4875 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu'l-Hattâb Ziyâd b. Yahya el-Basrî, ona Ebu Gıyâs Sehl b. Hammâd, ona Şu'be, ona Seyyâr şöyle rivayet etmiştir: "Sâbit el-Bünânî ile birlikte yürüyorduk. Çocukların yanından geçerken onlara selam verdi ve söyle dedi: Enes'le birlikteydim. Çocukların yanından geçerken onlara selam verdi ve şöyle dedi: Ben Rasulullah (sav) ile birlikteydim. Çocukların yanından geçerken onlara selam verdi. Ebû İsâ (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu sahih bir hadistir. Bir çok kişi onu Sâbit'ten nakletmiştir. Başka tariklerde Enes'ten de nakledilmiştir. Bize Kuteybe, ona Cafer, ona Süleyman, ona Sabit, ona Enes, Hz. Peygamber'den benzer bir hadisi nakletmiştir.
Açıklama: 1. Çocuklara selam vermek caiz, hatta İslam adabınca bir görevdir. Zira çocuklar selam alıp verme adabını bu şekilde öğrenirler. 2. Sahabiler Hz. Peygamber'den öğrendikleri hususları bizzat tatbik etmek suretiyle kendi talebelerine öğretmişlerdir. Bu olayda Enes (ra) kendi başından geçen ve bizzat yaşayarak öğrendiği bir hususu, talebesi Sabit el-Bünânî'ye öğretmiş, o da bu öğrendiğini uygulamıştır.
Bize Said b. Abdurrahman el-Mahzûmî, ona Süfyân b. Uyeyne, ona Zührî, ona Urve, ona da Hz. Aişe şöyle rivayet etmiştir: Bir grup Yahudi Hz. Peygamber'in huzuruna girip 'es-Sâmu aleyke (Ölüm üzerine olsun)' dediler. Rasulullah da 'Aleyküm (Sizin üzerine olsun)' diye karşılık verdi. Hz. Aişe şöyle demiştir: Ben de (onlara) 'Aleykümü's-sâmü ve'l-la'netü (Asıl ölüm ve lanet sizin üzerinize olsun' dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Ey Aişe, Allah bütün işlerde yumuşaklığı sever" buyurdu. Hz. Aişe Ben: "Ey Allah'ın Elçisi, Onların ne dediğini duymadın mı? deyince. Allah Rasulü (sav): 'Ben de (onlara) 'Aleyküm (sizin üzerinize olsun)' dedim ya!' buyurdu. [Bu konuda Ebu Basra el-Gıfârî, İbn Ömer, Enes ve Ebu Abdurrahman el-Cühenî'den nakledilen rivayetler de vardır. Ebu İsa: 'Hz. Aişe'nin hadisi hasen sahihtir' demiştir.]
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الرِّفْقَ فِى الأَمْرِ كُلِّهِ
Bize Muhammed b. Müsenna ve İbrahim b. Yakub, onlara Ravh b. Ubade, ona Habib b. Şehid, ona Hasan, ona Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “Binek üzerinde olan yürüyene, yürüyen oturana, sayıca az olanlar sayıca çok olanlara selam verir.” İbn Müsenna kendi rivâyetinde şunu da ilave etmektedir: “Küçük olan, büyük olana selam verir.” Bu konuda, Abdurrahman b. Şibl, Fedâle b. Ubeyd ve Câbir’den de rivâyet mevcuttur. Ebu İsa şöyle demiştir: "Bu hadis, Ebu Hureyre’den değişik şekillerde de rivâyet edilmiştir. Eyyüb es-Sahtiyanî, Yunus b. Ubeyd ve Ali b. Zeyd ise şunu söylemektedirler: “Hasan, Ebu Hureyre’den hadis işitmemiştir.”
Açıklama: Bu isnad'da inkıta şüphesi olmasına rağmen hadis Ebû Hüreyre'den birçok tarikle nakledildiği için sahihtir.
Bize Ali b. Münzir el-Kûfî, ona Muhamed b. Fudayl, ona Zekeriyya b. Ebu Zâide, ona Amir eş-Şa'bî, ona Ebu Seleme, ona Hz. Aişe şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) bana "Cebrail sana selam söylüyor" dedi. Ben de "Allah'ın rahmeti ve bereketi onun da üzerine olsun." dedim." Bu konuda Nümeyroğullarından bir kişinin babasından, onun da kendi babasından bir rivayeti bulunmaktadır. Ebu İsa: Bu hasen sahih bir hadistir. Bunu Zührî, Ebû Seleme'den, o da Hz. Aişe'den rivayet etmiştir.
Bize Ali b. Hucr, ona Kurran b. Temmam el-Esedi, ona Ebu Ferve er-Rehâvi Yezid b. Sinan, ona Süleym b. Amir, ona Ebu Ümame şöyle demiştir: "Hz. Peygamber'e "Ey Allah’ın Rasulü! İki adam karşılaştığında bunlardan hangisi önce selam vermelidir?" denildi. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "O ikidinden Allah’a en yakın olanı." [Ebu İsa şöyle demiştir: 'Bu hadis hasendir. Muhammed (İmam Buhari): 'Ebu Ferve er-Rehâvî sikaya yakın bir ravidir. Ancak oğlu Muhammed b. Yezîd kendisinden münker hadisler rivayet eder.']
Bize Kuteybe, ona İbn Lehî'a, ona Amr b. Şuayb, ona babası, ona da dedesi Hz. Peygamber'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Bizden başkalarına benzemeye çalışanlar bizden değildir. Yahudi ve Hıristiyanlara benzemeyin. Çünkü Yahudilerin selamlaşmaları parmak işaretiyle, Hıristiyanların selamlaşmaları ise el işaretiyledir." [Tirmizî şöyle demiştir: Bu hadisin isnadı zayıftır. İbn Mübarek bu hadisi İbn Lehî'a’dan Peygambere (sav) nisbet etmeden rivâyet etmiştir.]
Bize Ebu Hatim el-Basrî el-Ensarî Müslim b. Hatim, ona Muhammed b. Abdullah el-Ensarî, ona babası, ona Ali b. Zeyd, ona Said b. Müseyyeb, ona Enes b. Malik, Hz. Peygamber'in kendisine şöyle dediğini nakletmiştir: "Yavrum! Ailenin yanına girdiğin zaman selam ver. Bu senin ve ailen için bereket olur.” Ebu İsa Tirmizi, “Bu hadis, hasen garibtir” demiştir.
Bize Kuteybe, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona Süheyl b. Ebu Sâlih, ona babası, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Yahudi ve Hıristiyanlara selam vermeyi önce siz başlatmayın. Onlarla yolda karşılaştığınız zaman, onları yolun dar yerinden yürümeye zorlayın." [Ebû İsâ (Tirmizî: 'Bu, hasen sahîh bir hadistir' demiştir.]
Bize Yahya b. Musa, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zührî, ona Urve, ona da Üsâme b. Zeyd şöyle rivayet etti: Hz. Peygamber (sav), Müslüman ve Yahudilerin bir arada oturdukları bir meclise uğradı ve onlara selam verdi. [Ebu İsa (Tirmizî): 'Bu hadis, hasen sahihtir' demiştir.]
Bize Süveyd, ona Abdullah b. el-Mübârek, ona Abdülhamid b. Behrâm, ona Şehr b. Havşeb, ona Esma bt. Yezîd'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) bir gün mescide uğramıştı. Bir grup kadın orada oturuyordu. Elini kaldırıp selam verdi. Ravilerden Abdülhamid, bu kısmı rivayet ederken elini kaldırarak nasıl selamladığını gösterdi. Ebu İsâ (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hasen bir hadistir. Ahmed b. Hanbel şöyle demiştir: Abdülhamid b. Behrâm'ın, Şehr b. Havşeb'den rivayet ettiği hadiste bir beis yoktur. Muhammed b. İsmail şöyle demiştir: Şehr, hasenü'l-hadistir. Böylece o, Şehr'in durumunu güçlendirmiştir. Şöyle demiştir: İbn Avn onun hakkında konuşmuş, Hilal b. Ebu Zeyneb vasıtasıyla Şehr b. Havşeb'den rivayet etmiştir. Bize Belhli Ebu Davud el-Mesâhifî, ona Nadr b. Şümeyl, ona İbn Avn şöyle demiştir: Şehr'den rivayeti terk ettiler. Ebu Davud şöyle demiştir: Nadr dedi ki: Onu terk ettiler yani onu cerh ettiler. Çünkü sultanın verdiği resmi bir görevi üstlenmişti.