Öneri Formu
Hadis Id, No:
281007, M000332-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَمْرٌو النَّاقِدُ وَزُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ قَالاَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ ح وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُسْهِرٍ وَعَبْدَةُ بْنُ سُلَيْمَانَ ح وَحَدَّثَنَا ابْنُ الْمُثَنَّى وَابْنُ بَشَّارٍ قَالاَ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عَدِىٍّ كُلُّهُمْ عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِى عَرُوبَةَ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ زُرَارَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ تَجَاوَزَ لأُمَّتِى عَمَّا حَدَّثَتْ بِهِ أَنْفُسَهَا مَا لَمْ تَعْمَلْ أَوْ تَكَلَّمْ بِهِ » .
Tercemesi:
Bize Amr en-Nakid ve Züheyr b. Harb, ona İsmail b. İbrahim (T) Bize Ebû Bekir b. Ebû Şeybe, ona Ali b. Müshir ve Abde b. Süleyman (T) Bize İbnü'l-Müsennâ, İbn Beşşâr, onlara İbn Ebû Adî, ona Said b. Ebû Arûbe, ona Katâde, ona Zürâre, ona Ebû Hüreyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz yüce Allah, işlemedikleri veya söylemedikleri müddetçe ümmetimin gönlünden geçen günahları affetmiştir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 332, /73
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Hâcib Zürâre b. Evfâ el-Haraşî (Zürare b. Evfa)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Ebu Nadr Said b. Ebu Arûbe el-Adevî (Saîd b. Mihrân)
5. Ebu Amr Muhammed b. İbrahim es-Sülemî (Muhammed b. İbrahim b. Ebu Adî)
6. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Mizan/hesaplaşma, Ahirette hesaba çekilmek
Niyet, ameller niyetlere göre değerlendirilir
Niyet, Zihin inşası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
281008, M000332-3
Hadis:
حَدَّثَنَا عَمْرٌو النَّاقِدُ وَزُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ قَالاَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ ح وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُسْهِرٍ وَعَبْدَةُ بْنُ سُلَيْمَانَ ح وَحَدَّثَنَا ابْنُ الْمُثَنَّى وَابْنُ بَشَّارٍ قَالاَ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عَدِىٍّ كُلُّهُمْ عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِى عَرُوبَةَ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ زُرَارَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ تَجَاوَزَ لأُمَّتِى عَمَّا حَدَّثَتْ بِهِ أَنْفُسَهَا مَا لَمْ تَعْمَلْ أَوْ تَكَلَّمْ بِهِ » .
Tercemesi:
Bize Amr en-Nakid ve Züheyr b. Harb, ona İsmail b. İbrahim (T) Bize Ebû Bekir b. Ebû Şeybe, ona Ali b. Müshir ve Abde b. Süleyman (T) Bize İbnü'l-Müsennâ, İbn Beşşâr, onlara İbn Ebû Adî, ona Said b. Ebû Arûbe, ona Katâde, ona Zürâre, ona Ebû Hüreyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz yüce Allah, işlemedikleri veya söylemedikleri müddetçe ümmetimin gönlünden geçen günahları affetmiştir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 332, /73
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Hâcib Zürâre b. Evfâ el-Haraşî (Zürare b. Evfa)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Ebu Nadr Said b. Ebu Arûbe el-Adevî (Saîd b. Mihrân)
5. Ebu Muhammed Abde b. Süleyman el-Kufî (Abdurrahman b. Süleyman b. Hacib b. Zürare)
6. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Mizan/hesaplaşma, Ahirette hesaba çekilmek
Niyet, ameller niyetlere göre değerlendirilir
Niyet, Zihin inşası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
288730, M000329-2
Hadis:
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ مِنْهَالٍ الضَّرِيرُ وَأُمَيَّةُ بْنُ بِسْطَامَ الْعَيْشِىُّ - وَاللَّفْظُ لأُمَيَّةَ - قَالاَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ زُرَيْعٍ حَدَّثَنَا رَوْحٌ - وَهُوَ ابْنُ الْقَاسِمِ - عَنِ الْعَلاَءِ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ لَمَّا نَزَلَتْ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "(لِلَّهِ مَا فِى السَّمَوَاتِ وَمَا فِى الأَرْضِ وَإِنْ تُبْدُوا مَا فِى أَنْفُسِكُمْ أَوْ تُخْفُوهُ يُحَاسِبْكُمْ بِهِ اللَّهُ فَيَغْفِرُ لِمَنْ يَشَاءُ وَيُعَذِّبُ مَنْ يَشَاءُ وَاللَّهُ عَلَى كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ)" قَالَ فَاشْتَدَّ ذَلِكَ عَلَى أَصْحَابِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَتَوْا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ بَرَكُوا عَلَى الرُّكَبِ فَقَالُوا أَىْ رَسُولَ اللَّهِ كُلِّفْنَا مِنَ الأَعْمَالِ مَا نُطِيقُ الصَّلاَةُ وَالصِّيَامُ وَالْجِهَادُ وَالصَّدَقَةُ وَقَدْ أُنْزِلَتْ عَلَيْكَ هَذِهِ الآيَةُ وَلاَ نُطِيقُهَا. قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"أَتُرِيدُونَ أَنْ تَقُولُوا كَمَا قَالَ أَهْلُ الْكِتَابَيْنِ مِنْ قَبْلِكُمْ سَمِعْنَا وَعَصَيْنَا بَلْ قُولُوا سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَإِلَيْكَ الْمَصِيرُ." قَالُوا سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَإِلَيْكَ الْمَصِيرُ. فَلَمَّا اقْتَرَأَهَا الْقَوْمُ ذَلَّتْ بِهَا أَلْسِنَتُهُمْ فَأَنْزَلَ اللَّهُ فِى إِثْرِهَا "(آمَنَ الرَّسُولُ بِمَا أُنْزِلَ إِلَيْهِ مِنْ رَبِّهِ وَالْمُؤْمِنُونَ كُلٌّ آمَنَ بِاللَّهِ وَمَلاَئِكَتِهِ وَكُتُبِهِ وَرُسُلِهِ لاَ نُفَرِّقُ بَيْنَ أَحَدٍ مِنْ رُسُلِهِ وَقَالُوا سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَإِلَيْكَ الْمَصِيرُ)" فَلَمَّا فَعَلُوا ذَلِكَ نَسَخَهَا اللَّهُ تَعَالَى فَأَنْزَلَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ "(لاَ يُكَلِّفُ اللَّهُ نَفْسًا إِلاَّ وُسْعَهَا لَهَا مَا كَسَبَتْ وَعَلَيْهَا مَا اكْتَسَبَتْ رَبَّنَا لاَ تُؤَاخِذْنَا إِنْ نَسِينَا أَوْ أَخْطَأْنَا)" قَالَ نَعَمْ "(رَبَّنَا وَلاَ تَحْمِلْ عَلَيْنَا إِصْرًا كَمَا حَمَلْتَهُ عَلَى الَّذِينَ مِنْ قَبْلِنَا)" قَالَ نَعَمْ "(رَبَّنَا وَلاَ تُحَمِّلْنَا مَا لاَ طَاقَةَ لَنَا بِهِ)" قَالَ نَعَمْ "(وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا أَنْتَ مَوْلاَنَا فَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ)" قَالَ نَعَمْ.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Minhal ed-Darîr ve Ümeyye b. Bistâm, onlara Yezid b. Zürey, ona Ravh b. Kasım , ona Alâ, ona babası (Abdurrahman b. Yakub), ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir:
Rasullah'a (sav), "göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır. İçinizdekini açıklasanız da gizleseniz de Allah sizi onunla hesaba çeker ve dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Allah'ın her şeye gücü yeter" (Bakara 2/284) ayeti nazil olunca, ayetin bu içeriği, Rasulullah'ın (sav) ashabına çok ağır geldi. Hemen Rasulullah'a (sav) geldiler ve diz üstü çöküp “ey Allah'ın Rasulü! Namaz, oruç, cihat ve sadaka gibi güç yetirebildiğimiz bir takım amellerle mükellef tutulmuştuk. Şimdi ise sana bu ayet nazil oldu ve bizler buna güç yetiremiyoruz” dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "sizden önceki ehl-i kitabın dediği gibi 'işittik ve isyan ettik' mi diyeceksiniz? Bilakis, 'işittik ve itaat ettik. Bağışlamanı dileriz, ey Rabbimiz! Dönüş ancak sanadır' deyin" buyurdu. Onlar da “işittik ve itaat ettik. Bağışlamanı dileriz, ey Rabbimiz! Dönüş ancak sanadır” dediler. Böylece insanlar bu ayeti okuyup dilleri buna yatışınca Allah, bu ayetin ardından şu ayeti indirdi: "Peygamber ve ona inananlar, Rabbinden indirilene iman etti. Hepsi Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman etti. Allah'ın peygamberlerinden hiçbiri arasında ayırım yapmayız. İşittik, itaat ettik. Rabbimiz! Affını dileriz, dönüş ancak sanadır dediler." (Bakara 2/285) İnsanlar bu ayetin gereğini yerine getirince de Allah Teâlâ bu ayeti nesh etti. Ardından Allah Azze ve Celle : "Allah her şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar. Herkesin kazandığı iyilik kendi lehine, ettiği kötülük de kendi aleyhinedir. Rabbimiz! Eğer unutacak veya yanılacak olursak bizi sorumlu tutma" (Bakara 2/286) ayetini indirdi ve bu duaya "evet" dedi. Daha sonra "Rabbimiz bizden öncekilere yüklediğin gibi, bize de ağır yük yükleme" (Bakara 2/286) duasına da "evet" buyurdu. En sonunda "Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmeyeceği şeyi taşıtma, bizi affet, bizi bağışla, bize acı. Sen Mevla'mızsın! Kafirlere karşı bize yardım et." (Bakara 2/286) duasına da "evet" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 329, /72
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Alâ Abdurrahman b. Yakub el-Cühenî (Abdurrahman b. Yakub)
3. Alâ b. Abdurrahman el-Hırakî (Alâ b. Abdurrahman b. Yakub)
4. Ravh b. Kasım et-Temîmî (Ravh b. Kasım)
5. Ebu Muaviye Yezid b. Zürey' el-Ayşî (Yezid b. Zürey' b. Yezid)
6. Ebu Bekir Ümeyye b. Bistam el-Ayşî (Ümeyye b. Bistam b. Münteşir)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
İman, Esasları, Kitaplara iman
Kur'an, Nüzul sebebleri
Mizan/hesaplaşma, Ahirette hesaba çekilmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
281009, M000332-4
Hadis:
حَدَّثَنَا عَمْرٌو النَّاقِدُ وَزُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ قَالاَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ ح وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُسْهِرٍ وَعَبْدَةُ بْنُ سُلَيْمَانَ ح وَحَدَّثَنَا ابْنُ الْمُثَنَّى وَابْنُ بَشَّارٍ قَالاَ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عَدِىٍّ كُلُّهُمْ عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِى عَرُوبَةَ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ زُرَارَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ تَجَاوَزَ لأُمَّتِى عَمَّا حَدَّثَتْ بِهِ أَنْفُسَهَا مَا لَمْ تَعْمَلْ أَوْ تَكَلَّمْ بِهِ » .
Tercemesi:
Bize Amr en-Nakid ve Züheyr b. Harb, ona İsmail b. İbrahim (T) Bize Ebû Bekir b. Ebû Şeybe, ona Ali b. Müshir ve Abde b. Süleyman (T) Bize İbnü'l-Müsennâ, İbn Beşşâr, onlara İbn Ebû Adî, ona Said b. Ebû Arûbe, ona Katâde, ona Zürâre, ona Ebû Hüreyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz yüce Allah, işlemedikleri veya söylemedikleri müddetçe ümmetimin gönlünden geçen günahları affetmiştir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 332, /73
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Hâcib Zürâre b. Evfâ el-Haraşî (Zürare b. Evfa)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Ebu Nadr Said b. Ebu Arûbe el-Adevî (Saîd b. Mihrân)
5. Ebu Hasan Ali b. Müshir el-Kuraşî (Ali b. Müshir b. Ali b. Umeyr)
6. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Mizan/hesaplaşma, Ahirette hesaba çekilmek
Niyet, ameller niyetlere göre değerlendirilir
Niyet, Zihin inşası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
281010, M000332-5
Hadis:
حَدَّثَنَا عَمْرٌو النَّاقِدُ وَزُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ قَالاَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ ح وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُسْهِرٍ وَعَبْدَةُ بْنُ سُلَيْمَانَ ح وَحَدَّثَنَا ابْنُ الْمُثَنَّى وَابْنُ بَشَّارٍ قَالاَ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عَدِىٍّ كُلُّهُمْ عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِى عَرُوبَةَ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ زُرَارَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ تَجَاوَزَ لأُمَّتِى عَمَّا حَدَّثَتْ بِهِ أَنْفُسَهَا مَا لَمْ تَعْمَلْ أَوْ تَكَلَّمْ بِهِ » .
Tercemesi:
Bize Amr en-Nakid ve Züheyr b. Harb, ona İsmail b. İbrahim (T) Bize Ebû Bekir b. Ebû Şeybe, ona Ali b. Müshir ve Abde b. Süleyman (T) Bize İbnü'l-Müsennâ, İbn Beşşâr, onlara İbn Ebû Adî, ona Said b. Ebû Arûbe, ona Katâde, ona Zürâre, ona Ebû Hüreyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz yüce Allah, işlemedikleri veya söylemedikleri müddetçe ümmetimin gönlünden geçen günahları affetmiştir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 332, /73
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Hâcib Zürâre b. Evfâ el-Haraşî (Zürare b. Evfa)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Ebu Nadr Said b. Ebu Arûbe el-Adevî (Saîd b. Mihrân)
5. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
6. Ebu Hayseme Züheyr b. Harb el-Haraşî (Züheyr b. Harb b. Eştâl)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Mizan/hesaplaşma, Ahirette hesaba çekilmek
Niyet, ameller niyetlere göre değerlendirilir
Niyet, Zihin inşası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
288727, M000097-2
Hadis:
وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَزُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ جَمِيعًا عَنِ ابْنِ عُلَيَّةَ قَالَ زُهَيْرٌ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ عَنْ أَبِى حَيَّانَ عَنْ أَبِى زُرْعَةَ بْنِ عَمْرِو بْنِ جَرِيرٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ:
" كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمًا بَارِزًا لِلنَّاسِ فَأَتَاهُ رَجُلٌ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا الإِيمَانُ قَالَ أَنْ تُؤْمِنَ بِاللَّهِ وَمَلاَئِكَتِهِ وَكِتَابِهِ وَلِقَائِهِ وَرُسُلِهِ وَتُؤْمِنَ بِالْبَعْثِ الآخِرِ." قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا الإِسْلاَمُ قَالَ
"الإِسْلاَمُ أَنْ تَعْبُدَ اللَّهَ وَلاَ تُشْرِكَ بِهِ شَيْئًا وَتُقِيمَ الصَّلاَةَ الْمَكْتُوبَةَ وَتُؤَدِّىَ الزَّكَاةَ الْمَفْرُوضَةَ وَتَصُومَ رَمَضَانَ." قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا الإِحْسَانُ قَالَ
"أَنْ تَعْبُدَ اللَّهَ كَأَنَّكَ تَرَاهُ فَإِنَّكَ إِنْ لاَ تَرَاهُ فَإِنَّهُ يَرَاكَ." قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَتَى السَّاعَةُ قَالَ
"مَا الْمَسْئُولُ عَنْهَا بِأَعْلَمَ مِنَ السَّائِلِ وَلَكِنْ سَأُحَدِّثُكَ عَنْ أَشْرَاطِهَا إِذَا وَلَدَتِ الأَمَةُ رَبَّهَا فَذَاكَ مِنْ أَشْرَاطِهَا وَإِذَا كَانَتِ الْعُرَاةُ الْحُفَاةُ رُءُوسَ النَّاسِ فَذَاكَ مِنْ أَشْرَاطِهَا وَإِذَا تَطَاوَلَ رِعَاءُ الْبَهْمِ فِى الْبُنْيَانِ فَذَاكَ مِنْ أَشْرَاطِهَا فِى خَمْسٍ لاَ يَعْلَمُهُنَّ إِلاَّ اللَّهُ." ثُمَّ تَلاَ صلى الله عليه وسلم "(إِنَّ اللَّهَ عِنْدَهُ عِلْمُ السَّاعَةِ وَيُنَزِّلُ الْغَيْثَ وَيَعْلَمُ مَا فِى الأَرْحَامِ وَمَا تَدْرِى نَفْسٌ مَاذَا تَكْسِبُ غَدًا وَمَا تَدْرِى نَفْسٌ بِأَىِّ أَرْضٍ تَمُوتُ إِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ خَبِيرٌ)." قَالَ ثُمَّ أَدْبَرَ الرَّجُلُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"رُدُّوا عَلَىَّ الرَّجُلَ." فَأَخَذُوا لِيَرُدُّوهُ فَلَمْ يَرَوْا شَيْئًا. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"هَذَا جِبْرِيلُ جَاءَ لِيُعَلِّمَ النَّاسَ دِينَهُمْ."
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Züheyr b. Harb, onlara İbn Uleyye, ona İsmail b. İbrahim, ona Ebu Hayyan, ona Ebu Zür'a b. Amr b. Cerir, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav) bir gün insanların arasına çıkmıştı. Yanına bir adam gelip Ey Allah'ın Rasulü! İman nedir? diye sordu. Rasulullah (sav); 'Allah'a, meleklerine, kitabına, onunla buluşmaya, elçilerine ve ahirette dirilmeye iman etmendir' buyurdu. O kişi; 'Ey Allah'ın Rasulü! İslam nedir?' diye sordu. Rasulullah (sav); "Allah'a ibadet etmek, ona hiçbir şeyi şirk koşmaman, farz namazı kılman, farz zekâtı vermen ve Ramazan orucunu tutmandır' buyurdu. O kişi, 'Ey Allah'ın Rasulü! İhsan nedir?' diye sordu. Rasulullah (sav), 'Allah'ı görüyormuşçasına ibadet etmendir. Zira sen onu görmesen de muhakkak o seni görür' buyurdu. O kişi, 'Ey Allah'ın Rasulü! Kıyamet ne zamandır?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav), 'bu sorunun muhatabı soruyu sorandan daha fazla bir şey bilmemektedir. Ancak sana onun alametlerini anlatayım. Cariye kendi efendisini doğurursa bu kıyamet alametlerindendir. Yalın ayaklı çıplak ayak takımı insanların başına geçerlerse bu kıyamet alametlerindendir. Çobanlar bina yarıştırmaya başlarsa bu kıyamet alametlerindendir. Kıyametin ne zaman kopacağına dair bilgi Allah'tan başka kimsenin bilmediği beş şeye dahildir" buyurdu. "Ardından kıyametin ne zaman kopacağı bilgisi şüphesiz Allah'ın katındadır. O, yağmuru indirir, rahimlerdekini bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez. Hiç kimse nerede öleceğini de bilemez. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, (her şeyden) hakkıyla haberdar olandır." (Lokman, 31/34) ayetini okudu. Daha sonra adam gitti ve Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"O adamı bana geri getirin." Onu geri getirmek için yola çıktılar ama izine rastlayamadılar. Bunun üzerine Rasulullah (sav); "O, Cebrail'di. İnsanlara dinlerini öğretmek için gelmişti" buyurdu."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 97, /34
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Zür'a b. Amr el-Beceli (Herim b. Amr b. Cerir b. Abdullah)
3. Ebu Hayyan Yahya b. Saîd et-Teymî (Yahya b. Saîd b. Hayyan)
4. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
5. Ebu Hayseme Züheyr b. Harb el-Haraşî (Züheyr b. Harb b. Eştâl)
Konular:
Hz. Peygamber, beşer olarak
İhsan, ihsan nedir?
İman, imanın esasları
İnanç, Cibril Hadisi
İslam, islam nedir?
Öneri Formu
Hadis Id, No:
288728, M000126-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَبْدَةَ الضَّبِّىُّ أَخْبَرَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ - يَعْنِى الدَّرَاوَرْدِىَّ - عَنِ الْعَلاَءِ؛ (ح)
وَحَدَّثَنَا أُمَيَّةُ بْنُ بِسْطَامَ - وَاللَّفْظُ لَهُ - حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ زُرَيْعٍ حَدَّثَنَا رَوْحٌ عَنِ الْعَلاَءِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ يَعْقُوبَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
"أُمِرْتُ أَنْ أُقَاتِلَ النَّاسَ حَتَّى يَشْهَدُوا أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ، وَيُؤْمِنُوا بِى، وَبِمَا جِئْتُ بِهِ. فَإِذَا فَعَلُوا ذَلِكَ عَصَمُوا مِنِّى دِمَاءَهُمْ وَأَمْوَالَهُمْ إِلاَّ بِحَقِّهَا، وَحِسَابُهُمْ عَلَى اللَّهِ."
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Abde ed-Dabbî, ona Abdülaziz -ed-Derâverdî-, ona Alâ; (T)
Bize Ümeyye b. Bistam -hadis Ümeyye'nin lafızlarıyla rivayet edilmiştir-, ona Yezid b. Zürey', ona Ravh, ona Alâ b. Abdurrahman b. Yakub, ona babası (Abdurrahman b. Yakub), ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Allah'tan başka ilah olmadığına şehadet getirene ve bana ve getirdiğim dine iman edene kadar insanlarla mücadele etmem bana emredildi. Eğer bunu yaparlarsa canlarını ve mallarını benden korumuş olurlar. Ancak (dinin gerektirdiği bir hak veya ceza karşılığı olması) hali bunun dışındadır. Hesapları da Allah'a aittir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 126, /40
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Alâ Abdurrahman b. Yakub el-Cühenî (Abdurrahman b. Yakub)
3. Alâ b. Abdurrahman el-Hırakî (Alâ b. Abdurrahman b. Yakub)
4. Ravh b. Kasım et-Temîmî (Ravh b. Kasım)
5. Ebu Muaviye Yezid b. Zürey' el-Ayşî (Yezid b. Zürey' b. Yezid)
6. Ebu Bekir Ümeyye b. Bistam el-Ayşî (Ümeyye b. Bistam b. Münteşir)
Konular:
Cihad, kelime-i tevhid getirenin öldürülmeyeceği
İman, Esasları
İslam, İslamın Şartları
KTB, İMAN
KTB, TEVHİD
Tevhid, kelime-i tevhid getirenin öldürülmeyeceği
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Üsame, ona Malik b. Miğvel; (T)
Bize İbn Nümeyr ve Züheyr b. Harb, onlara Abdullah b. Nümeyr, ona babası (Nümeyr b. Abdullah), ona Malik b. Miğvel, ona Zübeyr b. Adî, ona Talha, ona Mürra, ona da Abdullah (b. Mesud) şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav) İsra gecesi Sitretü’l-Münteha’ya kadar götürüldü. Sitretü’l-Münteha altıncı semada olup, onun altından yukarıya yükseltilenler en son oraya gelir. Yukarısından indirilenlerde de oraya varır ve oradan alınır. (Yüce Allah) “O vakit Sidre’yi bürüyen bürüyordu” (Necm, 16) buyurmaktadır. (Ravi) der ki: Bunlar (Sidreyi bürüyenler) altın kelebeklerdir. Burada, Hz. Peygamber'e üç şey verildi: Beş vakit namaz, Bakara suresinin son ayetleri ve ümmetinden olup Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamış kimselerin büyük günahlarının bağışlanacağı müjdesi."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
288666, M000431-3
Hadis:
وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ حَدَّثَنَا مَالِكُ بْنُ مِغْوَلٍ ح
وَحَدَّثَنَا ابْنُ نُمَيْرٍ وَزُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ جَمِيعًا عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ - وَأَلْفَاظُهُمْ مُتَقَارِبَةٌ - قَالَ ابْنُ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا مَالِكُ بْنُ مِغْوَلٍ عَنِ الزُّبَيْرِ بْنِ عَدِىٍّ عَنْ طَلْحَةَ عَنْ مُرَّةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ لَمَّا أُسْرِىَ بِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم انْتُهِىَ بِهِ إِلَى سِدْرَةِ الْمُنْتَهَى وَهِىَ فِى السَّمَاءِ السَّادِسَةِ إِلَيْهَا يَنْتَهِى مَا يُعْرَجُ بِهِ مِنَ الأَرْضِ فَيُقْبَضُ مِنْهَا وَإِلَيْهَا يَنْتَهِى مَا يُهْبَطُ بِهِ مِنْ فَوْقِهَا فَيُقْبَضُ مِنْهَا قَالَ "(إِذْ يَغْشَى السِّدْرَةَ مَا يَغْشَى)" قَالَ فَرَاشٌ مِنْ ذَهَبٍ. قَالَ فَأُعْطِىَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ثَلاَثًا أُعْطِىَ الصَّلَوَاتِ الْخَمْسَ وَأُعْطِىَ خَوَاتِيمَ سُورَةِ الْبَقَرَةِ وَغُفِرَ لِمَنْ لَمْ يُشْرِكْ بِاللَّهِ مِنْ أُمَّتِهِ شَيْئًا الْمُقْحِمَاتُ.
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Üsame, ona Malik b. Miğvel; (T)
Bize İbn Nümeyr ve Züheyr b. Harb, onlara Abdullah b. Nümeyr, ona babası (Nümeyr b. Abdullah), ona Malik b. Miğvel, ona Zübeyr b. Adî, ona Talha, ona Mürra, ona da Abdullah (b. Mesud) şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav) İsra gecesi Sitretü’l-Münteha’ya kadar götürüldü. Sitretü’l-Münteha altıncı semada olup, onun altından yukarıya yükseltilenler en son oraya gelir. Yukarısından indirilenlerde de oraya varır ve oradan alınır. (Yüce Allah) “O vakit Sidre’yi bürüyen bürüyordu” (Necm, 16) buyurmaktadır. (Ravi) der ki: Bunlar (Sidreyi bürüyenler) altın kelebeklerdir. Burada, Hz. Peygamber'e üç şey verildi: Beş vakit namaz, Bakara suresinin son ayetleri ve ümmetinden olup Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamış kimselerin büyük günahlarının bağışlanacağı müjdesi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 431, /92
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Mürre el-Hemedanî Mürretü't-Tayyib (Mürre b. Şerahîl)
3. Ebu Muhammed Talha b. Musarrif el-İyâmî (Talha b. Musarrif b. Amr b. Ka'b b. Cuhdüb)
4. Ebu Abdullah Zübeyr b. Adi el-Hemdanî (Zübeyr b. Adî)
5. Malik b. Miğvel el-Becelî (Malik b. Miğvel b. Asım Malik)
6. Ebu Hişam Abdullah b. Nümeyr el-Hemdânî (Abdullah b. Nümeyr b. Abdullah b. Ebu Hayye)
7. Ebu Hayseme Züheyr b. Harb el-Haraşî (Züheyr b. Harb b. Eştâl)
Konular:
Doğa Tasavvuru, gökyüzü
Kur'an, Bakara Suresi
Mirac,
Mirac, İsra
Mirac, Sidretu'l-münteha
Namaz, Farziyeti
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Üsame, ona Malik b. Miğvel; (T)
Bize İbn Nümeyr ve Züheyr b. Harb, onlara Abdullah b. Nümeyr, ona babası (Nümeyr b. Abdullah), ona Malik b. Miğvel, ona Zübeyr b. Adî, ona Talha, ona Mürra, ona da Abdullah (b. Mesud) şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav) İsra gecesi Sitretü’l-Münteha’ya kadar götürüldü. Sitretü’l-Münteha altıncı semada olup, onun altından yukarıya yükseltilenler en son oraya gelir. Yukarısından indirilenlerde de oraya varır ve oradan alınır. (Yüce Allah) “O vakit Sidre’yi bürüyen bürüyordu” (Necm, 16) buyurmaktadır. (Ravi) der ki: Bunlar (Sidreyi bürüyenler) altın kelebeklerdir. Burada, Hz. Peygamber'e üç şey verildi: Beş vakit namaz, Bakara suresinin son ayetleri ve ümmetinden olup Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamış kimselerin büyük günahlarının bağışlanacağı müjdesi."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
288667, M000431-2
Hadis:
وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ حَدَّثَنَا مَالِكُ بْنُ مِغْوَلٍ ح
وَحَدَّثَنَا ابْنُ نُمَيْرٍ وَزُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ جَمِيعًا عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ - وَأَلْفَاظُهُمْ مُتَقَارِبَةٌ - قَالَ ابْنُ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا مَالِكُ بْنُ مِغْوَلٍ عَنِ الزُّبَيْرِ بْنِ عَدِىٍّ عَنْ طَلْحَةَ عَنْ مُرَّةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ لَمَّا أُسْرِىَ بِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم انْتُهِىَ بِهِ إِلَى سِدْرَةِ الْمُنْتَهَى وَهِىَ فِى السَّمَاءِ السَّادِسَةِ إِلَيْهَا يَنْتَهِى مَا يُعْرَجُ بِهِ مِنَ الأَرْضِ فَيُقْبَضُ مِنْهَا وَإِلَيْهَا يَنْتَهِى مَا يُهْبَطُ بِهِ مِنْ فَوْقِهَا فَيُقْبَضُ مِنْهَا قَالَ "(إِذْ يَغْشَى السِّدْرَةَ مَا يَغْشَى)" قَالَ فَرَاشٌ مِنْ ذَهَبٍ. قَالَ فَأُعْطِىَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ثَلاَثًا أُعْطِىَ الصَّلَوَاتِ الْخَمْسَ وَأُعْطِىَ خَوَاتِيمَ سُورَةِ الْبَقَرَةِ وَغُفِرَ لِمَنْ لَمْ يُشْرِكْ بِاللَّهِ مِنْ أُمَّتِهِ شَيْئًا الْمُقْحِمَاتُ.
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Üsame, ona Malik b. Miğvel; (T)
Bize İbn Nümeyr ve Züheyr b. Harb, onlara Abdullah b. Nümeyr, ona babası (Nümeyr b. Abdullah), ona Malik b. Miğvel, ona Zübeyr b. Adî, ona Talha, ona Mürra, ona da Abdullah (b. Mesud) şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav) İsra gecesi Sitretü’l-Münteha’ya kadar götürüldü. Sitretü’l-Münteha altıncı semada olup, onun altından yukarıya yükseltilenler en son oraya gelir. Yukarısından indirilenlerde de oraya varır ve oradan alınır. (Yüce Allah) “O vakit Sidre’yi bürüyen bürüyordu” (Necm, 16) buyurmaktadır. (Ravi) der ki: Bunlar (Sidreyi bürüyenler) altın kelebeklerdir. Burada, Hz. Peygamber'e üç şey verildi: Beş vakit namaz, Bakara suresinin son ayetleri ve ümmetinden olup Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamış kimselerin büyük günahlarının bağışlanacağı müjdesi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 431, /92
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Mürre el-Hemedanî Mürretü't-Tayyib (Mürre b. Şerahîl)
3. Ebu Muhammed Talha b. Musarrif el-İyâmî (Talha b. Musarrif b. Amr b. Ka'b b. Cuhdüb)
4. Ebu Abdullah Zübeyr b. Adi el-Hemdanî (Zübeyr b. Adî)
5. Malik b. Miğvel el-Becelî (Malik b. Miğvel b. Asım Malik)
6. Ebu Hişam Abdullah b. Nümeyr el-Hemdânî (Abdullah b. Nümeyr b. Abdullah b. Ebu Hayye)
7. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Numeyr el-Hemdânî el-Hârifî (Muhammed b. Abdullah b. Numeyr el-Hemedânî)
Konular:
Doğa Tasavvuru, gökyüzü
Kur'an, Bakara Suresi
Mirac,
Mirac, İsra
Mirac, Sidretu'l-münteha
Namaz, Farziyeti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
288729, M000312-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَبْدَةَ الضَّبِّىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ مُحَمَّدٍ وَأَبُو عَلْقَمَةَ الْفَرْوِىُّ قَالاَ حَدَّثَنَا صَفْوَانُ بْنُ سُلَيْمٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ سَلْمَانَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم: "إِنَّ اللَّهَ يَبْعَثُ رِيحًا مِنَ الْيَمَنِ أَلْيَنَ مِنَ الْحَرِيرِ فَلاَ تَدَعُ أَحَدًا فِى قَلْبِهِ - قَالَ أَبُو عَلْقَمَةَ مِثْقَالُ حَبَّةٍ وَقَالَ عَبْدُ الْعَزِيزِ مِثْقَالُ ذَرَّةٍ - مِنْ إِيمَانٍ إِلاَّ قَبَضَتْهُ."
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Abde ed-Dabbî, ona Abdülaziz b. Muhammed ve Ebu Alkame el-Fervî, onlara Safvan b. Süleym, ona Abdullah b. Selman, ona babası, ona da Ebu Hureyre'nin dediğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Şüphesiz ki Allah Yemen tarafından ipekten daha latif bir rüzgâr gönderecek, bu rüzgâr kalbinde bir miskal, ya da zerre kadar iman olan her kişinin canını alacaktır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 312, /69
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Abdullah Selman el-Eğar (Selman)
3. Abdullah b. Selman el-Cühenî (Abdullah b. Selman)
4. Ebu Abdullah Safvan b. Süleym el-Kuraşi (Safvan b. Süleym)
5. Ebu Muhammed Abdülaziz b. Muhammed ed-Derâverdî (Abdülaziz b. Muhammed b. Ubeyd b. Ebu Ubeyd)
6. Ahmed b. Abde ed-Dabbî (Ahmed b. Abde b. Musa)
Konular:
Kıyamet, alametleri
Kıyamet, rüzgarın kıyamet alameti olması
Sosyal katmanlar, Yemen (liler)