Bize Cafer b. Avn (b. Cafer b. Amr b. Hurets b. Osman b. Amr b. Abdullah b. Ömer b. Mahzun), ona Hişam b. Urve (b. Zübyer b. Avvam), ona babası (Urve b. Zübyer b. Avvam b. Huveylid b. Esed), ona Ebu Müravih (Sa'd), ona da Ebu Zer (el-Ğıfarî)'nin rivayet ettiğine göre bir adam Rasulullah'a (sav) "Amellerin en faziletlisi hangisidir?" diye sormuş, Rasulullah (sav) da "Allah'a iman etmek ve Allah yolunda cihad etmek." buyurmuştur.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
46367, DM002780
Hadis:
أَخْبَرَنَا جَعْفَرُ بْنُ عَوْنٍ حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى الْمُرَاوِحِ عَنْ أَبِى ذَرٍّ قَالَ : سَأَلَ رَجُلٌ النَّبِىَّ -صلى الله عليه وسلم- فَقَالَ : أَىُّ الأَعْمَالِ أَفْضَلُ ، قَالَ : « إِيمَانٌ بِاللَّهِ وَجِهَادٌ فِى سَبِيلِ اللَّهِ ».
Tercemesi:
Bize Cafer b. Avn (b. Cafer b. Amr b. Hurets b. Osman b. Amr b. Abdullah b. Ömer b. Mahzun), ona Hişam b. Urve (b. Zübyer b. Avvam), ona babası (Urve b. Zübyer b. Avvam b. Huveylid b. Esed), ona Ebu Müravih (Sa'd), ona da Ebu Zer (el-Ğıfarî)'nin rivayet ettiğine göre bir adam Rasulullah'a (sav) "Amellerin en faziletlisi hangisidir?" diye sormuş, Rasulullah (sav) da "Allah'a iman etmek ve Allah yolunda cihad etmek." buyurmuştur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Rikâk 2780, 3/1800
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Ebu Muravih Sa'd el-Ğıfarî (Sa'd)
3. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
4. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
5. Ebu Avn Cafer b. Avn el-Kuraşî (Cafer b. Avn b. Cafer b. Amr b. Hurets b. Osman b. Amr b. Abdullah b. Ömer b. Mahzûm)
Konular:
Amel, faziletlileri
Cihad, Allah yolunda tozlanmak, çalışıp çabalamak
İman, Esasları, Allah'a ve Rasulüne iman
KTB, İMAN
Bize Yezîd b. Harun, ona Şu'be, ona Katâde, ona da Enes, Rasûlullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu haber verdi:
"Sizden biri, kendisi için sevdiğini kardeşi için de sevmedikçe iman etmiş olmaz"
Öneri Formu
Hadis Id, No:
46369, DM002782
Hadis:
أَخْبَرَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أنبأنا شُعْبَةُ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :
" لاَ يُؤْمِنُ أَحَدُكُمْ حَتَّى يُحِبَّ لأَخِيهِ مَا يُحِبُّ لِنَفْسِهِ ".
Tercemesi:
Bize Yezîd b. Harun, ona Şu'be, ona Katâde, ona da Enes, Rasûlullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu haber verdi:
"Sizden biri, kendisi için sevdiğini kardeşi için de sevmedikçe iman etmiş olmaz"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Rikâk 29, 3/1801
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
3. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
4. Ebu Halid Yezid b. Harun el-Vasitî (Yezid b. Harun b. Zâzî b. Sabit)
Konular:
İman, imanın amelle ilişkisi
İman, İmanın kemali
Müslüman, kendisi için istediğini kardeşi için de istemesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
46380, DM002793
Hadis:
حَدَّثَنَا زَكَرِيَّا بْنُ عَدِىٍّ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عَمْرٍو الرَّقِّىُّ عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ عُمَيْرٍ عَنْ وَرَّادٍ مَوْلَى الْمُغِيرَةِ عَنِ الْمُغِيرَةِ قَالَ : نَهَى رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- عَنْ وَأْدِ الْبَنَاتِ ، وَعُقُوقِ الأُمَّهَاتِ ، وَعَنْ مَنْعٍ وَهَاتِ ، وَعَنْ قِيلَ وَقَالَ ، وَكَثْرَةِ السُّؤَالِ ، وَإِضَاعَةِ الْمَالِ.
Tercemesi:
Bize Zekeriya b. Adî, ona Ubeydullah b. Amr er-Rakkî, ona Abdülmelik b. Umeyr, ona Mugîre'nin azatlısı Verrâd rivayet ettiğine Mugîre şöyle demiştir: Rasulullah (sav) kız çocuklarını diri diri gömmekten, anneye itaatsizlikten, hep alıp hiç vermemekten, dedikodudan, çok soru sorulmasından ve savurganlıktan men etmiştir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Rikâk 38, 3/1810
Senetler:
1. Ebu Abdullah Muğîra b. Şube es-Sekafî (Mugîra b. Şube b. Ebu Amir b. Mesud b. Muattib)
2. Ebu Said Verrâd es-Sekafi (Verrâd)
3. Abdülmelik b. Umeyr el-Lahmî (Abdülmelik b. Umeyr b. Süveyd)
4. Ebu Vehb Ubeydullah b. Amr el-Esedi (Ubeydullah b. Amr b. Ebu Velid)
5. Ebu Yahya Zekeriyya b. Adî et-Teymî (Zekeriyya b. Adî b. Rüzeyk b. İsmail)
Konular:
Adab, soru sorma adabı
Allah İnancı, Allah'ın sevdiği / buğz ettiği insan
Cahiliye, çocukların diri diri gömülmesi
Gıybet, gıybet etmek, dedi kodu yapmak
İsraf, İsraf etmek
İsyan, anne-babaya isyan, saygısızlık
Koğuculuk, koğuculuk yapmak
KTB, ADAB
Tecessüs, gizli halin araştırılması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
46993, DM002851
Hadis:
حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ عَوْنٍ أنبأنا خَالِدٌ عَنْ دَاوُدَ عَنِ الشَّعْبِىِّ عَنْ مَسْرُوقٍ قَالَ قُلْتُ لِعَائِشَةَ : يَا أُمَّ الْمُؤْمِنِينَ أَرَأَيْتِ قَوْلَ اللَّهِ تَعَالَى {يَوْمَ تُبَدَّلُ الأَرْضُ غَيْرَ الأَرْضِ وَالسَّمَوَاتُ وَبَرَزُوا لِلَّهِ الْوَاحِدِ الْقَهَّارِ} أَيْنَ النَّاسُ يَوْمَئْذٍ؟ قَالَتْ : سَأَلْتُ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- عَنْ ذَلِكَ فَقَالَ :« عَلَى الصِّرَاطِ ».
Tercemesi:
Bize Amr b. Avn, ona Halid, ona Davud, ona eş-Şa'bî, ona da Mesrûk şöyle rivâyet etti: Ben Hz. Âişe'ye;
"- Ey mü'minlerin Annesi! Yüce Allah'ın, ‘Bir gün gelecek yer başka yere, gökler de başka göklere dönüştürülecek. İnsanlar da, gücüne karşı konulamayan tek olan Allah’ın huzuruna çıkacaklar’ (İbrahim, 14/48) meâlindeki âyeti hakkında ne dersin? İnsanlar o gün nerede olacaklar?" diye sordum. Şöyle cevap verdi:
“- Ben bunu Rasûlullah'a (sav.) sormuştum, O da; ‘O zaman insanlar Sırat üzerinde olacaklar.’ buyurmuştu.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Rikâk 88, 3/1852
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Aişe Mesruk b. Ecda' (Mesruk b. Ecda' b. Malik b. Ümeyye b. Abdullah)
3. Ebu Amr Amir eş-Şa'bî (Amir b. Şerahil b. Abdin)
4. Ebu Bekir Davud b. Ebu Hind el-Kuşeyrî (Davud b. Dinar b. Azafir)
5. Halid b. Abdullah et-Tahhan (Halid b. Abdullah b. Abdurrahman)
6. Ebu Osman Amr b. Avn es-Sülemî (Amr b. Avn b. Evs b. Ca'd)
Konular:
İman, Ahirete, Sırat köprüsü
KTB, İMAN
Öneri Formu
Hadis Id, No:
46997, DM002855
Hadis:
أَخْبَرَنَا النَّضْرُ بْنُ شُمَيْلٍ قَالَ أَخْبَرَنَا بَهْزُ بْنُ حَكِيمٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- يَقُولُ : « كَانَ عَبْدٌ مِنْ عِبَادِ اللَّهِ وَكَانَ لاَ يَدِينُ لِلَّهِ دِيناً ، وَإِنَّهُ لَبِثَ حَتَّى ذَهَبَ مِنْهُ عُمُرٌ وَبَقِىَ عُمُرٌ فَعَلِمَ أَنَّهُ لَمْ يَبْتَئِرْ عِنْدَ اللَّهِ خَيْراً ، فَدَعَا بَنِيهِ فَقَالَ : أَىُّ أَبٍ تَعْلَمُونِى؟ قَالُوا : خَيْرُهُ يَا أَبَانَا. قَالَ : فَإِنِّى لاَ أَدَعُ عِنْدَ أَحَدٍ مِنْكُمْ مَالاً هُوَ مِنِّى إِلاَّ أَخَذْتُهُ أَوْ لَتَفْعَلُنَّ مَا آمُرُكُمْ. قَالَ : فَأَخَذَ مِنْهُمْ مِيثَاقاً وَرَبِّى قَالَ : أَمَّا أَنَا إِذَا مُتُّ فَخُذُونِى فَأَحْرِقُونِى بِالنَّارِ حَتَّى إِذَا كُنْتُ حُمَماً فَدُقُّونِى ثُمَّ اذْرُونِى فِى الرِّيحِ. قَالَ : فَفَعَلُوا ذَلِكَ بِهِ وَرَبِّ مُحَمَّدٍ حِينَ مَاتَ فَجِىءَ بِهِ أَحْسَنَ مَا كَانَ قَطُّ ، فَعُرِضَ عَلَى رَبِّهِ فَقَالَ : مَا حَمَلَكَ عَلَى النَّارِ؟ قَالَ : خَشْيَتُكَ يَا رَبِّ. قَالَ : إِنِّى أَسْمَعُكَ لَرَاهِباً قَالَ : فَتِيبَ عَلَيْهِ ». قَالَ أَبُو مُحَمَّدٍ : يَبْتَئِرُ يَدَّخِرُ.
Tercemesi:
Bize en-Nadr b. Şumeyl, ona Behz b. Hakîm, ona babası vasıtasıyla dedesi şöyle haber verdi: Ben Rasûlullah'ın (sav.) şöyle buyurduğunu işittim:
“(Bir zamanlar) Allah'ın kullarından biri vardı ve o Allah için hiçbir ibadet yapmazdı. Adam ömrünün bir kısmını geçirip geriye az bir kısmı kalınca anladı ki, Allah için hiçbir iyilik biriktirmemiş. Hemen çocuklarını çağırmış ve onlara;
"- Beni nasıl bir baba biliyorsunuz?" diye sormuştu. Onlar da; "- “- Ey babamız, seni babaların hayırlısı olarak biliyoruz” dediler. Adam onlara;
“- Öyleyse ben, ya size düşen miras malımı ondan mutlaka alacağım, ya da size emredeceğim şeyi mutlaka yapacaksınız!" dedi. Böylece adam onlardan söz almış ve Allah adına yemin ederek şöyle demişti:
“- İyi dinleyin. Öldüğüm zaman beni alıp ateşte yakın. Kömür haline geldiğimde beni kemiklerimi ufalayın, sonra da rüzgâra savurun!"
Muhammed'in Rabb'ine yemin olsun ki, adam ölünce çocukları, babalarının vasiyetini yerine getirdiler. Sonra adam, eskisindenn daha güzel hâle getirilip Rabb'inin huzuruna çıkarıldı. Cenâb-ı Hak ona;
"- Kendini ateşte yaktırmaya sevk eden sebep ne idi?” diye sormuş, adam da;
“- Senin korkun, ya Rabbi" karşılığını vermişti. Yüce Allah da;
“- Ben de senin, Allah korkusundan onları söylediğini anladım” buyurdu ve adamın tövbesini kabul etti.
Ebû Muhammed (ed-Dârimî) dedi ki: Metinde geçen "yebteiru” kelimesi, "biriktiriyor, saklıyor" demektir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Rikâk 92, 3/1855
Senetler:
1. Ebu Hakîm Muaviye b. Hayde el-Kuşeyri (Muaviye b. Hayde b. Muaviye b. Kuşayr b. Kab b. Rabi'a)
2. Hakim b. Muaviye el-Behzî (Hakim b. Muaviye b. Hayde b. Muaviye)
3. Ebu Abdulmelik Behz b. Hakim el-Kuşeyrî (Behz b. Hakim b. Muaviye b. Hayde b. Muaviye b. Kuşeyr b. Kab b. Amir)
4. Ebu Hasan Nadr b. Şümeyl el-Mazinî (Nadr b. Şümeyl b. Hareşe)
Konular:
Allah İnancı, kullarına karşı sevecen ve merhametlidir
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Allah İnancı, kullarını değerlendirme ölçüsü
İman, Esasları: Ahirete iman, diriliş, ba's
KTB, İMAN
KTB, TEVBE, İSTİĞFAR
Kulluk, Allah korkusu ve ondan dolayı ağlamak
Mizan/hesaplaşma, Ahirette Günahların silinmesi/affedilmesi
Bize Yezid b. Harun ve Hişam b. Kasım, onlara Şu'be, ona Katâde, ona da Enes, Hz. Peygamber'den rivayet etmiştir:
"Sizler için ben, ana - babasından, çocuğundan, hatta bütün insanlardan daha sevgili olmadığım sürece, gerçek manada iman etmiş olmazsınız."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
46370, DM002783
Hadis:
أَخْبَرَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ وَهَاشِمُ بْنُ الْقَاسِمِ قَالاَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسٍ عَنِ النَّبِىِّ -صلى الله عليه وسلم- قَالَ :
" لاَ يُؤْمِنُ أَحَدُكُمْ حَتَّى أَكُونَ أَحَبَّ إِلَيْهِ مِنْ وَالِدِهِ وَوَلَدِهِ وَالنَّاسِ أَجْمَعِينَ ".
Tercemesi:
Bize Yezid b. Harun ve Hişam b. Kasım, onlara Şu'be, ona Katâde, ona da Enes, Hz. Peygamber'den rivayet etmiştir:
"Sizler için ben, ana - babasından, çocuğundan, hatta bütün insanlardan daha sevgili olmadığım sürece, gerçek manada iman etmiş olmazsınız."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Rikâk 29, 3/1801
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
3. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
4. Ebu Nadr Haşim b. Kasım el-Leysi (Haşim b. Kasım b. Müslim)
Konular:
Hz. Peygamber, müminler için en sevgili olması
Müslüman, peygamber sevgisi
Açıklama: Hz. Peygamber, burada her seviyede insanın anlayabileceği şekilde temsilî ifâdelerle hayatı, ölümü ve insanın arz ve emellerini gayet güzel bir şekilde ifâde buyurmuştur. Sözü edilen kare, insanın ömür süresidir. Karenin ortasındaki nokta insandır. Ortadan dışarıya doğru çizilen çizgi de insanın ulaşmak istediği emelleridir ve bu emel çizgisi insan ömrünü sınırlayan karenin dışına da taşmıştır. Bu çizginin sağında ve solundaki küçük çizgiler de insanın başına gelen ârızalar, engeller ve belalardır. İşte insan, ömür sınırının ötesine taşan emellerine ulaşamadan hayatı sona ermektedir. Dolayısıyla insan, emeller ve hayaller dünyasıyla ömrünü tüketmemeli, realiteyi yaşamalıdır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
46358, DM002771
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ سُفْيَانَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى يَعْلَى عَنِ الرَّبِيعِ بْنِ خُثَيْمٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ : خَطَّ لَنَا رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- خَطًّا مُرَبَّعاً ثُمَّ خَطَّ وَسَطَهُ خَطًّا ، ثُمَّ خَطَّ حَوْلَهُ خُطُوطاً ، وَخَطَّ خَطًّا خَارِجاً مِنَ الْخَطِّ فَقَالَ :« هَذَا الإِنْسَانُ لِلْخَطِّ الأَوْسَطِ ، وَهَذَا الأَجَلُ مُحِيطٌ بِهِ ، وَهَذِهِ الأَعْرَاضُ لِلْخُطُوطِ ، فَإِذَا أَخْطَأَهُ وَاحِدٌ نَهَشَهُ الآخَرُ ، وَهَذَا الأَمَلُ لِلْخَطِّ الْخَارِجِ ».
Tercemesi:
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Süfyân, ona babası, ona Ebû Ya'lâ, ona er-Rabî' b. Huseym, ona da Abdullah (b. Mes’ûd) şöyle rivâyet etti:
“Rasûlullah (sav.) bir gün bize dörtgen bir şekil çizdi. Sonra ortasına bir çizgi çekti. Sonra da bu çizginin etrafına küçük çizgiler çizdi. Bir de dörtgen şekilden dışarı çıkan bir çizgi çizdi ve şöyle buyurdu:
“Şu ortadaki çizgi insandır. Şu dörtgen de onu kuşatan ömür süresidir. Bunlar (ortadaki çizginin etrafındaki) küçük çizgiler ise insanın başına gelen olaylar, belâ ve musibetlerdir. İşte ona bunlardan biri isabet etmezse diğeri eder. Şu dörtgenden dışarı çıkan çizgi ise insanın arzu ve emelleridir.”
Açıklama:
Hz. Peygamber, burada her seviyede insanın anlayabileceği şekilde temsilî ifâdelerle hayatı, ölümü ve insanın arz ve emellerini gayet güzel bir şekilde ifâde buyurmuştur. Sözü edilen kare, insanın ömür süresidir. Karenin ortasındaki nokta insandır. Ortadan dışarıya doğru çizilen çizgi de insanın ulaşmak istediği emelleridir ve bu emel çizgisi insan ömrünü sınırlayan karenin dışına da taşmıştır. Bu çizginin sağında ve solundaki küçük çizgiler de insanın başına gelen ârızalar, engeller ve belalardır. İşte insan, ömür sınırının ötesine taşan emellerine ulaşamadan hayatı sona ermektedir. Dolayısıyla insan, emeller ve hayaller dünyasıyla ömrünü tüketmemeli, realiteyi yaşamalıdır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Rikâk 20, 3/1795
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Yezid Rabî' b. Huseym es-Sevrî (Rabî' b. Heysem b. Âiz b. Abdullah)
3. Ebu Ya'lâ Münzir b. Ya'lâ es-Sevrî (Münzir b. Ya'lâ)
4. Ebu Süfyan Said b. Mesruk es-Sevrî (Said b. Mesruk b. Hamza)
5. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
6. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
7. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
İman, Esasları, Kaza ve Kader
İmtihan, Musibetlerin müminlerden eksik olmayacağı
İnsan, ecel ve emel arasında
KTB, İMAN
KTB, KADER
Ölüm, Ecel
Öneri Formu
Hadis Id, No:
46344, DM002757
Hadis:
أَخْبَرَنَا عُثْمَانُ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنْ إِدْرِيسَ الأَوْدِىِّ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ أَبِى الأَحْوَصِ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ يَرْفَعُ الْحَدِيثَ إِلَى النَّبِىِّ -صلى الله عليه وسلم- قَالَ :« إِنَّ شَرَّ الرَّوَايَا رَوَايَا الْكَذِبِ ، وَلاَ يَصْلُحُ مِنَ الْكَذِبِ جِدٌّ وَلاَ هَزْلٌ ، وَلاَ يَعِدُ الرَّجُلُ ابْنَهُ ثُمَّ لاَ يُنْجِزُ لَهُ ، إِنَّ الصِّدْقَ يَهْدِى إِلَى الْبِرِّ ، وَإِنَّ الْبِرَّ يَهْدِى إِلَى الْجَنَّةِ ، وَإِنَّ الْكَذِبَ يَهْدِى إِلَى الْفُجُورِ ، وَإِنَّ الْفُجُورَ يَهْدِى إِلَى النَّارِ ، وَإِنَّهُ يُقَالُ لِلصَّادِقِ صَدَقَ وَبَرَّ ، وَيُقَالُ لِلْكَاذِبِ كَذَبَ وَفَجَرَ ، وَإِنَّ الرَّجُلَ لَيَصْدُقُ حَتَّى يُكْتَبَ عِنْدَ اللَّهِ صِدِّيقاً ، وَيَكْذِبُ حَتَّى يُكْتَبَ عِنْدَ اللَّهِ كَذَّاباً ». وَإِنَّهُ قَالَ لَنَا :« هَلْ أُنَبِّئُكُمْ مَا الْعَضْهُ؟ وَإِنَّ الْعَضْهَ هِىَ النَّمِيمَةُ الَّتِى تُفْسِدُ بَيْنَ النَّاسِ ».
Tercemesi:
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerir b. Abdulhamid, ona İdris b. Yezid, ona Ebu İshak es-Sebiî, ona Ebu Ahves Avf b. Malik, ona da Abdullah b. Mesud (ra), Nebi'nin (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Hiç şüphesiz rivayetçilerin/haber aktaranların en kötüleri, yalan yanlış şeyler anlatanlardır. Ne ciddi konular, ne de mizahî konular yalanı kabul eder, İnsan, çocuğuna söz verip de yerine getirmezlik etmemelidir. Doğru söz, iyiliğe götürür; iyilik Cennet'e götürür. Ya yalan! Yalan kötülüğe götürür. Kötülük, Cehenneme götürür. Doğru sözlü olan için; "doğru söyledi, sözünün eri" denir. Yalancı için ise, "yalan söyledi, kötü adamın teki" denir. Her zaman doğru söyleyen Allah katında, "sıddik = özü sözü doğru kişi" diye kaydedilir. Yalan söyleyip duran, Allah katında, "kezzab = Yalancının teki" diye kaydedilir". [Efendimiz (sav)] bize şunu da buyurdu: "Size yalan dolanın ne olduğunu söyleyeyim mi? İnsanların arasını bozacak dedikodular, söz taşımalardır!"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Rikâk 7, 3/1783
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Ahves Avf b. Malik el-Cüşemi (Avf b. Malik b. Nadle)
3. Ebu İshak es-Sebiî (Amr b. Abdullah b. Ubeyd)
4. Ebu Abdullah İdris b. Yezid el-Evdî (İdris b. Yezid b. Abdurrahman)
5. Ebu Abdullah Cerir b. Abdulhamid ed-Dabbî (Cerir b. Abdülhamid b. Cerir b. Kurt b. Hilal b. Ekyes)
6. Ebu Hasan Osman b. Ebu Şeybe el-Absî (Osman b. Muhammed b. İbrahim)
Konular:
Cehennem, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Cennet, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
İftira, iffetli kimseye
Koğuculuk, koğuculuk yapmak
Söz, sözde durmak, ahde vefa
Yalan, yalan söylemek
Yalan, yalancılık
Öneri Formu
Hadis Id, No:
46986, DM002844
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو الْوَلِيدِ الطَّيَالِسِىُّ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ قَالَ حَدَّثَنَا الْمُغِيرَةُ بْنُ النُّعْمَانِ قَالَ سَمِعْتُ سَعِيدَ بْنَ جُبَيْرٍ يُحَدِّثُ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ : خَطَبَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- فَقَالَ :« يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّكُمْ تُحْشَرُونَ إِلَى اللَّهِ تَعَالَى حُفَاةً عُرَاةً غُرْلاً ». ثُمَّ قَرَأَ {كَمَا بَدَأْنَا أَوَّلَ خَلْقٍ نُعِيدُهُ وَعْداً عَلَيْنَا إِنَّا كُنَّا فَاعِلِينَ}
Tercemesi:
Bize Ebû'l-Velîd et-Tayâlisî, ona Şu'be, ona el-Muğîre b. en-Numan şöyle rivâyet etti: Ben Saîd b. Cübeyr'in, İbn Abbas'tan (ra.) şöyle rivâyet ettiğini bizzat işittim: Bir gün Rasûlullah (sav.) hutbesinde şöyle dedi:
"Ey insanlar! Hiç şüphe yok ki sizler yalınayak, çıplak ve sünnetsiz olarak Yüce Allah'ın huzurunda toplanacaksınız!" Sonra Hz. Peygamber şu âyeti okudu:
"Onu ilk yarattığımız hâle döndürürüz. Sözümüz sözdür; biz bunu mutlaka yaparız.” el-Enbiyâ, 21/104).
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Rikâk 82, 3/1847
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdullah Said b. Cübeyr el-Esedî (Said b. Cübeyr)
3. Muğira b. Numan en-Nehaî (Muğira b. Numan)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Velid Hişam b. Abdülmelik el-Bahilî (Hişam b. Abdülmelik)
Konular:
İman, Esasları, Ahirete, Haşr
Kıyamet, ahvali
Kıyamet, sıkıntıları
KTB, İMAN
Öneri Formu
Hadis Id, No:
46987, DM002845
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَزِيدَ الْبَزَّازُ عَنْ يُونُسَ بْنِ بُكَيْرٍ قَالَ أَخْبَرَنِى ابْنُ إِسْحَاقَ قَالَ حَدَّثَنِى سَعِيدُ بْنُ يَسَارٍ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا هُرَيْرَةَ يَقُولُ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- يَقُولُ :« إِذَا جَمَعَ اللَّهُ الْعِبَادَ بِصَعِيدٍ وَاحِدٍ نَادَى مُنَادٍ : لِيَلْحَقْ كُلُّ قَوْمٍ بِمَا كَانُوا يَعْبُدُونَ. فَيَلْحَقُ كُلُّ قَوْمٍ بِمَا كَانُوا يَعْبُدُونَ ، وَيَبْقَى النَّاسُ عَلَى حَالِهِمْ فَيَأْتِيهِمْ فَيَقُولُ : مَا بَالُ النَّاسِ ذَهَبُوا وَأَنْتَمْ هَا هُنَا؟ فَيَقُولُونَ : نَنْتَظِرُ إِلَهَنَا فَيَقُولُ : هَلْ تَعْرِفُونَهُ؟ فَيَقُولُونَ : إِذَا تَعَرَّفَ إِلَيْنَا عَرَفْنَاهُ. فَيَكْشِفُ لَهُمْ عَنْ سَاقِهِ فَيَقَعُونَ سُجُوداً وَذَلِكَ قَوْلُ اللَّهِ تَعَالَى {يَوْمَ يُكْشَفُ عَنْ سَاقٍ وَيُدْعَوْنَ إِلَى السُّجُودِ فَلاَ يَسْتَطِيعُونَ} يَبْقَى كُلُّ مُنَافِقٍ فَلاَ يَسْتَطِيعُ أَنْ يَسْجُدَ ثُمَّ يَقُودُهُمْ إِلَى الْجَنَّةِ ».
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Yezîd el-Bezzâz, ona Yunus b. Bukeyr, ona İbn İshak, ona Saîd b. Yesâr şöyle rivâyet etti: Ben Ebû Hureyre'nin, Rasûlullah'ın (sav.) şöyle buyurduğunu işittim dediğini bizzat duydum:
“Cenâb-ı Hak kulları düz ve geniş bir sahada topladığı zaman bir münâdi; ‘Herkes tapmış oldukları şeylerin ardına takılsın!’ diye bağırır. Bunun üzerine herkes tapmış oldukları şeylerin ardına takılır. İnsanların bir bölümü ise oldukları gibi kalırlar. Derken onlara gelir ve; ‘Ne oluyor bunlara, herkes gitti; ama siz hala burada duruyorsunuz?’ der. Onlar da; ‘Biz ilâhımızı bekliyoruz’ karşılığını verirler. ‘Siz onu tanıyor musunuz?’ sorulunca, ‘O bize kendisini tanıtırsa onu tanırız’ derler. Bunun üzerine onlara paçasını açar, onlar da hemen secdeye kapanırlar. İşte yüce Allah'ın şu âyeti bunu açıklamaktadır: "İş ciddileşip paçalar sıvandığı gün çağrılırlar, ama bunu yapamazlar.” (el-Kalem, 68/42). Sadece münafık olanlar kalakalır ve onların secde etmeye güçleri yetmez. Ardından (Allah secdeye kapanan mü’minleri) Cennet'e götürür."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Rikâk 83, 3/1848
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Hubab Said b. Yesar (Said b. Yesar)
3. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
4. Ebu Bükeyr Yunus b. Bükeyr eş-Şeybanî (Yunus b. Bükeyr b. Vasıl)
5. Muhammed b. Yezid el-Hizami (Muhammed b. Yezid)
Konular:
İman, Esasları, Ahirete, Haşr
Kıyamet, ahvali
KTB, İMAN
Polemikler, Allah'ın baldırı, baldırların açılması