4852 Kayıt Bulundu.
Bize Ali b. Hucr, ona Şerik *b. Abdullah), ona Mikdam b. Şurayh, ona da babası* Şureyh b. Hâni), Aişe’nin şöyle dediğini rivayet etti: "Kim size; 'Nebi'nin (sav) ayakta küçük abdestini giderdiğini' söylerse ona inanmayın. O (sav) sadece çömelerek ihtiyacını giderirdi.” [Tirmizî şöyle demiştir: Bu konuda Ömer, Büreyde ve Abdurrahman b. Hasene’den rivayet edilmiş hadisler de vardır. Ebu İsa (Tirmîzî) şöyle demiştir: Âişe hadisi, bu konuda rivayet edilen hadislerin en güzeli ve en sahihidir. Ömer’den nakledilen hadis ise, Abdülkerim b. Ebu Muhârik, ona Nafi, ona İbn Ömer, ona da Ömer senediyle rivayet edilmiştir. Rivayette Ömer şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) beni ayakta küçük abdestimi yaparken gördü ve 'Ey Ömer, ayakta abdest bozma' buyurdu. Ben de bundan sonra hiç ayakta küçük abdestimi gidermedim." Bu hadisi sadece Abdülkerim b. Ebu Muhârik, Ömer’e nispet etmiştir. O ise, hadis âlimleri nezdinde zayıf bir kimsedir. Eyyub Sahtiyânî onu zayıf kabul etmiş ve hakkında cerh ifade eden lafızlar dile getirmiştir. Bize Ubeydullah, ona Nafi, ona da İbn Ömer, Ömer'in şöyle dediğini nakletmiştir: "Müslüman olduğumdan beri ayakta küçük abdestimi bozmadım." Bu hadis Abdülkerim’in hadisinden daha sahihtir. Bu konudaki Büreyde hadisi mahfûz değildir (güvenilir ravilerin rivayetine aykırıdır). Rasulullah'ın (sav) ayakta küçük abdesti bozmayı yasaklaması, haram hükmünde olmayıp âdâb kabilindendir. Abdullah İbn Mes’ûd’tan rivâyet edildiğine göre, o şöyle demiştir: "Görgüsüz (kaba) davranışlardan biri de ayakta abdest bozmaktır."]
Açıklama: Senette yer alan Şerik zayıf ravidir. Dolayısıyla burda en sahih derken makbul hadis olduğunu ifade etmiyor. Zayıf hadisler içinde makbule en yakın olduğunu gösteriyor.
Bize Muhammed b. Beşşâr ve Muhammed b. Müsennâ, onlara Vehb b. Cerir, ona babası (Ebu Nadr Cerîr b. Hazım el-Ezdî), ona Muhammed b. İshak, ona Ebân b. Salih, ona da Mücahid (b. Cebr), Cabir b. Abdullah'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav), kçük abdestimizi bozarken kıbleye dönmemizi yasaklamıştı. Fakat vefatından bir yıl önce kendisini kıbleye doğru (abdest bozarken) gördüm." [(Tirmizî şöyle demiştir:) Bu konuda Ebu Katade, Âişe ve Ammâr b. Yâsir'den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Cabir'in bu konudaki hadisi, hasen-garib bir hadistir.]
Bize İbn Lehî'a, ona da Ebu Zübeyr (Muhammed b. Müslim el-Kuraşî), Ebu Katade'nin (Haris b. Rib'î es-Sülemî) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Ebu Katade, Hz. Peygamber'i (sav) kıbleye doğru küçük abdestini bozarken görmüştür." [Bize bu hadisi Kuteybe (b. Said es-Sekafî), ona da İbn Lehî'a rivayet etmiştir. Cabir'in Hz. Peygamber'ned (sav) rivayet ettiği hadis, İbn Lehî'a'nın hadisine göre daha sahihtir. Çünkü İbn Lehî'a, hadis âlimlerine göre zayıftır. Yahya b. Said el-Kattân ve diğer hadisçiler, hafızası bakımından onu zayıf saymışlardır.]
Bize Hennâd, ona Vekî, ona A’meş ona da Ebu Vâil, Huzeyfe’nin şöyle anlattığını rivayet etti: "Rasulullah (sav), bir topluluğun çöplüğüne geldi ve orada ayakta küçük abdest bozdu. O’na (sav) abdest suyu getirmiştim. Yanından uzaklaşmak için ayrılırken beni çağırdı. Ben de (gelip) hemen arkasında durdum. Abdest alıp mestleri üzerine meshetti". Ebu İsa (et-Tirmizî): Cârûd’dan işittim, o dedi ki: Vekî’in bu hadisi A’meş’den rivayet edip şöyle dediğini duydum: Rasulullah’tan (sav) mesh hakkında rivayet edilen en sahih hadis budur. Ebu Ammar el-Hüseyin b. Hureys’in "Veki’den işittim" diyerek rivayete başladığını ve bu hadisin benzerini naklettiğini duydum. Ebu İsa (et-Tirmizî): Mansur ve Ubeyde ed-Dabbî, Ebu Vâil vasıtası ile Huzeyfe’den A’meş'in rivayetinin benzerini bu şekilde rivayet etmişlerdir. Yine Hammâd b. Ebu Süleyman ve Asım b. Behdele, Ebu Vâil vasıtası ile Muğîra b. Şu’be’den Peygamberimiz’in (sav) hadisini rivayet etmişlerdir. Ebu Vâil’in Huzeyfe’den yaptığı rivayet daha sahihtir. Bazı âlimler, ayakta abdest bozmaya izin vermişlerdir. Ebu İsa (et-Tirmizî): İbrahim en-Nehaî Abîde b. Amr es Selmanî’den rivayette bulunmuştur. Abîde, tabiûn âlimlerinin büyüklerindendir. Onun şöyle dediği rivayet edilir: Ben Rasulullah’ın (sav) vefatından iki yıl önce Müslüman oldum. İbrahim’in arkadaşı Ubeyde ed-Dabbî, Abdülkerim diye künyelenen Ubeyde b. Muattib ed-Dabbî’dir.
Bize Hennad (b. Serî et-Temimî) ve Mahmud b. Ğaylan, onlara Veki’ (b. Cerrah), ona Süfyan (es-Sevrî), ona Ebu Kays (Abdurrahman b. Servan), ona da Hüzeyl b. Şurahbil, Muğire b. Şu'be'nin şöyle anlattığını rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) abdest aldı. (Bu esnada) Çoraplarının ve nalınlarının (terliklerinin) üzerine mesh etti." [Ebu İsa (Tirmizî): 'Bu, hasen-sahih bir hadistir' demiştir. Âlimlerin bir çoğunun görüşü bu doğrultudadır. Süfyan es-Sevrî, İbn’ül Mübarek, Şâfiî, Ahmed (b. Hanbel) ve İshâk'ın görüşü böyledir. '(Dokumasının) sık dokunmuş olması ve altlarına taban geçirilmiş olması hâlinde çorap üzerine mesh edebilir.' demişlerdir. Bu konuda Ebu Musa’dan rivayet edilmiş hadis de vardır. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Salih b. Muhammed et-Tirmizî'yi, Ebu Mukatil es-Semerkandî’den nakille şöyle dediğini işittim: 'Vefatı ile sonuçlanan hastalığı günlerinde Ebu Hanife’nin yanına girmiştim. Su getirtti ve abdest aldı. Ayaklarında çorap vardı; onlara mesh etti ve: 'Bugün daha önce yapmadığım bir işi yaptım. Altlarına taban geçirilmediği halde, çoraplarımın üzerine mesh ettim.' dedi.']
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Yahya b. Said el-Kattan, ona Süleyman et-Teymî, on Bekir b. Abdullah el-Müzenî, ona Hasan (el-Basrî), ona da İbnü'l-Muğire b. Şu'be, babasının (Muğire b. Şu'be) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), abdest aldı ve (bunu yaparken) mestlerinin ve sarığının üzerine mesh etti." (Ravilerden) Bekir b. Abdullah, 'Urve b. Muğira'dan işittim' demiştir. [Tirmizi şöyle demiştir: Muhammed b. Beşşar başka bir yerde bu hadisi 'Rasulullah (sav), perçemine (alnına) ve sarığına mesh etti.' lafızlarıyla nakletmiştir. Bu hadis Muğire b. Şu'be'den farklı yollarla nakledilmiştir. Bazı raviler, 'alnına ve sarığına mesh etti' şeklinde, bazı raviler ise, 'alnına mesh etti' lafızlarıyla nakletmişlerdir. Ahmed b. Hasan, Ahmed b. Hanbel'in: Yahya b. Said el Kattan gibisini görmedim.' dediğini söylemiştir. Bu konuda Amr b. Ümeyye, Selman, Sevban ve Ebû Ümâme’den rivayet edilen hadisler de vardır. Ebu İsa (Tirmizi) şöyle demiştir: Muğire b. Şu'be'nin bu hadisi, hasen sahihtir. Hz. Peygamber'in (sav) ashabından birçok âlimin görüşü bu hadis doğrultusundadır. Ebû Bekir, Ömer ve Enes bunlardan bazılarıdır. Evzâ'î, Ahmed (b. Hanbel) ve İshak da bu görüştedir. Bunlar: '(Başa mesh etmeden sadece) Sarık üzerine mesh edilebilir' demektedir. Hz. Peygamber'in (sav) ashabından ve tabiundan başka âlimler ise, 'Sadece sarık üzerine mesh edilemeyeceği, sarık ile beraber ancak başa (bir kısmına) da mesh edilirse geçerli olacağını' söylemektedir. Süfyan es Sevrî, Malik b. Enes, İbnü'l-Mübarek ve Şâfiî'nin görüşü de bu yöndedir. Ebu İsa (Tirmizî): Carûd b. Muâz'dan naklen, Vekî b. Cerrâh'ın: 'Sadece sarık üzerine mesh etmek hadislere göre yeterlidir.' dediğini söylemiştir.']
Bize Hennad, ona Ali b. Müshir, ona A'meş, ona Hakem, ona Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona da Ka'b b. Ucra'nın naklettiğine göre, Bilal şöyle demiştir: "Hz. Peygamber (sav), mestlerinin ve sarığının üzerine mesh etmiştir."
Bize Kuteybe b. Said, ona Bişr b. Mufaddal, ona da Abdurrahman b. İshak el-Kureşî naklettiğine göre, Ebu Ubeyde b. Muhammed b. Ammar b. Yasir şöyle demiştir: Cabir b. Abdullah'a mestler üzerine meshi sordum. 'Ey Kardeşimin oğlu; bu sünnettir' cevabını verdi. Sarık üzerine mesh etmeyi de sordum. 'Saçına suyu değdir' dedi.
Bize Hennâd (b. Serî), ona Veki' (b. Cerrâh), ona A'meş (Süleyman b. Mihrân), ona Salim b. Ebu Ca'd, ona Küreyb (b. Ebu Müslim), ona da (Abdullah) b. Abbas, teyzesi Meymûne'nin (bt. Hâris) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah'a (sav) gusül abdesti alması için su hazırladım. Cünüplükten dolayı şöyle gusül abdesti aldı: Önce sol eliyle su kabını eğerek sağ eline su döktü ve ellerini yıkadı. Ardından elini su kabına daldırdı ve (avucuyla aldığı suyu) avret yerine döktü, (elleriyle ovaladıktan) sonra elini duvara yahut toprağa sürttü (böylece ellerini temizledi). Sonra ağzına ve burnuna su verdi, yüzünü ve kollarını yıkadı. Başına üç sefer su döktü, ardında ntüm vücuduna su döktü (ve tüm vücudunu temizledi). En sonunda da kenara çekilerek ayaklarını yıkadı." [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir. Bu konuda Ümmü Seleme, Cabir, Ebu Said, Cübeyr b. Mut'im ve Ebu Hureyre'den de hadis rivayet edilmiştir.]