4868 Kayıt Bulundu.
Bize Nasr b. Abdurrahman el-Kûfî, ona Ebu Katan, ona Hamza ez-Zeyyât, ona Ebu İshak, ona Said b. Cübeyr, ona İbn Abbas, ona da Übey b. Ka’b şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) bir kişiyi anıp ona dua ettiğinde, duaya önce kendisinden başlardı." [Ebu İsa (Tirmizi), bu hadisin hasen-garib-sahih olduğunu söylemiş, İsnaddaki Eba Katan’ın isminin Amr b. Heysem olduğunu belirtmiştir.]
Bize Abdullah b. Ebu Ziyâd, ona Seyyâr, ona Cafer b. Süleyman, ona da Sâbit, ona da Enes (b. Mâlik) şöyle rivayet etmiştir: "Bir adam Rasulullah’a (sav) geldi ve 'Ey Allah’ın Rasûlü! Ben yolculuğa çıkmak istiyorum, bana azık temin eder misin' dedi. Rasulullah (sav) 'Allah seni takva ile rızıklandırsın' diye dua etti. Adam 'Daha fazlasını yapar mısın?' deyince, Rasulullah (sav) 'Allah günahlarını bağışlasın' buyurdu. Adam “Anam babam sana feda olsun, biraz daha yapamaz mısın?' dediğinde, Rasulullah (sav) 'Her nerede olursan ol, Allah sana hayrı kolay kılsın' buyurdu." [Tirmizî, bu hadisin hasen-garîb olduğunu belirtmiştir.]
Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu’be, ona Amr b. Mürra, ona Abdullah b. Seleme’nin naklettiğine göre Ali [ra] şöyle demiştir: Ben rahatsızlandım, Rasulullah (sav) bana uğradı. O esnada 'Allah’ım ecelim geldi ise canımı alarak beni rahatlat. Eğer ecelim sonra gelecek ise beni (bu hastalıktan kurtar ve) ayağa kaldır. Eğer bu benim bir imtihanım ise bana sabır ver.” diye dua ediyordum. Bunun üzerine Rasulullah (sav) “Nasıl dua ettin?” dedi. (Ravi) Dedi ki: Ali [ra] söylediklerini Rasulullah’a (sav) tekrarladı. Bunun üzerine Rasulullah (sav) ayağı ile onu dürttü ve “Allah’ım, ona afiyet ver -yahut da şifa ver-” diye dua etti.” Burada şüphe eden Şu’be’dir. Ali [ra] dedi ki: 'Bir daha o hastalığa hiç tutulmadım.' Ebu İsa şöyle dedi: Bu hadis hasen-sahihtir.
Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyan, ona Abdülmelik b. Umeyr, ona Rib'î b. Hirâş, ona da Hüzeyfe b. Yemân (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) uyumak istediğinde elini başının altına koyar ve şöyle derdi: Allah'ım! Kullarını mahşerde topladığın veya mahşerde dirilttiğin gün beni azabından koru." [Tirmizî, bu hadisin hasen sahih olduğunu söylemiştir.]
Bize Kuteybe, ona Mufaddal b. Fadâle, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Urve, ona da Hz. Âişe şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) her gece yatağına yattığında avuçlarını birleştirir ve onlara üfleyerek İhlas, Felak ve Nâs surelerini okur, sonra avuçlarını vücudunun ulaşabildiği yerlerine kadar sürerdi. Önce başını, yüzünü ve bedeninin ön tarafını sıvazlardı. Ve bunu üç defa yapardı." [Tirmizî, bu hadisin hasen-garîb-sahîh olduğunu söylemiştir.]
Bize Salih b. Abdullah, ona Ebu Muâviye, ona Vassâfî, ona Atıyye, ona da Ebu Said (el-Hudrî) (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Yatağına girdiği zaman, üç defa şu duayı yapan kişinin günahları; denizlerin köpüğü, ağaçların yaprakları, çöllerin kumları, hatta dünyanın günleri kadar bile olsa, Allah onları affeder: Azamet sahibi olan, kendisinden başka ilah bulunmayan, daima diri olan ve başkasına ihtiyaç duymayan Allah'tan af diliyorum. O'na tevbe edip O'na yöneliyorum." [Ebu İsa (Tirmizî), bu hadisin hasen-garîb olduğunu söylemiş, hadisin bu senedle sadece Ubeydullah b. Velîd el-Vassâfî'den nakledildiğini biliyoruz demiştir.]
Bize Hişâm b. Yunus el-Kûfî, ona Muhâribî, ona Leys, ona da Ebu Zübeyr, Câbir'in (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) Secde ve Mülk surelerini okumadan uyumazdı." [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Süfyan ve pek çok kimse bu hadisi Leys'ten, o Ebu Zübeyr'den, o Câbir'den, o da Nebî'den rivayet etmişlerdir. Züheyr bu hadisi Ebu Zübeyr'den nakletmiş ve ona 'Rivayeti Câbir'den mi duydun?' diye sormuş, o da 'Hayır Câbir'den duymadım. Onu Safvân'dan veya İbn Safvân'dan duydum' cevabını vermiştir. Leys'in hadisine benzer bir rivayeti, Şebâbe, Muğîre b. Müslim'den, o Ebu Zübeyr'den o da Câbir'den rivayet etmiştir.]
Bize Ahmed b. Menî, ona İsmail b. Uleyye, ona Atâ b. Sâib, ona babası (Sâib), ona da Abdullah b. Amr (r.anhuma), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "İki haslet vardır ki bir müslüman bunları yapmaya devam ederse cennete girer. Dikkat ediniz, o ikisi çok kolaydır, ama onlarla amel eden çok azdır. (Onlar) her namazın arkasında on defa sübhanallah, on defa elhamdülillah, on defa Allahüekber demektir. Bunu söylerken, Rasulullah'ın (sav) eliyle on sayısını gösterdiğini gördüm. Bunlar beş vakit namazda söylendiği zaman sayıyla yüz elli eder, mizanda ise bin beş yüze karşılık gelir. Yatağına yattığın zaman da yüzer defa sübhanallah, elhamdülillah ve Allahüekber de. Bu dilde yüz tanedir, ama terazide bine denk gelir. Hanginiz bir günde iki bin beş yüz kötülük yapar ki? Oradakiler, (İsteyen bu zikirleri yapabilir manasında)'Bu işi bir kimse nasıl yapamaz ki?' diye sorduklarında, Hz. Peygamber (sav) 'Şöyle ki, biriniz namazdayken şeytan ona gelir ve şunu hatırla, bunu da hatırla diyerek onu oyalar, o kişi de namazını bitirir ama o zikri yapamaz. Yattığında şeytan yine gelir ve onu uyuyuncaya değin yine oyalar' buyurdu." [Tirmizî şöyle demiştir: Bu hasen-sahih bir hadistir. Şu'be ve Sevrî, bu hadisi Atâ b. es-Sâib'den rivayet etmişlerdir. A'meş de bu hadisi Atâ b. Sâib'den muhtasar bir şekilde rivayet etmiştir. Bu konuda Zeyd b. Sâbit, Enes ve İbn Abbas'tan da (r.anhum) hadis rivayet edilmiştir.]
Açıklama: Aşağıdaki tarik muallaktır. Tirmizî ile Şehr b. Havşeb arasında inkıta' vardır.
Açıklama: Aşağıdaki tarik muallaktır; Tirmizi ile Şehr b. Havşeb arasında inkıta vardır.