4875 Kayıt Bulundu.
Bize Ali b. Hucr ve Hennad, onlara İsmail b. Ayyaş, ona da Şurahbil b. Müslim el-Havlanî, ona da Ebu Ümame el-Bahilî şöyle demiştir: "Rasulullah’tan (sav) işittim veda haccındaki hutbesinde 'Allah her hak sahibine hakkını vermiştir, dolayısıyla miras alana vasiyet yoktur. Çocuğun (nesebi) yatağın sahibi olan erkeğe aittir. Zina eden için (çocuğun nesebini almaktan) mahrumiyet vardır. Onların (zina edenlerin ve günahkarların) hesabı Allah’a aittir. Her kim, babasından başka birinin babası olduğunu iddia ederse ya da bir köle, sahibinin dışında başka birisinin efendisi olduğunu ileri sürerse Allah’ın lâneti kıyamete kadar onun üzerine olsun. Kadın kocasının evinde ancak kocasının izniyle harcamada bulunabilir' buyurdu. Bu sırada Hz. Peygamber'e (sav) 'ey Allah’ın Rasulü! Yemek de mi veremez?' diye soruldu. Hz. Peygamber (sav) 'O bizim en değerli malımızdır (veremez)' cevabını verdi, sonra da 'ödünç alınan şey geri ödenir, gelirini alıp iade etmek üzere alınan tarla, hayvan ve ağaç (minha) geri verilir, borç ödenir, kefil borçludur' buyurdu." [Tirmizî der ki: Bu konuda Amr b. Harice ve Enes’den de hadis rivayet edilmiştir. Bu hadis hasen-sahihtir. Aynı hadis, Ebu Ümame vasıtası ile Nebi’den (sav) bundan başka yollarla da rivayet edilmiştir. İsmail b. Ayyaş’ın, Iraklılardan ve Hicazlılardan tek başına rivayeti sadece i’tibâr için alınır. Çünkü onlardan münker hadisler rivayet etmiştir. Şamlılardan rivayeti ise daha sağlamdır. Muhammed b. İsmail böyle söylemiştir. Tirmizî der ki: Ahmed b. Hasan’ın, Ahmed b. Hanbel’den şöyle naklettiğini işittim: İsmail b. Ayyaş’ın rivayeti, Bakıyye'den daha iyidir. Bakıyye’nin güvenilir kimselerden rivayet ettiği münker hadisler vardır. Abdullah b. Abdurrahman’ın Zekeriyya b. Adiyy’den nakline göre Ebu İshak el-Fezarî ise şöyle demiştir: Bakiyye’nin güvenilen kişilerden yaptığı rivayetleri alın. İsmail b. Ayyaş’ın ise gerek güvenilir gerekse başka kimselerden yaptığı rivayetleri almayın.]
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: الْعَارِيَةُ مُؤَدَّاةٌ وَالزَّعِيمُ غَارِمٌ Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: الْوَلَدُ لِلْفِرَاشِ ، وَلِلْعَاهِرِ الْحَجَرُ
Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyân, ona Eyyûb, ona Nâfi, ona da İbn Ömer'in (r.anhuma) rivayet ettiğine göre, Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Vasiyet edebilecek kadar malı bulunan bir kimsenin vasiyeti yanında yazılı bulunmaksızın iki gece bile geçirmesi caiz olmaz." Ebu İsa (Tirmizî) der ki: İbn Ömer hadisi hasen-sahihtir. Yine bu hadis, Zührî, ona Sâlim, ona da İbn Ömer yoluyla benzer şekilde Hz. Peygamber'den (sav) rivayet edilmiştir.
Bize Kuteybe, ona Ebu Avâne, ona Katâde, ona Şehr b. Havşeb, ona Abdurrahman b. Ğanem, ona da Amr b. Hârice şöyle rivâyet etmiştir: Peygamber (sav), devesinin üzerinde hutbe veriyordu, ben de devenin boynunun altında idim. Deve geviş getirip yutarken salyası iki omuzumun arasına akmakta idi. Bu sırada Hz. Peygamber'i (sav) işittim, şöyle buyuruyordu: "Allah her hak sahibine hakkını vermiştir. Dolayısıyla miras alacak olana vasiyet yoktur. Çocuk, yatağın sahibi olan erkeğe aittir. Zina edene ise recim vardır. Her kim, kendi öz babasından ve efendisinden bağlarını koparmak üzere, babasından başkasına 'babam budur' diye intisap ederse veya köle olan kimse kendi sahibinin dışındaki kimsenin efendisi olduğunu iddia ederse, Allah’ın laneti onun üzerine olur. Allah bu tür kimselerin ne tevbesini kabul eder ne de günahtan kurtulmak için vereceği fidyeyi." [Tirmizî'nin Ahmed b. Hasan’dan rivayet ettiğine göre Ahmed b. Hanbel “Şehr b. Havşeb’in hadislerine aldırmam” demiştir. Tirmizî der ki: Muhammed b. İsmail’e Şehr b. Havşeb hakkında sordum, “güvenilir kimsedir, İbn Avn onun hakkında ileri geri konuşmuş, ama sonra Hilâl b. Ebu Zeyneb ve Şehr b. Havşeb’den rivâyette bulunmuştur” dedi. Tirmizî der ki: Bu hadis hasen sahihtir.]
Bize Ali b. Hucr ve Hennad, onlara İsmail b. Ayyaş, ona da Şurahbil b. Müslim el-Havlanî, ona da Ebu Ümame el-Bahilî şöyle demiştir: "Rasulullah’tan (sav) işittim veda haccındaki hutbesinde 'Allah her hak sahibine hakkını vermiştir, dolayısıyla miras alana vasiyet yoktur. Çocuğun (nesebi) yatağın sahibi olan erkeğe aittir. Zina eden için (çocuğun nesebini almaktan) mahrumiyet vardır. Onların (zina edenlerin ve günahkarların) hesabı Allah’a aittir. Her kim, babasından başka birinin babası olduğunu iddia ederse ya da bir köle, sahibinin dışında başka birisinin efendisi olduğunu ileri sürerse Allah’ın lâneti kıyamete kadar onun üzerine olsun. Kadın kocasının evinde ancak kocasının izniyle harcamada bulunabilir' buyurdu. Bu sırada Hz. Peygamber'e (sav) 'ey Allah’ın Rasulü! Yemek de mi veremez?' diye soruldu. Hz. Peygamber (sav) 'O bizim en değerli malımızdır (veremez)' cevabını verdi, sonra da 'ödünç alınan şey geri ödenir, gelirini alıp iade etmek üzere alınan tarla, hayvan ve ağaç (minha) geri verilir, borç ödenir, kefil borçludur' buyurdu." [Tirmizî der ki: Bu konuda Amr b. Harice ve Enes’den de hadis rivayet edilmiştir. Bu hadis hasen-sahihtir. Aynı hadis, Ebu Ümame vasıtası ile Nebi’den (sav) bundan başka yollarla da rivayet edilmiştir. İsmail b. Ayyaş’ın, Iraklılardan ve Hicazlılardan tek başına rivayeti sadece i’tibâr için alınır. Çünkü onlardan münker hadisler rivayet etmiştir. Şamlılardan rivayeti ise daha sağlamdır. Muhammed b. İsmail böyle söylemiştir. Tirmizî der ki: Ahmed b. Hasan’ın, Ahmed b. Hanbel’den şöyle naklettiğini işittim: İsmail b. Ayyaş’ın rivayeti, Bakıyye'den daha iyidir. Bakıyye’nin güvenilir kimselerden rivayet ettiği münker hadisler vardır. Abdullah b. Abdurrahman’ın Zekeriyya b. Adiyy’den nakline göre Ebu İshak el-Fezarî ise şöyle demiştir: Bakiyye’nin güvenilen kişilerden yaptığı rivayetleri alın. İsmail b. Ayyaş’ın ise gerek güvenilir gerekse başka kimselerden yaptığı rivayetleri almayın.]