4870 Kayıt Bulundu.
Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyân b. Uyeyne, ona Musa b. Ebu Aişe, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas (r.anhüma) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav), kendisine Kur'ân indirildiğinde inen ayetleri ezberlemek istediğinden diliyle tekrar ederdi. Allahu teâlâ, '(vahyi) acele ile almak için dilini hareket ettirme (Kıyâme, 75/16)' ayetini indirdi. [ٌRavi] dedi ki, [İbn Abbâs] "dudaklarını hareket ettirirdi'. Süfyân da dudaklarını aynı şekilde hareket ettirdi. Ebu İsa [Tirmizî] hadis hakkında şöyle dedi: "Bu, 'Hasen-sahih' bir hadistir. Yahya b. Said'den naklen Ali [b. el-Medînî] şöyle demiştir: 'Süfyan es-Sevrî, [senedde yer alan] Musa b. Ebu Aişe'yi hayırla anardı'.
Açıklama: 'Hasen-Sahih' gibi birleşik sıhhat değerlendirmeleri Tirmizî'nin Sünen'inde çokca yer almaktadır. Ancak tam olarak hangi anlama geldiği konusunda hadis alimleri arasında ihtilafa sebep olmuştur. “Hadis iki tarikten rivayet edilmiş olup birine göre sahih, diğerine göre hasen seviyesindedir” şeklindeki açıklamanın tercih edildiği kaydedilmiştir. Ayrıntılı bilgi için bkz. Mücteba Uğur, "Hasen" maddesi, DİA, İstanbul, 1997, 16/374-375.
Bize Abd b. Humeyd, ona Hasan b. Musa, ona Yakub b. Abdullah el-Eş'arî, ona Cafer b. Ebu Muğîre, ona Saîd b. Cübeyr, ona İbn Abbâs şöyle rivayet etmiştir: Ömer, Rasulullah'a (sav) gelerek “Mahvoldum” dedi. Rasulullah (sav) de "seni mahveden nedir?" Buyurdu. Ömer “Bu gece bineğime ters bindim (hanımımı yüzü koyun yatırarak ilişkide bulundum)” dedi. Peygamber (sav), ona bir karşılık vermedi. Râvi der ki: Ardından "kadınlarınız sizin tarlanızdır. O halde tarlanıza nasıl dilerseniz öyle varın" (Bakara, 223) ayeti nazil oldu ve Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: "ister önden yaklaş ister öne arkadan yaklaş, ancak dübür deliğinden ve hayız halinden sakın." Tirmizî der ki: Bu hadis hasen sahihtir. Yakub b. Abdullah el Eş’arî, Yakub el Kummî’dir.
Bize Hennâd, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona Şakîk b. Seleme, ona Abdullah'ın (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim Müslüman bir kimsenin malını elinden almak için yalan yere yemin ederse, kıyamet günü Allah'ın öfkesine uğramış bir halde Allah'ın huzuruna varır." Eş'as b. Kays der ki: Vallahi bu hadis benim hakkımdadır. Benimle Yahudi bir adam arasında bir arazi vardı. O bu araziyi inkâr etti. Ben de onu Hz. Peygamber'e getirdim. Rasulullah (sav) bana: "Senin bir delilin var mı?" buyurdu. Ben de “Hayır yok” dedim. Bu sefer Rasulullah Yahudi'ye "Yemin et" buyurdu. Ben “Ey Allah'ın Rasulü, o takdirde bu adam yemin eder ve benim malımı alıp götürür” dedim. Bunun üzerine Yüce Allah şu ayeti indirdi: "Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir paraya satanlar var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur; Allah kıyamet günü onlarla hiç konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için acı bir azap vardır." (Âlu İmrân, 77) Tirmizî der ki: Bu hadis hasen-sahihtir. Bu konuda İbn Ebu Evfâ’dan da hadis rivayet edilmiştir.
Bize Abd b. Humeyd, ona Abdurrezzak, ona Ma'mer, ona Katâde, ona da Enes şöyle rivayet etmiştir: Mekkeliler, Hz. Peygamber'den (sav) bir mucize istediler, bunun üzerine Ay Mekke’de iki defa yarıldı ve bunun üzerine "kıyamet saati yaklaştı ve ay yarıldı. O inkârcılar bir mucize görseler, hemen yüz çevirirler de; “Hep olagelen bir büyüdür” derler." ayetleri (Kamer, 1-2) indi. Ayette geçen ( سِحْرٌ مُسْتَمِرٌّ ) ifadesi “Bu sihir geçici” şeklinde de tefsir edilmiştir Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyân, ona İbn Ebu Necîh, ona Mücahid, ona Ebu Ma'mer, ona da İbn Mesud (şöyle demiştir: Rasûlullah (sav.) zamanında ay ikiye bölündü. Rasûlullah (sav) de "şâhid olun!" buyurdu. Tirmizî der ki: Bu hadis hasen sahihtir.
Açıklama: Mana itibariyle benzer hadisler bulunmaktadır. İlgili kaynakta sened bulunmamaktadır.