Giriş

Bize Hennâd, ona Ebu Zübeyd -Abser b. Kasım-, ona Eş'as, ona da Hasan, Osman b. Ebu Âs'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah'ın (sav) bana vasiyet ettiği son şeylerden biri, ezanına ücret almayacak bir müezzin edinmemdi." [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Osman'ın bu hadisi, hasen-sahih bir hadistir. Âlimlerin ameli (görüşü ve uygulaması) bu hadise göredir. Onlar, müezzinin ezan için ücret almasını hoş karşılamamışlardır (mekruh görmüşlertir). (Müezzinin hasbi olarak (bir karşılık beklemeden) ezan okumasını ise, müstehab saymışlardır.]


Açıklama: Hz. Peygamber bu sözü irtihalinden önce değil, Osman'ı Taif'e vâli olarak uğurlarken söylemiştir (Mübârekfûrî, Tuhfetü'l-ahvezî, Dârü'l-Kütübi'l-İlmiyye, I, 527).

    Öneri Formu
11150 T000209 Tirmizi, Salat, 41

Bize Said b. Yahya b. Said el-Ümevî, ona babası (Yahya b. Said), ona Muhammed b. İshak, ona Muhammed b. İbrahim b. Haris et-Teymî, ona da Muhammed b. Abdullah b. Zeyd, babasının (Abdullah b. Zeyd) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Sabaha kavuştuğumuzda Rasulullah'ın (sav) huzuruna geldim ve rüyayı kendisine anlattım. Rasulullah (sav) 'Bu, hak bir rüyadır. (Haydi) Bilal ile kalk. Zira onun sesi, seninkinden daha güzel ve gürdür. Sana (rüyanda) söylenenleri ona öğret, o da bunları okusun' buyurdu. Ravi (anlatmaya şöyle devam ederek) şöyle demiştir: Ömer, Bilal'in namaza (dair) çağrısını işittiğinde, gömleğini yerlerde sürüyerek çıkageldi ve: 'Ey Allah'ın Elçisi! Seni hak ile gönderene yemin olsun ki, onun dediklerini ben de (rüyamda) gördüm' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav): 'Allah'a hamd olsun, işte böylece daha sağlam oldu' buyurdu." [Tirmizî şöyle demiştir: Bu konuda İbn Ömer'den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Abdullah b. Zeyd'in bu hadisi, hasen-sahih bir hadistir. Bu hadisi İbrahim b. Sa'd, Muhammed b. İshak'tan yukarıdaki rivayetten daha tam ve daha uzun olarak rivayet etmiştir. Bu rivayette ezanın cümlelerini ikişer ikişer, kamette ise tek tek zikretmiştir. (Seneddeki) Abdullah b. Zeyd, İbn Abdurabbihdir -İbn Abdurab da denmektedir-. Onun, Hz. Peygamber'den (sav) ezan konusunda rivayette bulunduğu bu tek hadis dışında başka sahih bir hadisini bilmiyoruz. Abdullah b. Zeyd b. Asım el-Mâzinî'nin ise, Hz. Peygamber'den (sav) rivayet ettiği hadisler bulunmaktadır. O, Abbâd b. Temîm'in amcasıdır.]


    Öneri Formu
11118 T000189 Tirmizi, Salat, 25

Bize Ebu Davud Süleyman b. Selm el-Musâhifî el-Belhî, ona Nadr b. Şümeyl, ona Ebu Kurre el-Esedî, ona da Said b. Müseyyeb, Ömer b. Hattâb'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Dua yerle gök arasında durur. Sen Peygamber'ine (sav) salavat getirene dek duadan hiçbir şey (Allah katına) yükselmemektedir."


    Öneri Formu
12377 T000486 Tirmizi, Vitr, 21


    Öneri Formu
12387 T000492 Tirmizi, Cum'a, 3


    Öneri Formu
12390 T000493 Tirmizi, Cum'a, 3


    Öneri Formu
280724 T000191-2 Tirmizi, Salat, 26

Bize İshak b. Musa el-Ensârî, ona Ma'n, ona Mâlik b. Enes, ona Yezid b. Abdullah b. Hâd, ona Muhammed b. İbrahim, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Güneşin doğduğu en hayırlı gün cuma günü olup Adem, o günde yaratılmış, o günde cennete konmuş ve o günde oradan indirilmiştir. O günde öyle bir saat vardır ki, Müslüman bir kul o vakitte namaz kılar halde Allah’tan bir şey isterse, Allah ona mutlaka verir." "Ebu Hureyre der ki: Abdullah b. Selâm ile karşılaşıp ona bu hadisi söyledim, bana 'ben bu saati biliyorum' dedi. Ben 'Bana onu haber ver, bana cimrilik etme' dedim. Abdullah da 'O saat, ikindiden güneşin batışına kadarki süredir' dedi. Ben 'nasıl ikindiden sonra olabilir? Hâlbuki Rasulullah (sav), 'Müslüman bir kul namaz kılarken o denk geldiğinde' buyurmuştur. (İkindiden sonraki) bu vakitte ise namaz kılınmaz' dedim. Abdullah b. Selam 'Hz. Peygamber (sav), 'Kim namaz kılar da kıldığı yerden ayrılmadan, oturduğu yerde diğer namazı beklerse, o kimse namaz da imiş gibi sayılır' buyurmadı mı?' dedi. Ben 'Evet (buyurdu)' dedim. O da 'İşte o saat budur' dedi." [Ebu İsa der ki: Bu hadiste uzun bir kıssa anlatılmıştır. ] [Ebu İsa der ki: Bu, hasen-sahih bir hadistir. Hadisteki 'وَلاَ تَضْنَنْ' ifadesi, 'cimrilik etme' demektedir. '(الضَّنُّ), 'cimrilik' ve 'الظَّنِينُ ' ise suçlanan, itham edilen' demektir.]


    Öneri Formu
12385 T000491 Tirmizi, Cum'a, 2


    Öneri Formu
12376 T000485 Tirmizi, Vitr, 21


    Öneri Formu
12378 T000487 Tirmizi, Vitr, 21


    Öneri Formu
12380 T000488 Tirmizi, Cum'a, 1