Bize Mahmud İbn Ğaylan, ona Ebu Davud, ona Şu’be, Ona A’meş, ona Ebû Sâlih, ona da Ebû Hureyre'nin (ra) rivâyet etiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Her kim bir demir parçasıyla intihar ederse, cehennem ateşi içerisinde sonsuza değin elindeki demiri karnına saplayıp durur. Her kim de bir zehirle kendisini öldürürse, cehennem ateşinin içerisinde sonsuza kadar elindeki zehiri yudumlayacaktır. Her kim de yüksek bir yerden kendisini atarak intihar ederse, o da cehennemde yuvarlanıp duracaktır."
[Muhammed b. Alâ; Vekî’ ve Ebû Muaviye A’meş’ten, o da Ebû Salih’ten, o da Ebû Hureyre aracılığıyla Şu’be’nin rivayet ettiği hadisin bir benzerini rivayet etmişlerdir.]
[Tirmizî, bu hadis sahihtir ve birinci hadisten daha sağlamdır, dedi.
Bu hadisi A’meş, Ebû Sâlih’den, o Ebû Hureyre’den o da Hz. Peygamberden bu şekliyle bir çok kişi rivayet etmiştir.]
[Muhmmed b. Aclân, o Saîd el Makbûrî’den, o Ebû Hureyre’den (ra) o da Hz. Peygamberden rivayet etmiştir: “Her kim zehir ile intihar etmişse Cehennem’de azap görecektir” Burada “sonsuza kadar / ebedi olarak” sözünü söylememiştir. Nitekim Ebû’z Zinâd, A’rec’den , o Ebû Hureyre’den, o da Hz. Peyamber’den (sav) hadisi bu şekliyle rivayet etmiştir. Bu daha doğrudur. Zira rivayetler, tevhit ehlinin Cehennemde azap edildikten sonra oradan çıkarılacaklarını beyan etmektedir. Orada ebedî olarak kalacaklarını zikretmezler.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11831, T002044
Hadis:
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ عَنْ شُعْبَةَ عَنِ الأَعْمَشِ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
" مَنْ قَتَلَ نَفْسَهُ بِحَدِيدَةٍ فَحَدِيدَتُهُ فِى يَدِهِ يَتَوَجَّأُ بِهَا فِى بَطْنِهِ فِى نَارِ جَهَنَّمَ خَالِدًا مُخَلَّدًا فِيهَا أَبَدًا وَمَنْ قَتَلَ نَفْسَهُ بِسُمٍّ فَسُمُّهُ فِى يَدِهِ يَتَحَسَّاهُ فِى نَارِ جَهَنَّمَ خَالِدًا مُخَلَّدًا فِيهَا أَبَدًا وَمَنْ تَرَدَّى مِنْ جَبَلٍ فَقَتَلَ نَفْسَهُ فَهُوَ يَتَرَدَّى فِى نَارِ جَهَنَّمَ خَالِدًا مُخَلَّدًا فِيهَا أَبَدًا ."
[ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ وَأَبُو مُعَاوِيَةَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَ حَدِيثِ شُعْبَةَ عَنِ الأَعْمَشِ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ صَحِيحٌ وَهُوَ أَصَحُّ مِنَ الْحَدِيثِ الأَوَّلِ . هَكَذَا رَوَى غَيْرُ وَاحِدٍ هَذَا الْحَدِيثَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . وَرَوَى مُحَمَّدُ بْنُ عَجْلاَنَ عَنْ سَعِيدٍ الْمَقْبُرِىِّ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ " مَنْ قَتَلَ نَفْسَهُ بِسُمٍّ عُذِّبَ فِى نَارِ جَهَنَّمَ " وَلَمْ يَذْكُرْ فِيهِ خَالِدًا مُخَلَّدًا فِيهَا أَبَدًا . وَهَكَذَا رَوَاهُ أَبُو الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَهَذَا أَصَحُّ لأَنَّ الرِّوَايَاتِ إِنَّمَا تَجِىءُ بِأَنَّ أَهْلَ التَّوْحِيدِ يُعَذَّبُونَ فِى النَّارِ ثُمَّ يُخْرَجُونَ مِنْهَا وَلَمْ يُذْكَرْ أَنَّهُمْ يُخَلَّدُونَ فِيهَا .]
Tercemesi:
Bize Mahmud İbn Ğaylan, ona Ebu Davud, ona Şu’be, Ona A’meş, ona Ebû Sâlih, ona da Ebû Hureyre'nin (ra) rivâyet etiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Her kim bir demir parçasıyla intihar ederse, cehennem ateşi içerisinde sonsuza değin elindeki demiri karnına saplayıp durur. Her kim de bir zehirle kendisini öldürürse, cehennem ateşinin içerisinde sonsuza kadar elindeki zehiri yudumlayacaktır. Her kim de yüksek bir yerden kendisini atarak intihar ederse, o da cehennemde yuvarlanıp duracaktır."
[Muhammed b. Alâ; Vekî’ ve Ebû Muaviye A’meş’ten, o da Ebû Salih’ten, o da Ebû Hureyre aracılığıyla Şu’be’nin rivayet ettiği hadisin bir benzerini rivayet etmişlerdir.]
[Tirmizî, bu hadis sahihtir ve birinci hadisten daha sağlamdır, dedi.
Bu hadisi A’meş, Ebû Sâlih’den, o Ebû Hureyre’den o da Hz. Peygamberden bu şekliyle bir çok kişi rivayet etmiştir.]
[Muhmmed b. Aclân, o Saîd el Makbûrî’den, o Ebû Hureyre’den (ra) o da Hz. Peygamberden rivayet etmiştir: “Her kim zehir ile intihar etmişse Cehennem’de azap görecektir” Burada “sonsuza kadar / ebedi olarak” sözünü söylememiştir. Nitekim Ebû’z Zinâd, A’rec’den , o Ebû Hureyre’den, o da Hz. Peyamber’den (sav) hadisi bu şekliyle rivayet etmiştir. Bu daha doğrudur. Zira rivayetler, tevhit ehlinin Cehennemde azap edildikten sonra oradan çıkarılacaklarını beyan etmektedir. Orada ebedî olarak kalacaklarını zikretmezler.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tıb 7, 4/386
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebû Dâvûd et-Tayâlîsî (Süleyman b. Davud b. Cârûd)
6. Ebu Ahmed Mahmud b. Ğaylan el-Adevi (Mahmud b. Ğaylan)
Konular:
Hadis, hadis tenkidine örnekler
intihar, akibeti, cezası
حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ إِسْحَاقَ الْهَمْدَانِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدَةُ بْنُ سُلَيْمَانَ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ " إِنَّ الْحُمَّى مِنْ فَيْحِ جَهَنَّمَ فَأَبْرِدُوهَا بِالْمَاءِ" . حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ إِسْحَاقَ حَدَّثَنَا عَبْدَةُ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ فَاطِمَةَ بِنْتِ الْمُنْذِرِ عَنْ أَسْمَاءَ بِنْتِ أَبِى بَكْرٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَهُ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَفِى حَدِيثِ أَسْمَاءَ كَلاَمٌ أَكْثَرُ مِنْ هَذَا وَكِلاَ الْحَدِيثَيْنِ صَحِيحٌ .
Bize Harun b. İshak el-Hemdanî, ona Abde b. Süleyman, ona Hişam b. Urve, ona babası, ona da Aişe'nin rivayet ettiğine göre Resulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Şüphesiz humma [sıtma veya ateş yükselmesi], cehennemin şiddetli hararetinden bir parçadır. Onu su ile soğutunuz."
Harun b. İshâk> Abde> Hişâm b. Urve>Fatıma bint Münzir>Esma bint Ebu Bekr tarikiyle Nebi'den (sav), bu hadisin benzeri rivayet edilmiştir.
Ebu İsa şöyle demiştir: Esma hadisi buradakinden daha uzundur. Her iki hadiste sahihtir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
285915, T002074-2
Hadis:
حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ إِسْحَاقَ الْهَمْدَانِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدَةُ بْنُ سُلَيْمَانَ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ " إِنَّ الْحُمَّى مِنْ فَيْحِ جَهَنَّمَ فَأَبْرِدُوهَا بِالْمَاءِ" . حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ إِسْحَاقَ حَدَّثَنَا عَبْدَةُ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ فَاطِمَةَ بِنْتِ الْمُنْذِرِ عَنْ أَسْمَاءَ بِنْتِ أَبِى بَكْرٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَهُ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَفِى حَدِيثِ أَسْمَاءَ كَلاَمٌ أَكْثَرُ مِنْ هَذَا وَكِلاَ الْحَدِيثَيْنِ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Harun b. İshak el-Hemdanî, ona Abde b. Süleyman, ona Hişam b. Urve, ona babası, ona da Aişe'nin rivayet ettiğine göre Resulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Şüphesiz humma [sıtma veya ateş yükselmesi], cehennemin şiddetli hararetinden bir parçadır. Onu su ile soğutunuz."
Harun b. İshâk> Abde> Hişâm b. Urve>Fatıma bint Münzir>Esma bint Ebu Bekr tarikiyle Nebi'den (sav), bu hadisin benzeri rivayet edilmiştir.
Ebu İsa şöyle demiştir: Esma hadisi buradakinden daha uzundur. Her iki hadiste sahihtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tıb 25, 4/404
Senetler:
1. Esma bt. Ebu Bekir el-Kuraşiyye (Esma bt. Ebu Bekir b. Ebu Kuhafe)
2. Fatıma bt. Münzir el-Esediyye (Fatıma bt. Münzir b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ebu Muhammed Abde b. Süleyman el-Kufî (Abdurrahman b. Süleyman b. Hacib b. Zürare)
5. Ebu Kasım Harun b. İshak el-Hemdanî (Harun b. İshak b. Muhammed)
Konular:
KTB, TIBB-I NEBEVİ
Sağlık, ve Tedavi (Tıbbu’n-Nebevi)
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12234, T002090
Hadis:
حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ الأُمَوِىُّ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَمْرٍو حَدَّثَنَا أَبُو سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ تَرَكَ مَالاً فَلأَهْلِهِ وَمَنْ تَرَكَ ضَيَاعًا فَإِلَىَّ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَفِى الْبَابِ عَنْ جَابِرٍ وَأَنَسٍ . وَقَدْ رَوَاهُ الزُّهْرِىُّ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَطْوَلَ مِنْ هَذَا وَأَتَمَّ . مَعْنَى ضَيَاعًا : ضَائِعًا لَيْسَ لَهُ شَىْءٌ فَأَنَا أَعُولُهُ وَأُنْفِقُ عَلَيْهِ .
Tercemesi:
Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Her kim mal bırakırsa o mal varislerindir. Kim de yoksul ve muhtaç kişiler bırakırsa o kişilerin bakımı bana aittir.” Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.Bu konuda Câbir ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir. ZührÎ bu hadisi Ebû Seleme’den, Ebû Hüreyre’den buradakinden daha uzun ve tam olarak rivâyet etmiştir.“Zayaan” kelimesinin manası hiçbir şeyi olmayan kimse demektir. Onun bakımını ben üstlenip geçimini ben sağlarım.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Ferâiz 1, 4/413
Senetler:
()
Konular:
Fakir, Yoksul, Fakir ve yoksullar
Yargı, miras Hukuku
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12238, T002091
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى بْنُ وَاصِلٍ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْقَاسِمِ الأَسَدِىُّ حَدَّثَنَا الْفَضْلُ بْنُ دَلْهَمٍ حَدَّثَنَا عَوْفٌ عَنْ شَهْرِ بْنِ حَوْشَبٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « تَعَلَّمُوا الْقُرْآنَ وَالْفَرَائِضَ وَعَلِّمُوا النَّاسَ فَإِنِّى مَقْبُوضٌ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ فِيهِ اضْطِرَابٌ . وَرَوَى أَبُو أُسَامَةَ هَذَا الْحَدِيثَ عَنْ عَوْفٍ عَنْ رَجُلٍ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ جَابِرٍ عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . حَدَّثَنَا بِذَلِكَ الْحُسَيْنُ بْنُ حُرَيْثٍ أَخْبَرَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ عَوْفٍ بِهَذَا بِمَعْنَاهُ . وَمُحَمَّدُ بْنُ الْقَاسِمِ الأَسَدِىُّ قَدْ ضَعَّفَهُ أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ وَغَيْرُهُ .
Tercemesi:
Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kur’ân’ı ve feraiz ilmini öğrenin ve insanlara da öğretin ben de mutlaka bir gün öleceğim.” Tirmizî: Bu hadisin senedinde karışıklık vardır. Ebû usame bu hadisi Avf’tan, bir adamdan, Süleyman b. Câbir’den ve İbn Mes’ûd’tan rivâyet etmiştir. Aynı şekilde Hüseyin b. Hureys; Ebû Usame’den ve Avf’tan mana olarak bu hadisin bir benzerini aktarmıştır. Muhammed b. Kâsım el Esediyyi: Ahmed b. Hanbel ve başka hadisçiler zayıf saymışlardır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Ferâiz 2, 4/413
Senetler:
()
Konular:
Kur'an, öğrenmek, öğretmek, okumak, okutmak
Yargı, miras Hukuku
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12240, T002092
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ حَدَّثَنِى زَكَرِيَّاءُ بْنُ عَدِىٍّ أَخْبَرَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عَمْرٍو عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ عَقِيلٍ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ جَاءَتِ امْرَأَةُ سَعْدِ بْنِ الرَّبِيعِ بِابْنَتَيْهَا مِنْ سَعْدٍ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ هَاتَانِ ابْنَتَا سَعْدِ بْنِ الرَّبِيعِ قُتِلَ أَبُوهُمَا مَعَكَ يَوْمَ أُحُدٍ شَهِيدًا وَإِنَّ عَمَّهُمَا أَخَذَ مَالَهُمَا فَلَمْ يَدَعْ لَهُمَا مَالاً وَلاَ تُنْكَحَانِ إِلاَّ وَلَهُمَا مَالٌ . قَالَ « يَقْضِى اللَّهُ فِى ذَلِكَ » . فَنَزَلَتْ آيَةُ الْمِيرَاثِ فَبَعَثَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَى عَمِّهِمَا فَقَالَ « أَعْطِ ابْنَتَىْ سَعْدٍ الثُّلُثَيْنِ وَأَعْطِ أُمَّهُمَا الثُّمُنَ وَمَا بَقِىَ فَهُوَ لَكَ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ صَحِيحٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ عَقِيلٍ وَقَدْ رَوَاهُ شَرِيكٌ أَيْضًا عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ عَقِيلٍ .
Tercemesi:
Câbir b. Abdullah (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Sa’d b. Rabî’in karısı Sa’d’tan olan iki kızıyla beraber Rasûlullah (s.a.v.)’e gelerek; Ey Allah’ın Rasûlü! Dedi. Bunlar Sa’d. b. Rabî’in kızlarıdır. Babaları Uhud da şehîd olmuştu. Bu kızların amcası malın tamamını aldı bunlara hiçbir mal bırakmadı. Malları olmadığı için bu çocuklar evlenemezler dedi. Rasûlullah (s.a.v.), bu konuda Allah hükmünü verecektir buyurdu ve sonunda miras ayeti nazil oldu. Rasûlullah (s.a.v.), kızların amcasına haber göndererek şöyle buyurdu: “İkisini Sa’d’ın iki kızına ver sekizde biri annelerinindir, geri kalan ise senindir.” Tirmizî: Bu hadis sahih olup sadece Abdullah b. Muhammed b. Ukayl’in rivâyetiyle bilmekteyiz. Bu hadisi aynı zamanda Şerik’te; Abdullah b. Muhammed b. Ukayl’dan rivâyet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Ferâiz 3, 4/414
Senetler:
()
Konular:
Yargı, miras Hukuku
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12242, T002093
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَرَفَةَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ عَنْ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ عَنْ أَبِى قَيْسٍ الأَوْدِىِّ عَنْ هُزَيْلِ بْنِ شُرَحْبِيلَ قَالَ جَاءَ رَجُلٌ إِلَى أَبِى مُوسَى وَسَلْمَانَ بْنِ رَبِيعَةَ فَسَأَلَهُمَا عَنْ الاِبْنَةِ وَابْنَةِ الاِبْنِ وَأُخْتٍ لأَبٍ وَأُمٍّ فَقَالاَ لِلاِبْنَةِ النِّصْفُ وَلِلأُخْتِ مِنَ الأَبِ وَالأُمِّ مَا بَقِىَ . وَقَالاَ لَهُ انْطَلِقْ إِلَى عَبْدِ اللَّهِ فَاسْأَلْهُ فَإِنَّهُ سَيُتَابِعُنَا . فَأَتَى عَبْدَ اللَّهِ فَذَكَرَ ذَلِكَ لَهُ وَأَخْبَرَهُ بِمَا قَالاَ قَالَ عَبْدُ اللَّهِ قَدْ ضَلَلْتُ إِذًا وَمَا أَنَا مِنَ الْمُهْتَدِينَ وَلَكِنْ أَقْضِى فِيهِمَا كَمَا قَضَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لِلاِبْنَةِ النِّصْفُ وَلاِبْنَةِ الاِبْنِ السُّدُسُ تَكْمِلَةَ الثُّلُثَيْنِ وَلِلأُخْتِ مَا بَقِىَ . قَالَ أَبُو عِيسَى : هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صحيح. وَأَبُو قَيْسٍ الأَوْدِىُّ اسْمُهُ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ ثَرْوَانَ الْكُوفِىُّ وَقَدْ رَوَاهُ شُعْبَةُ عَنْ أَبِى قَيْسٍ .
Tercemesi:
Huzeyl b. Şurahbil (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir adam Ebû Musa ve Süleyman b. Rabia’ya geldi ve Kızın, oğlun kızın ve ana baba bir kızkardeşin mirastaki hisselerini sorduğunda ikisi birden şöyle dediler: “Yarısı kızındır, geri kalanı ana baba bir olan kız kardeşindir.” Yinede sen, Abdullah’a git ona da sor onun söylediği de bizimkiyle uyuşacaktır dediler. Adam, Abdullah’a gelerek durumu anlattı ve o iki şahsın söylediklerini de ona anlattığında Abdullah dedi ki: “Onların söylediklerine uyacak olursam yanlış yapmış olurum ve doğru yoldan ayrılmış olurum dedi. Fakat bu konuda Rasûlullah (s.a.v.)’in verdiği hüküm gibi hüküm vereceğim: “Yarısı kızındır, oğlun kızına ise altıda bir düşer böylece üçte ikinin tamamlanması olarak oğlun kızınındır, geri kalan ise kızkardeşindir.” Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Ebû Kays el Evedî’nin ismi Abdurrahman b. Servan’dır ve Küfelidir. Şu’be bu hadisi Ebû Kays’den rivâyet ediyor.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Ferâiz 4, 4/415
Senetler:
()
Konular:
Yargı, miras Hukuku
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12246, T002096
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ سَعْدٍ أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ أَبِى قَيْسٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُنْكَدِرِ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ: جَاءَنِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَعُودُنِى وَأَنَا مَرِيضٌ فِى بَنِى سَلِمَةَ فَقُلْتُ: يَا نَبِىَّ اللَّهِ كَيْفَ أَقْسِمُ مَالِى بَيْنَ وَلَدِى؟ فَلَمْ يَرُدَّ عَلَىَّ شَيْئًا فَنَزَلَتْ ( يُوصِيكُمُ اللَّهُ فِى أَوْلاَدِكُمْ لِلذَّكَرِ مِثْلُ حَظِّ الأُنْثَيَيْنِ ) الآيَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى : هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَقَدْ رَوَاهُ شُعْبَةُ وَابْنُ عُيَيْنَةَ وَغَيْرُهُ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُنْكَدِرِ عَنْ جَابِرٍ .
Tercemesi:
Câbir b. Abdullah (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Seleme oğullarına ben hasta iken Rasûlullah (s.a.v.), beni ziyarete gelmişti. Ben de Ey Allah’ın Peygamberi dedim. Malımı çocuklarım arasında nasıl bölüştüreyim? Bana hiçbir cevap vermedi sonra Nisa sûresi 11. ayet nazil oldu: “Allah size çocuklarınızın alacağı miras hakkında şunu emreder: Erkek, iki kadının hissesine eşit bir miktar alacaktır, kadın mirascılar ikiden fazla iseler, onlara ana babanın geride bıraktıklarının üçte ikisi verilecektir. Kadın sadece bir tane ise, onun yarısını alacaktır. Ölenin anne ve babasına gelince, geride çocuk bırakması durumunda her birinin altıda bir hissesi vardır. Ama hiç çocuk bırakmamışsa ve anne babası da mirascısı ise, annesi üçte birini alacaktır, geri kalan ise babanın olacaktır. Eğer ölenin erkek ve kız kardeşleri varsa, o zaman annesine altıda bir verilecektir. Bütün bu paylaştırmalar, ölenin yaptığı vasiyyet ve borçların ödenip yerine getirilmesinden sonra olacaktır. Ana-babalarınıza ve çocuklarınıza gelince, hangisinin sizin bırakacağınız fayda ve imkanlara daha layık olduğunu bilemezsiniz. Bunlar Allah tarafından kararlaştırılmış paylardır. Şüphesiz Allah herşeyi bilen, yaptığını yerli yerince yapandır.” Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Şu’be, İbn Uyeyne ve başkaları bu hadisi Muhammed b. Münkedir’den ve Câbir’den rivâyet etmişlerdir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Ferâiz 6, 4/417
Senetler:
()
Konular:
Yargı, miras Hukuku
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12247, T002097
Hadis:
حَدَّثَنَا الْفَضْلُ بْنُ الصَّبَّاحِ الْبَغْدَادِىُّ أَخْبَرَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُنْكَدِرِ سَمِعَ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ يَقُولُ مَرِضْتُ فَأَتَانِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَعُودُنِى فَوَجَدَنِى قَدْ أُغْمِىَ عَلَىَّ فَأَتَى وَمَعَهُ أَبُو بَكْرٍ وَعُمَرُ وَهُمَا مَاشِيَانِ فَتَوَضَّأَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَصَبَّ عَلَىَّ مِنْ وَضُوئِهِ فَأَفَقْتُ فَقُلْتُ : يَا رَسُولَ اللَّهِ كَيْفَ أَقْضِى فِى مَالِى أَوْ كَيْفَ أَصْنَعُ فِى مَالِى؟ فَلَمْ يُجِبْنِى شَيْئًا وَكَانَ لَهُ تِسْعُ أَخَوَاتٍ حَتَّى نَزَلَتْ آيَةُ الْمِيرَاثِ ( يَسْتَفْتُونَكَ قُلِ اللَّهُ يُفْتِيكُمْ فِى الْكَلاَلَةِ ) الآيَةَ . قَالَ جَابِرٌ فِىَّ نَزَلَتْ . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Câbir b. Abdullah (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle diyor: “Hastalandım Rasûlullah (s.a.v.), beni ziyarete geldiğinde beni baygın durumda buldu. Sonra beraberinde Ebû Bekir ve Ömer olduğu halde bana yaya olarak geldiler. Rasûlullah (s.a.v.) abdest aldı abdest suyundan bana bir miktar döktü, hemen ayırdım. Sonra Ey Allah’ın Rasûlü! Dedim. Malım konusunda ne karar vereyim veya malımı ne yapmalıyım? Bana hiçbir cevap vermedi. O anda Câbir’in dokuz kızkardeşi vardı. Nihayet Nisa sûresi 176. ayeti indi: “Onlar senden cevap isterler. De ki: Allah size babasız ve çocuksuz kişinin mirası hakkındaki hükmünü şöyle açıklıyor: Ölen kişinin çocuğu yok bir kız kardeşi varsa, bıraktığı malın yarısı o kız kardeşinindir. Ama ölen kız kardeşinin çocuğu yoksa kendisi, yani erkek kardeşi ona mirasçı olur. Eğer kız kardeşi iki ise, geride bıraktıklarının üçte ikisi onlarındır. Ama mirasçılar erkek veya kız kardeşler olarak çok iseler, bu durumda erkek için kadının iki payı vardır. Allah şaşırıp sapmayasınız diye size her konuda hükmünü açıklıyor. Allah herşeyi bilendir.” Câbir diyor ki: Bu ayet benim hakkımda nazil oldu.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Ferâiz 7, 4/417
Senetler:
()
Konular:
Yargı, miras Hukuku