4875 Kayıt Bulundu.
Bize Ali b. Hucr, ona Şerîk, ona Mikdâm b. Şurayh, ona da babası (Şurayh) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Âişe'ye, Hz. Peygamber'in (sav) şiir okuyup okumadığı soruldu. (Aişe) şöyle cevap verdi: Abdullah b. Ravâha'nın şiirlerini okur ve "(günler) senin sormadığın haberleri sana getirir" derdi. [Bu konuda İbn Abbas'dan da hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa der ki: Bu,hasen-sahih bir hadistir.]
Açıklama: Hz. Peygamber'in söylediği şiir Tarafa b. Abd'e ait olup tamamı şöyledir: "ستُبْدي لك الأيَّامُ ما كنتَ جاهِلًا * ويأتيكَ بالأخبارِ مَن لم تُزوِّدِ." Günler, hakkında bilgi sahibi olmadığın şeyleri sana aşikâr kılar * senin sormadığın haberleri sana getirir.
Bize Muhammed b. Abdül'a'lâ es-San'ânî, ona Ömer b. Ali el-Mukaddemî, ona Nâfi b. Ömer el-Cumahî, ona Bişr b. Âsım, ona babası, ona da Abdullah b. Amr (ra) Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: "Yüce Allah, sığırların dilleriyle yalandıkları gibi, dilleriyle yalanan belâğatçıdan hoşlanmaz Ebû İsa şöyle demiştir: Bu şekliyle bu hadis hasen-garîbdir. Bu konuda Sa'd'dan da hadis rivayet edilmiştir.
Açıklama: İnsanın diliyle yalanması ifadesinden maksat, güzel konuştuğunu göstermek için avurdunu çatlata çatlata konuşmak, sığırın otları ağzına doldurduğu gibi kelimeleri ağzına doldurarak konuşmaktır. Burada maksat; hayra hizmet amacı taşımayan, gereksiz ve zorlama olarak edebiyat ve belâğat gösterisine kalkışan, laf cambazlığı yapan, lügat paralayan ve bunu da geçim vasıtası hâline getiren insanlardır. Hiç şüphesiz ki burada mutlak olarak güzel söz, edebî kelâm, fasîh ve belîğ konuşma zemmedilmemektedir. Çünkü bizzat Kur’ân-ı Kerîm, insanların benzerini söylemekten âciz kaldıkları bir belâğat şaheseridir. Hz. Peygamber de insanların en güzel, en edebî ve en fasîh konuşanı idi. Dolayısıyla belâğat ve edebiyat, mutlak olarak kötülenemez. Aksine burada böyle sözlerle zihinleri çelmek, insanları etkileyip meşrû olmayan hedeflere yöneltmek kötülenmektedir. Şüphesiz ki bu tür konuşmalarda yalan çokça bulunduğu gibi, riyâ ve gösteriş de ana gâyelerden biridir. Bu rivâyette hayvanların otla beslendiği gibi, o insanların da laf cambazlığı ile beslendikleri şeklinde bir teşbihten de söz edilebilir.
Bize İshak b. Mansûr, ona Abdürrezzâk, ona Cafer b. Süleyman, ona Sâbit, ona da Enes şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) bir yıl önceki yapamadığı umresini kaza için Mekke'ye girerken İbn Revaha Hz. Peygamber'in (sav) önünde yürüyor ve “Savulun Onun yolundan, kafir oğulları, bugün Onun gelişiyle sizi vuracağız, öyle bir vuruş ki kafayı boyundan ayıracak ve dostu da dostundan ayıracak” diye şiir okuyordu. Bunu gören Hz. Ömer “Ey İbn Revaha hem Peygamber'in (sav) önünde gidiyorsun, hem de Allah'ın hareminde şiir okuyorsun” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Bırak onu ey Ömer, onun şiirleri (Mekkeliler'e) ok fırlatmaktan daha fazla tesir etmektedir." [Ebu İsa der ki: Bu hadis, bu tarikten hasen-sahih-garîb bir rivayettir. Abdurrezzak bu hadisi Ma'mer'den, o Zührî'den, o da Enes'den benzer şekilde rivayet etmiştir. Bu hadisin dışında, Hz. Peygamber'in (sav), önünde Ka'b b. Mâlik olduğu halde kaza umresi (için) Mekke'ye girdiği rivayet edilmiştir ki bu rivayet, ehli hadisin bazılarınca daha sahihtir. Zira Abdullah b. Ravâha Mu'te savaşında öldürülmüştür. Kaza Umresi için Mu'te savaşında sonra olmuştur.]
Bize Ali b. Hucr, ona Şerik, ona Simak, ona Cabir b. Semure şöyle dedi: 'Yüz defadan daha çok Rasulullah'ın (sav) sohbetinde bulundum. Peygamber’in (sav) ashabı karşılıklı şiirler okurlar, cahiliye dönemine ait hatırladıkları olayları birbirlerine anlatırlardı. Peygamberimiz sessiz kalır (onları dinler) ve bazen de onlarla birlikte gülümserdi.' Ebu İsa (Tirmizî): Bu hasen sahih bir hadistir. Züheyr de bu hadisi Simak’ten rivayet etmiştir.
Açıklama: Gayri müslimlerle mücadele etmek için şairler edinen Hz. Peygamber'in bu hadisinin açıklanması gerekmektedir.