Giriş

Bize Ebu Tahir ve Harmele, o ikisine İbn Vehb, ona Yunus; (T) Bize Züheyr b. Harb, ona Yakub b. İbrahim, ona babası, o ikisine İbn Şihab, ona Humeyd b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre ve Ebu Said şöyle haber vermişlerdir: "Rasulullah (sav) bir balgam gördü ..." [Buradan itibaren İbn Uyeyne’ninki gibi hadisi rivayet etmişlerdir.]


    Öneri Formu
4411 M001226 Müslim, Mesâcid ve Mevziu's Salat, 52

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Fadl b. Dükeyn, ona Ebu Umeys, ona Ali b. Akmer, ona da Ebu'l-Ahvas, Abdullah'ın (b. Mesud) şöyle dediğini rivayet etmiştir: Yarın Allah'a Müslüman olarak kavuşmak isteyen kimse, namazlarını ezanın okunduğu yerde (mescitte) kılmaya devam etsin. Şüphesiz ki Allah (cc), Peygamberinize (sav) hidayet sünnetleri (sünen-i hüda) vermiştir. Bunlar da (bu namazlar da) hidayet sünnetlerdendir. Eğer cemaati terk edip namazı evinde kılan bu adamların yaptığı gibi, siz de namazlarınızı evlerinizde kılarsanız, Peygamberinizin (sav) sünnetini terk etmiş olursunuz. Peygamberinizin (sav) sünnetini terk ederseniz de doğru yoldan şaşarsınız. Bir kimse abdest alır, abdestinin güzel olmasına özen gösterirse ve sonra da namaz kılmak niyetiyle bu mescitlerden birine giderse, Allah (cc) onun attığı her bir adım için bir iyilik sevabı yazar, onun derecesini bir seviye yükseltir ve ondan bir günahı siler. Ben öyle günlerimize şahit oldum ki, sadece nifakı açıkça bilinen bir münafık cemaate katılmazdı. İnsanlar iki kişi arasında (zorlanarak) yürümeye çalışarak bile olsa mescide getirilip nihayet saftaki yerini alırdı.


    Öneri Formu
5458 M001488 Müslim, Mesâcid ve Mevziu's Salat, 257

Bize Züheyr b. Harb, ona İsmail b. İbrahim, ona Eyyüb, ona da Ebû Kılâbe, Malik b. Hüveyris'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Bizler yaşları birbirine yakın gençler olarak Rasulullah'ın (sav) yanına gelmiştik. Onun yanında yirmi gece kaldık. Rasulullah (sav) pek merhametli ve yumuşak kalpli idi. Bizim ailelerimizi özlediğimizi anladı. Bize, geride bıraktığımız aile fertlerimiz hakkında sorular sordu; biz de kendisine anlattık. Bunun üzerine şöyle buyurdu: "Ailelerinizin yanına dönün, onların arasında kalın. Onlara (dînî bilgileri) öğretin, onları (iyi şeylere) yönlendirin. Namaz vakti geldiğinde, içinizden biri ezan okusun; sonra da yaşça en büyük olanınız imamlık yapsın.”


    Öneri Formu
5622 M001535 Müslim, Mesâcid ve Mevziu's Salat, 292

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Abdullah b. Nümeyr ve Ebu Üsame; (T) Bize İbn Nümeyr, ona babası, onlara Ubeydullah; (T) Bize Kuteybe ve Muhammed b. Rumh, o ikisine Leys b. Sa'd; (T) Bize Züheyr b. Harb, ona İsmail –yani İbn Uleyye-, ona da Eyyüb; (T) Bize İbn Râfi', ona İbn Ebu Fudeyk, ona ed-Dahhâk –yani İbn Osman-; (T) Bize Harun b. Abdullah, ona Haccac b. Muhammed, ona İbn Cüreyc, ona Musa b. Ukbe, onlara Nafi', ona da İbn Ömer rivayet ettiğine göre; "Nebi (sav) Mescidin kıble tarafında bir balgam gördü." -Ancak Dahhâk’ın rivayetinde; kıble tarafında bir balgam denilmiştir-. [Buradan itibaren Malik'in rivayet ettiği manada hadis rivayet edilmiştir.]


    Öneri Formu
4409 M001224 Müslim, Mesâcid ve Mevziu's Salat, 51

Bana Harmele b. Yahya et-Tucibî, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona da Mahmud b. Rabi el-Ensarî şöyle rivayet etmiştir: Nebi’nin (sav) ashabından ve Ensar arasından Bedir’de hazır bulunanlardan birisi olan İtbân b. Malik Rasulullah’a (sav) gitti ve “Ey Allah’ın Rasulü, artık gözlerim iyi görmüyor, kavmime de ben namaz kıldırıyorum, yağmur yağdığı ve benimle onlar arasındaki vadide seller aktığı zaman onların mescidine varıp onlara namaz kıldıramıyorum. Bu sebeple ey Allah’ın Rasulü, arzu ederim ki sen gelip evin bir yerinde namaz kılasın ben de orayı namazgâh edineyim” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "İnşallah yapacağım" buyurdu. İtbân der ki: Ertesi günü sabah, Rasulullah (sav) ve Ebu Bekir es-Sıddık güneşin yükseldiği bir vakitte geldiler, Rasulullah (sav) izin istedi. Ben de içeri girmesi için izin verdim. Oturmadan evin içine girdi sonra "Evinin neresinde namaz kılmamı arzu edersin" buyurdu. (İtbân) der ki: Ben ona evin bir tarafını işaret ettim, Rasulullah (sav) kalkıp tekbir aldı, biz de onun arkasında saf tuttuk ve (bize) iki rekât namaz kıldırdıktan sonra selam verdi. (İtbân devamla) der ki: Biz de kendisi için hazırlamış olduğumuz hazîr denilen bir yemek için onu alıkoyduk. Hane halkından bir takım kimseler de gelip etrafımıza toplandı ve evde çok sayıda adam bir araya geldi. İçlerinden birisi “Malik b. Duhşum nerede?” dedi. Bir diğeri “O münafık birisidir, Allah’ı ve Rasulü’nü sevmez” dedi. Rasulullah (sav) "Onun için böyle deme, sen onun ancak Allah’ın rızasını arzu ederek Lâ ilâhe illallah dediğini görmüyor musun?" buyurdu. (İtbân) der ki: Orada bulunanlar “Allah ve Rasulü elbette en iyi bilir” dediler. O kişi “Ama biz onun teveccühünün ve samimi öğütlerinin hep münafıklara olduğunu görüyoruz” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Şüphesiz Allah, yalnız Allah’ın rızasını isteyerek Lâ ilâhe illallah diyen kimseyi cehennem ateşine haram kılmıştır" buyurdu. İbn Şihab der ki: Daha sonra ben Mahmud'un bu rivayetini Salim oğullarının ileri gelenlerinden birisi olan Husayn b. Muhammed el-Ensarî’ye sordum, o da, bu rivayetini tasdik etti.


    Öneri Formu
5491 M001496 Müslim, Mesâcid ve Mevziu's Salat, 263

Bize Yahya b. Habib el-Harisî, ona Halid b. Haris, ona da Şu'be, Seyyar b. Selame'den şöyle nakletmiştir: 'Babamı, Rasulullah'ın (sav) namazını (namaz vakitlerini) Ebu Berze'ye sorarken işittim.' dedi. (Hadisi ondan dinleyen) Şu'be, Seyyar'a: 'Ebu Berze'nin söylediklerini (babanla birlikte) sen de işittin mi?' diye sordu. O da: 'Şu anda seni duyduğum gibi (duydum)' diye cevap verdi ve konuşmasına şöyle devam etti: 'Babamı, Rasulullah'ın (sav) namazını (namaz vakitlerini) Ebu Berze'ye sorarken işittim. Şöyle cevap verdi: "Rasulullah (sav) -yatsı namazını- yani gecenin yarısına kadar biraz geciktirmekte bir sakınca görmezdi. Yatsı namazından önce uyumayı, sonra da konuşmayı sevmezdi." Şu'be şöyle dedi: Sonra onu (Seyyar b. Selame'yi) tekrar gördüm ve (aynı konuyu) sordum. Bana şöyle cevap verdi: "Rasulullah öğlen namazını güneş tepe noktasından (batıya doğru) meylettiği zaman kılardı. İkindi namazını kıldığında ise, birisi Medine'nin en uzak yerine gidip dönse bile güneş hala canlı bir durumda olurdu. Akşam namazının vakti hak­kında (Ebu Berze'nin) ne söylediğini unuttum." Şu'be şöyle dedi: Daha sonra onunla tekrar karşılaştım ve aynı soruyu sordum. Bana şöyle cevap verdi: "Rasulullah, sabah namazını, bir kişi namazı tamamladığında yanında oturan tanıdık kişiyi tanıyabileceği kadar aydınlık olduğu bir vakitte kılardı. Sabah namazında altmış ile yüz ayet arasında okurdu."


    Öneri Formu
5368 M001462 Müslim, Mesâcid ve Mevziu's Salat, 235

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ahves (Sellâm b. Süleym), ona İbrahim b. Muhacir, ona da Ebu Şa'sâ (Süleym b. Esved) şöyle dedi: "Biz camide Ebu Hureyre ile oturuyorduk. Müezzin ezan okudu. Sonra da bir adam kalktı yürümeye başladı. Ebu Hureyre de o adamı camiden çıkıncaya kadar (gözüyle) takip etti. Sonra da şüphesiz ki bu adam (camiden çıkarak) Ebu Kasım'a (sav) isyan etmiştir dedi."


    Öneri Formu
5459 M001489 Müslim, Mesâcid ve Mevziu's Salat, 258

Bize İbn Ebu Ömer el-Mekkî, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Ömer b. Said, Eşas b. Ebu Şa'sâ el-Muharibî ona babası (Süleym b. Esved) ona da Ebu Hureyre'den şöyle demiştir: "Kendisi (Ebu Hureyre), ezan okunduktan sonra camiden çıkıp giden bir adam gördü ve şöyle dedi: Şüphesiz ki bu adam (camiden çıkarak) Ebu Kasım'a (sav) isyan etmiştir."


    Öneri Formu
5463 M001490 Müslim, Mesâcid ve Mevziu's Salat, 259

Bize Züheyr b. Harb, ona Muhammed b. Abdullah el-Esedî; (T) Bize Muhammed b. Râfi', ona Abdürrezzak, onlara Süfyan, ona da Ebu Sehl Osman b. Hakim, bu isnadla [ona Abdurrahman b. Ebu Amre] hadisin aynısını rivayet etmiştir. [Hadisin metni şöyledir: Osman b. Affan akşam namazından sonra mescide girdi ve yalnız başına oturdu. Ben de onun yanına oturdum. Bana: 'Ey kardeşimin oğlu, ben Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken işittim' dedi (ve şu hadisi nakletti): "Kim yatsı namazını cemaatle kılarsa, gecenin yarısını namaz kılarak geçirmiş gibi olur. Kim de sabah namazını cemaatle kılarsa gecenin tamamını namazla geçirmiş gibi olur."]


    Öneri Formu
5469 M001492 Müslim, Mesâcid ve Mevziu's Salat, 260

Bize Muhammed b. Rafi ve Abd b. Humeyd, o ikisine Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zührî, ona Mahmud b. Rabî, ona da İtban b. Malik “Ben Rasulullah'a (sav) geldim” dedi ve hadisi Yunus'un hadisi rivayet ettiği manada zikretti. Ancak farklı olarak "Bir adam; Malik b. Duhşum ve yahut da Duhayş nerede? dedi" şeklinde bir ifade kullandı. Ayrıca hadise şu ilaveyi de ekledi: Mahmud der ki: Ben bu hadisi aralarında Ebu Eyyüb el- Ensarî'nin de bulunduğu birkaç kişiye de naklettim. Ebu Eyyüb “Ben Rasulullah'ın (sav) senin dediğin gibi demiş olduğunu zannetmiyorum” dedi. (Mahmud b. Rabî) der ki: Bunun üzerine, İtban'ın yanına dönersem ona durumu soracağıma dair yemin ettim. Sonra onun yanına döndüm. Onun oldukça yaşlanmış bir ihtiyar olduğunu, gözlerinin artık göremediğini, bununla birlikte kavmine imamlık ettiğini gördüm. Yanına oturdum. Ona bu hadisi sordum. İlk defa bana, o hadisi nasıl naklettiyse öylece rivayet etti. Zührî der ki: İşte bundan sonra bu konuda çeşitli farzlar ve emirler nazil oldu. Bizim görüşümüze göre fetva onlara göredir. Dolayısıyla aldanmama imkânı olan bir kimse sakın aldanmasın.


    Öneri Formu