4875 Kayıt Bulundu.
Bize Süfyân b. Zeyd, ona Ebu Davud el-Haferî, ona Süfyân, ona da Ebu Harun el-Abdî şöyle rivayet etmiştir: Bizler Ebu Saîd'in (el-Hudrî) yanına gelir, o da bize "Rasulullah'ın (sav) vasiyeti (gereğince) hoş geldiniz!" der ve Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet ederdi: "İnsanlar size tâbidirler. Yeryüzünün (muhtelif) bölgelerinden insanlar, dinde (derin) anlayış sahibi olmak (için) size geleceklerdir. Size geldiklerinde, onlara hayrı tavsiye edin." Ebu İsa şöyle demiştir: Ali'nin dediğine göre Yahya, Şu'be'nin, Ebu Harun el-Abdî'yi zayıf saydığını ifade etmiştir. Yahya b. Saîd şöyle demiştir: Vefat edene dek İbn Avn, Ebu Harun el-Abdî'den hadis rivayet etmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: Ebu Harun'un ismi, Umâre b. Cüveyn'dir.
Açıklama: "مَرْحَبًا بِوَصِيَّةِ رَسُولِ اللَّهِ" ifadesi, "Rasulullah'ın (sav) vasiyeti (gereğince) hoş geldiniz!" şeklinde tercümeye yansıtılabilmiştir.
Bize Kuteybe, ona Nûh b. Kays, ona Ebu Harun el-Abdî, ona da Ebu Saîd el-Hudrî, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Doğu tarafından insanlar, (dinlerini) öğrenmek için size geleceklerdir. Sizlere geldiklerinde, onlara hayrı tavsiye edin." (Râvi Ebu Harun el-Abdî) şöyle demiştir: "Ebu Saîd bizi gördüğünde 'Rasulullah'ın (sav) vasiyeti (gereğince) hoş geldiniz.' (Ebu İsa et-Tirmizî) şöyle demiştir: "Bunu, yalnızca Ebu Harun'un Ebu Saîd'den rivayet ettiği hadis olarak biliyoruz."
Bize Abdullah b. Abdurrahman, ona Abdullah b. Salih, ona Muaviye b. Salih, ona Abdurrahman b. Cübeyr b. Nüfeyr, ona babası Cübeyr b. Nüfeyr, ona da Ebu Derdâ şöyle rivayet etmiştir: "Bizler Rasulullah (sav) ile beraberdik, (kendisi başını kaldırıp) gökyüzüne baktı, ardından 'Şimdi öyle bir zaman geliyor ki, ilim insanların içinden öyle bir çekilip alınacak ki, insanlar artık ondan hiçbir şey elde edemez hale gelecekler.' buyurdu. Ziyâd b. Lebîd el-Ensârî 'Kur'ân'ı okuduğumuz halde (ilim), bizden nasıl çekilip alınır? Vallahi, bizler onu mutlaka okuyacak, kadınlarımıza ve çocuklarımıza da okutacağız' dedi. Hz. Peygamber (sav) de 'Ey Ziyâd, annen seni kaybetsin! Ben seni Medine ahalisinin derin anlayışlılarından (fukahâ) sayardım. İşte Yahudi ve Hristiyanların (elinde) Tevrat ve İncil! Onlara faydası nedir?' buyurdu." Cübeyr der ki: Ubâde b. Sâmit ile karşılaştım. Ona, “kardeşin Ebu Derdâ'nın dediğini duydun mu?” dedim ve Ebu Derdâ'nın dediklerini ona anlattım. O da “Ebu Derdâ doğru söylemiş. Eğer dilersen, insanların (arasından) kaldırılacak ilk ilmi sana söyleyeyim! O huşudur. Bir topluluğun mescidine girip orada tek bir adamı dahi huşu içinde göremeyeceğin zaman pek yakındır” dedi. [Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-garîb bir hadistir. Muaviye b. Salih, ehl-i hadis nezdinde sikadır. Yahya b. Said el-Kattân dışında birinin, onu tenkit ettiğini bilmiyoruz. Muaviye b. Salih'ten de buna benzer bir hadis rivayet edilmiştir. Bu hadisi bazıları, Abdurrahman b. Cübeyr b. Nüfeyr vasıtasıyla babasından, o Avf b. Malik'ten, o da Hz. Peygamber (sav)'den rivayet etmiştir.]
Bize Ebu Eş'as Ahmed b. Mikdâm el-Iclî el-Basrî, ona Ümeyye b. Halid, ona İshak b. Yahya b. Talha, ona İbn Ka'b b. Mâlik, ona da babası (Ka'b b. Mâlik), Hz. Peygamber (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kim ilmi, alimlere karşı övünmek, cahillerle çekişmek ya da insanların dikkatlerini kendisine çekmek için tahsil ederse Allah onu (Cehennem) ateşine sokar." [Ebu İsa şöyle demiştir: Bu hadis, sadece bu tarikten bildiğimiz garîb bir hadistir. İshak b. Yahya b. Talha, (muhaddisler) nezdinde zayıftır (leyse bi-zâlike'l-kavî); hafızası sebebiyle tenkide maruz kalmıştır.]
Bize Kuteybe, ona Leys b. Sa'd, ona İbn Şihâb, ona da Enes b. Mâlik, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kim benim -râvi der ki: Zannediyorum Hz. Peygamber "kasıtlı olarak" dedi.- " yalan söylerse cehennemdeki evine hazırlansın." Ebu İsa der ki: Bu, hasen-sahih bir hadis olup Zührî'nin Enes'den rivayetiyle garîb bir rivayettir.
Bize Mahmud b. Ğaylân, ona Ebu Davud, ona Şu'be, ona Simâk b. Harb, ona Abdurrahman b. Abdullah b. Mesud, ona da babası (Abdullah b. Mesud), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah, bizden bir söz işitip onu ezberleyen ve sonra başkasına ulaştıran kimsenin yüzünü nurlandırsın. Kendisine hadis aktarılan nice kimseler onu ilk işitenden daha fazla kavrayışlıdır." [Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir. Bu hadisi Abdülmelik b. Umeyr, Abdurrahman b. Abdullah'tan rivayet etmiştir.]
Bize Mahmûd b. Ğaylân, ona Ebu Davud, ona Şu'be, ona Ömer b. Hattâb'ın torunlarından Ömer b. Süleyman, ona Abdurrahman b. Ebân b. Osman, ona da babası (Ebân b. Osman) şöyle rivayet etmiştir: Zeyd b. Sâbit, günün ortasında, Mervân’ın yanından dışarı çıktı. Biz de kendi aramızda “Bu saatte onu yanına çağırdıysa, mutlaka kendisine bir mesele sormuştur” dedik. Bunun üzerine kalkıp Zeyd’e sorduk, bize “Evet, bize Rasulullah’tan (sav) işittiğimiz bazı şeyleri sordu. Ben Rasulullah’ı (sav) işittim, şöyle buyuruyordu: "Allah, benden bir söz işitip onu ezberleyen ve sonra başkasına ulaştıran kimsenin yüzünü nurlandırsın! Zira nice fıkıh (ilim) taşıyan kimse vardır ki, kendisinden daha fakih (derin anlayış sahibi) birine onu ulaştırır. Nice fıkıh (ilim) taşıyan da vardır ki, fakih (derinlemesine anlayış sahibi) değildir." [Bu konuda Abdullah b. Mesud, Muâz b. Cebel, Cübeyr b. Mut'im, Ebu Derdâ ve Enes'ten de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: Zeyd b. Sabit'ten rivayet edilen hadis, hasen bir hadistir.]
Bize İsmail b. Musa el-Fezârî İbn bt. es-Süddî, ona Şerîk b. Abdullah, ona Mansur b. Mu'temir, ona Rib'i b. Hirâş, ona da Ali b. Ebu Tâlib, Hz. Peygamber (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Benim adıma yalan söylemeyin. Zira benim adıma yalan söyleyen ateşe girer." Bu konuda Ebu Bekir, Ömer, Osman, Zübeyr, Said b. Zeyd, Abdullah b. Amr, Enes, Câbir, İbn Abbas, Ebu Said, Amr b. Abese, Ukbe b. Âmir, Muaviye b. Büreyde, Ebu Musa el-Ğâfikî, Ebu Ümâme, Abdullah b. Ömer, Münka' ve Evs es-Sekafî'den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa der ki: Ali'den rivayet edilen hadis, hasen-sahih bir hadistir. Abdurrahman b. Mehdî, “Mansûr b. Mu'temir ehl-i Kûfe'nin en sağlam (esbet) ravisidir” demiştir. Vekî de “Rib'i b. Hirâş, İslam hususunda yalan konuşmamıştır” demiştir.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Süfyân, ona Habîb b. Ebu Sâbit, ona Meymûn b. Ebu Şebîb, ona da Muğîra b. Şu'be, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Yalan olduğunu bildiği bir hadisi benim adıma rivayet eden kişi, yalancılardan biridir." [Bu konuda Ali b. Ebu Tâlib ve Semura'dan da hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir. Bu hadisi Şu'be, Hakem'den, o Abdurrahman b. Ebu Leyla'dan, o Semura'dan, o da Hz. Peygamber (sav)'den rivayet etmiştir. (Yine bu hadisi) A'meş ve İbn Ebu Leyla, Hakem'den, o Abdurrahman b. Ebu Leyla'dan, o Ali'den, o da Hz. Peygamber (sav)'den rivayet etmiştir. Abdurrahman b. Ebu Leyla'nın Semura'dan rivayet ettiği hadis, ehl-i hadis nezdinde daha sahih olsa gerektir. Ebu İsa şöyle demiştir: Ebu Muhammed Abdullah b. Abdurrahman'a, Nebî (sav)'den rivayet edilen "Yalan olduğunu bildiği halde benden hadis rivayet eden, yalancılardan biridir" hadisini sordum ve “isnadının hatalı olduğunu bildiği halde hadis rivayet eden kimsenin Nebî (sav)'nin bu hadisindeki tehdide muhatap olmasından korkulur mu?” Ya da “insanların mürsel olarak rivayet ettiği hadisi müsned olarak rivayet etse, yahut da isnadını değiştirip maklûb olarak rivayet etse, bu hadisteki tehdide girer mi” dedim. O da “hayır! Bu hadisin manası şudur: Birisi Hz. Peygamber'den (sav) bir hadis rivayet etse ve bu hadisin bir aslının varlığı bilinmediği, onu rivayet etmeye devam etse, işte bu kişinin hadisteki tehdide muhatap olmasından korkarım” dedi.]
Bize Kuteybe, ona Leys, ona Halil b. Mürra, ona Yahya b. Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Ensâr'dan bir adam Hz. Peygamber'in (sav) huzurunda oturur, Hz. Peygamber'den (sav) hadis dinler, dinledikleri hoşuna gider, ancak onları yazmazdı. Bu durumdan Hz. Peygamber'e(sav) yakındı ve 'ey Allah'ın Rasulü, ben senden hadis işitiyorum, hoşuma (da) gidiyor ancak ezberleyemiyorum' dedi. Rasulullah (sav), eliyle yazmayı kast ederek 'sağ elinden yardım al' buyurdu." [Bu konuda Abdullah b. Amr'dan da hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, isnadı zayıf (إِسْنَادُهُ لَيْسَ بِذَلِكَ الْقَائِمِ) olan bir hadistir. Muhammed b. İsmail (el-Buhârî'yi), “Halil b. Mürra, münkerü'l-hadistir” derken işittim.]