Bize Ezher b. Mervan el-Basrî, ona Muhammed b. Sevâ', ona Ebû Ma’şer, ona Saîd, ona da Ebû Hureyre (ra), Hz. Peygamber’in şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Hediyeleşiniz! Çünkü hediye, kalpteki kin ve düşmanlık hissini giderir. Bir koyun paçası dahi olsa, bir kadın, komşu kadının verdiği hediyeyi hor görmesin!"
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12316, T002130
Hadis:
حَدَّثَنَا أَزْهَرُ بْنُ مَرْوَانَ الْبَصْرِىُّ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَوَاءٍ حَدَّثَنَا أَبُو مَعْشَرٍ عَنْ سَعِيدٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
" تَهَادَوْا فَإِنَّ الْهَدِيَّةَ تُذْهِبُ وَحَرَ الصَّدْرِ وَلاَ تَحْقِرَنَّ جَارَةٌ لِجَارَتِهَا وَلَوْ شِقَّ فِرْسِنِ شَاةٍ " .
[ قَالَ أَبُو عِيسَى :هَذَا حَدِيثٌ غَرِيبٌ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ . وَأَبُو مَعْشَرٍ اسْمُهُ نَجِيحٌ مَوْلَى بَنِى هَاشِمٍ وَقَدْ تَكَلَّمَ فِيهِ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ قِبَلِ حِفْظِهِ .]
Tercemesi:
Bize Ezher b. Mervan el-Basrî, ona Muhammed b. Sevâ', ona Ebû Ma’şer, ona Saîd, ona da Ebû Hureyre (ra), Hz. Peygamber’in şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Hediyeleşiniz! Çünkü hediye, kalpteki kin ve düşmanlık hissini giderir. Bir koyun paçası dahi olsa, bir kadın, komşu kadının verdiği hediyeyi hor görmesin!"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Velâ ve'l-hibe 6, 4/441
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
3. Ebu Ma'şer Necih b. Abdurrahman es-Sindî (Necih b. Abdurrahman)
4. Ebu Hattab Muhammed b. Sevâ es-Sedusî (Muhammed b. Sevâ b. Anber)
5. Füreyh Ezher b. Mervan er-Rakkaşî (Ezher b. Mervan)
Konular:
Hediye, hediyeleşmek muhabbeti artırır
Hediye, verilen hediyeyi küçük görmemek
Komşuluk, komşuluk ilişkileri
Komşuluk, komşuyu ya da komşudan geleni küçük / hor görme
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12334, T002142
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ جَعْفَرٍ عَنْ حُمَيْدٍ عَنْ أَنَسٍ قَالَ: قَالَ رَسُولُ الله صلى الله عليه وسلم « إِذَا أَرَادَ اللهُ بِعَبْدٍ خَيْرًا اسْتَعْمَلَهُ » . فَقِيلَ كَيْفَ يَسْتَعْمِلُهُ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ « يُوَفِّقُهُ لِعَمَلٍ صَالِحٍ قَبْلَ الْمَوْتِ » . [قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ.]
Tercemesi:
Bize Ali b. Hucr, ona İsmail b. Cafer, ona Humeyd (b. Ebu Humeyd), ona da Enes (b. Malik) şöyle demiştir:: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Allah bir kulu hakkında hayır isterse o kulunu (kendi yolunda) kullanır." Bunun üzerine Ey Allah'ın Rasulü! O kulu nasıl kullanır? diye soruldu. Rasulullah da (sav) şöyle buyurdu: "Ölümünden önce onu salih amel işlemeye muvaffak kılar."
[Tirmizî dedi ki: Bu hadis hasen sahihtir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Kader 8, 4/450
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Ubeyde Humeyd b. Ebu Humeyd et-Tavîl (Humeyd b. Tarhan)
3. Ebu İshak İsmail b. Cafer el-Ensarî (İsmail b. Cafer b. Ebu Kesir)
4. Ebu Hasan Ali b. Hucr es-Sa'dî (Ali b. Hucr b. İyas b. Mukatil)
Konular:
Allah İnancı, kuluna hayır dilerse
Amel, salih amel
KTB, KADER
حدثنا محمود بن غيلان حدثنا أبو داود قال أنبأنا شعبة عن منصور عن ربعي بن خراش عن علي قال : قال رسول الله صلى الله عليه وسلم لا يؤمن عبد حتى يؤمن بأربع : يشهد أن لا إله إلا الله وأني محمد رسول الله بعثني بالحق ويؤمن بالموت وبالبعث بعد الموت ويؤمن بالقدر.
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ حَدَّثَنَا النَّضْرُ بْنُ شُمَيْلٍ عَنْ شُعْبَةَ نَحْوَهُ إِلاَّ أَنَّهُ قَالَ رِبْعِىٌّ عَنْ رَجُلٍ عَنْ عَلِىٍّ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَبِى دَاوُدَ عَنْ شُعْبَةَ عِنْدِى أَصَحُّ مِنْ حَدِيثِ النَّضْرِ وَهَكَذَا رَوَى غَيْرُ وَاحِدٍ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ رِبْعِىٍّ عَنْ عَلِىٍّ . حَدَّثَنَا الْجَارُودُىُّ قَالَ سَمِعْتُ وَكِيعًا يَقُولُ بَلَغَنَا أَنَّ رِبْعِيًّا لَمْ يَكْذِبْ فِى الإِسْلاَمِ كِذْبَةً .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12339, T002145
Hadis:
حدثنا محمود بن غيلان حدثنا أبو داود قال أنبأنا شعبة عن منصور عن ربعي بن خراش عن علي قال : قال رسول الله صلى الله عليه وسلم لا يؤمن عبد حتى يؤمن بأربع : يشهد أن لا إله إلا الله وأني محمد رسول الله بعثني بالحق ويؤمن بالموت وبالبعث بعد الموت ويؤمن بالقدر.
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ حَدَّثَنَا النَّضْرُ بْنُ شُمَيْلٍ عَنْ شُعْبَةَ نَحْوَهُ إِلاَّ أَنَّهُ قَالَ رِبْعِىٌّ عَنْ رَجُلٍ عَنْ عَلِىٍّ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَبِى دَاوُدَ عَنْ شُعْبَةَ عِنْدِى أَصَحُّ مِنْ حَدِيثِ النَّضْرِ وَهَكَذَا رَوَى غَيْرُ وَاحِدٍ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ رِبْعِىٍّ عَنْ عَلِىٍّ . حَدَّثَنَا الْجَارُودُىُّ قَالَ سَمِعْتُ وَكِيعًا يَقُولُ بَلَغَنَا أَنَّ رِبْعِيًّا لَمْ يَكْذِبْ فِى الإِسْلاَمِ كِذْبَةً .
Tercemesi:
Bize Mahmûd b. Ğaylân, ona Ebu Davud, ona Şu'be, ona Mansûr, ona Rib'i b. Hirâş, ona da Ali, Hz. Peygamber (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Kul, dört şeye inanmadıkça iman etmiş sayılmaz: Allah'tan başka ilah olmadığına ve benim de Allah'ın hak ile gönderdiği rasulü Muhammed olduğuma şehadet eder, ölüme, ölümden sonra yeniden dirilişe ve kadere de iman eder.
Bize Mahmud b. Ğaylân, ona Nadr b. Şümeyl, ona da Şu'be, benzeri bir hadis rivayet etmiş ancak, senette Rib'i'nin bir adam vasıtasıyla Ali'den rivayette bulunduğunu zikretmiştir.
Ebu İsa şöyle demiştir: Ebu Davud'un Şu'be'den rivayet ettiği hadis, bana göre, Nadr'ın rivayet ettiği hadisten daha sahihtir. Aynı şekilde daha pek çok kişi, hadisi, Mansur'dan, o Rib'i'den, o da Ali'den rivayet etmiştir. Bize el-Cârûdî, ona da Vekî', kendisine bildirildiğine göre Rib'i'nin İslam hususunda yalan söylemediğini ifade etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Kader 10, 4/452
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Meryem Rib'î b. Hiraş el-Absî (Rib'î b. Hiraş b. Cahş)
3. Ebu Attab Mansur b. Mu'temir es-Sülemî (Mansur b. Mu'temir b. Abdullah)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebû Dâvûd et-Tayâlîsî (Süleyman b. Davud b. Cârûd)
6. Ebu Ahmed Mahmud b. Ğaylan el-Adevi (Mahmud b. Ğaylan)
Konular:
İman, Esasları
İman, Esasları, Allah'a İman
İman, Esasları, Allah'a ve Rasulüne iman
İman, Esasları, Kaza ve Kader
KTB, İMAN
KTB, KADER
Peygamberler, Peygamberlerin ayırıcı vasfı
حدثنا محمود بن غيلان حدثنا أبو داود قال أنبأنا شعبة عن منصور عن ربعي بن خراش عن علي قال : قال رسول الله صلى الله عليه وسلم لا يؤمن عبد حتى يؤمن بأربع : يشهد أن لا إله إلا الله وأني محمد رسول الله بعثني بالحق ويؤمن بالموت وبالبعث بعد الموت ويؤمن بالقدر.
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ حَدَّثَنَا النَّضْرُ بْنُ شُمَيْلٍ عَنْ شُعْبَةَ نَحْوَهُ إِلاَّ أَنَّهُ قَالَ رِبْعِىٌّ عَنْ رَجُلٍ عَنْ عَلِىٍّ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَبِى دَاوُدَ عَنْ شُعْبَةَ عِنْدِى أَصَحُّ مِنْ حَدِيثِ النَّضْرِ وَهَكَذَا رَوَى غَيْرُ وَاحِدٍ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ رِبْعِىٍّ عَنْ عَلِىٍّ . حَدَّثَنَا الْجَارُودُىُّ قَالَ سَمِعْتُ وَكِيعًا يَقُولُ بَلَغَنَا أَنَّ رِبْعِيًّا لَمْ يَكْذِبْ فِى الإِسْلاَمِ كِذْبَةً .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
279208, T002145-2
Hadis:
حدثنا محمود بن غيلان حدثنا أبو داود قال أنبأنا شعبة عن منصور عن ربعي بن خراش عن علي قال : قال رسول الله صلى الله عليه وسلم لا يؤمن عبد حتى يؤمن بأربع : يشهد أن لا إله إلا الله وأني محمد رسول الله بعثني بالحق ويؤمن بالموت وبالبعث بعد الموت ويؤمن بالقدر.
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ حَدَّثَنَا النَّضْرُ بْنُ شُمَيْلٍ عَنْ شُعْبَةَ نَحْوَهُ إِلاَّ أَنَّهُ قَالَ رِبْعِىٌّ عَنْ رَجُلٍ عَنْ عَلِىٍّ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَبِى دَاوُدَ عَنْ شُعْبَةَ عِنْدِى أَصَحُّ مِنْ حَدِيثِ النَّضْرِ وَهَكَذَا رَوَى غَيْرُ وَاحِدٍ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ رِبْعِىٍّ عَنْ عَلِىٍّ . حَدَّثَنَا الْجَارُودُىُّ قَالَ سَمِعْتُ وَكِيعًا يَقُولُ بَلَغَنَا أَنَّ رِبْعِيًّا لَمْ يَكْذِبْ فِى الإِسْلاَمِ كِذْبَةً .
Tercemesi:
Bize Mahmûd b. Ğaylân, ona Ebu Davud, ona Şu'be, ona Mansûr, ona Rib'i b. Hirâş, ona da Ali, Hz. Peygamber (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Kul, dört şeye inanmadıkça iman etmiş sayılmaz: Allah'tan başka ilah olmadığına ve benim de Allah'ın hak ile gönderdiği rasulü Muhammed olduğuma şehadet eder, ölüme, ölümden sonra yeniden dirilişe ve kadere de iman eder.
Bize Mahmud b. Ğaylân, ona Nadr b. Şümeyl, ona da Şu'be, benzeri bir hadis rivayet etmiş ancak, senette Rib'i'nin bir adam vasıtasıyla Ali'den rivayette bulunduğunu zikretmiştir.
Ebu İsa şöyle demiştir: Ebu Davud'un Şu'be'den rivayet ettiği hadis, bana göre, Nadr'ın rivayet ettiği hadisten daha sahihtir. Aynı şekilde daha pek çok kişi, hadisi, Mansur'dan, o Rib'i'den, o da Ali'den rivayet etmiştir. Bize el-Cârûdî, ona da Vekî', kendisine bildirildiğine göre Rib'i'nin İslam hususunda yalan söylemediğini ifade etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Kader 10, 4/452
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Racül (Racül)
3. Ebu Meryem Rib'î b. Hiraş el-Absî (Rib'î b. Hiraş b. Cahş)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Hasan Nadr b. Şümeyl el-Mazinî (Nadr b. Şümeyl b. Hareşe)
7. Ebu Ahmed Mahmud b. Ğaylan el-Adevi (Mahmud b. Ğaylan)
Konular:
İman, Esasları
İman, Esasları, Allah'a İman
İman, Esasları, Allah'a ve Rasulüne iman
İman, Esasları, Kaza ve Kader
KTB, İMAN
KTB, KADER
Peygamberler, Peygamberlerin ayırıcı vasfı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12317, T002131
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ يُوسُفَ الأَزْرَقُ حَدَّثَنَا حُسَيْنٌ الْمُكْتِبُ عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ عَنْ طَاوُسٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ: « مَثَلُ الَّذِى يُعْطِى الْعَطِيَّةَ ثُمَّ يَرْجِعُ فِيهَا كَالْكَلْبِ أَكَلَ حَتَّى إِذَا شَبِعَ قَاءَ ثُمَّ عَادَ فَرَجَعَ فِى قَيْئِهِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى :وَفِى الْبَابِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو .
Tercemesi:
İbn Ömer (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Bir bağış yapıp ta sonra bağışından dönen kimse doyuncaya kadar yiyip sonra kusan ve sonra kustuğuna dönüp onu yiyen köpek gibidir.” Tirmizî: Bu konuda İbn Abbâs ve Abdullah b. Amr’dan da hadis rivâyet edilmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Velâ ve'l-hibe 7, 4/441
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
Konular:
Bağış, Hibe
Bize Muhammed b. Yahya el-Kutaî el-Basrî, ona Abdülaziz b. Rabîa el-Bünânî, ona A'meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre'nin dediğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Her doğan İslam milleti üzere doğar. Anne-babası onu Yahudi, Hıristiyan veya Müşrik yapar. Kendisine ' Ey Allah'ın rasulü! Yahudi, Hıristiyan ve Müşrik olmadan önce ölenler ne olacak?' diye soruldu. Rasulullah (sav) 'Onlar yaşamış olsalardı, onların ne yapacaklarını Allah en iyi bilendir' buyurdu."
[Bize Ebu Küreyb ve Hüseyin b. Hureys, onlara Vekî, ona Â'meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre Hz. Peygamber'den (sav)- bu hadisin mana olarak bir benzerini rivayet etmiş ve rivayetinde "Fıtrat üzere doğar" ifadesini kullanmıştır.]
[Ebu İsa (Tirmizî) der ki: Bu hadis hasen sahihtir. Yine bu hadisi Şu'be ve başkaları, onlara Â’meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre (ra), Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir. Bu konuda Esved b. Serî'den de hadis rivâyet edilmiştir.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12329, T002138
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى الْقُطَعِىُّ الْبَصْرِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ رَبِيعَةَ الْبُنَانِىُّ حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « كُلُّ مَوْلُودٍ يُولَدُ عَلَى الْمِلَّةِ فَأَبَوَاهُ يُهَوِّدَانِهِ أَوْ يُنَصِّرَانِهِ أَوْ يُشَرِّكَانِهِ » . قِيلَ يَا رَسُولَ اللَّهِ فَمَنْ هَلَكَ قَبْلَ ذَلِكَ؟ قَالَ « اللَّهُ أَعْلَمُ بِمَا كَانُوا عَامِلِينَ بِهِ » . حَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ وَالْحُسَيْنُ بْنُ حُرَيْثٍ قَالاَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَهُ بِمَعْنَاهُ وَقَالَ « يُولَدُ عَلَى الْفِطْرَةِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَقَدْ رَوَاهُ شُعْبَةُ وَغَيْرُهُ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . وَفِى الْبَابِ عَنِ الأَسْوَدِ بْنِ سَرِيعٍ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Yahya el-Kutaî el-Basrî, ona Abdülaziz b. Rabîa el-Bünânî, ona A'meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre'nin dediğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Her doğan İslam milleti üzere doğar. Anne-babası onu Yahudi, Hıristiyan veya Müşrik yapar. Kendisine ' Ey Allah'ın rasulü! Yahudi, Hıristiyan ve Müşrik olmadan önce ölenler ne olacak?' diye soruldu. Rasulullah (sav) 'Onlar yaşamış olsalardı, onların ne yapacaklarını Allah en iyi bilendir' buyurdu."
[Bize Ebu Küreyb ve Hüseyin b. Hureys, onlara Vekî, ona Â'meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre Hz. Peygamber'den (sav)- bu hadisin mana olarak bir benzerini rivayet etmiş ve rivayetinde "Fıtrat üzere doğar" ifadesini kullanmıştır.]
[Ebu İsa (Tirmizî) der ki: Bu hadis hasen sahihtir. Yine bu hadisi Şu'be ve başkaları, onlara Â’meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre (ra), Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir. Bu konuda Esved b. Serî'den de hadis rivâyet edilmiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Kader 5, 4/447
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Rabî'a Abdülaziz b. Rabî'a el-Bünânî (Abdülaziz b. Rabî'a)
5. Ebu Abdullah Muhammed b. Yahya b. Ebu Hazm (Muhammed b. Yahya b. Mihran)
Konular:
Din, Allah nezdinde makbul olan din İslam Dinidir
İman, Esasları, Kaza ve Kader
KTB, KADER
Yaratılış, fıtrat üzere doğmak
Açıklama: Hz. Zeyd'in (ra) bembeyaz tenli olması oğlu Üsame'nin (sav) ise siyahi olmasını bir kısım insanlar dillerine dolamıştı. Bu yüzden Rasulullah (sav), kaifin sözüne bu kadar sevindi.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12315, T002129
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم دَخَلَ عَلَيْهَا مَسْرُورًا تَبْرُقُ أَسَارِيرُ وَجْهِهِ فَقَالَ :« أَلَمْ تَرَىْ أَنَّ مُجَزِّزًا نَظَرَ آنِفًا إِلَى زَيْدِ بْنِ حَارِثَةَ وَأُسَامَةَ بْنِ زَيْدٍ فَقَالَ هَذِهِ الأَقْدَامُ بَعْضُهَا مِنْ بَعْضٍ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَقَدْ رَوَى ابْنُ عُيَيْنَةَ هَذَا الْحَدِيثَ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ وَزَادَ فِيهِ: « أَلَمْ تَرَىْ أَنَّ مُجَزِّزًا مَرَّ عَلَى زَيْدِ بْنِ حَارِثَةَ وَأُسَامَةَ بْنِ زَيْدٍ قَدْ غَطَّيَا رُءُوسَهُمَا وَبَدَتْ أَقْدَامُهُمَا فَقَالَ :إِنَّ هَذِهِ الأَقْدَامَ بَعْضُهَا مِنْ بَعْضٍ » . وَهَكَذَا حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ وَغَيْرُ وَاحِدٍ عَنْ سُفْيَانَ بْنِ عُيَيْنَةَ هَذَا الْحَدِيثَ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ . وَهَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَقَدِ احْتَجَّ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ بِهَذَا الْحَدِيثِ فِى إِقَامَةِ أَمْرِ الْقَافَةِ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said, ona Leys (b. Sa'd), ona (Muhammed) b. Şihab (ez-Zührî), ona da Urve (b. Zübeyr), Aişe’nin (r.anha) şöyle dediğini rivayet etti:
"Rasulullah (sav), yanı(ma) sevinçli olarak girdi yüzü parıl parıl parlamaktaydı ve şöyle buyurdu:
"Bildin mi (yâni bilmiş ol ki)? Mücezziz az önce Zeyd b. Harîse ile Üsâme b. Zeyd’in ayaklarına bakarak bu ayaklar birbirlerindendir, (yani bunlar baba oğuldur) dedi." Ebu İsa (Tirmizî): Bu hadis hasen sahihtir.
Süfyan b. Uyeyne, ona İbn Şihab Zührî, ona da Urve, Aişe’nin şu ilave ile rivâyet etti: “Haberin yok mu? Mücezziz,başlarını örtmüş ayakları açıkta kalmış halde Hârise’nin oğlu Zeyd ile, Zeyd’in oğlu Üsâme'nin yanından geçerken, onların ayaklarını görünce; bu ayaklar birbirindendir” dedi.
Saîd b. Abdurrahman ve birçok kimse bu hadisi Süfyan b. Uyeyne, ona Zührî, ona Urve, ona da Aişe (senediyle) rivayet etmişlerdir. Bu hadis hasen sahihtir.Bazı alimler, şekil bilgisi bilen kimselerin kararlarına itibar edileceğine dair bu hadisi delil getirirler.
Açıklama:
Hz. Zeyd'in (ra) bembeyaz tenli olması oğlu Üsame'nin (sav) ise siyahi olmasını bir kısım insanlar dillerine dolamıştı. Bu yüzden Rasulullah (sav), kaifin sözüne bu kadar sevindi.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Velâ ve'l-hibe 5, 4/440
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Bilgi, ilim, ilimde tecrübenin önemi
Çocuk, nesebinin tayini
Hz. Peygamber döneminde bilgi (nesep, arrafe, kıyafe, şiir, vb.)
Hz. peygamber, Tecrübî bilgiyi kullanması
Nesep, nesebin önemi
حَدَّثَنَا هَنَّادٌ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ إِبْرَاهِيمَ التَّيْمِىِّ عَنْ أَبِيهِ قَالَ: خَطَبَنَا عَلِىٌّ فَقَالَ مَنْ زَعَمَ أَنَّ عِنْدَنَا شَيْئًا نَقْرَؤُهُ إِلاَّ كِتَابَ اللَّهِ وَهَذِهِ الصَّحِيفَةَ صَحِيفَةٌ فِيهَا أَسْنَانُ الإِبِلِ وَأَشْيَاءُ مِنَ الْجِرَاحَاتِ فَقَدْ كَذَبَ وَقَالَ فِيهَا: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم : « الْمَدِينَةُ حَرَامٌ مَا بَيْنَ عَيْرٍ إِلَى ثَوْرٍ فَمَنْ أَحْدَثَ فِيهَا حَدَثًا أَوْ آوَى مُحْدِثًا فَعَلَيْهِ لَعْنَةُ اللَّهِ وَالْمَلاَئِكَةِ وَالنَّاسِ أَجْمَعِينَ لاَ يَقْبَلُ اللَّهُ مِنْهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ صَرْفًا وَلاَ عَدْلاً وَمَنِ ادَّعَى إِلَى غَيْرِ أَبِيهِ أَوْ تَوَلَّى غَيْرَ مَوَالِيهِ فَعَلَيْهِ لَعْنَةُ اللَّهِ وَالْمَلاَئِكَةِ وَالنَّاسِ أَجْمَعِينَ لاَ يُقْبَلُ مِنْهُ صَرْفٌ وَلاَ عَدْلٌ وَذِمَّةُ الْمُسْلِمِينَ وَاحِدَةٌ يَسْعَى بِهَا أَدْنَاهُمْ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: وَرَوَى بَعْضُهُمْ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ إِبْرَاهِيمَ التَّيْمِىِّ عَنِ الْحَارِثِ بْنِ سُوَيْدٍ عَنْ عَلِىٍّ نَحْوَهُ .قال ابوعيسى:هذا حديث حسن صحيح وقد روى من غير وجه عن علي عن النبي صلى الله عليه وسلم.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12312, T002127
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادٌ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ إِبْرَاهِيمَ التَّيْمِىِّ عَنْ أَبِيهِ قَالَ: خَطَبَنَا عَلِىٌّ فَقَالَ مَنْ زَعَمَ أَنَّ عِنْدَنَا شَيْئًا نَقْرَؤُهُ إِلاَّ كِتَابَ اللَّهِ وَهَذِهِ الصَّحِيفَةَ صَحِيفَةٌ فِيهَا أَسْنَانُ الإِبِلِ وَأَشْيَاءُ مِنَ الْجِرَاحَاتِ فَقَدْ كَذَبَ وَقَالَ فِيهَا: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم : « الْمَدِينَةُ حَرَامٌ مَا بَيْنَ عَيْرٍ إِلَى ثَوْرٍ فَمَنْ أَحْدَثَ فِيهَا حَدَثًا أَوْ آوَى مُحْدِثًا فَعَلَيْهِ لَعْنَةُ اللَّهِ وَالْمَلاَئِكَةِ وَالنَّاسِ أَجْمَعِينَ لاَ يَقْبَلُ اللَّهُ مِنْهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ صَرْفًا وَلاَ عَدْلاً وَمَنِ ادَّعَى إِلَى غَيْرِ أَبِيهِ أَوْ تَوَلَّى غَيْرَ مَوَالِيهِ فَعَلَيْهِ لَعْنَةُ اللَّهِ وَالْمَلاَئِكَةِ وَالنَّاسِ أَجْمَعِينَ لاَ يُقْبَلُ مِنْهُ صَرْفٌ وَلاَ عَدْلٌ وَذِمَّةُ الْمُسْلِمِينَ وَاحِدَةٌ يَسْعَى بِهَا أَدْنَاهُمْ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: وَرَوَى بَعْضُهُمْ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ إِبْرَاهِيمَ التَّيْمِىِّ عَنِ الْحَارِثِ بْنِ سُوَيْدٍ عَنْ عَلِىٍّ نَحْوَهُ .قال ابوعيسى:هذا حديث حسن صحيح وقد روى من غير وجه عن علي عن النبي صلى الله عليه وسلم.
Tercemesi:
İbrahim et Teymî (r.a.)’ın babasından rivâyete göre, şöyle demiştir: Ali (r.a.) bize birgün hutbe vererek şöyle dedi: Yanımızda Allah’ın kitabından ve içinde deve yaşlarından ve birtakım yaralamalara ait hükümleri içeren şu sahifeden başka biz ehli beyt’e mahsus okuduğumuz bir belge olduğunu iddia edenler muhakkak ki yalancıdırlar, diyerek hutbesini şöyle devam ettirdi: Medîne Ayr dağı ile Sevr dağı arasına kadar Harem sayılır; Kim burada bir bidat ortaya çıkarır veya bir bidata kucak açarsa Allah’ın, Meleklerin ve tüm insanların laneti onun üzerinedir. Kıyamet gününde Allah o kimsenin ne tevbesini ne de fidyesini veya o kimsenin farz ve nafile ibadetlerini kabul etmeyecektir. Kim babasından başkasına babası olduğunu iddia eder veya bir köle efendisinden başka birini kendi efendisi kabul ederse Allah’ın, meleklerin ve tüm insanların laneti bu kimseler üzerine olup Allah bu kimselerin de ne farz nede nafilelerini kabul etmeyecek veya bunlardan tevbe ve fidye de kabul edilmeyecektir. Müslümanların zimmeti yani taahhüt edip koruması altına aldığı konudaki garantisi birdir. En aşağı durumda olanları dahi aynı durumdadır.” Tirmizî: Bazıları A’meş’den, İbrahim et Teymî’den, Harîs b. Süveyd’den ve Ali’den bu hadisin bir benzerini bize aktarmışlardır. Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Değişik şekillerde yine Ali’den rivâyet edilmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Velâ ve'l-hibe 3, 4/438
Senetler:
()
Konular:
Bid'at, sonradan dini bir uygulama olarak uydurulan şeyler
Ehl-i Beyt, Hz. Ali
NESEB BİLGİSİ
Yargı, diyet
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12314, T002128
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الْجَبَّارِ بْنُ الْعَلاَءِ بْنِ عَبْدِ الْجَبَّارِ الْعَطَّارُ وَسَعِيدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْمَخْزُومِىُّ قَالاَ: حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ: جَاءَ رَجُلٌ مِنْ بَنِى فَزَارَةَ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ امْرَأَتِى وَلَدَتْ غُلاَمًا أَسْوَدَ . فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم: « هَلْ لَكَ مِنْ إِبِلٍ؟ » . قَالَ نَعَمْ . قَالَ: « فَمَا أَلْوَانُهَا » . قَالَ: حُمْرٌ . قَالَ: « فَهَلْ فِيهَا أَوْرَقُ ؟ » . قَالَ : نَعَمْ إِنَّ فِيهَا لَوُرْقًا . قَالَ « أَنَّى أَتَاهَا ذَلِكَ؟ » . قَالَ: لَعَلَّ عِرْقًا نَزَعَهَا . قَالَ: « فَهَذَا لَعَلَّ عِرْقًا نَزَعَهُ » . قَالَ أَبُو عِيسَى كهَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Fezare kabilesinden bir adam Rasûlullah (s.a.v.)’e gelerek şöyle dedi: “Ey Allah’ın Rasûlü! Karım kendisi beyaz renkli olmasına rağmen siyah bir çocuk doğurdu nedendir bu?” Rasûlullah (s.a.v.), O adama “Develerin var mı?” dedi. Adam: “Evet” dedi. “Renkleri nasıldır” dedi. Adam “kızıl” dedi. Peygamber (s.a.v.): “İçersinde boz develer var mı?” dedi. Adam “Evet içinde boz develer var” dedi. Peygamber (s.a.v.): “Bu boz renk onlara nereden geldi?” Buyurdu. Adam: “Belki onlara çeken bir damar vardır” dedi. Peygamber (s.a.v.): “İşte bu siyah renkli oğlunda da siyaha çeken bir damar vardır” buyurdular. Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Velâ ve'l-hibe 4, 4/439
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
Konular:
Hz. Peygamber, öğreticiliği