4875 Kayıt Bulundu.
Bize Kuteybe, ona İbn Lehîa, ona Ubeydullah b. Ebu Cafer, ona Ebu Abdurrahman el-Hubullî, ona da Ebu Zer Hz. Peygamber'in şöyle dediğini rivayet etti: "Her kim kendisine izin verilmeden önce örtüyü kaldırıp evin içine bakar, böylece ev halkının bir mahrem hallerini görürse muhakkak ki o kişi kendisine aşması helal olmayan bir sınırı aşmış olur. Gözünü daldırdığı zaman bir adam ona karşı gelip gözlerini patlatırsa o kimsenin yanlış yaptığını söylemem. Bir adam kapası veya perdesi olmayan bir kapının yanından geçerken içeri bakarsa suçlu sayılmaz. Bu durumda suç ev sahibine aittir." Bu konuda Ebu Hureyre ve Ebu Ümâme’den de hadis rivâyet edilmiştir. Ebu İsa şöyle dedi: "Bu hadis garib olup bunun gibi rivayetleri ancak İbn Lehîa’nın rivâyetiyle bilmekteyiz. Ebu Abdurrahman el Hubullî’nin ismi Abdullah b. Yezid’tir."
Açıklama: İbn Lehîa zayıf bir ravi olup Nesâî gibi bazı muhaddisler ondan hadis rivayet etmekten imtina etmişlerdir. (Bkz. İbnü’l-Kayserânî, Şürûtü'l-eimmeti's-sitte, Dârü'l-kütübi'l-ilmiyye, s. 27.)
Bize Süfyan b. Vekî', ona Ravh b. Ubade, ona İbn Cüreyc, ona Amr b. Ebu Süfyan, ona Amr b. Abdullah b. Safvan, ona da Kelede b. Hanbel şunu rivayet etti: "Safvân b. Ümeyye, kendisiyle(Kelede) bir miktar süt, ağız sütü ve değâbis (kuşkonmaza benzer bir ot) verip Hz. Peygamber'e (sav) göndermişti. O sırada Hz. Peygamber (sav) (Mekke'de) vadinin yukarısında idi. Kelede b. Hanbel şöyle dedi: Selam vermeden ve izin almadan Rasulullah'ın (sav) yanına girdim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) 'Geri dön, es-selamu aleykum, girebilir miyim de' buyurdu." Bu olay, Safvân’ın Müslüman oluşundan sonra gerçekleşmiştir. Amr şöyle dedi: "Bu hadisi bana Ümeyye b. Safvân da haber verdi, ancak 'Kelede’den işittim' demedi." Ebu İsa şöyle dedi: Bu hadis, hasen-garibtir. Bu hadisi sadece İbn Cüreyc’in rivâyetiyle bilmekteyiz. Ebu Âsım da bu hadisi aynı şekilde İbn Cüreyc’den rivâyet etmiştir. Hadiste geçen "dağabîs" yenilen bir ottur.
Açıklama: Dağabis Arabistan'da bulunan ve kuşkonmaza benzeyen bir ottur.
Bize Süveyd b. Nasr, ona Abdullah, ona Hayve b. Şureyh, ona Ebu Hani -adı Humeyd b. Hani el-Havlani'dir-, ona Ebu Ali el-Cenbi, ona Fadale b. Ubeyd, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “Binek üzerinde olan yürüyene, yürüyen ayakta durana, sayıca az olanlar ise sayıca çok olanlara selam verirler.” Ebu İsa, "Bu hadis hasen sahihtir. Ebu Ali el-Cenbî’nin ismi Amr b. Mâlik’tir."
Bize Kuteybe, ona Leys, ona İbn Aclan, ona Said el-Makburi, ona Ebu Hureyre (ra) Resulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Sizden biriniz bir meclise ulaştığında selam versin ve oturmayı uygun görürse otursun. Kalktığı zaman selam verip ayrılsın. Çünkü önceki selamı sonrakinden daha iyi değildir." [Ebu İsa -Tirmizi- şöyle demiştir: "Bu hadis hasendir. Aynı zamanda bu hadisi İbn Aclan, Saîd el-Makburî’den, o babasından, o da Ebû Hureyre’den (ra), o da Peygamber'den (sav) rivâyet etmiştir.]
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Abdülvehhab es-Sekafî, ona Humeyd, ona da Enes şunu rivayet etti: "Hz. Peygamber evde olduğu esnada bir adam kapının deliğinden ona baktı. Bunun üzerine Hz. Peygamber, ucu sivri bir aleti ona doğru uzattı da o kimse geri çekildi." Ebu İsa şöyle dedi: "Bu hadis hasen-sahihtir."
Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyan, ona Zührî, ona da Sehl b. Sa'd es-Sâidî şunu rivayet etti: "Adamın biri Hz. Peygamber’in hücresindeki bir delikten Rasûlullah ona baktı. Bu esnada Hz. Peygamber'in elinde başını kaşıdığı (tarak) vardı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) 'Beni gözetlediğini bilseydim bunu senin gözüne saplardım. İzin isteme emri göz (bakışı engellemek) içindir.' buyurdu." Bu konuda Ebu Hureyre’den de gelen bir hadis vardır. Ebu İsa şöyle dedi: "Bu, hasen-sahih bir hadistir."
Bize Süveyd b. Nasr, ona İbn Mübarek, ona Şube, ona Muhammed b. Münkedir, ona da Cabir şunu rivayet etti: "Babamın bir borcundan dolayı Hz. Peygamber’in (sav) yanına girmek için izin istedim. Hz. Peygamber, 'Kim o' dedi. Ben de 'Benim' dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber bu sözden pek hoşlanmamış olacak ki 'Benim, benim' (diyerek sözümü tekrar etti.)" Ebu İsa şöyle dedi: "Bu hadis hasen-sahihtir."