1898 Kayıt Bulundu.
Bana Malik, ona da Hişam b. Urve, babasının (Urve b. Zübeyr) oruçluyken hacamat yaptırdığını ve oruca devam ettiğini rivayet etmiş, şöyle demiştir: "Ben babamın sadece oruçlu olduğu zamanlarda hacamat yaptırdığını gördüm." İmam Malik şöyle der ki: Oruçlunun hacamat yaptırmasında oruçtan dolayı zayıf düşme korkusu haricinde bir sakınca yoktur. Zayıf düşme korkusu yoksa sakınca görülmez. Bir kişi Ramazan ayında hacamat yaptırır ve orucunu tamamlarsa bir sakınca görmem ve o hacamat yaptırdığı o günün orucunu kaza etmesini emretmem. Hacamatın sakıncalı görülmesinin sebebi orucu riske atmasından dolayıdır. Şayet kişi hacamat yaptırır ve akşama kadar orucunu tamamlarsa ona bir şey diyemem ve o günün orucunu kaza etmesi gerekmez.
Bana Mâlik, ona da Nâfi, İbn Ömer'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Oruçlu iken zorla (isteyerek) istifra eden kimsenin orucunu kaza etmesi gerekir. Elinde olmadan istifra eden kimsenin ise kaza etmesi gerekmez."
Bana Mâlik (b. Enes), ona da Yahya b. Said, Said b. Müseyyeb'den şöyle rivayet etmiştir: "Ramazan orucunun kazası hakkında sorulduğunda, Said b. Müseyyeb şöyle cevap vermiştir: 'Ramazan orucunun kazasının ara verilmeden peş peşe tutulmasını tercih ederim'." [Yahya (b. Yahya) da Mâlik (b. Enes)'in şöyle dediğini nakletmiştir: 'Ramazan orucunun kazasını ara vererek tutan kimsenin bu oruçları tekrar tutması gerekmez. Bu yaptığı, onun için yeterlidir. Ama ben de kaza oruçlarını peş peşe tutmasını daha güzel bulurum.' Mâlik (b. Enes) şunu da ilave etmiştir: 'Ramazan'da veya vacib olan bir orucu tutarken, yanılarak ya da unutarak yiyen yahut içen bir kimse, bozduğu orucunun yerine bir gün kaza orucu tutması gerekir.']
Malik der ki: Süleyman b. Yesar'dan (yukarıdakine) benzer görüş bana ulaştı. Yine Malik der ki: Vefat eden bir kimse köle azad etmeyi veya oruç tutmayı yahut sadaka vermeyi ya da deve kurban etmeyi adamış ve bu adaklarının kendisi adına mirasından yerine getirilmesini vasiyet etmiş ise önce malının üçte birinden sadaka ve deve kurbanı adağı yerine getirilir. Bu iki vasiyet -benzeri olanlar dışında- diğer vasiyetlerden önce gerçekleştirilir. Çünkü kendisine vacip olan adak vb. şeyler, vacip olmayan nafileler gibi değildir. Bu sebeple nafile olanlar, mirasın tamamından değil üçte birlik kısmından gerçekleştirilir. Eğer mirasın tamamından bu adakları yerine getirmek caiz olsaydı ölecek olan kimse, bu adaklar gibi üzerine vacip olan tüm yükümlülükleri ölüm anına kadar geciktirebilir ve miras varislerin olunca kendisi adına başka bir kimsenin yerine getirmediği bu türden yükümlülüklerin neler olduğunu belirtebilirdi. Şayet bunu yapmak ona caiz olsaydı adak vb. yükümlülüklerini geciktirebilir, ölüm anında bu yükümlülüklerin neler olduğunu belirtebilir ve bunların karşılanması için gereken miktar mirasın tamamına karşılık gelebilirdi. Halbuki onun böyle bir şeyi yapmaya hakkı yoktur.