Giriş

Bize Ali b. Hucr, ona Velid b. Müslim, ona Muaviye b. Yahya es-Sadefî, ona ez-Zührî, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Sadece abdestli olan ezan okuyabilir."


Açıklama: Rivayet munkatıdır. İbn Şihab ile Ebu Hureyre arasında inkıta' vardır.

    Öneri Formu
11130 T000200 Tirmizi, Salat, 33

Bize Yahya b. Musa, ona Abdullah b. Vehb, ona Yunus, ona da İbn Şihâb, Ebu Hureyre'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Namaz (için) ezanı, ancak abdestli kişi okur." [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, önceki hadisten daha sahihtir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Ebu Hureyre hadisini, İbn Vehb merfu olarak rivayet etmemiştir. Bu hadis Velid b. Müslim'in hadisinden daha sahihtir. Zührî, Ebu Hureyre'den hadis işitmemiştir. Âlimler ezanın abdestsiz olarak okunup okunamayacağı hususunda ihtilaf etmişlerdir. Bazıları bunu hoş karşılamamışlardır (mekruh görmüşlerdir). Şâfi'î ve İshak bu görüştedir. Bir kısmı ise bu hususta ruhsat tanımışlardır. Süfyân es-Sevrî, İbn Mübârek ve Ahmed (b. Hanbel) de bu görüştedir.]


Açıklama: Rivayet munkatıdır. İbn Şihab ile Ebu Hureyre arasında inkıta' vardır.

    Öneri Formu
11131 T000201 Tirmizi, Salat, 33

Bize Ahmed b. Menî', ona Ebu Ahmed ez-Zübeyrî, ona Ebu İsrâîl, ona Hakem, ona Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona da Bilal, Hz. Peygamber'in (sav) kendisine şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ey Bilal, sabah namazı dışındaki namazların hiçbirinde 'tesvîb (ezan lafızlarına 'es-salâtü hayrun mine'n-nevm (Namaz uykudan hayırlıdır)' ifadesini ilave etmek)' yapma!" [Tirmizî şöyle demiştir: Bu konuda Ebû Mahzûre'den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bilal'in hadisini sadece Ebu İsrâîl el-Mülâ'î'nin rivayeti ile biliyoruz. Ebu İsrail, bu hadisi Hakem b. Uteybe'den işitmemiştir. Bu hadisi Hasan b. Umâre vasıtasıyla Hakem b. Uteybe'den rivayet etmiştir. Ebu İsrâîl'in ismi, İsmail b. Ebu İshaktır. Hadis âlimleri mezdinde 'leyse hüve bi-zâke'l-kavî (o kadar da kuvvetli bir ravi değildir; biraz zayıftır)' bir kimsedir. Âlimler tesvib hususunda ihtilaf etmiştir. Bazıları: 'Tesvîb, (müezzinin) sabah ezanında 'es-Salâtü hayrun mine'n-nevm (namaz, uykudan daha hayırlıdır)' cümlesini söylemesidir' demiştir. İbn Mübârek ve Ahmed'in (b. Hanbel) görüşü de böyledir. İshak ise tesvîb hakkında bundan başka bir şey söylemiştir: '-Mekruh tesvîb-, insanların Nebî'den (sav) sonra ihdas ettikleri bir şeydir. Müezzinin ezan okuduğu zaman cemaatin henüz tam toplanmadığını grüp (biraz zaman kazanmak amacıyla) ezan ile kamet arasında 'namaz vakti girdi, haydi namaza, hadi kurtuluşa' demesidir.' Tirmizî şöyle demiştir: İshak'ın bahsettiği tesvîb, âlimlerin mekruh saydığı tesvîbdir. (Bazı insanlar) Nebî'den (sav) sonra ihdas ettikleri bir şeydir. İbn Mübârek ve Ahmed'in açıkladığı tesvîb ise, sabah ezanında müezzinin 'es-Salâtü hayrun mine'n-nevm (namaz, uykudan daha hayırlıdır)' demesidir. Doğr olan görüş de budur.Âlimler bu görüşü tercih etmiş ve onu görüş olarak benimsemişlerdir. Abdullah b. Ömer'in sabah namazında (ezanında) 'es-Salâtü hayrun mine'n-nevm (namaz, uykudan daha hayırlıdır)' dediği rivayet edilmiştir. Mücahid'in şöyle dediği rivayet edilmiştir: Abdullah b. Ömer ile mescide girdim. Ezan okunuyordu. Namaz kılmayı düşünüyorduk. Müezzin, (ezanı okurken) tesvîb yaptı. Bunun üzerine Abdullah b. Ömer (hemen) mescitten çıkıverdi ve: 'Bizi bu bid‘atçinin yanından çıkar.' dedi. Orada namaz kılmadı. Tirmizî şöyle demiştir: Abdullah'ın hoşlanmadığı tesvîb, insanların daha sonraları ihdas ettikleri tesvîbdir.]


Açıklama: Tirmizî'nin hadisin akabinde bulunduğu değerlendirme esnasında kaydettiği ''...وَيُقَالُ لَهُ التَّثْوِيبُ أَيْضًا'' ifadesi tarafımızdan tam olarak anlaşılamamış; bu kısım, tercümeye, ''...buna aynı şekilde tesvîb de denir.'' şeklinde yansıtılmıştır.

    Öneri Formu
11127 T000198 Tirmizi, Salat, 31

Bize Mahmud b. Gaylân, ona Abdürrezzak, ona Süfyan es-Sevrî, ona da Avn b. Ebu Cühayfe, babasının (Vehb b. Vehb es-Süvâî) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Bilal'i ezan okurken gördüm. (Sağa sola) Dönüyordu ve ağzını bir o tarafa bir bu tarafa çeviriyordu. İki parmağı da kulaklarındaydı. Rasulullah (sav) ise (o esnada) kırmızı bir çadırdaydı. -Râvi hadisin lafzında şüpheye düşerek: '(Hadisi nakleden hocam) Zannedersem, 'deriden' olduğunu söyledi' dedi.- Bilal, (ezanı bitirdikten sonra) kısa bir mızrak ile Rasulullah'ın önüne geldi ve onu (sütre olarak) taşlık zemine dikti. Rasulullah (sav) da, ona doğru namaz kıldı. (Namaz esnasında) Önünden de köpek ve eşek geçiyordu. Üzerinde (Yemen işi) kırmızı bir elbise vardı. sanki Rasulullah'ın (sav) baldırlarının parıltısı sanki hâlâ gözlerimin önünde." (Hadisin ravilerinden) Süfyan, 'O elbisenin, kırmızı çizgileri olan bir elbise olduğunu zannediyoruz' dedi. [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Ebu Cuhayfe'nin bu hadisi, hasen-sahihtir. Âlimlerin ameli (görüşü ve uygulaması) buna göredir. Onlar, müezzinin ezan esnasında iki parmağını kulaklarına sokmasını müstehab görmüşlerdir. Bazı âlimler ise, kamet esnasında da iki parmağını kulaklarına sokmanın müstehap olduğunu söylemiştir. Evzâî'nin de görüşü böyledir. Ebu Cuhayfe'nin adı, Vehb b. Abdullah es-Süvâî'dir.]


    Öneri Formu
11126 T000197 Tirmizi, Salat, 30

Bize Kuteybe b. Said, ona Leys, ona İbn Şihâb, ona Sâlim, ona da babası (İbn Ömer), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Bilal sabah ezanını geceleyin okur. Siz (sahurda) İbn Ümmü Mektûm'un ezanını işitene kadar yiyip içmeye devam edin." Ebu İsa (Tirmizî), bu konuda İbn Mesud, Âişe, Üneyse, Enes (b. Mâlik), Ebu Zer ve Semüre'den de hadis rivayet edildiğini söylemiştir. Ebu İsa ayrıca, İbn Ömer hadisinin, hasen-sahih olduğunu da belirtmiştir. İlim ehli geceleyin okunan ezan hususunda ihtilaf etmiştir. Bazısı müezzinin geceleyin okuduğu ezanı yeterli görüp tekrar okumasının gerekli olmadığını ifade etmiştir ki bu, Mâlik, İbn Mübârek, Şâfiî, Ahmed ve İshak'ın görüşüdür. Bazısı da, müezzin geceleyin ezan okuduğunda (sabah namazının vakti girdiğinde) ezanı tekrar okur demiştir. Süfyan es-Sevrî de bu görüştedir. (Bize) Hammâd b. Seleme, ona Eyyûb, ona Nâfi ona da İbn Ömer'in şöyle rivayet ettiğini söylemiştir: "Bilal ezanı geceleyin okumuştu. Nebî (sav) ondan (ezanda) şöyle söylemesini de istemişti 'İnsanlar uykudadır.' Ebu İsa, bu rivayetin mahfuz olmadığını (şâz olduğunu), sahih olan rivayetin Ubeydullah b. Ömer ve başkalarının Nâfi'den, onun da İbn Ömer'den Hz. Peygamber'in (sav) buyurduğu şu hadis olduğunu nakletmiştir: "Bilal ezanı geceleyin okur. Sizler, (sahurda) İbn Ümmü Mektûm'un ezanını işitene kadar yiyip içmeye devam edin.' Abdülaziz b. Ebu Revvâd'ın Nâfi'den rivayet ettiğine göre Hz. Ömer'in tayin ettiği müezzini geceleyin ezan okumuş, Ömer de (sabah namazının vakti girdiğinde) ezanı tekrar okumasını emretmiştir. Bu hadis, Nâfi'in Hz. Ömer'den naklettiği rivayet munkatı olduğu için sahih değildir. Belki de Hammad b. Seleme (yukarıdaki) rivayetiyle, bu konuda sahih olan rivayetin; Ubeydullah ve daha pek çok kimsenin Nâfi'den, onun İbn Ömer'den; yine Zührî'nin, Sâlim'den, onun da İbn Ömer vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) rivayet ettiği 'Bilal ezanı geceleyin okur' hadisi olduğunu kastetmiştir. Hammâd rivayeti sahih olsaydı, (yukarıda sahih olduğu ifade edilen Zührî) hadisinin bir manası kalmazdı. Nitekim o hadiste Rasulullah (sav), 'Bilal ezanı geceleyin okur' buyurmuş, ashabına da gelecek zaman ile alakalı bir emirde bulunup 'Bilal ezanı geceleyin okur (siz de o zaman şöyle yapın)' demiştir. Sabah namazının vakti girmeden önce okuduğunda ezanı tekrar etmesini emretseydi 'Bilal ezanı geceleyin okur' buyurmazdı. Ali b. el-Medînî de 'Hammad b. Seleme'nin Eyyûb'dan, onun Nâfi'den, onun da İbn Ömer vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) rivayet ettiği hadis mahfuz değildir. Hammad b. Seleme bu hadiste hata etmiştir' demiştir.


    Öneri Formu
11137 T000203 Tirmizi, Salat, 35

Bize Hennâd, ona Vekî', ona Süfyân, ona İbrahim b. Muhâcir, ona da Ebu Şa'sâ' şöyle rivayet etmiştir: "İkindi namazı için ezan okunduktan sonra bir adam mescitten çıktı. Bunun üzerine Ebu Hureyre, ''şu adam, Ebu Kâsım'a (sav) isyan etmiştir' dedi." [Ebu İsa şöyle demiştir: Bu konuda Osman'dan da hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: Ebu Hureyre hadisi, hasen-sahih bir hadistir. Nebî'nin (sav) ilim ehli ashabı ve sonraki ilim ehli nezdinde de amel bu hadise göredir. Onlara göre, abdestsiz olmak ya da zorunlu haller gibi mazeretler olmaksızın kişi, ezandan sonra camiden çıkamaz. Rivayet edildiğine göre İbrahim en-Nehaî, müezzin kamet getirmeye başlamadan önce camiden çıkılabilir, demiştir. Ebu İsa bu görüş hakkında: Bize göre bu, camiden çıkmasını haklı gösterecek özür sahibi kimseler için geçerlidir, demiştir. Ebu Şa'sâ'nın ismi Süleym b. Esved olup o, Eş'as b. Ebu Şa'sâ'nın babasıdır. Bu hadisi Eş'as b. Ebu Şa'sâ, babasından rivayet etmiştir.]


    Öneri Formu
11139 T000204 Tirmizi, Salat, 36

Bize Abd b. Humeyd, ona Yunus b. Muhammed, ona da Abdulmün'im hadisi benzer bir şekilde rivayet etmiştir. [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Câbir'in bu hadisini, sadece bu tarikten, Abdulmün'im'in rivayeti ile biliyoruz, ki bu meçhûl bir isnaddır. Abdülmun'im, Basralı bir 'şeyhtir (güvenilir bir insan olmakla birlikte hadis rivayetinde etkin olmayan ama yine de kabul edilebilir derecede olan bir ravidir).]


    Öneri Formu
11125 T000196 Tirmizi, Salat, 29

Bize Hennâd, ona Abde ve Ya'lâ b. Ubeyd, onlara Abdurrahman b. En'um el-İfrîkî, ona da Ziyad b. Nuaym el-Hadramî, Ziyâd b. Haris es-Sudâ'î'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) sabah namazında ezan okumamı emretti. Ben de okudum. Bilal kamet getirmek istedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: 'Sudâ'lı kardeş ezan okudu; ezanı okuyan kameti de getirir.' buyurdu." [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu konuda İbn Ömer'den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Ziyad'ın hadisini, sadece el-İfrîkî rivayeti ile biliyoruz. el-İfrîkî ise, hadis âlimleri nazarında zayıftır. Yahya b. Said el-Kattân ve başkaları onu zayıf saymışlardır. Ahmed (b. Hanbel): 'Ben, el-İfrîkî'nin hadisini yazmam' demiştir. Tirmizî şöyle demiştir: Ben Muhammed b. İsmail'i (el-Buhârî), onun durumunu biraz kuvvetli sayarken (ravi olarak durumunu zayıflığın üzerinde değerlendirirken) gördüm. O (el-İfrîkî hakkında): 'Mukâribü'l-hadîs (rivayetleri makbul olmaya yakın, hadisine müsamaha gösterilebilir fakat tam sağlam olmayan bir râvidir)' demiştir. Âlimlerin büyük çoğunluğunun ameli (görüşü ve uygulaması) bu hadise göredir; 'ezan okuyan kameti de getirir' şeklindedir.]


    Öneri Formu
11129 T000199 Tirmizi, Salat, 32

Bize Yahya b. Musa, ona Abdürrezzâk, ona İsrâîl, ona da Simâk b. Harb, Cabir b. Semüre'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah'ın (sav) müezzini, (ezandan sonra hemen) kamet getirmeyip (biraz) beklerdi. Nihayet Hz. Peygamber'in (sav) çıktığını görünce namaz (için) kameti getirirdi." [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Cabir b. Semüre'nin bu hadisi, hasen-sahih bir hadistir. İsrâîl'in Simâk'tan rivayet ettiği hadisini ise, sadece bu tarikten bilmekteyiz. Bazı âlimler de bu yönde görüş beyan etmiştir; 'Müezzin, ezanda '(zamanı hakkında) tasarruf hakkına sahiptir; imam da, kamette daha yetkilidir.' demişlerdir.]


    Öneri Formu
11133 T000202 Tirmizi, Salat, 34

Bize Mahmud b. Ğaylân, ona Vekî', ona Süfyan, ona Halid el-Hazzâ, ona da Ebû Kılâbe, Malik b. Huveyris'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Ben ve amcamın oğlu, Rasulullah'ın (sav) geldik. Bize şöyle buyurdu: "Yolculuğa çıktığınızda ezan okuyun, kamet getirin. En büyüğünüz de imam olsun" [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir. İlim ehlinin büyük çoğunluğunun ameli (görüşü ve uygulaması) bu hadise göredir. Onlar, yolculukta ezan okumayı (gerekli gören görüşü) tercih etmişlerdir. Bazı âlimler ise: '(Yolculukta) Kamet yeterlidir. Ezan, sadece insanları toplamak isteyenler için gerekli' demişlerdir. İlk görüş daha sahihtir. Ahmed (b. Hanbel) ve İshak da bu görüştedir.]


    Öneri Formu
11142 T000205 Tirmizi, Salat, 37