4875 Kayıt Bulundu.
Bize Bişr b. Muaz el-Basrî, ona İbrahim b. Abdülaziz b. Abdülmelik b. Ebu Mahzûre, ona da babası (Abdülaziz b. Abdülmelik) ve dedesi (Abdülmelik b. Ebû Mahzûre) birlikte, Ebu Mahzure'nin şöyle dediğini rivayet etmişlerdir: "Rasulullah (sav) onu (Ebu Mahzure'yi) oturtmuş ve ezanı ona harf harf öğretmiş." (Hadisi babasından ve dedesinden nakleden) İbrahim, 'Bizim ezanımız gibi' dedi. (Hadisi İbrahim'den alan) Bişr, ona (İbrahim'e): 'Bana tekrar et' dedi. O da ezanı 'tercî (ezanı okuyan kişinin cümleleri önce içinden yahut kısık sesle sonra da yüksek sesle tekrar etmesi)' ile tekrarladı. [Ebu İsa şöyle demiştir: Ebu Mahzûre'nin ezan konusundaki bu hadisi, sahih bir hadistir. Ondan pek çok tarîk ile rivayet edilmiştir. Mekke'de amel (uygulama) buna göredir. Bu, Şâfiî'nin de görüşüdür.]
Bize Ebu Bekir b. Nadr b. Ebu Nadr, ona Haccâc b. Muhammed, ona İbn Cüreyc, ona da Nâfi', İbn Ömer'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Müslümanlar Medine'ye geldiklerinde toplanıyorlar ve (bunun için) namaz vakitlerini tahmin ediyorlardı. Zira onları (namaza) çağıracak kimse yoktu. Bir gün bu hususta konuştular. BazılarıY 'Hristiyanlar'ın çanı gibi bir çan edinin (edinelim)' dedi. Kimisi ise: 'Yahudiler'in borusu gibi bir boru edinelim (kullanalım)' tavsiyesinde bulundu. (Râvi İbn Ömer anlatmaya devam ederek şöyle dedi:) Ömer b. Hattab ise: 'Bir kişiyi görevlendirsek de, namaza çağırmak için seslense (nasıl olur)?' dedi. (Bunun üzerine) Rasulullah (sav): 'Ey Bilal! Kalk da namaza çağır' buyurdu." [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hadis, İbn Ömer'in hadisi olarak, hasen-sahih-garîb bir hadistir.]
Bize Hennâd, ona Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona Habîb b. Ebu Sabit, ona da Said b. Cübeyr, İbn Abbas'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), Medine'de, korku ve yağmur (yağması gibi bir durum) olmaksızın öğle ile ikindiyi, akşam ile de yatsıyı cem etti. İbn Abbas'a, 'Hz. Peygamber bununla neyi amaçladı?' diye soruldu. O 'Ümmetine sıkıntı vermemeyi amaçladı.' cevabını verdi." [Bu konuda Ebu Hureyre'den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: İbn Abbas'ın bu hadisi, kendisinden bir çok yoldan nakledilmiştir. Câbir b. Zeyd, Said b. Cübeyr ve Abdullah b. Şakîk el-Ukayli (bu hadisi İbn Abbas'tan) rivayet etmiştir. Bu hadis İbn Abbas vasıtasıyla Hz. Peygamberden, bunlardan başka kimseler tarafından da nakledilmiştir.]
Açıklama: Tirmizî'nin hadisin akabindeki değerlendirmelerinden '' غَيْرُ هَذَا'' ifadesinin tercümedeki gibi anlaşılabileceğine dair bk. Tuhfetü'l-ahvezi, I, 476)
Bize Ebu Musa Muhammed b. Müsennâ, ona Affân, ona Hemmâm, ona Âmir b. Abdülvâhid el-Ahvel, ona Mekhûl, ona Abdullah b. Muhayriz, ona da Ebu Mahzûre şöyle rivayet etmiştir: Nebî (sav), Ebu Mahzûre'ye, ezanı on dokuz; kameti de on yedi cümle olarak öğretti. Ebu İsa der ki: Bu, hasen-sahih bir hadistir. Ebu Mahzûre'nin ismi, Semura b. Mi'yar'dır. Bir kısım ilim ehli ezan hususunda bunu benimsemiştir. Ebu Mahzûre'den rivayet edildiğine göre o, kameti tek tek okurdu.
Açıklama: Tercüme kasten lafzı lafzına yapılmamıştır.
Bize Ebu Said el-Eşec, ona Ukbe b. Halid, ona İbn Ebu Leyla, ona Amr b. Mürre, ona da Abdurrahman b. Ebu Leyla, Abdullah b. Zeyd'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah'ın (sav) ezandaki tatbikatı, ezanda da kamette de (lafızları) ikişer ikişer (okumaktı)." [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Abdullah b. Zeyd'in bu hadisi, (Bize) Vekî', ona A'meş, ona Amr b. Mürre, ona da Abdurrahman b. Ebu Leyla, 'Muhammed'in (sav) ashabı, bizlere, -Abdullah b. Zeyd'in, ezanı rüyada (şöyle şöyle) gördüğünü- anlattılar' diyerek rivayet etmiştir. (Yine bu hadisi bize) Şu'be, ona Amr b. Mürre, ona da Abdurrahman b. Ebu Leyla: 'Abdullah b. Zeyd, ezanı, rüyada görmüştür' diye nakletmiştir. Bu rivayet, İbn Ebû Leyla'nın hadisinden daha sahihtir. Abdurrahman b. Ebu Leyla, Abdullah b. Zeyd'den hadis işitmemiştir. Bazı âlimler, ezanın da kametin de ikişer kez okunacağı söylemiştir. Şâfi'î, Sevrî, İbn Mübârek ve Kûfeli âlimler bunu benimsemiştir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: İbn Ebu Leyla -Muhammed b. Abdurrahman b. Ebu Leyla-, Kûfe kadısı idi. O, babasından hadis işitmemiştir. O, ancak bir başka kişi aracılığıyla babasından rivayette bulunmuştur.]
Açıklama: ''أَذَانُ رَسُولِ اللَّهِ'' ifadesi, kasten, ''Rasulullah (sav)'ın (tatbikatı)'' olarak tercümeye yansıtılmıştır. Rivayet munkatıdır. Abdurrahman b. Ebu Leyla ile Abdullah b. Zeyd arasında inkıta' vardır.
Bize Ebu Musa Muhammed b. Müsennâ, ona Ebu Davud et-Tayâlisî, ona Ebu Said Muhammed b. Müslim b. Ebu Vazzâh el-Müeddib, ona Abdülkerim el-Cezerî, ona Mücâhid, ona da Abdullah b. Sâib şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), güneş tam tepeden batıya meylettikten sonra, öğlenin farzından önce dört rekat nafile namaz kılar ve 'Bu, göğün kapılarının açıldığı bir andır. Ben o anda benim için salih bir amelin (Allah katına) yükselmesini istiyorum' buyururdu." [Ebu İsa (Tirmizî) şu değerlendirmede bulunmuştur: Bu konuda Ali ve Ebu Eyyûb'den de hadis rivayet edilmiştir. Abdullah b. Sâib hadisi, hasen-garîb bir hadistir. Nebî'den (sav) rivayet olunduğuna göre o, güneşin zevalinden sonra dört rekat nafile namaz kılar ve sadece son rekatında selam verirdi.']
Açıklama: Bu dört rekatlık namazın, öğle namazının ilk sünnetinden ayrı olup 'zevâl sünneti' olarak isimlendirilen nafile bir namaz olduğu da söylenmiştir. (Mübârekfûrî, Tuhfetü'l-ahvezî, II, 479).
Bize Ebu Seleme Yahya b. Halef el-Basrî, ona Mu'temir b. Süleyman, ona babası (Süleyman), ona Haneş, ona İkrime, ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Herhangi bir özür olmaksızın iki namazı cem eden kimse, büyük günah kapılarından birine girmiş olur." [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Senetteki Haneş -Ebu Ali er-Rahabî-, Hüseyin b. Kaystır. Hadis âlimleri nezdinde zayıftır; Ahmed ve başkaları onu zayıf saymışlardır. Âlimlerin ameli (verdikleri hüküm ve uygulaması) bu yöndedir; namazlar sadece yolculukta ve Arafat'ta cem edilebileceği şeklindedir. Tabiînden bazı âlimler hastanın da namazlarını cem etmesine ruhsat tanımışlardır. Ahmed ve İshak bu görüştedir. İlim ehlinden bazı kimseler de yağmur (yağması) sebebiyle namazların cem edilebileceğini söylemiştir. Şâfi'î, Ahmed (b. Hanbel) ve İshak bu görüştedir. Şâfi'î, hastanın namazları cem etmesi görüşünü benimsememiştir.]
Bize Kuteybe, ona Abdülvehhab es-Sekafî ve Yezid b. Zürey', ona Halid el-Hazzâ, ona da Ebu Kılâbe, Enes b. Malik'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Bilal'e ezanı çift, kameti ise tek (okuması) emredildi." [Ebu konuda İbn Ömer'den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Enes'in bu hadisi, hasen-sahih bir hadistir. Nebî'nin (sav) ashabından ve tabiînden bazı âlimerin görüşü bu yöndedir. Mâlik, Şâfi'î, Ahmed (b. Hanbel) ve İshâk da bu görüşü dile getirmiştir.]
Bize Ahmed b. Hasan, ona Mualla b. Esed, ona Abdulmün'im -o, kırba (su kabı) sahibi (su taşıyan, suculuk yapan) bir kişidir-, ona Yahya b. Müslim, ona Hasan ve Atâ, onlara da Cabir b. Abdullah'ın rivayet ettiğine göre, Rasulullah (sav), Bilal'e hitaben şöyle buyurmuştur: "Ey Bilal, ezan okuduğun zaman, ezanını yavaş yavaş oku. Kamet getirdiğinde ise hızlı davran. Ezanın ile kametin arasında yemek yiyenin yemeğini, (bir şeyler) içenin de içeceğini bitireceği ve sıkışmış kimsenin tuvalet ihtiyacını gidereceği kadar bir vakit bırak. (Ashabım, sizler de) Beni görene dek (namaza) kalkmayın".