4875 Kayıt Bulundu.
Bize Kuteybe ve Ahmed b. Abde ed-Dabbî el-Basrî, onlara Abdülaziz b. Muhammed, ona Zeyd b. Eslem, ona Ata b. Yesar, ona da Muaz b. Cebel şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) 'Ramazan orucunu tutan, beş vakit namazı kılan, Beyt’i hac eden –zekâtı zikredip etmediğini bilmiyorum- için yüce Allah’ın ona mağfiret etmesi bir haktır. Allah yolunda ister hicret etmiş olsun, ister doğduğu yerinde kalmaya devam etmiş olsun' buyurmuştur. Muâz der ki: Ben 'bunu insanlara haber vereyim mi?' dedim. Rasulullah (sav) 'bırak insanları da amel etsinler. Çünkü cennette yüz derece vardır ki, her iki derece arasındaki uzaklık sema ile yer arasındaki kadardır. Firdevs ise cennetin en üst ve en orta yeridir. Onun üstünde ise Rahman’ın Arşı vardır. Cennetin ırmakları oradan kaynar. Bu sebeple Allah’tan dileyecek olursanız ondan Firdevs’i isteyiniz' buyurdu." [Ebu İsa der ki: Bu hadis, bu şekilde Hişam b. Sa‘d,, ona Zeyd b. Eslem, ona Ata b. Yesar, ona Ubade b. es-Samit'ten rivayet edilmiştir. Ravi Ata, Muaz b. Cebel’e yetişmemiştir. Muaz, erken zamanda, Ömer’in (r.a) halifeliği döneminde vefat etmiştir.]
Açıklama: Rivayet munkatıdır. Ata b. Yesar ile Muaz b. Cebel arasında inkıta' vardır.
Bize Kuteybe ve Ahmed b. Abde ed-Dabbî el-Basrî, onlara Abdülaziz b. Muhammed, ona Zeyd b. Eslem, ona Ata b. Yesar, ona da Muaz b. Cebel şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) 'Ramazan orucunu tutan, beş vakit namazı kılan, Beyt’i hac eden –zekâtı zikredip etmediğini bilmiyorum- için yüce Allah’ın ona mağfiret etmesi bir haktır. Allah yolunda ister hicret etmiş olsun, ister doğduğu yerinde kalmaya devam etmiş olsun' buyurmuştur. Muâz der ki: Ben 'bunu insanlara haber vereyim mi?' dedim. Rasulullah (sav) 'bırak insanları da amel etsinler. Çünkü cennette yüz derece vardır ki, her iki derece arasındaki uzaklık sema ile yer arasındaki kadardır. Firdevs ise cennetin en üst ve en orta yeridir. Onun üstünde ise Rahman’ın Arşı vardır. Cennetin ırmakları oradan kaynar. Bu sebeple Allah’tan dileyecek olursanız ondan Firdevs’i isteyiniz' buyurdu." [Ebu İsa der ki: Bu hadis, bu şekilde Hişam b. Sa‘d,, ona Zeyd b. Eslem, ona Ata b. Yesar, ona Ubade b. es-Samit'ten rivayet edilmiştir. Ravi Ata, Muaz b. Cebel’e yetişmemiştir. Muaz, erken zamanda, Ömer’in (r.a) halifeliği döneminde vefat etmiştir.]
Açıklama: Rivayet munkatıdır. Ata b. Yesar ile Muaz b. Cebel arasında inkıta' vardır.
Bize Ebu Küreyb, ona Muhammed b. Fudayl, ona Hamza ez-Zeyyât, ona Ziyad et-Tâî, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Bizler 'Yâ Rasulullah! Bize ne oluyor da senin huzurundayken kalplerimiz yumuşuyor, dünyaya aldırış etmiyoruz ve ahiret ehlinden oluyoruz. Senin huzurundan ayrılıp da ailemizle bir araya geldiğimizde ve evlatlarımızı kokladığımızda, önceki halimizden eser kalmıyor?' dedik. Rasulullah (sav) 'Şayet huzurumdan ayrıldığınızda da haliniz öyle kalsaydı, melekler sizi evlerinizde ziyaret ederdi. Sizler günah işlemeseydiniz, muhakkak ki Allah (cc) günah işleyip de kendilerini affedeceği başka kimseleri yaratırdı' buyurdu. Ben 'Yâ Rasulullah! Mahlukat neyden yaratılmıştır?' dediğimde, 'Sudan' buyurdu. 'Peki ya cennet neden yapılmıştır?' dediğimse ise 'Malzemesi gümüşten ve altından olan tuğladan, harcı hoş kokulu miskten, taşları inci ve yakuttan, toprağı ise zaferândandır. Oraya girenler, nimetlere nail olur, üzüntüye kapılmaz, sonsuza kadar hayatta kalır ve ölmezler. Elbiseleri eskimez, gençlikleri de son bulmaz' buyurdu. Ardından da 'Şu üç kişinin duası geri çevrilmez: Adeletli yöneticinin, iftar ederken oruçlunun ve mazlumun duası. Allah mazlumun duasını bulutların üzerine çıkarır, o dua için göğün kapıları açılır ve Rab azze ve celle 'İzzetim hakkı için, bir zaman sonra dahi olsa sana muhakkak yardım edeceğim' buyurur' dedi." [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, isnadı pek sağlam olmayan bir hadis olup bana göre muttasıl da değildir. Bu hadis, Ebu Hureyre vasıtası ile Nebî'den (sav) başka bir isnadla da nakledilmiştir.]