Açıklama: (1) Hâfız, hadis nakil ve rivâyetini meslek edinip çok miktarda hadisi ezbere bilen kimsedir (TDV İslam Ansiklopedisi, 15/74-78, 1997).
(2) Motamot “Annem kaybetsin beni!” demektir. Kişinin gazap anında kendine yaptığı beddua ifadesidir. Burada bu sözden maksat dua değil kişinin kendi kızgınlık halini ifade etmesidir.
(3) Tahric kelimesi hadis ilminde üç anlamda kullanılır. 1. Bir hadisi isnadıyla birlikte bir kitaba alıp nakletmek. Bu anlam daha çok ilk dönem müelliflerinin derledikleri hadislerden kitap oluşturma faaliyetlerini ifade eder. 2. Belirli kitaplardan seçilen hadislerle yeni bir kitap meydana getirmek. 3. Bir eserde Hz. Peygamber’e veya sonraki iki nesle isnad edilen rivâyetlerin temel kaynaklardaki yerlerini göstermek, bunların isnad ve sıhhat açısından durumuna işaret etmek (TDV İslam Ansiklopedisi, 39/419).
Öneri Formu
Hadis Id, No:
140165, BS003393
Hadis:
وَأَخْبَرَنَا أَبُو عَبْدِ اللَّهِ الْحَافِظُ وَأَبُو بَكْرٍ الْقَاضِى وَأَبُو عَبْدِ اللَّهِ : إِسْحَاقُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ يُوسُفَ السُّوسِىُّ قَالُوا حَدَّثَنَا أَبُو الْعَبَّاسِ : مُحَمَّدُ بْنُ يَعْقُوبَ حَدَّثَنَا أَبُو عُتْبَةَ : أَحْمَدُ بْنُ الْفَرَجِ الْحِجَازِىُّ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ حِمْيَرٍ حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِىُّ عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِى كَثِيرٍ عَنِ ابْنِ أَبِى مَيْمُونَةَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ حَدَّثَنِى مُعَاوِيَةُ بْنُ الْحَكَمِ السُّلَمِىُّ قَالَ : بَيْنَا أَنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- فِى الصَّلاَةِ إِذْ عَطَسَ رَجُلٌ مِنَ الْقَوْمِ فَقُلْتُ : يَرْحَمُكَ اللَّهُ ، فَحَدَّقَنِى الْقَوْمُ بِأَبْصَارِهِمْ ، فَقُلْتُ : وَاثُكْلَ أُمِّيَاهُ مَا لَكُمْ تَنْظُرُونَ إِلَىَّ؟ قَالَ : فَضَرَبُوا بِأَيْدِيهِمْ عَلَى أَفْخَاذِهِمْ - قَالَ - فَلَمَّا رَأَيْتُهُمْ يُسَكِّتُونَنِى لَكِنِّى سَكَتُّ - قَالَ - فَلَمَّا فَرَغَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- مِنَ الصَّلاَةِ دَعَانِى ، فَبِأَبِى وَأُمِّى رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- مَا رَأَيْتُ مُعَلِّمًا قَبْلَهُ وَلاَ بَعْدَهُ أَحْسَنَ تَعْلِيمًا مِنْهُ ، وَالَّلهِ مَا كَهَرَنِى وَلاَ ضَرَبَنِى وَلاَ سَبَّنِى قَالَ :« إِنَّ صَلاَتَنَا هَذِهِ لاَ يَصْلُحُ فِيهَا شَىْءٌ مِنْ كَلاَمِ النَّاسِ ، إِنَمَّا هُوَ التَّكْبِيرُ وَالتَّسْبِيحُ وَتِلاَوَةُ الْقُرْآنِ ». أَخْرَجَهُ مُسْلِمٌ مِنْ حَدِيثِ الأَوْزَاعِىِّ.
Tercemesi:
Bize Ebû Abdullah el-Hâfız (1), Ebû Bekir el-Kâdî ve Ebû Abdullah İshak b. Muhammed b. Yûsuf es-Sûsî, onlara Ebu’l-Abbas Muhammed b. Ya’kub, ona Ebû Utbe Ahmed b. el-Ferec el-Hicâzî, ona Muhammed b. Himyer, ona el-Evzâî, ona Yahya b. Ebû Kesîr, ona İbn Ebû Meymûne, ona Atâ’ b. Yesâr, ona da Muâviye b. el-Hakem es-Sülemî şöyle rivayet etti: “Ben Resûlüllah (s.a.v.) ile beraber namazdayken topluluktan bir adam hapşırdı. Ben de “yerhamükellâh” (Allah sana merhamet eylesin/çok yaşa) dedim. Adamlar bakışlarını (bir anda) bana dikiz ettiler (diğer bir ifadeyle dik dik bakışlarını bana fırlattılar). Allah (beni) kahretsin (2)! Ne oluyor size? Ne var da bana (tuhaf tuhaf) bakıp duruyorsunuz? Râvî devamla dedi ki: (Susturmak için) Ellerini dizlerine vurdular. Râvi (devamla) dedi ki: Beni susturmaya çalıştıklarını görünce (Susmam gerektiğini anlayınca) sustum. Yine dedi ki: Resûlüllah (s.a.v.) namazı bitirince beni çağırdı. Öğretmesi ondan daha güzel bir başka muallim ne önce ne sonra (hayatta) görmedim. Yemin olsun ki beni asık suratla hiç karşılamadı, beni hiç dövmedi, bana asla hiçbir zaman sövmedi. Ama (Hz. Peygamber) şunu söyledi: Kuşkusuz bizim (kıldığımız) bu namazımızda, insanların kelamından hiçbir şey uygun ve caiz olmaz, o münhasıran tekbir, tesbih ve Kur’an tilavetinden ibarettir.”
Müslim bu hadisi el-Evzâî hadisinden tahrîc (3) etmiştir.
Açıklama:
(1) Hâfız, hadis nakil ve rivâyetini meslek edinip çok miktarda hadisi ezbere bilen kimsedir (TDV İslam Ansiklopedisi, 15/74-78, 1997).
(2) Motamot “Annem kaybetsin beni!” demektir. Kişinin gazap anında kendine yaptığı beddua ifadesidir. Burada bu sözden maksat dua değil kişinin kendi kızgınlık halini ifade etmesidir.
(3) Tahric kelimesi hadis ilminde üç anlamda kullanılır. 1. Bir hadisi isnadıyla birlikte bir kitaba alıp nakletmek. Bu anlam daha çok ilk dönem müelliflerinin derledikleri hadislerden kitap oluşturma faaliyetlerini ifade eder. 2. Belirli kitaplardan seçilen hadislerle yeni bir kitap meydana getirmek. 3. Bir eserde Hz. Peygamber’e veya sonraki iki nesle isnad edilen rivâyetlerin temel kaynaklardaki yerlerini göstermek, bunların isnad ve sıhhat açısından durumuna işaret etmek (TDV İslam Ansiklopedisi, 39/419).
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Salât 3393, 4/269
Senetler:
1. Muaviye b. Hakem es-Sülemi (Muaviye b. Hakem b. Malik b. Halid b. Sahr)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yesar el-Hilalî (Ata b. Yesar)
3. İbn Ebu Meymune Hilal b. Ebu Meymune el-Kuraşî (Hilal b. Ali b. Üsame)
4. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
5. Ebu Amr Abdurrahman b. Amr el-Evzaî (Abdurrahman b. Amr b. Yahmed)
6. Ebu Abdullah Muhammed b. Himyer es-Selihî (Muhammed b. Himyer b. Üneys)
7. Ebu Utbe Ahmed b. Ferec el-Kindi (Ahmed b. Ferec b. Süleyman)
8. Muhammed b. Yakub el-Ümevî (Muhammed b. Yakub b. Yusuf b. Ma'kil b. Sinan b. Abdullah)
9. Ebu Abdullah İshak b. Muhammed es-Sûsî (İshak b. Muhammed b. Yusuf b. Yakub)
Konular:
Eğitim, Hz. Peygamber'in Müslümanları Eğitmesi
Hz. Peygamber, eğitim metodu
KTB, SELAM
Namaz, namazda konuşmak
Selam, karşılık verilmeyecek durumlar
Selam, namaz kılana
Öneri Formu
Hadis Id, No:
140167, BS003395
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو عَبْدِ اللَّهِ الْحَافِظُ وَأَبُو عَبْدِ اللَّهِ : إِسْحَاقُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ يُوسُفَ السُّوسِىُّ وَأَبُو سَعِيدِ بْنُ أَبِى عَمْرٍو قَالُوا أَخْبَرَنَا أَبُو الْعَبَّاسِ : مُحَمَّدُ بْنُ يَعْقُوبَ أَخْبَرَنَا الْعَبَّاسُ بْنُ الْوَلِيدِ بْنِ مَزْيَدٍ أَخْبَرَنِى أَبِى حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِىُّ حَدَّثَنِى يَحْيَى بْنُ أَبِى كَثِيرٍ عَنْ هِلاَلِ بْنِ أَبِى مَيْمُونَةَ قَالَ حَدَّثَنِى عَطَاءُ بْنُ يَسَارٍ حَدَّثَنِى مُعَاوِيَةُ بْنُ الْحَكَمِ السُّلَمِىُّ قَالَ قُلْتُ لِرَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- : إِنَّا كُنَّا حَدِيثَ عَهْدٍ بِجَاهِلِيَّةٍ ، فَجَاءَ اللَّهُ بِالإِسْلاَمِ ، وَإِنَّ رِجَالاً مِنَّا يَتَطَيَّرُونَ . قَالَ :« ذَلِكَ شَىْءٌ يَجِدُونَهُ فِى صُدُورِهِمْ فَلاَ يَصُدَّنَّهُمْ ». قَالَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ وَرِجَالٌ مِنَّا يَأْتُونَ الْكَهَنَةَ. قَالَ :« فَلاَ يَأْتُوهُمْ ». قَالَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ وَرِجَالٌ مِنَّا يَخُطُّونَ. قَالَ :« كَانَ نَبِىٌّ مِنَ الأَنْبِيَاءِ يَخُطُّ ، فَمَنْ وَافَقَ خَطَّهُ فَذَاكَ ».قَالَ : وَبَيْنَا أَنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- فِى الصَّلاَةِ إِذْ عَطَسَ رَجُلٌ مِنَ الْقَوْمِ فَقُلْتُ : يَرْحَمُكَ اللَّهُ فَحَدَقَنِى الْقَوْمُ بِأَبْصَارِهِمْ ، قَالَ فَقُلْتُ : وَاثُكْلَ أُمِّيَاهُ مَا لَكُمْ تَنْظُرُونَ إِلَىَّ؟ فَضَرَبَ الْقَوْمُ بِأَيْدِيهِمْ عَلَى أَفْخَاذِهِمْ فَلَمَّا رَأَيْتُهُمْ يُسَكِّتُونِى لَكِنِّى سَكَتُّ ، فَلَمَّا انْصَرَفَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- دَعَانِى فَبِأَبِى هُوَ وَأُمِّى مَا رَأَيْتُ مُعَلِّمًا قَبْلَهُ وَلاَ بَعْدَهُ أَحْسَنَ تَعْلِيمًا مِنْهُ ، وَاللَّهُ مَا ضَرَبَنِى وَلاَ كَهَرَنِى وَلاَ سَبَّنِى فَقَالَ :« إِنَّ صَلاَتَنَا هَذِهِ لاَ يَصْلُحُ فِيهَا شَىْءٌ مِنْ كَلاَمِ النَّاسِ ، وَإِنَّمَا هِىَ التَّسْبِيحُ وَالتَّكْبِيرُ وَتِلاَوَةُ الْقُرْآنِ ». وَذَكَرَ بَاقِىَ الْحَدِيثِ.
Tercemesi:
Muaviye b. el-Hakem es-Sülemî (ra) şöyle dedi: "- Hz. Peygamber (sav)'e şöyle dedim: Biz cahiliye dönemi olayları içindeydik. Allah İslam'ı getirdi. Bizden insanlar cahiliyyede teşeumda bulunuyorlardı ve ok çekiyorlardı. O şöyle açıkladı:"- Onlar gönüllerinde olanı buluyorlardı ve onu geri çevirmiyorlardı." Arkasından şöyle dedi: "-Ey Allah'ın elçisi bizden bazı adamlar kahnette bulunuyorlardı. Hz. Peygamber dediki "- Onlar geleceği bilemiyorlardı". O şöyle dedi: "-Ey Allah'ın elçisi bizden bazı adamlar plan çiziyorlardı." Hz. Peygamber şöyle dedi: "-Peygamberlerden bazıları da plan çiziyorlar ve bu planları çizdikleri plana uyuyor."
Ben Hz. Peygamber (sav) ile namazda iken topluluktan bir adam aksırdı ve bende hemen Allah sana rahmet etsin dedim. Topluluk beni gözleri ile uyardılar. Ben de şöyle dedim: "- Anası yok olasılar niçin bana dik dik bakıyorsunuz? Topluluk bunun üzerine dizlerine vurmaya başladı. Fakat ben onların beni susturmak istediklerini anladım ve sustum. Hz. Peygamber (sav)namazdan ayrıldığında beni çağırdı. Annem babam feda olsun onun gibi bir öğretmen ne ondan önce ne de daha sonra ondan daha güzel öğreten görmedim. O bana ne vurdu, ne küçümsedi ve ne de kötü söz söyledi ve Şöyle buyurdu:
"- Bizim bu namazımızda insan sözlerinden bir şey söylemek uygun olmaz. Namaz Allah'ı tesbih, tekbir ve Kuran okumaktan ibarettir." Hadisin geri kalan kısmını zikretti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Salât 3395, 4/270
Senetler:
1. Muaviye b. Hakem es-Sülemi (Muaviye b. Hakem b. Malik b. Halid b. Sahr)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yesar el-Hilalî (Ata b. Yesar)
3. İbn Ebu Meymune Hilal b. Ebu Meymune el-Kuraşî (Hilal b. Ali b. Üsame)
4. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
5. Ebu Amr Abdurrahman b. Amr el-Evzaî (Abdurrahman b. Amr b. Yahmed)
6. Velid b. Mezyed el-Uzri (Velid b. Mezyed b. Yezid)
7. Abbas b. Velid el-Uzri (Abbas b. Velid b. Mezyed b. Yezid)
8. Muhammed b. Yakub el-Ümevî (Muhammed b. Yakub b. Yusuf b. Ma'kil b. Sinan b. Abdullah)
9. Ebu Abdullah İshak b. Muhammed es-Sûsî (İshak b. Muhammed b. Yusuf b. Yakub)
9. Hakim en-Nîsâbûrî (Muhammed b. Abdullah b. Hamdûye b. Nu'aym b. el-Hakem)
9. Ebu Said Muhammed b. Musa b. Şazan (Muhammed b. Musa b. Fadl b. Şâzân)
Konular:
Adab, hapşıran kişiye hayır duada bulunulmalı
Eğitim, Hz. Peygamber'in Müslümanları Eğitmesi
Hz. Peygamber, eğitim metodu
KTB, ADAB
Namaz, namazda konuşmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
140169, BS003397
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ فُورَكَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ حَدَّثَنَا يُونُسُ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ حَدَّثَنَا حَرْبُ بْنُ شَدَّادٍ وَأَبَانُ بْنُ يَزِيدَ عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِى كَثِيرٍ عَنْ هِلاَلِ بْنِ أَبِى مَيْمُونَةَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ مُعَاوِيَةَ بْنِ الْحَكَمِ السُّلَمِىِّ قَالَ : صَلَّيْتُ مَعَ النَّبِىِّ -صلى الله عليه وسلم- فَعَطَسَ رَجُلٌ إِلَىَّ جَنْبِى فَقُلْتُ : يَرْحَمُكَ اللَّهُ ، فَرَمَانِى الْقَوْمُ بِأَبْصَارِهِمْ فَقُلْتُ : وَاثُكْلَ أُمِّيَاهُ ، مَا لِى أَرَاكُمْ تَنْظُرُونَ إِلَىَّ وَأَنَا أُصَلِّى؟ فَجَعَلُوا يَضْرِبُونَ بِأَيْدِيهِمْ عَلَى أَفْخَاذِهِمْ يُصَمِّتُونِى ، فَلَمَّا قَضَى رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- الصَّلاَةَ فَبِأَبِى وَأُمِّى مَا رَأَيْتُ قَبْلَهُ وَلاَ بَعْدَهُ أَحْسَنَ تَعْلِيمًا مِنْهُ ، وَاللَّهِ مَا كَهَرَنِى وَلاَ سَبَّنِى وَلاَ ضَرَبَنِى ، وَلَكِنَّهُ قَالَ لِى :« إِنَّ صَلاَتَنَا هَذِهِ لاَ يَصْلُحُ فِيهَا شَىْءٌ مِنْ كَلاَمِ النَّاسِ ، إِنَمَّا هُوَ الصَّلاَةُ وَالتَّسْبِيحُ وَالتَّحْمِيدُ وَقِرَاءَةُ الْقُرْآنِ ». أَوْ كَالَّذِى قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- ثُمَّ ذَكَرَ مَا ذَكَرَ الأَوْزَاعِىُّ مِنَ التَّطَيُّرِ وَغَيْرِهِ. {ش} قَالَ الشَّافِعِىُّ رَحِمَهُ اللَّهُ وَلَمْ يُحْكَ أَنَّ النَّبِىَّ -صلى الله عليه وسلم- أَمَرَهُ بِإِعَادِةٍ وَحُكِىَ أَنَّهُ تَكَلَّمَ وَهُوَ جَاهِلٌ بِذَلِكَ.
Tercemesi:
Muaviye b. el-Hakem'den şöyle dediği nakledi: "Hz. Peygamber (sav)ile namaz kıldığım esnada yanımda bir adam aksırdı ve bende "yerhamukellah" dedim. Kavim beni gözleri ile uyardı ve ben de vay anası doğurmayasılar ben namaz kıldıığım halde niçin bana bakıyorsunuz dedim ? Beni susturmak için ellerini dizlerine vuruyorlardı.Hz. Peygamber (sav)namazını sona erdiğinde anama babam ona feda olsun ne ondan önce ne de sonra ondan daha güzel eğiten birini görmedim. Allah yemin olsun beni ne kınadı ne kötü bir şey dedi ve de dövdü fakat şöyle dedi: "- Bizim bu namazımızda insan sözünden bir şey söylemek uygun olmaz. O duadır, Allah'ı tenzihtir, Allah'a hamddır ve Kuran okumadır."
-Ya da Rasulullah sallahu aleyhi ve sellem şöyle dedi: sonra el-Evzâî'nin zikrettiği bazı cahiliye uygulamalarını ve başka şeyleri zikretti. Şafi rahimehullah Başka bir şey demedi ona ibadeti emretti ve o namazda konuşulmaması gerektiği konusunda cahil olduğu hikaye edildi.
1. Namazda ilk dönemde insanların konuştuğu ve huşu ayetlerinden sonra bunun neshedildiği bilinmektedir. Muaviye b. el-Hakem'in bu konuda cahil olduğu anlaşılmaktadır.
2. Sahabe bu dönemde namazda bir yanlış yapıldığında subhanallah demekte tesfik elleri ile dizlerine vurmaktadır.
3. Namazda aksırana teşmit yapılmaması gerekir.
4. Namazda dünya kelamı konuşmak namazı ifsad eden bir tutumdur.
5. Namazda konuşmanın namazı ifsad ettiğini bilmeyenin namazı iadesi gerekmemektedir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Salât 3397, 4/272
Senetler:
1. Muaviye b. Hakem es-Sülemi (Muaviye b. Hakem b. Malik b. Halid b. Sahr)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yesar el-Hilalî (Ata b. Yesar)
3. İbn Ebu Meymune Hilal b. Ebu Meymune el-Kuraşî (Hilal b. Ali b. Üsame)
4. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
5. Ebu Yezid Ebân b. Yezîd el-Attâr (Ebân b. Yezîd)
5. Ebu Hattab Harb b. Şeddâd el-Yeşkürî (Harb b. Şeddâd)
6. Ebû Dâvûd et-Tayâlîsî (Süleyman b. Davud b. Cârûd)
7. Yunus b. Habib el-İclî (Yunus b. Habib b. Abdülkahir b. Abdülaziz b. Ömer b. Kays)
8. Abdullah b. Cafer el-İsbehânî (Abdullah b. Cafer b. Ahmed b. Faris)
9. Ebu Bekir Muhammed b. Hasan el-Eşarî (Muhammed b. Hasan b. Fûrek)
Konular:
Adab, hapşıran kişiye hayır duada bulunulmalı
Eğitim, Hz. Peygamber'in Müslümanları Eğitmesi
Hz. Peygamber, eğitim metodu
KTB, ADAB
Namaz, namazda konuşmak
Namaz, Namazda mekruh fiiller
Bize Ali b. Ahmed b. Abdân, ona Ahmed b. Ubeyd, ona İsmail b. İshak, ona İbrahim b. el-Haccâc, ona Abdulvâris b. Saîd, ona Kesir b. Şınzîr, ona da Atâ b. Ebû Rebah, Cabir b. Abdullah'ın (r.a.) şöyle dediğini rivayet etti:
“Rasûlullah (s.a.v.) bir işi için beni (bir yere) gönderdi. İşi yerine getirdim ve döndüm. Yanına geldiğimde Hz. Peygamber (s.a.v.) namaz kılıyordu, kendisine selam verdim, fakat selamımı almadı.”
Öneri Formu
Hadis Id, No:
140163, BS003391
Hadis:
أَخْبَرَنَا عَلِىُّ بْنُ أَحْمَدَ بْنِ عَبْدَانَ أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ عُبَيْدٍ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ إِسْحَاقَ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ الْحَجَّاجِ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَارِثِ بْنُ سَعِيدٍ عَنْ كَثِيرِ بْنِ شِنْظِيرٍ عَنْ عَطَاءِ بْنِ أَبِى رَبَاحٍ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ : أَرْسَلَنِى النَّبِىُّ -صلى الله عليه وسلم- فِى حَاجَةٍ لَهُ ، فَجِئْتُ وَقَدْ قَضَيْتُهَا ، فَسَلَّمْتُ عَلَيْهِ وَهُوَ يُصَلِّى فَلَمْ يَرُدَّ عَلَىَّ.
Tercemesi:
Bize Ali b. Ahmed b. Abdân, ona Ahmed b. Ubeyd, ona İsmail b. İshak, ona İbrahim b. el-Haccâc, ona Abdulvâris b. Saîd, ona Kesir b. Şınzîr, ona da Atâ b. Ebû Rebah, Cabir b. Abdullah'ın (r.a.) şöyle dediğini rivayet etti:
“Rasûlullah (s.a.v.) bir işi için beni (bir yere) gönderdi. İşi yerine getirdim ve döndüm. Yanına geldiğimde Hz. Peygamber (s.a.v.) namaz kılıyordu, kendisine selam verdim, fakat selamımı almadı.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Salât 3391, 4/267
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
3. Ebu Kurra Kesir b. Şınzîr el-Mâzinî (Kesir b. Şınzîr)
4. Ebu Ubeyde Abdulvâris b. Saîd el-Anberî (Abdulvâris b. Saîd b. Zekvân)
5. Ebu İshak İbrahim b. Haccac es-Sami (İbrahim b. Haccac b. Zeyd)
6. İsmail b. İshak el-Kâdî (İsmail b. İshak b. İsmail b.Hammâd b. Zeyd b. Dirhem)
7. Ahmed b. Ubeyd es-Saffâr (Ahmed b. Ubeyd b. İsmail)
8. Ali b. Ahmed eş-Şîrâzî (Ali b. Ahmed b. Abdân b. Muhammed b. el-Ferec b. Said)
Konular:
KTB, SELAM
Namaz, namazda konuşmak
Selam, aynı şekilde veya daha güzeliyle karşılık vermek
Selam, karşılık verilmeyecek durumlar
Selam, namaz kılana
Öneri Formu
Hadis Id, No:
140161, BS003389
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ فُورَكَ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا يُونُسُ بْنُ حَبِيبٍ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ عَاصِمٍ عَنْ أَبِى وَائِلٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ : أَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- فَسَلَّمْتُ عَلَيْهِ فَلَمْ يَرُدَّ عَلَىَّ ، فَأَخَذَنِى مَا قَدُمَ وَمَا حَدُثَ فَقُلْتُ : يَا رَسُولَ اللَّهِ أَحَدَثَ شَىْءٌ؟ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ يُحْدِثُ لِنَبِيِّهِ مِنْ أَمْرِهِ مَا شَاءَ ، وَإِنَّ مِمَّا أَحْدَثَ أَنْ لاَ تَكَلَّمُوا فِى الصَّلاَةِ ».
Tercemesi:
Bize Ebû Bekir b. Fûrek, ona Abdullah b. Ca’fer, ona Yunus b. Habîb, ona Ebû Dâvud, ona Şu’be, ona Âsım, ona da Ebû Vâil, Abdullah (b. Mes’ud r.a)’ın şöyle dediğini rivayet etti: Resûlüllah (s.a.v.)’e varıp selam verdim, ama selamımı almadı. Bunun üzerine beni bir melankoli sardı (veya geçmiş gelecek tüm olabilecek ihtimalleri zihnimden geçirmeye başladım ve selamımı almamasının sebebi ne olabilir, neden bana kızmış olabilir vs. diye kendi kendime sormaya başladım). Ve “Ey Allah Resûlü! ‘Bir şey mi oldu?’ dedim. Resûlüllah (s.a.v.) (cevaben) şöyle dedi: “Şüphesiz Aziz ve Celil olan Allah, Peygamberine hitaben, emrinden dilediklerini kaldırıp yenilerini ihdas eder, getirir. ‘Namazda asla konuşmayınız (kelam etmeyiniz)’ emri de bu ihdas ettiklerindendir, yeniden koyduğu hükümlerindendir.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Salât 3389, 4/267
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
3. Asım b. Ebu Necûd el-Esedî (Âsım b. Behdele)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebû Dâvûd et-Tayâlîsî (Süleyman b. Davud b. Cârûd)
6. Yunus b. Habib el-İclî (Yunus b. Habib b. Abdülkahir b. Abdülaziz b. Ömer b. Kays)
7. Abdullah b. Cafer el-İsbehânî (Abdullah b. Cafer b. Ahmed b. Faris)
8. Ebu Bekir Muhammed b. Hasan el-Eşarî (Muhammed b. Hasan b. Fûrek)
Konular:
KTB, SELAM
Namaz, namazda konuşmak
Selam, karşılık verilmeyecek durumlar
Selam, namaz kılana
Öneri Formu
Hadis Id, No:
140162, BS003390
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو الْحَسَنِ الْمُقْرِئُ أَخْبَرَنَا الْحَسَنُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ حَدَّثَنَا يُوسُفُ بْنُ يَعْقُوبَ حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ مَرْزُوقٍ أَخْبَرَنَا زَائِدَةُ عَنْ عَاصِمٍ عَنْ شَقِيقٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ : كُنَّا نَتَكَلَّمُ فِى الصَّلاَةِ وَيُسَلِّمُ بَعْضُنَا عَلَى بَعْضٍ ، وَيُوصِى أَحَدُنَا بِالْحَاجَةِ - قَالَ - فَجِئْتُ ذَاتَ يَوْمٍ وَالنَّبِىُّ -صلى الله عليه وسلم- يُصَلِّى فَسَلَّمْتُ عَلَيْهِ فَلَمْ يَرُدَّ ، فَأَخَذَنِى مَا قَدُمَ وَمَا حَدُثَ ، فَلَمَّا فَرَغَ قَالَ :« إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ يُحْدِثُ مِنْ أَمْرِهِ مَا يَشَاءُ ، وَإِنَّهُ قَدْ أَحْدَثَ أَنْ لاَ تَكَلَّمُوا فِى الصَّلاَةِ ».
Tercemesi:
Bize Ebu’l-Hasen el-Mukri’, ona el-Hasen b. Muhammed b. İshak, ona Yusuf b. Ya’kub, ona Amr b. Merzûk, ona Zâide, ona Âsım, ona da Şakîk, Abdullah (b. Mes’ud r.a)’ın şöyle dediğini rivayet etti: “Namazda konuşuyorduk, birbirimize selam veriyorduk ve içimizden biri ihtiyacını işaretle bildiriyordu (veya ihtiyacına dikkat çekiyordu)”. Râvi (Abdullah b. Mes’ud devamla) dedi ki: “Hz. Peygamber namaz kılarken bir gün geldim, kendisine selam verdim, ama karşılık vermedi. Bunun üzerine beni bir melankoli sardı (veya beni bir dert aldı, selamımı almamasına ne sebep teşkil etti acaba? diye). Namazı bitirince (Hz. Peygamber) şöyle buyurdu: ‘Şüphesiz aziz ve celil olan Allah Teâla emirlerinden dilediklerini kaldırıp yenilerini ihdas eder. Namazda asla konuşmayınız, hükmünü de böyle yeniden ihdas etmiş, getirip koymuştur.’”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Salât 3390, 4/267
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
3. Asım b. Ebu Necûd el-Esedî (Âsım b. Behdele)
4. Zâide b. Kudame es-Sekafî (Zâide b. Kudame)
5. Ebu Osman Amr b. Merzuk el-Bahilî (Amr b. Merzuk)
6. Yusuf b. Yakub el-Kâdı (Yusuf b. Yakub b. İsmail b. Hammad b. Zeyd)
7. Hasan b. Muhammed el-Ezherî (Hasan b. Muhammed b. İshak b. İbrahim b. Ezher)
8. Ali b. Muhammed el-Mukrî (Ali b. Muhammed b. Ali b. Humeyd)
Konular:
KTB, SELAM
Namaz, namazda konuşmak
Selam, karşılık verilmeyecek durumlar
Selam, namaz kılana
Öneri Formu
Hadis Id, No:
140159, BS003387
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو عَبْدِ اللَّهِ الْحَافِظُ أَخْبَرَنِى أَبُو النَّضْرِ الْفَقِيهُ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ نَصْرٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى أَخْبَرَنَا هُشَيْمٌ ح وَأَخْبَرَنَا أَبُو عَبْدِ اللَّهِ أَخْبَرَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ إِسْحَاقَ الْفَقِيهُ أَخْبَرَنَا أَبُو الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ جَمِيعًا عَنْ إِسْمَاعِيلَ بْنِ أَبِى خَالِدٍ عَنِ الْحَارِثِ بْنِ شُبَيْلٍ عَنْ أَبِى عَمْرٍو الشَّيْبَانِىِّ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَرْقَمَ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ : كَانَ أَحَدُنَا يُكَلِّمُ يَعْنِى صَاحِبَهُ إِلَى جَنْبِهِ فِى الصَّلاَةِ حَتَّى نَزَلَتْ (وَقُومُوا لِلَّهِ قَانِتِينَ) فَأُمِرْنَا بِالسُّكُوتِ وَنُهِينَا عَنِ الْكَلاَمِ . هَذَا لَفْظُ حَدِيثِ هُشَيْمٍ. وَقَالَ أَخْبَرَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ أَبِى خَالِدٍ عَنِ الْحَارِثِ بْنِ شُبَيْلٍ وَفِى حَدِيثِ يَحْيَى الْقَطَّانِ عَنْ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا الْحَارِثُ بْنُ شُبَيْلٍ وَقَالَ فِى مَتْنِهِ : كُنَّا نَتَكَلَّمُ فِى الصَّلاَةِ ، يُكَلِّمُ أَحَدُنَا أَخَاهُ فِى حَاجَتِهِ حَتَّى نَزَلَتْ (حَافِظُوا عَلَى الصَّلَوَاتِ وَالصَّلاَةِ الْوُسْطَى وَقُومُوا لِلَّهِ قَانِتِينَ) فَأُمِرْنَا بِالسُّكُوتِ. رَوَاهُ الْبُخَارِىُّ فِى الصَّحِيحِ عَنْ مُسَدَّدٍ ، وَرَوَاهُ مُسْلِمٌ عَنْ يَحْيَى بْنِ يَحْيَى.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Salât 3387, 4/265
Senetler:
1. Ebu Amr Zeyd b. Erkam el-Ensarî (Zeyd b. Erkam b. Zeyd b. Kays b. Numan)
2. Ebu Amr Sa'd b. İyas eş-Şeybani (Sa'd b. İyas)
3. Ebu Tufeyl Hâris b. Şübeyl el-Ahmesî (Haris b. Şübeyl b. Avf b. Ebu Habîbe)
4. ُEbu Abdullah İsmail b. Ebu Halid el-Becelî (İsmail b. Hürmüz)
5. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
5. Ebu Muaviye Hüşeym b. Beşir es-Sülemî (Hüşeym b. Beşir b. el-Kasım b. Dinar)
6. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
6. Ebu Zekeriyya Yahya b. Yahya en-Neysâbûrî (Yahya b. Yahya b. Bekir b. Abdurrahman)
7. Muaz b. Müsenna el-Anberî (Muaz b. Müsenna b. Muaz)
7. Ebu Abdullah Muhammed b. Nasr el-Mervezî (Muhammed b. Nasr b. Haccac)
8. Ebu Bekir Ahmed b. İshak es-Sibğî (Ahmed b. İshak b. Eyyüb b. Yezîd b. Abdurrahman)
8. Ebu Nadr Muhammed b. Muhammed et-Tûsî (Muhammed b. Muhammed b. Yusuf b. Haccac)
9. Hakim en-Nîsâbûrî (Muhammed b. Abdullah b. Hamdûye b. Nu'aym b. el-Hakem)
Konular:
Namaz, namazda konuşmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
140168, BS003396
Hadis:
وَأَخْبَرَنَا أَبُو صَالِحِ بْنُ أَبِى طَاهِرٍ حَدَّثَنَا جَدِّى يَحْيَى بْنُ مَنْصُورٍ الْقَاضِى حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ سَلَمَةَ حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ أَخْبَرَنَا عِيسَى بْنُ يُونُسَ حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِىُّ عَنْ يَحْيَى فَذَكَرَهُ بِنَحْوِهِ إِلاَّ أَنَّهُ لَمْ يَذْكُرْ قَوْلَهُ : إِنَّا كُنَّا حَدِيثَ عَهْدٍ بِجَاهِلِيَّةٍ فَجَاءَ اللَّهُ بِالإِسْلاَمِ ، وَإِنَّمَا قَالَ : أَتَيْتُ النَّبِىَّ -صلى الله عليه وسلم- فَقُلْتُ : إِنَّ رِجَالاً مِنَّا. رَوَاهُ مُسْلِمٌ فِى الصَّحِيحِ عَنْ إِسْحَاقَ بْنِ إِبْرَاهِيمَ.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Salât 3396, 4/271
Senetler:
1. Muaviye b. Hakem es-Sülemi (Muaviye b. Hakem b. Malik b. Halid b. Sahr)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yesar el-Hilalî (Ata b. Yesar)
3. İbn Ebu Meymune Hilal b. Ebu Meymune el-Kuraşî (Hilal b. Ali b. Üsame)
4. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
5. Ebu Amr Abdurrahman b. Amr el-Evzaî (Abdurrahman b. Amr b. Yahmed)
6. Ebu Amr İsa b. Yunus es-Sebiî (İsa b. Yunus b. Amr b. Abdullah)
7. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
8. Ahmed b. Seleme el-Bezzâz (Ahmed b. Seleme b. Abdullah)
9. Yahya b. Mansûr el-Kâdî (Yahya b. Mansûr b. Yahya b. Abdülmelik)
10. Anber b. Tayyib el-Anberî (Anber b. Tayyib b. Muhammed b. Abdullah b. Anber)
Konular:
Namaz, namazda konuşmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
140170, BS003398
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الْحَافِظُ أَخْبَرَنِى أَبُو الْقَاسِمِ : عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ الْحَسَنِ الْهَمَذَانِىُّ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ الْحُسَيْنِ حَدَّثَنَا آدَمُ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ سَعْدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ : صَلَّى رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- الظُّهْرَ أَوِ الْعَصْرَ رَكْعَتَيْنِ ، فَقَالَ لَهُ ذُو الْيَدَيْنِ : أَقُصِرَتِ الصَّلاَةُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَوْ نَسِيتَ؟ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- لأَصْحَابِهِ :« أَحَقٌّ مَا يَقُولُ؟ ». قَالُوا : نَعَمْ. فَصَلَّى رَكْعَتَيْنِ أُخْرَاوَيْنِ ، ثُمَّ سَجَدَ سَجْدَتَىِ السَّهْوِ.قَالَ سَعْدٌ : وَرَأَيْتُ عُرْوَةَ بْنَ الزُّبَيْرِ صَلَّى مِنَ الْمَغْرِبِ رَكْعَتَيْنِ وَسَلَّمَ ، فَتَكَلَّمَ ثُمَّ صَلَّى مَا بَقِىَ فَقَالَ : هَكَذَا فَعَلَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم-. رَوَاهُ الْبُخَارِىُّ فِى الصَّحِيحِ عَنْ آدَمَ بْنِ أَبِى إِيَاسٍ وَأَخْرَجَهُ مُسْلِمٌ مِنْ وَجْهٍ آخَرَ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ ، وَتَمَامُ هَذِهِ الْمَسْأَلَةِ يَرِدُ فِى بَابِ سُجُودِ السَّهْوِ إِنَّ شَاءَ اللَّهُ تَعَالَى.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Salât 3398, 4/272
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu İshak Sa'd b. İbrahim el-Kuraşi (Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Hasan Adem b. Ebu İyas (Adem b. Abdurrahman b. Muhammed b. Şuayb)
6. İbn Dizil İbrahim b. Hüseyin el-Hemdanî (İbrahim b. Hüseyin b. Ali)
7. Ebu Kasım Abdurrahman b. Hasan el-Esedî (Abdurrahman b. Hasan b. Ahmed b. Muhammed)
8. Hakim en-Nîsâbûrî (Muhammed b. Abdullah b. Hamdûye b. Nu'aym b. el-Hakem)
Konular:
Namaz, namazda konuşmak
Namaz, Sehiv secdesi, yapılışı, yeri, zamanı
Namaz, yanılmak