Bana Malik, ona da Hişam b. Urve, babasının (Urve b. Zübeyr) oruçluyken hacamat yaptırdığını ve oruca devam ettiğini rivayet etmiş, şöyle demiştir:
"Ben babamın sadece oruçlu olduğu zamanlarda hacamat yaptırdığını gördüm."
İmam Malik şöyle der ki: Oruçlunun hacamat yaptırmasında oruçtan dolayı zayıf düşme korkusu haricinde bir sakınca yoktur. Zayıf düşme korkusu yoksa sakınca görülmez. Bir kişi Ramazan ayında hacamat yaptırır ve orucunu tamamlarsa bir sakınca görmem ve o hacamat yaptırdığı o günün orucunu kaza etmesini emretmem. Hacamatın sakıncalı görülmesinin sebebi orucu riske atmasından dolayıdır. Şayet kişi hacamat yaptırır ve akşama kadar orucunu tamamlarsa ona bir şey diyemem ve o günün orucunu kaza etmesi gerekmez.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35546, MU000666
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ أَنَّهُ كَانَ يَحْتَجِمُ وَهُوَ صَائِمٌ ثُمَّ لاَ يُفْطِرُ . قَالَ وَمَا رَأَيْتُهُ احْتَجَمَ قَطُّ إِلاَّ وَهُوَ صَائِمٌ . قَالَ مَالِكٌ لاَ تُكْرَهُ الْحِجَامَةُ لِلصَّائِمِ إِلاَّ خَشْيَةً مِنْ أَنْ يَضْعُفَ وَلَوْلاَ ذَلِكَ لَمْ تُكْرَهْ وَلَوْ أَنَّ رَجُلاً احْتَجَمَ فِى رَمَضَانَ ثُمَّ سَلِمَ مِنْ أَنْ يُفْطِرَ لَمْ أَرَ عَلَيْهِ شَيْئًا وَلَمْ آمُرْهُ بِالْقَضَاءِ لِذَلِكَ الْيَوْمِ الَّذِى احْتَجَمَ فِيهِ لأَنَّ الْحِجَامَةَ إِنَّمَا تُكْرَهُ لِلصَّائِمِ لِمَوْضِعِ التَّغْرِيرِ بِالصِّيَامِ فَمَنِ احْتَجَمَ وَسَلِمَ مِنْ أَنْ يُفْطِرَ حَتَّى يُمْسِىَ فَلاَ أَرَى عَلَيْهِ شَيْئًا وَلَيْسَ عَلَيْهِ قَضَاءُ ذَلِكَ الْيَوْمِ .
Tercemesi:
Bana Malik, ona da Hişam b. Urve, babasının (Urve b. Zübeyr) oruçluyken hacamat yaptırdığını ve oruca devam ettiğini rivayet etmiş, şöyle demiştir:
"Ben babamın sadece oruçlu olduğu zamanlarda hacamat yaptırdığını gördüm."
İmam Malik şöyle der ki: Oruçlunun hacamat yaptırmasında oruçtan dolayı zayıf düşme korkusu haricinde bir sakınca yoktur. Zayıf düşme korkusu yoksa sakınca görülmez. Bir kişi Ramazan ayında hacamat yaptırır ve orucunu tamamlarsa bir sakınca görmem ve o hacamat yaptırdığı o günün orucunu kaza etmesini emretmem. Hacamatın sakıncalı görülmesinin sebebi orucu riske atmasından dolayıdır. Şayet kişi hacamat yaptırır ve akşama kadar orucunu tamamlarsa ona bir şey diyemem ve o günün orucunu kaza etmesi gerekmez.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Sıyâm 666, 1/104
Senetler:
1. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
2. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
Konular:
Hacamat, Oruç, ihramlı ve oruçlu iken kan aldırmak
Hacamat, Oruç, oruçlunun hacamat yaptırması
Bana Mâlik, ona da Nâfi, İbn Ömer'in şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Oruçlu iken zorla (isteyerek) istifra eden kimsenin orucunu kaza etmesi gerekir. Elinde olmadan istifra eden kimsenin ise kaza etmesi gerekmez."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35560, MU000680
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ نَافِعٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ أَنَّهُ كَانَ يَقُولُ:
"مَنِ اسْتَقَاءَ وَهُوَ صَائِمٌ فَعَلَيْهِ الْقَضَاءُ، وَمَنْ ذَرَعَهُ الْقَىْءُ فَلَيْسَ عَلَيْهِ الْقَضَاءُ."
Tercemesi:
Bana Mâlik, ona da Nâfi, İbn Ömer'in şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Oruçlu iken zorla (isteyerek) istifra eden kimsenin orucunu kaza etmesi gerekir. Elinde olmadan istifra eden kimsenin ise kaza etmesi gerekmez."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Sıyâm 680, 1/107
Senetler:
()
Konular:
KTB, ORUÇ
Oruç, bozmayan şeyler
Oruç, bozulması
Oruç, kaza ve keffareti
Bana Mâlik (b. Enes), ona da Yahya b. Said, Said b. Müseyyeb'den şöyle rivayet etmiştir:
"Ramazan orucunun kazası hakkında sorulduğunda, Said b. Müseyyeb şöyle cevap vermiştir: 'Ramazan orucunun kazasının ara verilmeden peş peşe tutulmasını tercih ederim'."
[Yahya (b. Yahya) da Mâlik (b. Enes)'in şöyle dediğini nakletmiştir: 'Ramazan orucunun kazasını ara vererek tutan kimsenin bu oruçları tekrar tutması gerekmez. Bu yaptığı, onun için yeterlidir. Ama ben de kaza oruçlarını peş peşe tutmasını daha güzel bulurum.' Mâlik (b. Enes) şunu da ilave etmiştir: 'Ramazan'da veya vacib olan bir orucu tutarken, yanılarak ya da unutarak yiyen yahut içen bir kimse, bozduğu orucunun yerine bir gün kaza orucu tutması gerekir.']
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35561, MU000681
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ أَنَّهُ سَمِعَ سَعِيدَ بْنَ الْمُسَيَّبِ:
"يُسْأَلُ عَنْ قَضَاءِ رَمَضَانَ، فَقَالَ سَعِيدٌ أَحَبُّ إِلَىَّ أَنْ لاَ يُفَرَّقَ قَضَاءُ رَمَضَانَ وَأَنْ يُوَاتَرَ."
[قَالَ يَحْيَى سَمِعْتُ مَالِكًا يَقُولُ فِيمَنْ فَرَّقَ قَضَاءَ رَمَضَانَ فَلَيْسَ عَلَيْهِ إِعَادَةٌ، وَذَلِكَ مُجْزِئٌ عَنْهُ. وَأَحَبُّ ذَلِكَ إِلَىَّ أَنْ يُتَابِعَهُ. قَالَ مَالِكٌ مَنْ أَكَلَ أَوْ شَرِبَ فِى رَمَضَانَ سَاهِيًا أَوْ نَاسِيًا أَوْ مَا كَانَ مِنْ صِيَامٍ وَاجِبٍ عَلَيْهِ أَنَّ عَلَيْهِ قَضَاءَ يَوْمٍ مَكَانَهُ.]
Tercemesi:
Bana Mâlik (b. Enes), ona da Yahya b. Said, Said b. Müseyyeb'den şöyle rivayet etmiştir:
"Ramazan orucunun kazası hakkında sorulduğunda, Said b. Müseyyeb şöyle cevap vermiştir: 'Ramazan orucunun kazasının ara verilmeden peş peşe tutulmasını tercih ederim'."
[Yahya (b. Yahya) da Mâlik (b. Enes)'in şöyle dediğini nakletmiştir: 'Ramazan orucunun kazasını ara vererek tutan kimsenin bu oruçları tekrar tutması gerekmez. Bu yaptığı, onun için yeterlidir. Ama ben de kaza oruçlarını peş peşe tutmasını daha güzel bulurum.' Mâlik (b. Enes) şunu da ilave etmiştir: 'Ramazan'da veya vacib olan bir orucu tutarken, yanılarak ya da unutarak yiyen yahut içen bir kimse, bozduğu orucunun yerine bir gün kaza orucu tutması gerekir.']
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Sıyâm 681, 1/107
Senetler:
()
Konular:
KTB, ORUÇ
Oruç, kaza ve keffareti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35555, MU000675
Hadis:
قَالَ مَالِكٌ وَبَلَغَنِى عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ يَسَارٍ مِثْلُ ذَلِكَ . قَالَ مَالِكٌ مَنْ مَاتَ وَعَلَيْهِ نَذْرٌ مِنْ رَقَبَةٍ يُعْتِقُهَا أَوْ صِيَامٍ أَوْ صَدَقَةٍ أَوْ بَدَنَةٍ فَأَوْصَى بِأَنْ يُوَفَّى ذَلِكَ عَنْهُ مِنْ مَالِهِ فَإِنَّ الصَّدَقَةَ وَالْبَدَنَةَ فِى ثُلُثِهِ وَهُوَ يُبَدَّى عَلَى مَا سِوَاهُ مِنَ الْوَصَايَا إِلاَّ مَا كَانَ مِثْلَهُ وَذَلِكَ أَنَّهُ لَيْسَ الْوَاجِبُ عَلَيْهِ مِنَ النُّذُورِ وَغَيْرِهَا كَهَيْئَةِ مَا يَتَطَوَّعُ بِهِ مِمَّا لَيْسَ بِوَاجِبٍ وَإِنَّمَا يُجْعَلُ ذَلِكَ فِى ثُلُثِهِ خَاصَّةً دُونَ رَأْسِ مَالِهِ لأَنَّهُ لَوْ جَازَ لَهُ ذَلِكَ فِى رَأْسِ مَالِهِ لأَخَّرَ الْمُتَوَفَّى مِثْلَ ذَلِكَ مِنَ الأُمُورِ الْوَاجِبَةِ عَلَيْهِ حَتَّى إِذَا حَضَرَتْهُ الْوَفَاةُ وَصَارَ الْمَالُ لِوَرَثَتِهِ سَمَّى مِثْلَ هَذِهِ الأَشْيَاءِ الَّتِى لَمْ يَكُنْ يَتَقَاضَاهَا مِنْهُ مُتَقَاضٍ فَلَوْ كَانَ ذَلِكَ جَائِزًا لَهُ أَخَّرَ هَذِهِ الأَشْيَاءَ حَتَّى إِذَا كَانَ عِنْدَ مَوْتِهِ سَمَّاهَا وَعَسَى أَنْ يُحِيطَ بِجَمِيعِ مَالِهِ فَلَيْسَ ذَلِكَ لَهُ .
Tercemesi:
Malik (b. Enes), Süleyman b. Yesar'dan (yukarıdakine) benzer görüşün kendisine ulaştığını söylemiştir. Yine Malik (b. Enes) şöyle demiştir: Vefat eden bir kimse köle azad etmeyi veya oruç tutmayı veya sadaka vermeyi yahut deve kurban etmeyi adamış ve bu adaklarının kendisi adına mirasından yerine getirilmesini vasiyet etmiş ise önce malının üçte birinden sadaka ve deve kurbanı adağı yerine getirilir. Bu iki vasiyet -benzeri olanlar dışında- diğer vasiyetlerden önce gerçekleştirilir. Çünkü kendisine vacip olan adak vb. şeyler, vacip olmayan nafileler gibi değildir. Bu sebeple nafile olanlar mirasın tamamından değil üçte birlik kısmından gerçekleştirilir. Zira mirasın tamamından bu adakları yerine getirmek caiz olsaydı ölecek olan kimse, bu adaklar gibi üzerine vacip olan tüm yükümlülükleri ölüm anına kadar geciktirebilir ve miras varislerin olunca kendisi adına başka bir kimsenin yerine getirmediği bu türden yükümlülüklerin neler olduğunu belirtebilirdi. Şayet bunu yapmak ona caiz olsaydı adak vb. yükümlülüklerini geciktirebilir, ölüm anında bu yükümlülüklerin neler olduğunu belirtebilir ve bunların karşılanması için gereken miktar mirasın tamamına karşılık gelebilirdi. Halbuki onun böyle bir şeyi yapmaya hakkı yoktur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Sıyâm 675, 1/106
Senetler:
0. Maktu' (Maktu')
1. Ebu Türâb Süleyman b. Yesar el-Hilâlî (Süleyman b. Yesar el-Hilâlî)
Konular:
KTB, ADAK
Teşvik edilenler, Fidye vermek
Yargı, miras Hukuku
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ عَمِّهِ أَبِى سُهَيْلِ بْنِ مَالِكٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّهُ قَالَ إِذَا دَخَلَ رَمَضَانُ فُتِّحَتْ أَبْوَابُ الْجَنَّةِ وَغُلِّقَتْ أَبْوَابُ النَّارِ وَصُفِّدَتِ الشَّيَاطِينُ . و حدثني عن مالك أنه سمع أهل العلم لا يكرهون السواك للصائم في رمضان في ساعة من ساعاتِ النهار لا في أوله ولا في آخره و لم أسمعْ أحداً من أهل العلم يكره ذلك ولا ينهى عنه قال يحيى و سمعتُ مالكاً يقول في صيام ستة أيامٍ بعد الفطر من رمضان إنه لم ير أحداً من أهل العلم والفقه يصومها و لم يبلغني ذلك عن أحد من السلف و إن أهل العلم يكرهون ذلك و يخافون بدعته وأن يلحق برمضان ما ليس منه أهل الجهالة و الجفاء لو رأوْا فى ذلك رخصة عند أهل العلم و رأوهم يعلمون ذلك وقال يحيى سمعت مالكاً يقول لم أسمع أحداً من أهل العلم و الفقه ومن يُقتدى به ينهى عن صيام يوم الجمعة و صيامه حسن و قد رأيتُ بعض أهل العلم يصومه و رأُراه كان يتحراه.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35572, MU000692
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ عَمِّهِ أَبِى سُهَيْلِ بْنِ مَالِكٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّهُ قَالَ إِذَا دَخَلَ رَمَضَانُ فُتِّحَتْ أَبْوَابُ الْجَنَّةِ وَغُلِّقَتْ أَبْوَابُ النَّارِ وَصُفِّدَتِ الشَّيَاطِينُ . و حدثني عن مالك أنه سمع أهل العلم لا يكرهون السواك للصائم في رمضان في ساعة من ساعاتِ النهار لا في أوله ولا في آخره و لم أسمعْ أحداً من أهل العلم يكره ذلك ولا ينهى عنه قال يحيى و سمعتُ مالكاً يقول في صيام ستة أيامٍ بعد الفطر من رمضان إنه لم ير أحداً من أهل العلم والفقه يصومها و لم يبلغني ذلك عن أحد من السلف و إن أهل العلم يكرهون ذلك و يخافون بدعته وأن يلحق برمضان ما ليس منه أهل الجهالة و الجفاء لو رأوْا فى ذلك رخصة عند أهل العلم و رأوهم يعلمون ذلك وقال يحيى سمعت مالكاً يقول لم أسمع أحداً من أهل العلم و الفقه ومن يُقتدى به ينهى عن صيام يوم الجمعة و صيامه حسن و قد رأيتُ بعض أهل العلم يصومه و رأُراه كان يتحراه.
Tercemesi:
Bana Malik (b. Enes), ona amcası Ebu Süheyl b. Malik (Nafi' b. Malik), ona da babası (Malik b. Ebu Amir), Ebu Hureyre’nin (ra) şöyle dediğini rivayet etti:
"Ramazan girdiğinde cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve bütün şeytanlar zincire vurulur."
Bana Malik şöyle rivayet etti:
İlim ehlinden duyduğuma göre; Ramazan'da oruçlunun gündüzün herhangi bir saatinde ister bu günün başı olsun isterse sonu olsun misvak kullanmasını mekruh bulmamışlardır. Yine alimlerden birinin bunu mekruh kabul ettiğini veya yasakladığını da işitmedim.
Yahya (b. Yahya), Malik'in şöyle dediğini rivayet etti: Ramazan bayramından sonra altı gün oruç tutan hiçbir alim ve fakih görmedim. Selef-i salihinden hiçbirinden de bu konuda bir rivayet bana gelmedi. Ancak alimler, bazı cahillerin ve kaba kimselerin bu altı günü Ramazana dahil etmelerinden ve bir bid'at uydurmalarından korkarak bunu mekruh bulmuşlardır. Şayet alimler bu konuda ruhsat vermiş olsalardı, onların da bayramdan sonra altı gün oruç tuttuklarını görürlerdi.
Yahya (b. Yahya), Malik'in şöyle dediğini rivayet etti:
Hiçbir ehl-i ilmin, fakihin ve kendilerine uyulanların cuma günü oruç tutmayı yasakladığını işitmedim. Cuma günü oruç tutmak güzeldir. Ben bazı âlimlerin tuttuğunu gördüm. Öyleki onlar o gün oruç tutmak için onu beklerlerdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Sıyâm 692, 1/109
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Malik b. Ebu Amir el-Asbahî (Malik b. Amir b. Haris b. Gaymân)
3. Ebu Süheyl Nafi' b. Malik et-Teymî (Nafi' b. Malik b. Amr b. Haris)
Konular:
Ramazan Ayı, Şeytan, şeytan ve cinlerin bağlanması
Ramazan, Ramazan ayının fazileti
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ أَنَّ عَائِشَةَ وَحَفْصَةَ زَوْجَىِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَصْبَحَتَا صَائِمَتَيْنِ مُتَطَوِّعَتَيْنِ فَأُهْدِىَ لَهُمَا طَعَامٌ فَأَفْطَرَتَا عَلَيْهِ فَدَخَلَ عَلَيْهِمَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَتْ عَائِشَةُ فَقَالَتْ حَفْصَةُ وَبَدَرَتْنِى بِالْكَلاَمِ وَكَانَتْ بِنْتَ أَبِيهَا يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى أَصْبَحْتُ أَنَا وَعَائِشَةُ صَائِمَتَيْنِ مُتَطَوِّعَتَيْنِ فَأُهْدِىَ إِلَيْنَا طَعَامٌ فَأَفْطَرْنَا عَلَيْهِ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم اقْضِيَا مَكَانَهُ يَوْمًا آخَرَ . قال يحيى سمعتُ مالكاً يقول من أكل أو شرب ساهياًأو ناسياً في صيام تطوعٍ فليس عليه قضاءٌ وليُتم يومَه الذى أكل فيه أو شرب و هو متطوعٌ ولا يفطرْه و ليس على من أصابه أمرٌ يقطع صيامه و هو متطوعٌ قضاءٌ إذا كات إنما أفطر من عذر غير متعمد للفطر ولا أرى عليه قضاءَ صلاة نافلة إذا هو قطعها من حدثٍ لا يستطيع حبسه مما يحتاج فيه إلى الوضوء قال مالك و لا ينبغي أن يدخل الرجلفي شئٍ من الأعمال الصالحة الصلاة والصيام والحج وما أشبه هذا من الأعمال الصالحة التي يتطوع بها الناس فيقطعه حتى يُتمه على سنته إذا كبر لم ينصرف حتى يصلى ركعتين و إذا صام لم يُفطر حتي يتم صوم يومه و إذا أهل لم يرجع حتى يُتم حجَه وإذا دخل فى الطوافِ لم يقطعه حتى يتم سبوعَه ولا ينبغي أن يترك شيئاً من هذا إذا دخل فيه حتى يقطيه إلا من أمر يعرض له مما يعرض للناس من الأسقام التي يُعذَرون بها و الأمورُ التي يُعذرون بها و ذلك أن الله تبارك و تعالى يقول فى كتابه وكلوا واشربوا حتى يتبيّن لكم الخيطُ الأبيض من الخيط الأسود من الفجر ثم أتموا الصيام إلى الليل ۲\۱٨٧ فعليه إتمام الصيام كما قال الله و قال الله تعالى و أتمواالحج والعمرة لله ۲\۱٩٦ فلو أن رجلاً أهلّ بالحج تطوعاً و قد قضى الفريضة لم يكن له أن يترك الحج بعد أن دخل فيه و يرجع حلالاً من الطريق وكل أحدٍ دخل في نافلة فعليه إتمامها إذا دخل فيها كما يُتمّ الفريضة و هذا أحسن ما سمعت.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35563, MU000683
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ أَنَّ عَائِشَةَ وَحَفْصَةَ زَوْجَىِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَصْبَحَتَا صَائِمَتَيْنِ مُتَطَوِّعَتَيْنِ فَأُهْدِىَ لَهُمَا طَعَامٌ فَأَفْطَرَتَا عَلَيْهِ فَدَخَلَ عَلَيْهِمَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَتْ عَائِشَةُ فَقَالَتْ حَفْصَةُ وَبَدَرَتْنِى بِالْكَلاَمِ وَكَانَتْ بِنْتَ أَبِيهَا يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى أَصْبَحْتُ أَنَا وَعَائِشَةُ صَائِمَتَيْنِ مُتَطَوِّعَتَيْنِ فَأُهْدِىَ إِلَيْنَا طَعَامٌ فَأَفْطَرْنَا عَلَيْهِ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم اقْضِيَا مَكَانَهُ يَوْمًا آخَرَ . قال يحيى سمعتُ مالكاً يقول من أكل أو شرب ساهياًأو ناسياً في صيام تطوعٍ فليس عليه قضاءٌ وليُتم يومَه الذى أكل فيه أو شرب و هو متطوعٌ ولا يفطرْه و ليس على من أصابه أمرٌ يقطع صيامه و هو متطوعٌ قضاءٌ إذا كات إنما أفطر من عذر غير متعمد للفطر ولا أرى عليه قضاءَ صلاة نافلة إذا هو قطعها من حدثٍ لا يستطيع حبسه مما يحتاج فيه إلى الوضوء قال مالك و لا ينبغي أن يدخل الرجلفي شئٍ من الأعمال الصالحة الصلاة والصيام والحج وما أشبه هذا من الأعمال الصالحة التي يتطوع بها الناس فيقطعه حتى يُتمه على سنته إذا كبر لم ينصرف حتى يصلى ركعتين و إذا صام لم يُفطر حتي يتم صوم يومه و إذا أهل لم يرجع حتى يُتم حجَه وإذا دخل فى الطوافِ لم يقطعه حتى يتم سبوعَه ولا ينبغي أن يترك شيئاً من هذا إذا دخل فيه حتى يقطيه إلا من أمر يعرض له مما يعرض للناس من الأسقام التي يُعذَرون بها و الأمورُ التي يُعذرون بها و ذلك أن الله تبارك و تعالى يقول فى كتابه وكلوا واشربوا حتى يتبيّن لكم الخيطُ الأبيض من الخيط الأسود من الفجر ثم أتموا الصيام إلى الليل ۲\۱٨٧ فعليه إتمام الصيام كما قال الله و قال الله تعالى و أتمواالحج والعمرة لله ۲\۱٩٦ فلو أن رجلاً أهلّ بالحج تطوعاً و قد قضى الفريضة لم يكن له أن يترك الحج بعد أن دخل فيه و يرجع حلالاً من الطريق وكل أحدٍ دخل في نافلة فعليه إتمامها إذا دخل فيها كما يُتمّ الفريضة و هذا أحسن ما سمعت.
Tercemesi:
İbn Şihab'tan: Hz. Aişe ve Hafsa sabahleyin oruçlu olarak kalktılar. Kendilerine yemek getirilmişti, onu yiyerek oruçlarını bozdular. Bu sırada yanlarına Resûlullah (s.a.v.) geldi. Hz. Hafsa hemen Hz. Aişe'den önce söze başlayarak (tam babasının kızıydı): "Ya Resûlallah! Aişe ile ben sahurda nafile oruç tutmaya niyet etmiştik, fakat bize birinin yiyecek hediye getirdiğini görünce orucumuzu bozduk! dedi. Resûlullah (s.a.v.): "Öyleyse, yerine başka bir gün kaza tutarsınız," buyurdu.
İmam Malik'ten: Unutarak veya-sehven (yanlışlıkla) içmek suretiyle nafile orucunu bozan kimseye kaza lâzım gelmez. Fakat nasıl olsa orucum bozuldu diye yemeye içmeye devam etmemeli, o gün akşama kadar orucu tamamlamalıdır. Nafile oruç tutan kimsenin başına orucunu bozmaya mecbur edecek bir hal gelse, ona da kaza lâzım gelmez. Ancak bu durumdaki kimsenin asıl maksadı orucunu bozmak olmamalıdır. Orucunu bozuş sebebi başına gelen özür olmalıdır. Nafile olarak kılınan namaz da böyledir. Şayet namazda elinde olmayan bir sebepten abdesti bozulsa ve tekrar abdest almak imkânsız olsa o namazın kazası gerekmez.
İmam Malik'ten: Namaz, oruç, hac ve bunlara benzer faydalı ibadetleri nafile olarak tamamlama imkânına sahip olmadıkça bu ibadetleri yap¬maya kalkışmamalıdır. Meselâ, bir namaza başlayıp iftitah tek¬birini alınca iki rekât kılmalıdır. Oruca başlayınca o gün akşama kadar tutmalıdır. îhrama girince tavafını tamamlamalı, tavafa başlayınca da yedi şavt yapmalıdır. Başlanılan bir ibadeti terk et¬meden bitirmesi gerekir. Ancak, insanoğlunun başına gelebilecek hastalıklar ve ibadetinin devamına mani olan mazeretlerden do¬layı bırakabilir. Bundan dolayı Cenabı Allah, Kur'an-ı Kerim'inde: "Ramazan gecelerinde beyaz iplik siyah iplikten ayırt edilinceye yani şafak atıncaya kadar yiyin için." buyurmaktadır. O halde başladığı orucu tamamlaması vaciptir.
Yine başka bir ayeti kerimede: "Allah için başladığınız hac ve umreyi tamamlayın" denilmektedir. Çünkü üzerine farz olan haccını ifa eden bir müslümanın başladığı başka bir nafile haccı sonraya bırakması, ihramdan çıkarak yoldan dönmesi doğru değildir. Nafile ibadete başlayan herkes, farz ibadeti tamamladığı gibi onu da bitirmeden bırakmamalıdır." Duyduklarımın en güzeli budur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Sıyâm 683, 1/107
Senetler:
()
Konular:
KTB, ORUÇ
Nafile Oruç, nafile
Nafile Oruç, nafile oruç bozulabilir mi?
Oruç, bozulması
Oruç, kaza ve keffareti
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ أَبِى النَّضْرِ مَوْلَى عُمَرَ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ عَائِشَةَ زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهَا قَالَتْ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَصُومُ حَتَّى نَقُولَ لاَ يُفْطِرُ وَيُفْطِرُ حَتَّى نَقُولَ لاَ يَصُومُ وَمَا رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم اسْتَكْمَلَ صِيَامَ شَهْرٍ قَطُّ إِلاَّ رَمَضَانَ وَمَا رَأَيْتُهُ فِى شَهْرٍ أَكْثَرَ صِيَامًا مِنْهُ فِى شَعْبَانَ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35569, MU000689
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ أَبِى النَّضْرِ مَوْلَى عُمَرَ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ عَائِشَةَ زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهَا قَالَتْ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَصُومُ حَتَّى نَقُولَ لاَ يُفْطِرُ وَيُفْطِرُ حَتَّى نَقُولَ لاَ يَصُومُ وَمَا رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم اسْتَكْمَلَ صِيَامَ شَهْرٍ قَطُّ إِلاَّ رَمَضَانَ وَمَا رَأَيْتُهُ فِى شَهْرٍ أَكْثَرَ صِيَامًا مِنْهُ فِى شَعْبَانَ .
Tercemesi:
Resûlullah'ın (s.a.v.) hanımı Hz. Aişe'den: Resûlullah (s.a.v.), hiç oruçsuz gün geçirmiyor diyemiyeceğimiz kadar oruç tutar, devamlı oruç tutuyor demiyeceğimiz kadar da oruçsuz gün geçirirdi. Ramazan ayından başka hiçbir ayın tamamım oruçlu geçirdiğini görmedim. Şaban ayında tuttuğundan daha fazla da hiçbir ayda oruç tuttuğunu görmedim.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Sıyâm 689, 1/109
Senetler:
()
Konular:
Oruç, Hz. Peygamber'in
Oruç, Şaban ayında
Oruç, sürekli tutulan
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35562, MU000682
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ قَيْسٍ الْمَكِّىِّ أَنَّهُ أَخْبَرَهُ قَالَ كُنْتُ مَعَ مُجَاهِدٍ وَهُوَ يَطُوفُ بِالْبَيْتِ فَجَاءَهُ إِنْسَانٌ فَسَأَلَهُ عَنْ صِيَامِ أَيَّامِ الْكَفَّارَةِ أَمُتَتَابِعَاتٍ أَمْ يَقْطَعُهَا قَالَ حُمَيْدٌ فَقُلْتُ لَهُ نَعَمْ يَقْطَعُهَا إِنْ شَاءَ . قَالَ مُجَاهِدٌ لاَ يَقْطَعُهَا فَإِنَّهَا فِى قِرَاءَةِ أُبَىِّ بْنِ كَعْبٍ ثَلاَثَةِ أَيَّامٍ مُتَتَابِعَاتٍ . قَالَ مَالِكٌ وَأَحَبُّ إِلَىَّ أَنْ يَكُونَ مَا سَمَّى اللَّهُ فِى الْقُرْآنِ يُصَامُ مُتَتَابِعًا . وَسُئِلَ مَالِكٌ عَنِ الْمَرْأَةِ تُصْبِحُ صَائِمَةً فِى رَمَضَانَ فَتَدْفَعُ دَفْعَةً مِنْ دَمٍ عَبِيطٍ فِى غَيْرِ أَوَانِ حَيْضِهَا ثُمَّ تَنْتَظِرُ حَتَّى تُمْسِىَ أَنْ تَرَى مِثْلَ ذَلِكَ فَلاَ تَرَى شَيْئًا ثُمَّ تُصْبِحُ يَوْمًا آخَرَ فَتَدْفَعُ دَفْعَةً أُخْرَى وَهِىَ دُونَ الأُولَى ثُمَّ يَنْقَطِعُ ذَلِكَ عَنْهَا قَبْلَ حَيْضَتِهَا بِأَيَّامٍ فَسُئِلَ مَالِكٌ كَيْفَ تَصْنَعُ فِى صِيَامِهَا وَصَلاَتِهَا قَالَ مَالِكٌ ذَلِكَ الدَّمُ مِنَ الْحَيْضَةِ فَإِذَا رَأَتْهُ فَلْتُفْطِرْ وَلْتَقْضِ مَا أَفْطَرَتْ فَإِذَا ذَهَبَ عَنْهَا الدَّمُ فَلْتَغْتَسِلْ وَتَصُومُ . وَسُئِلَ عَمَّنْ أَسْلَمَ فِى آخِرِ يَوْمٍ مِنْ رَمَضَانَ هَلْ عَلَيْهِ قَضَاءُ رَمَضَانَ كُلِّهِ أَوْ يَجِبُ عَلَيْهِ قَضَاءُ الْيَوْمِ الَّذِى أَسْلَمَ فِيهِ فَقَالَ لَيْسَ عَلَيْهِ قَضَاءُ مَا مَضَى وَإِنَّمَا يَسْتَأْنِفُ الصِّيَامَ فِيمَا يُسْتَقْبَلُ وَأَحَبُّ إِلَىَّ أَنْ يَقْضِىَ الْيَوْمَ الَّذِى أَسْلَمَ فِيهِ .
Tercemesi:
Humeyd b. Kays el-Mekkî'den: Mücahit, Beytullah'ı tavaf ederken ben de yanında idim. Biri kendisine gelerek: "Kefaret oruçları peş peşe mi, yoksa aralıklı olarak mı tutulacak?" diye sordu. Bunun üzerine ben hemen: "Evet, isterse aralıklarla tutabilir." diye cevap verdim. Mücahit ise: "Hayır, kesintisiz olarak tutar. Çünkü Übey b. Kab kıraatında, peşpeşe üç gün, denilmektedir." diye itiraz etti. İmam Malik'ten: Bana kalırsa Cenabı Allah'ın Kur'anda tayin ettiğinin "peşpeşe tutulur" olmasıdır.
İmam Malik'e şöyle bir soru soruldu: "Kadının biri Ramazanda sabahleyin oruçlu olarak kalktı. Ay hali olmadığı halde birden bire saf bir kan boşandı. Tekrar gelir diye akşama kadar bekledi, fakat gelmedi. Ertesi gün tekrar yine bir kan daha geldi, fakat bu seferki ilk gününkinden azdı. Daha sonra bu kan aybaşı günlerinden önce kesildi. Bu durumdaki kadın namazını, orucunu ne yapar? İmam Malik şu cevabı verdi: "Bu hayız kanıdır. Görünce hemen orucunu bozsun, sonradan kaza eder. Kan kesilince gusletsin ve orucunu tutsun."
Ramazanın son günlerinde müslüman olan bir kimsenin sadece müslüman olduğu günlerdeki orucu mu, yoksa o Ramazamn tamamını mı tutacağı soruldu.
İmam Malik: "Geçenleri kaza etmez, müslüman olduğu günden itibaren başlar. Bana kalırsa da en güzeli müslüman olduğu günü kaza etmesidir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Sıyâm 682, 1/107
Senetler:
()
Konular:
KTB, ORUÇ
Oruç, kaza ve keffareti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35567, MU000687
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ أَنَّهُ بَلَغَهُ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ مِثْلُ ذَلِكَ .
Tercemesi:
İmam Malik'den; Said b. Cübeyr'in buna benzer bir fetvasını duymuştum.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Sıyâm 687, 1/109
Senetler:
()
Konular:
Oruç, seferde
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ أَبِى الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ الصِّيَامُ جُنَّةٌ فَإِذَا كَانَ أَحَدُكُمْ صَائِمًا فَلاَ يَرْفُثْ وَلاَ يَجْهَلْ فَإِنِ امْرُؤٌ قَاتَلَهُ أَوْ شَاتَمَهُ فَلْيَقُلْ إِنِّى صَائِمٌ إِنِّى صَائِمٌ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35570, MU000690
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ أَبِى الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ الصِّيَامُ جُنَّةٌ فَإِذَا كَانَ أَحَدُكُمْ صَائِمًا فَلاَ يَرْفُثْ وَلاَ يَجْهَلْ فَإِنِ امْرُؤٌ قَاتَلَهُ أَوْ شَاتَمَهُ فَلْيَقُلْ إِنِّى صَائِمٌ إِنِّى صَائِمٌ .
Tercemesi:
Ebû Hüreyre den Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Oruç kalkandır, onun için oruçlu, fena bir söz söylemesin, cahillik yapmasın. Şayet birisi ona elle veya sözle sataşırsa ben oruçluyum! Ben oruçluyum! desin."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Sıyâm 690, 1/109
Senetler:
()
Konular:
KTB, ORUÇ
Oruç, arınma fırsatıdır
Oruç, önemi
Oruç, oruçlunun yapıp yapamayacağı şeyler