Giriş

Bize Muhammed b. Bekkâr Basri, ona Asım, ona İbn Cüreyc; (T) Bize Muhammed b. Râfi, -lafız ona aittir-, ona Abdürrezzak, ona İbn Cüreyc, ona Ebu Kuzaa, ona ve Hasan'a Ebu Nadre, ona da Ebu Said el-Hudrî’nin rivayet ettiğine göre Abdülkays heyeti Hz. Peygamber'e (sav) geldiklerinde; Ey Allah'ın Rasulü! Allah bizi sana feda eylesin! Hangi içecekler bizim için uygundur? diye sordular. Hz. Peygamber (sav); "nakîr denilen tastan içmeyin" buyurdu. Ey Allah'ın Peygamberi! Allah bizi sana feda etsin! Nakîr denilen kabı bilir misin? diye sordular. "Evet bilirim. Ortası oyulan bir kütüktür. İçi boşaltılmış kuru kabaktan yapılan dübbâ kabından, hantem denilen içki kabından içmeyiniz. Ağzı bağlı kapları kullanınız."


    Öneri Formu
534 M000120 Müslim, İman, 28

Bize İbn Ebu Ömer, ona Bişr b. Serî, ona Zekeriyya b. İshak; (T) Bize Abd b. Humeyd, ona Ebu Âsım, ona Zekeriyyâ b. İshak, ona Yahya b. Abdullah b. Sayfî, ona Ebu Ma'bed, ona da İbn Abbâs, Nebî'nin (sav), Muâz'ı Yemen'e gönderip "Sen öyle bir topluluğa gidiyorsun ki" buyurduğunu Vekî' hadisine benzer şekilde aktarmıştır.


    Öneri Formu
286038 M000122-2 Müslim, İman, 30

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Muhammed b. el-Müsennâ ve Muhammed b. Beşşâr -lafızları birbirine yakın bir halde- rivayet ettiler. Ebu Bekir şöyle dedi: Bize Gunder, ona Şu'be rivayet etti. Diğer ikisi (yani Muhammed b. el-Müsennâ ve Muhammed b. Beşşâr) şöyle dediler: Bize Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona da Ebu Cemre rivayet etti. İbn Abbas'ın huzurunda onunla insanlar arasında tercümanlık yapıyordum. Bir kadın gelip ona testi şırasının (nebiz) hükmünü sordu. İbn Abbas şöyle dedi “Abdülkays heyeti Rasulullah'a (sav) geldiklerinde Rasulullah (sav) onlara ‘Bu heyet veya bu topluluk kimlerdir?’ diye sormuştu. Onlar ‘Rebîa kabilesi’ dediler. Rasulullah (sav) ‘Hoş geldiniz ey topluluk veya ey heyet, Allah sizi utandırmasın ve pişman etmesin’ buyurdu. Onlar ‘Ey Allah'ın Rasulü! Sana uzak bir yerden geldik. Aramızda Mudar kabilesi kafirlerinin obaları var. Biz ancak (senin) yanına haram aylarda gelebiliyoruz. Bize geride bıraktıklarımıza haber vereceğimiz ve sayesinde cennete gireceğimiz kesin emirleri söyler misin?’ dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) onlara dört şeyi emredip, dört şeyi yasakladı. Onlara Allah'a iman etmeyi emretti ve ‘Allah'a iman etmek ne demektir, bilir misiniz?’ diye sordu. Onlar ‘Allah ve Rasulü daha iyi bilir’ dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) ‘Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in onun elçisi olduğuna şahitlik etmektir’ buyurdu. Onlara şehadetin yanında zekat vermeyi, Ramazan orucu tutmayı ve ganimetin beşte birini vermeyi emretti. Onları (şıra taşımak için kullanılan) dübbâ (içi oyulmuş kuru kabaktan yapılan kap), hantem (topraktan yapılmış içki fıçısı) ve müzeffetten (zift ile sıvanmış fıçı) nehyetti. Şu'be ‘Sanırım nakîr (içi oyulmuş hurma ağacından yapılan kap)’ demiştir. Şu'be ‘Mukayyer (ziftlenmiş kap) demiş de olabilir’ dedi. Ardından ‘Bunu iyice belleyin ve ardınızda bıraktığınız kimselere de anlatın’ buyurdu.” Ebu Bekir rivayetinde ‘Sizden sonrakilere’ demiştir ve onun rivayetinde mukayyer kelimesi yoktur.


    Öneri Formu
286034 M000116-3 Müslim, İman, 24

Bana Muhammed b. el-Müsenna ve İbn Beşşâr, o ikisine İbn Ebu Adî, ona Said, ona Katade, ona da bu heyetle görüşen pek çok kişi rivayet etmiştir. Ebu Nadra, Abdülkays heyetinin Hz. Peygamber'e geldiklerini Ebu Said el-Hudrî'den İbn Uleyye'nin hadisinin bir benzerini nakletmiştir: [Abdülkaysoğulları'ndan bazı kimseler Hz. Peygamber'e (sav) gelip Ey Allah'ın Rasulü! Biz Rebîa kabilesinin bir boyuyuz. Bizimle sizin aranızda Mudar kafirleri yaşamaktadırlar. Bu sebeple sizin yanınıza ancak haram aylarda gelebiliyoruz. Bize öyle bir emir ver ki buraya gelemeyen akrabalarımıza onu söyleyelim de bu öğüdü tuttuğumuzda hepimiz cennete girelim dediler. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Size dört şeyi emredip, sizi dört şeyden menederim: Allah'a ibadet ediniz, ona hiçbir şeyi ortak koşmayınız, namazı dosdoğru kılınız, zekâtı veriniz, Ramazan orucunu tutunuz, ganimetlerden beşte birini veriniz. Sizi menettiğim dört şey ise şunlardır: Dübbâ (içi oyulmuş kuru kabaktan yapılan kap), hantem (içki fıçısı), müzeffet (ziftlenmiş fıçı) ve nakîr (hurma ağacından yapılmış kap)." Onlar; Ey Allah'ın Rasulü! Nakîr hakkında bilginiz var mı, bize de söyleyin dediler. Hz. Peygamber (sav); "elbette! Nakîr bir hurma kütüğüdür. Onu oyup, içine hurma taneleri atarsınız." Said şöyle demiştir Hurma taneleri atarsınız. "Sonra içine su dökersiniz ve kaynaması yatışınca onu içersiniz. O kadar ki bunu içince sarhoşluktan biriniz amcaoğluna kılıçla vurabilir." O toplulukta böyle yaralanmış bir adam vardı. O adam; bunu utancımdan Rasulullah'tan saklıyordum dedi. Peki neyin içinde içelim? diye sordu. Hz. Peygamber (sav); "ağızları bağlanan deri su kaplarından" buyurdu. Ey Allah'ın Rasulü! Bizim yaşadığımız yerde çok fare var. Deri kap bırakmıyorlar dediler. Hz. Peygamber (sav) üç defa; "fareler yese de böyle yapın" buyurdu. Sonra Hz. Peygamber (sav) Abdülkaysoğulları'ndan Eşecc'e; "sende Allah'ın sevdiği iki haslet var: Yumuşak huyluluk ve ağırbaşlılık" buyurdu.] Ancak bu hadiste "içinde ufak hurma veya kuru hurma ile suyu karıştırırsınız" ifadesi vardır. Said dedi ki dememiş ve hurmadan ifadesini kullanmıştır.


    Öneri Formu
531 M000119 Müslim, İman, 27

Bana Muhammed b. el-Müsennâ ve İbn Beşşâr, onlara İbn Ebû Adî, ona Sa'îd, ona Katâde, ona da bu heyetle görüşen pek çok kişi rivayet etmiştir. Ebu Nadra, Abdülkays heyetinin Hz. Peygamber'e geldiklerini Ebu Saîd el-Hudrî'den İbn Uleyye'nin hadisinin bir benzerini nakletmiştir: [Abdülkaysoğulları'ndan bazı kimseler Hz. Peygamber'e (sav) gelip "Ey Allah'ın Rasulü! Biz Rebîa kabilesinin bir boyuyuz. Bizimle sizin aranızda Mudar kafirleri yaşamaktadırlar. Bu sebeple sizin yanınıza ancak haram aylarda gelebiliyoruz. Bize öyle bir emir ver ki buraya gelemeyen akrabalarımıza onu söyleyelim de bu öğüdü tuttuğumuzda hepimiz cennete girelim." dediler. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu "Size dört şeyi emredip, sizi dört şeyden men ederim: Allah'a ibadet ediniz, ona hiç bir şeyi ortak koşmayınız, namazı dosdoğru kılınız, zekatı veriniz, Ramazan orucunu tutunuz, ganimetlerden beşte birini veriniz. Sizi men ettiğim dört şey ise şunlardır: Dübbâ (içi oyulmuş kuru kabaktan yapılan kap), hantem (içki fıçısı), müzeffet (ziftlenmiş fıçı) ve nakîr (hurma ağacından yapılmış kap)." Onlar "Ey Allah'ın Rasulü! Nakîr hakkında bilginiz var mı, bize de söyleyin" dediler. Hz. Peygamber (sav) "Elbette! Nakîr bir hurma kütüğüdür. Onu oyup, içine hurma taneleri atarsınız." Said şöyle demiştir "Hurma taneleri atarsınız". "Sonra içine su dökersiniz ve kaynaması yatışınca onu içersiniz. O kadar ki bunu içince sarhoşluktan biriniz amcaoğluna kılıçla vurabilir." O toplulukta böyle yaralanmış bir adam vardı. O adam "Bunu utancımdan Rasulullah'tan saklıyordum" dedi. "Peki neyin içinde içelim?" diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Ağızları bağlanan deri su kaplarından" buyurdu. "Ey Allah'ın Rasulü! Bizim yaşadığımız yerde çok fare var. Deri kap bırakmıyorlar" dediler. Hz. Peygamber (sav) üç defa "Fareler yese de böyle yapın" buyurdu. Sonra Hz. Peygamber (sav) Abdülkaysoğulları'ndan Eşecc'e "Sende Allah'ın sevdiği iki haslet var: Yumuşak huyluluk ve ağırbaşlılık" buyurdu.] Ancak bu hadiste "İçinde ufak hurma veya kuru hurma ile suyu karıştırırsınız" ifadesi vardır. "Said dedi ki" dememiş ve "hurmadan" ifadesini kullanmıştır.


    Öneri Formu
286036 M000119-2 Müslim, İman, 27

Bize Muhammed b. Bekkâr el-Basrî, ona Âsım, ona İbn Cüreyc (T) Bize Muhammed b. Râfi, -lafız ona aittir-, ona Abdürrezzak, ona İbn Cüreyc, ona Ebu Kuzaa, ona ve Hasan'a Ebu Nadra, ona da Ebu Saîd el-Hudrî’nin rivayet ettiğine göre Abdülkays heyeti Hz. Peygamber'e (sav) geldiklerinde "Ey Allah'ın Rasulü! Allah bizi sana feda eylesin! Hangi içecekler bizim için uygundur?" diye sordular. Hz. Peygamber (sav) "Nakîr denilen tastan içmeyin" buyurdu. "Ey Allah'ın Peygamberi! Allah bizi sana feda etsin! Nakîr denilen kabı bilir misin?" diye sordular. "Evet bilirim. Ortası oyulan bir kütüktür. İçi boşaltılmış kuru kabaktan yapılan dübbâ kabından, hantem denilen içki kabından içmeyiniz. Ağzı bağlı kapları kullanınız."


    Öneri Formu
286037 M000120-2 Müslim, İman, 28

Bize Ebu Tâhir, Harmele b. Yahya ve Ahmed b. İsa, (Ahmed 'bize tahdis etti', diğerleri (Ebu Tâhir ve Harmele b. Yahya) ‘bize haber verdi’ demiştir. Onlara Yunus, ona İbn Şihâb, ona Saîd b. el-Müseyyeb, ona da Ebu Hüreyre’nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kelime-i tevhidi söyleyene (Allah'tan başka ilah yoktur diyene) kadar insanlarla savaşmakla emrolundum. Her kim bu sözü söylerse malını, canını benden korumuş olur. Ancak bir hak sebebiyle öldürülürse bu durum müstesnadır, o zaman hesabı Allah'a kalmıştır."


    Öneri Formu
286039 M000125-2 Müslim, İman, 33

Bize Ebu Tâhir, Harmele b. Yahya ve Ahmed b. İsa, (Ahmed dedi ki: 'bize İbn Vehb tahdis etti'; diğerleri ise 'İbn Vehb bize haber verdi.' demiştir). Onlara Yunus, ona İbn Şihâb, ona Saîd b. el-Müseyyeb, ona Ebu Hüreyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah'tan (cc) başka ilah yoktur diyene kadar insanlarla savaşmakla emrolundum. Kim Allah'tan (cc) başka ilah yoktur derse malını ve canını benden korumuş olur. Ancak onun (kelime-i tevhidin) hakkı hariç, onun hesabı Allah'a aittir."


    Öneri Formu
286040 M000125-3 Müslim, İman, 33

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Vekî'; (T) Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Abdurrahman b. Mehdî, onlara Süfyân, ona Ebu Zübeyr, ona da Câbir, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah'tan başka ilah yoktur" diyene dek insanlarla savaşmakla emrolundum. "Allah'tan başka ilah yoktur" dediklerinde kanlarını ve mallarını benden korumuş olurlar. Yalnız, Allah'ın hakkı (başka)! Hesapları Allah'a kalmıştır. Sonra Hz. Peygamber (sav), "Sen ancak bir hatırlatıcısın. Onların üzerinde bir zorba değilsin" ayetini okudu.


    Öneri Formu
286041 M000128-2 Müslim, İman, 35

Bize Süveyd b. Saîd ve İbn Ebu Ömer, onlara Mervân -el-Fezârî-, ona Ebu Mâlik, ona da babasının rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah'tan başka ilah yoktur derse ve Allah'tan başka tapılanları inkar ederse malı ve kanı dokunulmaz olur. Onun hesabı Allah'a kalmıştır."


    Öneri Formu
286042 M000130-2 Müslim, İman, 37