أفضل الذكر لا إله إلا الله، وأفضل الدعاء الحمد لله
En faziletli zikir “lâ ilâhe illallah;” en faziletli dua da “elhamdülillah”tır.
Açıklama: Nesai, Sünen-i Kübra'da [NS010599] rivayet etmiştir. Hâkim en-Nisaburî, el-Müstedrek'te [NM001855] farklı bir içerikle rivayet etmiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
284168, KHA000452
Hadis:
أفضل الذكر لا إله إلا الله، وأفضل الدعاء الحمد لله
Tercemesi:
En faziletli zikir “lâ ilâhe illallah;” en faziletli dua da “elhamdülillah”tır.
Açıklama:
Nesai, Sünen-i Kübra'da [NS010599] rivayet etmiştir. Hâkim en-Nisaburî, el-Müstedrek'te [NM001855] farklı bir içerikle rivayet etmiştir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Keşfu'l-Hafâ, Harfu'l-Hemze me'a'l-Fâ 452, 1/172
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Edeb 55, /609
İbn Mâce, Sünen-i Tirmizî, Da'vât 9, 5/462
Senetler:
()
Konular:
Zikir, fazileti, sevabı
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Abdurrahman b. Mehdi, ona Süfyâni ona Ebu İshak, ona Ağar Ebu Müslim, ona Ebu Hüreyre ve Ebu Said el Hudrî’nin söylediklerine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Bir gurup insan (bir yerde toplanıp) Allah’ı zikrederlerse, melekler onların etrafını çevirir. Allah’ın rahmeti onları kaplar, onların üzerlerine sekinet / huzur iner ve Allah kendi huzurundakilere onları zikreder."
[Tirmizî bu hadisin hasen-sahih olduğunu söylemiştir.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20191, T003378
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنِ الأَغَرِّ أَبِى مُسْلِمٍ أَنَّهُ شَهِدَ عَلَى أَبِى هُرَيْرَةَ وَأَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ أَنَّهُمَا شَهِدَا عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ قَالَ:
"مَا مِنْ قَوْمٍ يَذْكُرُونَ اللَّهَ إِلاَّ حَفَّتْ بِهِمُ الْمَلاَئِكَةُ وَغَشِيَتْهُمُ الرَّحْمَةُ وَنَزَلَتْ عَلَيْهِمُ السَّكِينَةُ وَذَكَرَهُمُ اللَّهُ فِيمَنْ عِنْدَهُ" .
[قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .]
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Abdurrahman b. Mehdi, ona Süfyâni ona Ebu İshak, ona Ağar Ebu Müslim, ona Ebu Hüreyre ve Ebu Said el Hudrî’nin söylediklerine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Bir gurup insan (bir yerde toplanıp) Allah’ı zikrederlerse, melekler onların etrafını çevirir. Allah’ın rahmeti onları kaplar, onların üzerlerine sekinet / huzur iner ve Allah kendi huzurundakilere onları zikreder."
[Tirmizî bu hadisin hasen-sahih olduğunu söylemiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Da'vât 7, 5/459
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Eğar b. Abdullah el-Medini (Eğar b. Abdullah)
3. Ebu İshak es-Sebiî (Amr b. Abdullah b. Ubeyd)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Said Abdurrahman b. Mehdî el-Anberî (Abdurrahman b. Mehdi b. Hassân b. Abdurrahman)
6. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Kavramlar, sekinet
Salih Amel, Allah'ın razı olacağı ameller
Zikir, zikir meclisleri
Bize Kasım b. Dînâr el-Kûfî, ona İshâk b. Mansur el-Kûfî, ona İsrâîl (b. Yunus), ona Abdurrahman b. Ebu Bekir – el-Mülkî-, ona Musa b. ‘Ukbe, ona Nafi‘(Mevlâ İbn Ömer), ona da (Abdullah)İbn Ömer (ra), Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
“Allah’tan, afiyetten daha sevimli ve üstün bir şey istenmemiştir.”
(Tirmizî:) Bu hadis garibtir. Bu hadisi sadece Abdurrahman b. ebî Bekir el Müleykî rivâyeti olarak bilmekteyiz.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21040, T003515
Hadis:
حَدَّثَنَا الْقَاسِمُ بْنُ دِينَارٍ الْكُوفِىُّ حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ الْكُوفِىُّ عَنْ إِسْرَائِيلَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى بَكْرٍ وَهُوَ الْمُلَيْكِىُّ عَنْ مُوسَى بْنِ عُقْبَةَ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم:
" مَا سُئِلَ اللَّهُ شَيْئًا أَحَبَّ إِلَيْهِ مِنْ أَنْ يُسْأَلَ الْعَافِيَةَ "
[ هَذَا حَدِيثٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى بَكْرٍ الْمُلَيْكِىِّ .]
Tercemesi:
Bize Kasım b. Dînâr el-Kûfî, ona İshâk b. Mansur el-Kûfî, ona İsrâîl (b. Yunus), ona Abdurrahman b. Ebu Bekir – el-Mülkî-, ona Musa b. ‘Ukbe, ona Nafi‘(Mevlâ İbn Ömer), ona da (Abdullah)İbn Ömer (ra), Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
“Allah’tan, afiyetten daha sevimli ve üstün bir şey istenmemiştir.”
(Tirmizî:) Bu hadis garibtir. Bu hadisi sadece Abdurrahman b. ebî Bekir el Müleykî rivâyeti olarak bilmekteyiz.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Da'vât 84, 5/535
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ebu Muhammed Musa b. Ukbe el-Kuraşî (Musa b. Ukbe b. Ebu Ayyaş)
4. Abdurrahman b. Ebu Bekir el-Müleyki (Abdurrahman b. Ebu Bekir b. Ubeydullah)
5. Ebu Yusuf İsrail b. Yunus es-Sebîî (İsrail b. Yunus b. Ebu İshak)
6. İshak b. Mansur es-Selûlî (İshak b. Mansur es-Selûlî)
7. Kasım b. Dinar el-Kuraşî (Kasım b. Zekeriyya b. Dinar)
Konular:
Dua, afiyet İstemek
Dua, Dua ve sağlık
Bize Hasan b. Arafe, ona İsmâil b. Ayyâş, ona Abdullah b. Abdurrahman b. Ebû Hüseyn, ona Şehr b. Havşeb, ona Ebû Ümâme el-Bâhilî, Rasulullah’tan (sav) rivayet etmiştir:
"Yatağına abdestli olarak giren ve uykuya dalana kadar da Allah’ı zikreden kimse, gecenin herhangi bir vaktinde Allah’tan dünya ve âhiret iyiliklerinden bir şey isterse Allah mutlaka onu kendisine verir."
[Tirmizî şöyle demiştir Bu hasen-garîb bir hadistir. Bu hadis aynı zamanda şu tarikle de rivayet edilmiştir: Şehr b. Havşeb’den, o Ebû Zabye’den, o Amr b. Abese’den o da Hz. Peygamber’den rivayet etti.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21079, T003526
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَرَفَةَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ عَيَّاشٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى حُسَيْنٍ عَنْ شَهْرِ بْنِ حَوْشَبٍ عَنْ أَبِى أُمَامَةَ الْبَاهِلِىِّ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ:
" مَنْ أَوَى إِلَى فِرَاشِهِ طَاهِرًا يَذْكُرُ اللَّهَ حَتَّى يُدْرِكَهُ النُّعَاسُ لَمْ يَنْقَلِبْ سَاعَةً مِنَ اللَّيْلِ يَسْأَلُ اللَّهَ شَيْئًا مِنْ خَيْرِ الدُّنْيَا وَالآخِرَةِ إِلاَّ أَعْطَاهُ اللَّهُ إِيَّاهُ " .
[قَالَ هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ . وَقَدْ رُوِىَ هَذَا أَيْضًا عَنْ شَهْرِ بْنِ حَوْشَبٍ عَنْ أَبِى ظَبْيَةَ عَنْ عَمْرِو بْنِ عَبَسَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .]
Tercemesi:
Bize Hasan b. Arafe, ona İsmâil b. Ayyâş, ona Abdullah b. Abdurrahman b. Ebû Hüseyn, ona Şehr b. Havşeb, ona Ebû Ümâme el-Bâhilî, Rasulullah’tan (sav) rivayet etmiştir:
"Yatağına abdestli olarak giren ve uykuya dalana kadar da Allah’ı zikreden kimse, gecenin herhangi bir vaktinde Allah’tan dünya ve âhiret iyiliklerinden bir şey isterse Allah mutlaka onu kendisine verir."
[Tirmizî şöyle demiştir Bu hasen-garîb bir hadistir. Bu hadis aynı zamanda şu tarikle de rivayet edilmiştir: Şehr b. Havşeb’den, o Ebû Zabye’den, o Amr b. Abese’den o da Hz. Peygamber’den rivayet etti.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Da'vât 92, /
Senetler:
1. Ebu Ümame Sudey b. Aclân el-Bahilî (Sudey b. Aclân b. Vehb)
2. Şehr b. Havşeb el-Eşarî (Şehr b. Havşeb)
3. Abdullah b. Abdurrahman en-Nevfelî (Abdullah b. Abdurrahman b. Ebu Hüseyin b. Haris)
4. Ebu Utbe İsmail b. Ayyâş el-Ansî (İsmail b. Ayyâş b. Süleym)
5. Hasan b. Arafe el-Abdi (Hasan b. Arafe b. Yezid)
Konular:
Abdest, uyumadan önce abdest almak
Dua, ihtiyaç halinde okunacak
Dua, uyumadan önce okunacak, dua, ayet vs.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21016, T003508
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عُمَرَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ أَبِى الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ: « إِنَّ لِلَّهِ تِسْعَةً وَتِسْعِينَ اسْمًا مَنْ أَحْصَاهَا دَخَلَ الْجَنَّةَ » . قَالَ: وَلَيْسَ فِى هَذَا الْحَدِيثِ ذِكْرُ الأَسْمَاءِ . قَالَ: وَهَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize (Muhammed) b. Ebu Ömer, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Ebu Zinad (Abdullah b. Zekvan), ona el-A'rec, (Abdurrahman b. Hürmüz), ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Allah'ın (cc) doksan dokuz ismi vardır. Kim onları sayarsa (ezberlerse) cennete girer."
Ebu İsa et-Tirmizî şöyle demiştir: Bu hadiste Allah'ın isimleri zikredilmemiştir.
Yine Tirmizi şöyle demiştir: Bu hadis Hasen-Sahih'tir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Da'vât 82, 5/532
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Davud A'rec Abdurrahman b. Hürmüz (Abdurrahman b. Hürmüz)
3. Ebu Zinad Abdullah b. Zekvan el-Kuraşi (Abdullah b. Zekvan)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Muhammed b. Ebu Ömer el-Adenî (Muhammed b. Yahya b. Ebu Ömer)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın isimleri, Esmâ-i Hüsnâ
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21231, T003559
Hadis:
حَدَّثَنَا حُسَيْنُ بْنُ يَزِيدَ الْكُوفِىُّ حَدَّثَنَا أَبُو يَحْيَى الْجمَّانِىُّ حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ وَاقِدٍ عَنْ أَبِى نُصَيْرَةَ عَنْ مَوْلًى لأَبِى بَكْرٍ عَنْ أَبِى بَكْرٍ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم:
" مَا أَصَرَّ مَنِ اسْتَغْفَرَ وَلَوْ فَعَلَهُ فِى الْيَوْمِ سَبْعِينَ مَرَّةً " .
[ قَالَ أَبُو عِيسَى :هَذَا حَدِيثٌ غَرِيبٌ إِنَّمَا نَعْرِفُهُ مِنْ حَدِيثِ أَبِى نُصَيْرَةَ وَلَيْسَ إِسْنَادُهُ بِالْقَوِىِّ .]
Tercemesi:
Ebû Bekir (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Allah’tan bağışlanma isteyen kimse o tevbe ettiği günahı günde yetmiş kere işlemiş olsa bile o günaha bir daha varmayacağı için ısrar etmiş sayılmaz.” Tirmizî: Bu hadis garibtir. Ebû Nadra’nın rivâyetiyle bilmekteyiz. Senedi pek sağlam değildir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Da'vât 106, 5/558
Senetler:
()
Konular:
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik
Tevbe, sıkça tevbe etmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
285931, T003378-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنِ الأَغَرِّ أَبِى مُسْلِمٍ أَنَّهُ شَهِدَ عَلَى أَبِى هُرَيْرَةَ وَأَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ أَنَّهُمَا شَهِدَا عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ قَالَ:
"مَا مِنْ قَوْمٍ يَذْكُرُونَ اللَّهَ إِلاَّ حَفَّتْ بِهِمُ الْمَلاَئِكَةُ وَغَشِيَتْهُمُ الرَّحْمَةُ وَنَزَلَتْ عَلَيْهِمُ السَّكِينَةُ وَذَكَرَهُمُ اللَّهُ فِيمَنْ عِنْدَهُ" .
[قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .]
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Abdurrahman b. Mehdi, ona Süfyân, ona Ebu İshak, ona Eğar Ebu Müslim, ona Ebu Hüreyre ve Ebu Said el Hudrî’nin söylediklerine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Bir gurup insan (bir yerde toplanıp) Allah’ı zikrederlerse, melekler onların etrafını çevirir. Allah’ın rahmeti onları kaplar, onların üzerlerine sekinet / huzur iner ve Allah kendi huzurundakilere onları zikreder."
[Tirmizî bu hadisin hasen-sahih olduğunu söylemiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Da'vât 7, 5/459
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Eğar b. Abdullah el-Medini (Eğar b. Abdullah)
3. Ebu İshak es-Sebiî (Amr b. Abdullah b. Ubeyd)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Said Abdurrahman b. Mehdî el-Anberî (Abdurrahman b. Mehdi b. Hassân b. Abdurrahman)
6. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Kavramlar, sekinet
Salih Amel, Allah'ın razı olacağı ameller
Zikir, zikir meclisleri
Bize Hasan b. Ali el-Hallâl, ona Süleyman b. Davud el-Hâşimî, ona Abdurrahman b. Ebu Zinâd, ona Musa b. Ukbe, ona Abdullah b. Fadl, ona Abdurrahman b. A'rec, ona Übeydullah b. Ebu Râfi, ona da Ali b. Ebu Tâlib şöyle rivâyet etmiştir:
Rasûlullah (sav), farz namazı kılmak için kalktığında ellerini omuz hizasına kadar kaldırır, okumasını bitirince aynı şekilde ellerini omuz hizasına kadar kaldırıp (sonra rükûa gider), Rükûdan kalktığı zaman da aynısını yapardı. Oturduğunda hiçbir şekilde elini kaldırmazdı. İki secdeyi yaptıktan sonra ayağa kalkacağında aynı şekilde ellerini kaldırır ve tekbir alırdı. İftitah tekbirinden sonra namaza şu dua ile başlardı:
"Veccehtü vechiye lillezi fatara's-semâvâti ve'l-arda hanîfen vemâ ene mine'l-müşrikîn. inne salâti ve Nusukî ve mahyâye ve memâtî lillahi rabbi'l-âlemîn. Lâ şerîke lehu ve bi-zâlike ümirtu ve ene mine'l-müslimîn. Allhumme ente'l-melikü lâ ilâhe illâ entesübhâneke. Ente Rabbî ve ene abdüke. Zalemtü nefsî va'teraftu zenbî, fağfirlî, zunûbî cemîan. İnnehu lâ yağfiru'z-zunûbe illâ ente. Vehdinî li-ehseni'l-ahlâki, lâ yehdînî liehsenihâ illâ ente. Vasrif annî seyyiehâ, lâ yasrifu annî seyyiehâ illâ ente. Lebbeyke ve sa'deyke, ve ene bike ve-ileyke velâ mencâ minke velâ melcee illâ ileyke. Estağfiruke ve etûbu ileyke."
"Gökleri ve yeri yaratan Allah’a samimi olarak yöneldim ve ben müşriklerden değilim. Benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm alemlerin rabbi olan Allah içindir. Onun hiçbir ortağı yoktur. Bana böyle yaşamam emredildi. Ben Müslümanlardanım. Gerçek mülk sahibi sadece sensin Allah’ım. Senden başka ilah yoktur, ancak Sen varsın. Seni her türlü eksiklikten tenzih ederim. Benim Rabbim Sensin, ben de Senin kulunum. Ben kendime zulmettim. Günahımı itiraf ediyorum. Günahlarımın tümünü bağışla, zira Senden başka günahları bağışlayacak kimse yoktur. Beni en güzel ahlaka yönelt, Senden başka güzel ahlaka yöneltecek yoktur. Kötülükleri benden uzaklaştır, Senden başka kötülükleri uzaklaştıracak yoktur. Her türlü emrine hazır vaziyetteyim, senden başkasına kul olmam, ben Senin sayende varım, Sana yönelmişim, Senden kurtuluş ve kaçış ancak Sana yönelmekle mümkündür. Senden bağışlanmamı ister ve Sana yönelirim."
Sonra Kur’ân’dan dilediği kadar okurdu. Rükûa vardığında ise şöyle derdi: "Allahumme rake'tu ve bike âmentü ve leke eslemtü ve ente Rabbî haia sem'î ve basarî ve muhhî ve azmî lillâhi Rabbi'l-âlemîn. (Allah’ım sadece senin önünde eğilir, Sana iman eder, irademi sana teslim ederim. Sen benim hayatımı benim Rabbimsin. Kulağım, gözüm, iliklerim ve kemiklerim sana olan sevgi ve korku ile saygı halindedir. Sen tüm âlemlerin rabbisin.)" Rukû’dan başını kaldırdığında "Semiallahu limen hamideh" ardından şu duayı okurdu: "Allahumme Rabbenâ ve leke'l-hamd. Mil'e's-semâvâti ve'l-ard ve mil'e mâ şi'te min şeyin ba'd. (Allah’ım, Ey Rabbimiz, gökler ve yer dolusu ve dilediğin şeylerin dolusu kadar hamd Sanadır."
Secdeye vardığında ise "Allahumme leke secedtü ve bike âmentü ve leke eslemtü ve ente Rabbî. Secede vechî lillezî halakahu ve semahu ve basarahu. Tebârakellâhu ehsenü'l-hâlikîn. (Allah’ım sadece sana secde eder, sana inanır, irademi sana teslim ederim. Benim Rabbim Sensin. Sadece, beni yaratan, bana göz kulak veren için secde ederim. her şeyi en güzel şekliyle yaratan Allah güzellerin güzeli ve ne mübarektir."
Namazını bitirip selam vereceği zaman da şöyle derdi: "Allahumme'ğfirlî ma kaddemtü ve mâ ahhartu ve mâ esrartü ve mâ a'lentü. Ente ilâhî, lâ ilâhe illâ ente (Allah’ım öne alıp işlediğimi ve ertelediğimi gizli ve açık olarak yaptığım tüm günahlarımı bağışla. Benim gerçek ilahım Sensin, Senden başka ilah yoktur.)"
Tirmizî der ki: Bu hadis hasen sahihtir. Şâfii ve bazı arkadaşlarımızın uygulaması bu hadise göredir. Tirmizî der ki: Ahmed bu görüşte değildir. Bana Ebu İsmail Muhammed b. İsmail b. Yusuf et Tirmizî, ona da Süleyman b. Dâvûd el-Haşimi bu hadisi rivayet etmiş ve şöyle demiştir: Bu rivayet bizim yanımızda Zührî’nin, Sâlim’den, onun da babası (Abdullah b. Ömer'den) yaptığı rivayet derecesindedir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20343, T003423
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ الْخَلاَّلُ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ دَاوُدَ الْهَاشِمِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ أَبِى الزِّنَادِ عَنْ مُوسَى بْنِ عُقْبَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ ابْنِ الْفَضْلِ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الأَعْرَجِ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى رَافِعٍ عَنْ عَلِىِّ بْنِ أَبِى طَالِبٍ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم: أَنَّهُ كَانَ إِذَا قَامَ إِلَى الصَّلاَةِ الْمَكْتُوبَةِ رَفَعَ يَدَيْهِ حَذْوَ مَنْكِبَيْهِ وَيَصْنَعُ ذَلِكَ أَيْضًا إِذَا قَضَى قِرَاءَتَهُ وَأَرَادَ أَنْ يَرْكَعَ وَيَصْنَعُهَا إِذَا رَفَعَ رَأْسَهُ مِنَ الرُّكُوعِ وَلاَ يَرْفَعُ يَدَيْهِ فِى شَىْءٍ مِنْ صَلاَتِهِ وَهُوَ قَاعِدٌ وَإِذَا قَامَ مِنْ سَجْدَتَيْنِ رَفَعَ يَدَيْهِ كَذَلِكَ فَكَبَّرَ وَيَقُولُ حِينَ يَفْتَتِحُ الصَّلاَةَ بَعْدَ التَّكْبِيرِ: « وَجَّهْتُ وَجْهِىَ لِلَّذِى فَطَرَ السَّمَوَاتِ وَالأَرْضَ حَنِيفًا وَمَا أَنَا مِنَ الْمُشْرِكِينَ إِنَّ صَلاَتِى وَنُسُكِى وَمَحْيَاىَ وَمَمَاتِى لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ لاَ شَرِيكَ لَهُ وَبِذَلِكَ أُمِرْتُ وَأَنَا مِنَ الْمُسْلِمِينَ اللَّهُمَّ أَنْتَ الْمَلِكُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ سُبْحَانَكَ أَنْتَ رَبِّى وَأَنَا عَبْدُكَ ظَلَمْتُ نَفْسِى وَاعْتَرَفْتُ بِذَنْبِى فَاغْفِرْ لِى ذُنُوبِى جَمِيعًا إِنَّهُ لاَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ أَنْتَ وَاهْدِنِى لأَحْسَنِ الأَخْلاَقِ لاَ يَهْدِى لأَحْسَنِهَا إِلاَّ أَنْتَ وَاصْرِفْ عَنِّى سَيِّئَهَا لاَ يَصْرِفُ عَنِّى سَيِّئَهَا إِلاَّ أَنْتَ لَبَّيْكَ وَسَعْدَيْكَ وَأَنَا بِكَ وَإِلَيْكَ وَلاَ مَنْجَا مِنْكَ وَلاَ مَلْجَأَ إِلاَّ إِلَيْكَ أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ » . ثُمَّ يَقْرَأُ فَإِذَا رَكَعَ كَانَ كَلاَمُهُ فِى رُكُوعِهِ أَنْ يَقُولَ :« اللَّهُمَّ لَكَ رَكَعْتُ وَبِكَ آمَنْتُ وَلَكَ أَسْلَمْتُ وَأَنْتَ رَبِّى خَشَعَ سَمْعِى وَبَصَرِى وَمُخِّى وَعَظْمِى لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ » . فَإِذَا رَفَعَ رَأْسَهُ مِنَ الرُّكُوعِ قَالَ :« سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ » . ثُمَّ يُتْبِعُهَا :« اللَّهُمَّ رَبَّنَا وَلَكَ الْحَمْدُ مِلْءَ السَّمَوَاتِ وَالأَرْضِ وَمِلْءَ مَا شِئْتَ مِنْ شَىْءٍ بَعْدُ » . وَإِذَا سَجَدَ قَالَ فِى سُجُودِهِ :« اللَّهُمَّ لَكَ سَجَدْتُ وَبِكَ آمَنْتُ وَلَكَ أَسْلَمْتُ وَأَنْتَ رَبِّى سَجَدَ وَجْهِى لِلَّذِى خَلَقَهُ وَشَقَّ سَمْعَهُ وَبَصَرَهُ تَبَارَكَ اللَّهُ أَحْسَنُ الْخَالِقِينَ » . وَيَقُولُ عِنْدَ انْصِرَافِهِ مِنَ الصَّلاَةِ: « اللَّهُمَّ اغْفِرْ لِى مَا قَدَّمْتُ وَمَا أَخَّرْتُ وَمَا أَسْرَرْتُ وَمَا أَعْلَنْتُ أَنْتَ إِلَهِى لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ » . قَالَ :هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ الشَّافِعِىِّ وَبَعْضِ أَصْحَابِنَا . قَالَ أَبُو عِيسَى: وَأَحْمَدُ لاَ يَرَاهُ . سَمِعْتُ أَبَا إِسْمَاعِيلَ التِّرْمِذِىَّ مُحَمَّدَ ابْنَ إِسْمَاعِيلَ بْنِ يُوسُفَ يَقُولُ: سَمِعْتُ سُلَيْمَانَ بْنَ دَاوُدَ الْهَاشِمِىَّ يَقُولُ وَذَكَرَ هَذَا الْحَدِيثَ فَقَالَ :هَذَا عِنْدَنَا مِثْلُ حَدِيثِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَالِمٍ عَنْ أَبِيهِ .
Tercemesi:
Bize Hasan b. Ali el-Hallâl, ona Süleyman b. Davud el-Hâşimî, ona Abdurrahman b. Ebu Zinâd, ona Musa b. Ukbe, ona Abdullah b. Fadl, ona Abdurrahman b. A'rec, ona Übeydullah b. Ebu Râfi, ona da Ali b. Ebu Tâlib şöyle rivâyet etmiştir:
Rasûlullah (sav), farz namazı kılmak için kalktığında ellerini omuz hizasına kadar kaldırır, okumasını bitirince aynı şekilde ellerini omuz hizasına kadar kaldırıp (sonra rükûa gider), Rükûdan kalktığı zaman da aynısını yapardı. Oturduğunda hiçbir şekilde elini kaldırmazdı. İki secdeyi yaptıktan sonra ayağa kalkacağında aynı şekilde ellerini kaldırır ve tekbir alırdı. İftitah tekbirinden sonra namaza şu dua ile başlardı:
"Veccehtü vechiye lillezi fatara's-semâvâti ve'l-arda hanîfen vemâ ene mine'l-müşrikîn. inne salâti ve Nusukî ve mahyâye ve memâtî lillahi rabbi'l-âlemîn. Lâ şerîke lehu ve bi-zâlike ümirtu ve ene mine'l-müslimîn. Allhumme ente'l-melikü lâ ilâhe illâ entesübhâneke. Ente Rabbî ve ene abdüke. Zalemtü nefsî va'teraftu zenbî, fağfirlî, zunûbî cemîan. İnnehu lâ yağfiru'z-zunûbe illâ ente. Vehdinî li-ehseni'l-ahlâki, lâ yehdînî liehsenihâ illâ ente. Vasrif annî seyyiehâ, lâ yasrifu annî seyyiehâ illâ ente. Lebbeyke ve sa'deyke, ve ene bike ve-ileyke velâ mencâ minke velâ melcee illâ ileyke. Estağfiruke ve etûbu ileyke."
"Gökleri ve yeri yaratan Allah’a samimi olarak yöneldim ve ben müşriklerden değilim. Benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm alemlerin rabbi olan Allah içindir. Onun hiçbir ortağı yoktur. Bana böyle yaşamam emredildi. Ben Müslümanlardanım. Gerçek mülk sahibi sadece sensin Allah’ım. Senden başka ilah yoktur, ancak Sen varsın. Seni her türlü eksiklikten tenzih ederim. Benim Rabbim Sensin, ben de Senin kulunum. Ben kendime zulmettim. Günahımı itiraf ediyorum. Günahlarımın tümünü bağışla, zira Senden başka günahları bağışlayacak kimse yoktur. Beni en güzel ahlaka yönelt, Senden başka güzel ahlaka yöneltecek yoktur. Kötülükleri benden uzaklaştır, Senden başka kötülükleri uzaklaştıracak yoktur. Her türlü emrine hazır vaziyetteyim, senden başkasına kul olmam, ben Senin sayende varım, Sana yönelmişim, Senden kurtuluş ve kaçış ancak Sana yönelmekle mümkündür. Senden bağışlanmamı ister ve Sana yönelirim."
Sonra Kur’ân’dan dilediği kadar okurdu. Rükûa vardığında ise şöyle derdi: "Allahumme rake'tu ve bike âmentü ve leke eslemtü ve ente Rabbî haia sem'î ve basarî ve muhhî ve azmî lillâhi Rabbi'l-âlemîn. (Allah’ım sadece senin önünde eğilir, Sana iman eder, irademi sana teslim ederim. Sen benim hayatımı benim Rabbimsin. Kulağım, gözüm, iliklerim ve kemiklerim sana olan sevgi ve korku ile saygı halindedir. Sen tüm âlemlerin rabbisin.)" Rukû’dan başını kaldırdığında "Semiallahu limen hamideh" ardından şu duayı okurdu: "Allahumme Rabbenâ ve leke'l-hamd. Mil'e's-semâvâti ve'l-ard ve mil'e mâ şi'te min şeyin ba'd. (Allah’ım, Ey Rabbimiz, gökler ve yer dolusu ve dilediğin şeylerin dolusu kadar hamd Sanadır."
Secdeye vardığında ise "Allahumme leke secedtü ve bike âmentü ve leke eslemtü ve ente Rabbî. Secede vechî lillezî halakahu ve semahu ve basarahu. Tebârakellâhu ehsenü'l-hâlikîn. (Allah’ım sadece sana secde eder, sana inanır, irademi sana teslim ederim. Benim Rabbim Sensin. Sadece, beni yaratan, bana göz kulak veren için secde ederim. her şeyi en güzel şekliyle yaratan Allah güzellerin güzeli ve ne mübarektir."
Namazını bitirip selam vereceği zaman da şöyle derdi: "Allahumme'ğfirlî ma kaddemtü ve mâ ahhartu ve mâ esrartü ve mâ a'lentü. Ente ilâhî, lâ ilâhe illâ ente (Allah’ım öne alıp işlediğimi ve ertelediğimi gizli ve açık olarak yaptığım tüm günahlarımı bağışla. Benim gerçek ilahım Sensin, Senden başka ilah yoktur.)"
Tirmizî der ki: Bu hadis hasen sahihtir. Şâfii ve bazı arkadaşlarımızın uygulaması bu hadise göredir. Tirmizî der ki: Ahmed bu görüşte değildir. Bana Ebu İsmail Muhammed b. İsmail b. Yusuf et Tirmizî, ona da Süleyman b. Dâvûd el-Haşimi bu hadisi rivayet etmiş ve şöyle demiştir: Bu rivayet bizim yanımızda Zührî’nin, Sâlim’den, onun da babası (Abdullah b. Ömer'den) yaptığı rivayet derecesindedir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Da'vât 32, 5/487
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, duaları
Namaz, elleri kaldırmak ref'u'l-yedeyn,
Namaz, Namazda dua
Bize Ali b. Hucr, ona İsmail b. Ayyâş, ona Muhammed b. İshak, ona Amr b. Şuayb, ona babası [Şuayb b. Muhammed], ona da [Amr'ın] dedesinin [Abdullah b. Amr es-Sehmî], rivayet ettiğine göre; Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Sizden biri uykusundayken korktuğunda şöyle desin: 'Allah'ın gazabından, cezalandırmasından, kullarının şerrinden, şeytanların ayartmalarından ve onların yanımda hazır bulunmalarından Allah'ın mükemmel kelimelerine sığınırım.' [Böylece onlar] kendisine zarar veremez."
[Sahabî ve hadisin râvilerinden] Abdullah b. Amr, evlatlarından buluğ çağına ermişlere bu duayı öğretir, onlardan buluğ çağına erişmemiş olanlar [için] ise onu bir kağıda yazar, ardından da onu boynuna asardı.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-garîb bir hadistir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21086, T003528
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ عَيَّاشٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ " إِذَا فَزِعَ أَحَدُكُمْ فِى النَّوْمِ فَلْيَقُلْ أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللَّهِ التَّامَّةِ مِنْ غَضَبِهِ وَعِقَابِهِ وَشَرِّ عِبَادِهِ وَمِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاطِينِ وَأَنْ يَحْضُرُونِ . فَإِنَّهَا لَنْ تَضُرَّهُ " . قَالَ وَكَانَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَمْرٍو يُعلمهَا مَنْ بَلَغَ مِنْ وَلَدِهِ وَمَنْ لَمْ يَبْلُغْ مِنْهُمْ كَتَبَهَا فِى صَكٍّ ثُمَّ عَلَّقَهَا فِى عُنُقِهِ . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ .
Tercemesi:
Bize Ali b. Hucr, ona İsmail b. Ayyâş, ona Muhammed b. İshak, ona Amr b. Şuayb, ona babası [Şuayb b. Muhammed], ona da [Amr'ın] dedesinin [Abdullah b. Amr es-Sehmî], rivayet ettiğine göre; Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Sizden biri uykusundayken korktuğunda şöyle desin: 'Allah'ın gazabından, cezalandırmasından, kullarının şerrinden, şeytanların ayartmalarından ve onların yanımda hazır bulunmalarından Allah'ın mükemmel kelimelerine sığınırım.' [Böylece onlar] kendisine zarar veremez."
[Sahabî ve hadisin râvilerinden] Abdullah b. Amr, evlatlarından buluğ çağına ermişlere bu duayı öğretir, onlardan buluğ çağına erişmemiş olanlar [için] ise onu bir kağıda yazar, ardından da onu boynuna asardı.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-garîb bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Da'vât 93, 5/541
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Şuayb b. Muhammed es-Sehmi (Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
3. Ebu İbrahim Amr b. Şuayb el-Kuraşi (Amr b. Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
4. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
5. Ebu Utbe İsmail b. Ayyâş el-Ansî (İsmail b. Ayyâş b. Süleym)
6. Ebu Hasan Ali b. Hucr es-Sa'dî (Ali b. Hucr b. İyas b. Mukatil)
Konular:
Dua, korku dolayısıyla
KTB, İSTİAZE