Giriş

Bize Muhammed b. el-Müsennâ ve Muhammed b. el-Beşşâr, -lafız İbnü'l-Müsennâ'ya aittir-, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Katâde, ona Ebu's-Sevvâr, ona da İmran b. Husayn, Hz. Peygamber'in (sav): "Hayâ, sadece hayır getirir" sözünü nakletti. Bunun üzerine Büşeyr b. Ka'b, 'Hikmette (kitapta) yazılı olduğuna göre 'hayâ bazen vakar ve bazen de sekinet olarak ortaya çıkar' dedi. Bunun üzerine İmrân, 'Ben sana Rasululullah'tan (sav) hadis rivayet ederken sen bana sahifelerindekini naklediyorsun!' diye karşılık verdi.


    Öneri Formu
285884 M000156-2 Müslim, İman, 60

Bize Yahya b. Yahya et-Temîmî, ona Ebu'l-Ahvas; (T) Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu'l-Ahvas, ona Ebu İshak, ona Musa b. Talha, ona Ebu Eyyûb şöyle rivayet etmiştir: Bir adam Hz. Peygamber'e (sav) gelip "Bana yaptığımda beni cennete yakınlaştırıp cehennemden uzaklaştıracak bir amel söyleyin" dedi. Hz. Peygamber (sav) "Allah'a ibadet edersin, ona hiç bir şeyi ortak koşmazsın, namazı kılarsın, zekatı verirsin ve akrabalarına iyilik edersin" buyurdu. Adam dönüp gidince "Eğer emredilenlere bağlı kalırsa cennete girer" buyurdu. İbn Ebu Şeybe rivayetinde "Bunlara uyarsa" ifadesi yer almaktadır.


    Öneri Formu
286022 M000106-2 Müslim, İman, 14

Bana Muhammed b. Hâtim ve Abdurrahman b. Bişr, onlara Behz, ona Şu'be, ona Muhammed b. Osman b. Abdullah b. Mevheb ve babası Osman, onlara Musa b. Talha, ona Ebu Eyyub el-Ensârî Hz. Peygamber'den bu hadisin bir benzerini rivayet etmiştir. [İlgili hadis şöyle] “Hz. Peygamber (sav) bir seferde iken bir bedevi çıkageldi. Devesinin yedeğini yahut yularını tuttu ve ‘Ey Allah'ın Resulü! -Yahut Ey Muhammed!- Beni cennete yaklaştıracak, cehennemden uzaklaştıracak bir şey söyle bana!" dedi. Hz. Peygamber (sav) bir süre sustu, sonra ashâbına baktı ve ‘Muvaffak oldu -doğru soruyu buldu-‘ dedi ve o kişiye "Nasıl [Ne] sormuştun?" diye sordu. O adam sorusunu tekrarladı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) ‘Allah'a ibadet eder, ona hiç bir şeyi ortak koşmaz, namaz kılar, zekat verir ve akraba ile bağını sıkı tutarsın. Haydi deveyi bırak!’ buyurdu.”


    Öneri Formu
286024 M000105-2 Müslim, İman, 13


    Öneri Formu
761 M000202 Müslim, İman, 100

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, -her ikisi de hadisin akışında aynı şekilde naklettiler, sadece biri diğerine göre bir kaç harf ilavede bulunmuştur- onlara Muhammed b. Bişr, ona Ebu Hayyân, ona Ebu Zür'a, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah'a (sav) bir gün et getirilmiş ve kendisine, (etin) sevdiği tarafı olan kol kısmı ikram edilmişti. Hz. Peygamber (sav) ondan bir ısırık aldıktan sonra şöyle buyurmuştur: "Ben kıyamet günü insanların efendisiyim! Bunun neden olduğunu bilir misiniz? Allah, Kıyamet günü insanların, ilklerini ve sonuncularını düz bir yerde toplar. Onlara münadiyi işittirir. Onlara görmeyi keskinleştirir. Güneş de yaklaşır. İnsanları güç yetiremeyecekleri ve tahammül edemeyecekleri gam ve keder kaplar. İnsanların bir kısmı, bir kısmına, 'içinde bulunduğunuz hali görmüyor musunuz? Başınıza geleni görmüyor musunuz? Rabbiniz için size şefaatçi olacak birine bakmaz mısınız?' der. İnsanların bir kısmı, diğer bir kısmına 'Adem'e gidin' der. Adem'e gelirler ve 'ey Adem! Sen, insanların babasısın. Allah seni kudreti ile yarattı, sana ruhundan üfledi ve meleklere emretti de sana secde ettiler. Bizim için Rabbine şefaat dileğinde bulun. İçinde olduğumuz durumu görmüyor musun? Başımıza geleni görmüyor musun?' derler. Adem 'Rabbim bugün, o kadar öfkelendi ki ne bundan önce, ne de bundan sonra böyle öfkelenmeyecektir. O bana ağacı yasakladı. Ben ise ona isyan ettim! Ben derdime yanarım. Benden başkasına, Nuh'a gidin' der. Nuh'a gelir ve 'ey Nuh! Sen yeryüzündeki peygamberlerin ilkisin. Allah seni şükreden bir kul olarak isimlendirdi. Bizim için Rabbine şefaat dileğinde bulun. İçinde olduğumuz durumu görmüyor musun? Başımıza geleni görmüyor musun?' derler. Nuh onlara 'Rabbim bugün bundan önce olmadığı kadar öfkelendi. Bundan sonra bunun gibi de öfkelenmeyecektir. Benim kavmime ettiğim bir dua vardı, (bundan dolayı ben şefaatte bulunamam), ben kendi derdime düştüm. Siz İbrahim'e (sav) gidin' der. İbrahim'e gelip 'sen Allah'ın Peygamberi, yeryüzündeki dostusun. Bizim için Rabbine şefaat dileğinde bulun. İçinde olduğumuz durumu görmüyor musun? Başımıza geleni görmüyor musun?' derler. İbrahim onlara 'Rabbim bugün bundan önce olmadığı kadar öfkelendi. Bundan sonra bunun gibi de öfkelenmeyecektir' der ve bir kaç kez söylediği yalanlarından bahsedip 'ben kendi derdime düşmüşüm, siz benden başkasına, Musa'ya gidin' der. Musa'ya (sav) gelip 'ey Musa! Sen, Allah'ın Rasulüsün. Allah, elçiliğine seçerek ve seninle konuşarak seni üstün kılmıştır. Bizim için Rabbine şefaat dileğinde bulun. İçinde olduğumuz durumu görmüyor musun? Başımıza geleni görmüyor musun?' derler. Musa onlara 'Rabbim bugün bundan önce olmadığı kadar öfkelendi. Bundan sonra bunun gibi de öfkelenmeyecektir. Ben öldürmemem gereken birini öldürdüm. Ben kendi derdime düşmüşüm. Siz İsa'ya (sav) gidin. İsa'ya gelip 'ey İsa! Sen, Allah'ın Rasulüsün. İnsanlarla beşikte iken konuştun. Allah'ın, Meryem'e kendisinden ulaştırdığı bir kelimesi ve ondan bir ruhsun. Bizim için Rabbine şefaat dileğinde bulun. İçinde olduğumuz durumu görmüyor musun? Başımıza geleni görmüyor musun?' derler. İsa onlara 'Rabbim bugün bundan önce olmadığı kadar öfkelendi. Bundan sonra bunun gibi de öfkelenmeyecektir. -Hz. Peygamber, onun bir hatasını zikretmedi- Ben kendi derdime düşmüşüm. Siz benden başkasına, Muhammed'e (sav) gidin' der. En sonunda bana gelip 'ey Muhammed! Sen, Allah'ın Rasulü ve peygamberlerin sonuncususun. Allah senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlamıştır. Bizim için Rabbine şefaat dileğinde bulun İçinde olduğumuz durumu görmüyor musun? Başımıza geleni görmüyor musun?' derler. Ben de kalkıp Arş'ın altına gelirim. Rabbim için secdeye kapanırım. Ardından Allah, bana ihsanda bulunur. Benden önce kimseye ihsanda bulunmadığı Hamd cümlelerini ve güzel övgülerini bana ilham eder. Ardından 'ey Muhammed! Kaldır başını, iste verilsin, Şefaat et, şefaatin kabul edilsin' denilir. Ben de başımı kaldırıp 'ya Rabbi! Ümmetim, ümmetim' derim. Bunun üzerine bana 'ey Muhammed! Ümmetinden hesaba çekilmeyecek olanları cennet kapılarının sağ kapısından cennete koy. Onlar, bu kapı dışındaki (kapılarda da) insanların ortaklarıdırlar' denilir. Muhammed'in canını kudretinde bulundurana yemin olsun ki, cennet kapılarından ikisinin arası Mekke ile Hecer arası ya da Mekke ile Busrâ arası gibidir."


    Öneri Formu
285890 M000480-2 Müslim, İman, 327

Bize Muhammed b. el-Müsennâ ve İbn Beşşar, onlara Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Katâde, ona Enes b. Mâlik, Rasulullah'tan (sav) rivayet etmiştir: "Ben, çocuğundan, babasından ve bütün insanlardan daha sevgili olmadığım sürece hiç biriniz (kamil manada) iman etmiş olmazsınız."


    Öneri Formu
285901 M000169-2 Müslim, İman, 70

Bize Yahya b. Eyyûb ve Kuteybe b. Said, onlara İsmail b. Cafer, ona Süheyl, ona babası (Mâlik b. Ebu Amir), ona da Talha b. Ubeydullah, Hz. Peygamber'den (sav) bu hadisi Mâlik'in hadisine benzer şekilde rivayet etmiş ancak şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Babasına and olsun, eğer doğru söylüyorsa kurtuluşa erdi." veya "Eğer doğru söylediyse cennete girdi" buyurmuştur.


    Öneri Formu
286023 M000101-2 Müslim, İman, 9


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: فطوبى للغرباء

    Öneri Formu
285882 M000372-2 Müslim, İman, 232


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: الدِّينُ النَّصِيحَةُ

    Öneri Formu
285883 M000196-2 Müslim, İman, 95


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: أُمِرْتُ أَنْ أُقَاتِلَ النَّاسَ حَتَّى يَقُولُوا لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ

    Öneri Formu
285885 M000124-2 Müslim, İman, 32