إِنَّا مُرْسِلُو النَّاقَةِ فِتْنَةً لَّهُمْ فَارْتَقِبْهُمْ وَاصْطَبِرْ

Gerçekten onları imtihan etmek için dişi deveyi gönderen biziz. Sen onları gözetle ve sabret.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Kamer 54/27, /

أَفَمِنْ هَذَا الْحَدِيثِ تَعْجَبُونَ

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Necm 53/59, /

وَأَنَّ إِلَى رَبِّكَ الْمُنتَهَى

Ve şüphesiz en son varış Rabbinedir.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Necm 53/42, /

وَفَجَّرْنَا الْأَرْضَ عُيُونًا فَالْتَقَى الْمَاء عَلَى أَمْرٍ قَدْ قُدِرَ

Yeryüzünde kaynaklar fışkırttık. (Her iki) su, takdir edilmiş bir işin olması için birleşmişti.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Kamer 54/12, /

كَذَّبَتْ عَادٌ فَكَيْفَ كَانَ عَذَابِي وَنُذُرِ

Ad kavmi (Peygamberleri Hûd'u) yalanladı da azabım ve tehdidim nasılmış (gördüler).

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Kamer 54/18, /

إِنَّا أَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ رِيحًا صَرْصَرًا فِي يَوْمِ نَحْسٍ مُّسْتَمِرٍّ

Biz onların üstüne, uğursuzluğu devamlı bir günde dondurucu bir rüzgâr gönderdik.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Kamer 54/19, /

فَنَادَوْا صَاحِبَهُمْ فَتَعَاطَى فَعَقَرَ

Arkadaşlarını çağırdılar, o da (bundan cür'et alarak) kılıcını kaptı ve deveyi kesti.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Kamer 54/29, /

وَلَقَدْ جَاء آلَ فِرْعَوْنَ النُّذُرُ

Şüphesiz Firavun'un kavmine de uyarıcılar gelmişti.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Kamer 54/41, /

إِنَّا كُلَّ شَيْءٍ خَلَقْنَاهُ بِقَدَرٍ

Biz, her şeyi bir ölçüye göre yarattık.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Kamer 54/49, /

وَمَا أَمْرُنَا إِلَّا وَاحِدَةٌ كَلَمْحٍ بِالْبَصَرِ

Bizim buyruğumuz, bir anlık bakış gibi, bir tek sözden başka bir şey değildir.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Kamer 54/50, /