عَلَى الْمُسْلِمِينَ وَقَالُوا سُبِقَتِ الْعَضْبَاءُ ، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم:
" إِنَّ حَقًّا عَلَى اللَّهِ أَنْ لاَ يَرْفَعَ شَيْئًا مِنَ الدُّنْيَا إِلاَّ وَضَعَهُ ."
Tercemesi:
Bize Mâlik b. İsmail, ona Züheyr, ona Humeyd, ona da Enes b. Malik şöyle demiştir: Rasûlullah'ın (sav) Adbâ ismi verilen bir dişi devesi vardı. Koşuda onun önüne geçilmezdi. Bir ara genç bir yük devesi üstünde bir bedevî geldi. Yapılan koşuda bu deve Adbâ'yı geçti. Bu durum, müslümânlara ağır geldi ve 'Adbâ'nm önüne geçildi' dediler.
Bunun üzerine Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu:
"Dünyada, yükseltilen herbir şeyin tersine döndürülmesi Allah'ın kanunudur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Rikâk 38, 2/578
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Ubeyde Humeyd b. Ebu Humeyd et-Tavîl (Humeyd b. Tarhan)
3. Züheyr b. Muaviye el-Cu'fî (Züheyr b. Muaviye b. Hadîc b. Rahîl b. Züheyr b. Hayseme)
4. Ebu Gassan Malik b. İsmail en-Nehdi (Malik b. İsmail b. Ziyad b. Dirhem)
Konular:
Dünya, her kemalin bir zevali vardır
Eğlence, Yarış yapmak
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ سُفْيَانَ حَدَّثَنِى سَلَمَةُ بْنُ كُهَيْلٍ . وَحَدَّثَنَا أَبُو نُعَيْمٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ سَلَمَةَ قَالَ سَمِعْتُ جُنْدَبًا يَقُولُ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم وَلَمْ أَسْمَعْ أَحَدًا يَقُولُ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم غَيْرَهُ فَدَنَوْتُ مِنْهُ فَسَمِعْتُهُ يَقُولُ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم:
"مَنْ سَمَّعَ سَمَّعَ اللَّهُ بِهِ ، وَمَنْ يُرَائِى يُرَائِى اللَّهُ بِهِ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
23930, B006499
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ سُفْيَانَ حَدَّثَنِى سَلَمَةُ بْنُ كُهَيْلٍ . وَحَدَّثَنَا أَبُو نُعَيْمٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ سَلَمَةَ قَالَ سَمِعْتُ جُنْدَبًا يَقُولُ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم وَلَمْ أَسْمَعْ أَحَدًا يَقُولُ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم غَيْرَهُ فَدَنَوْتُ مِنْهُ فَسَمِعْتُهُ يَقُولُ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم:
"مَنْ سَمَّعَ سَمَّعَ اللَّهُ بِهِ ، وَمَنْ يُرَائِى يُرَائِى اللَّهُ بِهِ."
Tercemesi:
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Süfyân, ona Seleme b. Küheyl (T);
Bize Ebu Nuaym, ona Süfyân, ona Seleme, ona da Cündeb'in rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: Seleme dedi ki: Ben (bu zamanda) Cündeb'den başka kimseden "Peygamber (sav) şöyle buyurdu" derken işitmedim. Cundeb'e yaklaştım ve onun şöyle demekte olduğunu işittim:
Peygamber (sav): "Kim başkalarına işittirirse (bir şeyi duyurursa), Allah da onun (gizli işlerini) duyurur; ve kim riya (gösteriş) yaparsa, Allah onun riyasını meynada çıkartır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Rikâk 36, 2/578
Senetler:
()
Konular:
Münafık, iki yüzlülük
Öneri Formu
Hadis Id, No:
23932, B006500
Hadis:
حَدَّثَنَا هُدْبَةُ بْنُ خَالِدٍ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ حَدَّثَنَا قَتَادَةُ حَدَّثَنَا أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ عَنْ مُعَاذِ بْنِ جَبَلٍ - رضى الله عنه - قَالَ بَيْنَمَا أَنَا رَدِيفُ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم لَيْسَ بَيْنِى وَبَيْنَهُ إِلاَّ آخِرَةُ الرَّحْلِ فَقَالَ: "يَا مُعَاذُ." قُلْتُ لَبَّيْكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَسَعْدَيْكَ ، ثُمَّ سَارَ سَاعَةً ثُمَّ قَالَ: "يَا مُعَاذُ." قُلْتُ لَبَّيْكَ رَسُولَ اللَّهِ وَسَعْدَيْكَ ، ثُمَّ سَارَ سَاعَةً ثُمَّ قَالَ: "يَا مُعَاذُ بْنَ جَبَلٍ." قُلْتُ « لَبَّيْكَ رَسُولَ اللَّهِ وَسَعْدَيْكَ . قَالَ « هَلْ تَدْرِى مَا حَقُّ اللَّهِ عَلَى عِبَادِهِ » . قُلْتُ اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ . قَالَ « حَقُّ اللَّهِ عَلَى عِبَادِهِ أَنْ يَعْبُدُوهُ ، وَلاَ يُشْرِكُوا بِهِ شَيْئًا » . ثُمَّ سَارَ سَاعَةً ثُمَّ قَالَ « يَا مُعَاذُ بْنَ جَبَلٍ » . قُلْتُ لَبَّيْكَ رَسُولَ اللَّهِ وَسَعْدَيْكَ . قَالَ: "هَلْ تَدْرِى مَا حَقُّ الْعِبَادِ عَلَى اللَّهِ إِذَا فَعَلُوهُ." قُلْتُ اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ . قَالَ: "حَقُّ الْعِبَادِ عَلَى اللَّهِ أَنْ لاَ يُعَذِّبَهُمْ."
Tercemesi:
Bize Hüdbe b. Hâlid, ona Hemmâm, ona Katâde, ona Enes b. Mâlik, ona da Muâz b. Cebel (ra) şöyle demiştir:
Ben, Rasulullah'ın (sav) deve sırtında giderken aramızda yalnızca devenin kuyruğu kadar bir mesafe vardı. Rasulullah bana seslendi: "Ey Muaz!" Ben de, 'Buyur ya Rasulullah, hizmetindeyim.' dedim. Bir süre yürüdükten sonra tekrar seslendi: "Ey Muaz!" Yine cevap verdim: 'Buyur ya Rasulullah, hizmetindeyim.' Biraz daha yürüdükten sonra üçüncü kez dedi ki: "Ey Muaz b. Cebel!" Ben, 'Buyur ya Rasulullah, hizmetindeyim.' dedim. Bunun üzerine Rasulullah şöyle sordu: "Allah’ın kullarına karşı hakkını biliyor musun?" Ben, 'Allah ve Rasulü daha iyi bilir.' dedim. Rasulullah şöyle buyurdu: "Allah'ın kullarına karşı hakkı, sadece O'na ibadet etmeleri ve hiçbir şeyi O'na ortak koşmamalarıdır." Bir süre daha yürüdükten sonra yine seslendi: “Ey Muaz b. Cebel!” Ben, “Buyur ya Rasulullah, hizmetindeyim.” dedim. Sonra şöyle devam etti: "Kulların Allah'a karşı hakkını biliyor musun, onlar O’na karşı bir şey yaptıklarında?" Ben, 'Allah ve Rasulü daha iyi bilir.' dedim. Bunun üzerine Rasulullah şöyle buyurdu: "Kulların Allah'a karşı hakkı, onları azap etmemesidir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Rikâk 37, 2/578
Senetler:
()
Konular:
Haklar, Allah'ın kulları üzerindeki/Kulların Allah üzerindeki
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi
Kavramlar, hak
Şirk, Şirk- Müşrik
حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ أَبِى مَرْيَمَ حَدَّثَنَا أَبُو غَسَّانَ حَدَّثَنَا أَبُو حَازِمٍ عَنْ سَهْلٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم:
"بُعِثْتُ أَنَا وَالسَّاعَةَ هَكَذَا." وَيُشِيرُ بِإِصْبَعَيْهِ فَيَمُدُّ بِهِمَا.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
23942, B006503
Hadis:
حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ أَبِى مَرْيَمَ حَدَّثَنَا أَبُو غَسَّانَ حَدَّثَنَا أَبُو حَازِمٍ عَنْ سَهْلٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم:
"بُعِثْتُ أَنَا وَالسَّاعَةَ هَكَذَا." وَيُشِيرُ بِإِصْبَعَيْهِ فَيَمُدُّ بِهِمَا.
Tercemesi:
Bize Saîd b. Ebu Meryem, ona Ebu Gassân, ona Ebu Hâzim, ona da Sehl'in rivayet ettiğinme göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
“Ben ve kıyamet, parmaklarım arasındaki mesafe kadar yakınız.”
Bu esnada iki parmağını yan yana getirip gösterdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Rikâk 39, 2/579
Senetler:
()
Konular:
Kıyamet, zamanı
حَدَّثَنِى مُوسَى بْنُ مَسْعُودٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ مَنْصُورٍ وَالأَعْمَشِ عَنْ أَبِى وَائِلٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ - رضى الله عنه - قَالَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم: "الْجَنَّةُ أَقْرَبُ إِلَى أَحَدِكُمْ مِنْ شِرَاكِ نَعْلِهِ ، وَالنَّارُ مِثْلُ ذَلِكَ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
24226, B006488
Hadis:
حَدَّثَنِى مُوسَى بْنُ مَسْعُودٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ مَنْصُورٍ وَالأَعْمَشِ عَنْ أَبِى وَائِلٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ - رضى الله عنه - قَالَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم: "الْجَنَّةُ أَقْرَبُ إِلَى أَحَدِكُمْ مِنْ شِرَاكِ نَعْلِهِ ، وَالنَّارُ مِثْلُ ذَلِكَ."
Tercemesi:
Bana Musa b. Mes'ud, ona Süfyân, ona Mansur, ona Ebu Vâil, ona da Abdullah'ın (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Cennet, birinizin ayakkabısının bağcığından daha yakındır; cehennem de öyledir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Rikâk 29, 2/575
Senetler:
()
Konular:
Cehennem, toplanma yeri
Cennet,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
24235, B006491
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو مَعْمَرٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَارِثِ حَدَّثَنَا جَعْدٌ أَبُو عُثْمَانَ حَدَّثَنَا أَبُو رَجَاءٍ الْعُطَارِدِىُّ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ - رضى الله عنهما - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِيمَا يَرْوِى عَنْ رَبِّهِ عَزَّ وَجَلَّ قَالَ قَالَ « إِنَّ اللَّهَ كَتَبَ الْحَسَنَاتِ وَالسَّيِّئَاتِ ، ثُمَّ بَيَّنَ ذَلِكَ فَمَنْ هَمَّ بِحَسَنَةٍ فَلَمْ يَعْمَلْهَا كَتَبَهَا اللَّهُ لَهُ عِنْدَهُ حَسَنَةً كَامِلَةً ، فَإِنْ هُوَ هَمَّ بِهَا فَعَمِلَهَا كَتَبَهَا اللَّهُ لَهُ عِنْدَهُ عَشْرَ حَسَنَاتٍ إِلَى سَبْعِمِائَةِ ضِعْفٍ إِلَى أَضْعَافٍ كَثِيرَةٍ ، وَمَنْ هَمَّ بِسَيِّئَةٍ فَلَمْ يَعْمَلْهَا كَتَبَهَا اللَّهُ لَهُ عِنْدَهُ حَسَنَةً كَامِلَةً ، فَإِنْ هُوَ هَمَّ بِهَا فَعَمِلَهَا كَتَبَهَا اللَّهُ لَهُ سَيِّئَةً وَاحِدَةً » .
Tercemesi:
Bize Ebu Ma'mer (Abdullah b. Ömer et-Temîmî), ona Abdulvâris (b. Saîd el-Anberî), ona Ebu Osman (Ca'd b. Dinar el-Yeşkürî), ona Ebu Racâ (İmran b. Milhân) el-Utâridî, ona da (Abdullah) b. Abbas'ın (r. anhümâ) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sava), Rabbi azze ve celle'den naklettiği bir kutsi hadiste şöyle buyurmuştur:
"Şüphesiz Allah, iyilikleri ve kötülükleri takdir edip yazmış sonra da bunları beyan etmiştir. Buna göre kim bir iyilik yapmaya niyetlenir de o iyiliği yapamazsa Allah kendi katında, o kimse adına onu tam bir iyilik olarak yazar [meleklerine yazdırır]. Eğer iyilik yapmaya niyetlenir ve o iyiliği yaparsa Allah kendi katında, ondan yedi yüz katına, kat kat fazlasına kadar o kimse adına iyilik yazar. Buna mukabil kim bir kötülük işlemeye niyetlenir de o kötülüğü işlemezse Allah kendi katında, o kimse adına onu da tam bir iyilik olarak yazar. Kim de bir kötülük işlemeye niyetlenir ve o kötülüğü işlerse Allah, o kimse adına onu sadece tek bir kötülük olarak yazar."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Rikâk 31, 2/576
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Racâ İmran b. Milhân el-Utâridî (İmrân b. Teym)
3. Ebu Osman Ca'd b. Dinar el-Yeşkurî (Ca'd b. Dinar)
4. Ebu Ubeyde Abdulvâris b. Saîd el-Anberî (Abdulvâris b. Saîd b. Zekvân)
5. Ebu Ma'mer Abdullah b. Ömer et-Temimî (Abdullah b. Amr b. Meysera)
Konular:
Amel, salih amel
Niyet, Zihin inşası
Sevap, sevap
Öneri Formu
Hadis Id, No:
24246, B006496
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سِنَانٍ حَدَّثَنَا فُلَيْحُ بْنُ سُلَيْمَانَ حَدَّثَنَا هِلاَلُ بْنُ عَلِىٍّ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم:
"إِذَا ضُيِّعَتِ الأَمَانَةُ فَانْتَظِرِ السَّاعَةَ." قَالَ كَيْفَ إِضَاعَتُهَا يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ: "إِذَا أُسْنِدَ الأَمْرُ إِلَى غَيْرِ أَهْلِهِ ، فَانْتَظِرِ السَّاعَةَ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Sinan, ona Füleyh b. Süleyman, ona Hilal b. Ali, ona Atâ b. Yesâr, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) (bir kimsenin sorusuna cevap olara) şöyle buyurdu:
"Emanet (güven) kaybolduğu zaman, kıyameti bekleyin."
Ashab sordu: 'Ey Rasulullah, emanet nasıl kaybolur?'
Rasulullah (sav) cevap verdi:
"İş (idare, yönetim) ehline teslim edilmediği zaman, kıyameti bekleyin."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Rikâk 35, 2/577
Senetler:
()
Konular:
Yönetici, torpil yapması
حَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ - هُوَ الْجُعْفِىُّ - حَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ جَرِيرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ قَتَادَةَ وَأَبِى التَّيَّاحِ عَنْ أَنَسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « بُعِثْتُ أَنَا وَالسَّاعَةَ كَهَاتَيْنِ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
23944, B006504
Hadis:
حَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ - هُوَ الْجُعْفِىُّ - حَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ جَرِيرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ قَتَادَةَ وَأَبِى التَّيَّاحِ عَنْ أَنَسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « بُعِثْتُ أَنَا وَالسَّاعَةَ كَهَاتَيْنِ » .
Tercemesi:
-.......Bize Şu'be, Katâde'den; o da Ebu't-Teyyâh'tan; o da Enes(R)'den tahdîs etti ki, Peygamber (S): "Kıyamet günü ile ben işte şu iki parmak gibi yanyana ba's olundum" buyurmuştur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Rikâk 39, 2/579
Senetler:
()
Konular:
Kıyamet, zamanı
حَدَّثَنِى يَحْيَى بْنُ يُوسُفَ أَخْبَرَنَا أَبُو بَكْرٍ عَنْ أَبِى حَصِينٍ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « بُعِثْتُ أَنَا وَالسَّاعَةَ كَهَاتَيْنِ » . يَعْنِى إِصْبَعَيْنِ . تَابَعَهُ إِسْرَائِيلُ عَنْ أَبِى حَصِينٍ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
23946, B006505
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى بْنُ يُوسُفَ أَخْبَرَنَا أَبُو بَكْرٍ عَنْ أَبِى حَصِينٍ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « بُعِثْتُ أَنَا وَالسَّاعَةَ كَهَاتَيْنِ » . يَعْنِى إِصْبَعَيْنِ . تَابَعَهُ إِسْرَائِيلُ عَنْ أَبِى حَصِينٍ .
Tercemesi:
-.......BizeEbûBekr ibn Ayyâs, Ebû Husayn'dan; o daEbû Salih'ten; o da Ebû Hureyre(R)'den haber verdi ki, Peygamber (S), iki parmağını kasdederek: "Ben ve kıyamet, şu iki parmak gibi birbirine yakın olarak gönderildim" buyurmuştur.
Bu hadîsi Ebû Husayn'dan rivayet etmesinde İsrâîl ibn Yûnus, Ebû Bekr'e mutâbaat etmiştir
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Rikâk 39, 2/579
Senetler:
()
Konular:
Kıyamet, zamanı