18878 Kayıt Bulundu.
Bize İshak b. Mansur ve Muhammed b. Müsennâ, onlara Abdurrahman, ona Süfyan, ona Hişam b. İshak b. Abdullah b. Kinâne, babasının şöyle dediğini rivayet etti: Filan kimse (Medine valisi Velid b. Utbe) beni, Rasulullah’ın (sav) İstiskâ (yağmur isteme) namazını sormam için İbn Abbas’a gönderdi. O da şöyle dedi: Rasulullah (sav) (Yüce Allah’a içten bir şekilde) yakararak, alçak gönüllü bir halde ve (ihtiyacını görüntüsüyle de gösteren) sade bir elbiseyle yağmur duasına çıktı. Sizin şu hutbeniz gibi hutbe okumadı (Hutbesi dua, istiğfar ve yakarmadan ibaretti). Ve iki rekat namaz kıldırdı.
Bize Muhammed b. Ubeyd b. Muhammed, ona Hâtim b. İsmail, ona Hişam b. İshak b. Abdullah b. Kinâne, ona babasının şöyle dediğini rivayet etti: İbn Abbas’a Rasulullah'ın (sav) yağmur duası için nasıl namaz kıldığını sordum. Şöyle cevap verdi: Rasulullah (sav) yağmur duasına (ihtiyacını görüntüsüyle de gösteren) süsten uzak bir elbiseyle, alçak gönüllü bir şekilde ve yalvararak çıkar, minbere otururdu. Sizin hutbeniz gibi bir hutbe vermezdi. Onun yerine dua eder, yalvarır ve tekbir getirirdi. Namazı da bayram namazı gibi iki rekat olarak kılardı.
Bize Muhammed b. Abdüla'la, ona Mu'temir, ona Ubeydullah b. Ömer -O Umeri'dir-, ona Sabit, ona Enes şöyle demiştir: Rasulullah (sav) Cuma günü hutbe verirken bazıları kalkıp şöyle seslendiler: 'Ey Allah’ın Peygamberi! Yağmurlar kesildi, hayvanlar helak oldu, yağmurun yağması için Allah’a dua et.' Bunun üzerine Peygamberimiz (sav): "Allah’ım bize yağmur ver. Allah’ım bize yağmur ver" diye dua etti. Allah’a yemin ederim ki gökyüzünde hiçbir bulut yok iken bir bulut meydana geldi, etrafa dağıldı. Sonra o buluttan yağmur yağdı. Rasûlullah (sav) mimberden inerek namazı kıldı. İnsanlar dağıldılar, yağmur ertesi cumaya kadar devam etti. Ertesi cuma Rasulullah (sav) tekrar hutbeye çıktığında bazıları 'Ey Allah’ın Peygamberi! binalar yıkıldı, yollar yağmurdan geçilmez oldu. Allah’a dua et de yağmur kesilsin' diye seslendiler. Bunun üzerine Rasûlullah (sav) tebessüm ederek şöyle dua etti: "Allah’ım üzerimize değil; çevremize yağdır" Ardından Medine’ye yağmur yağışı kesildi. Yağmur çevreye yağıyor, Medine’ye bir damla bile düşmüyordu. Medine'ye baktım, taç giymiş gibiydi.
Bize Mahmud b. Ğaylân, ona Vekî, ona Süfyan, ona Hişam b. İshak b. Abdullah b. Kinâne, babasının (İshak b. Abdullah) şöyle dediğini rivayet etti: Valilerden biri beni İbn Abbas’a istiskâ (yağmur isteme namazı) hakkında bilgi almaya gönderdi. İbn Abbas: “Kendisinin bunu (doğrudan) bana sormasına ne engel oldu?” diyerek şöyle anlattı: “Rasulullah (sav), alçak gönüllü olarak, (ihtiyacını görüntüsüyle de gösteren) süsten uzak bir elbiseyle, huşu içerisinde, yalvararak yağmur duasına çıktı. Bayram namazlarında kıldırdığı gibi iki rekat namaz kıldırdı. Sizin hutbeleriniz gibi bir hutbe okumadı.”
Bize İshak b. Mansur ve Muhammed b. Müsennâ, onlara Abdurrahman, ona Süfyan, ona Hişam b. İshak b. Abdullah b. Kinâne, ona babasının şöyle dediğini rivayet etti: Filan kimse (Medine valisi Velid b. Utbe) beni, Rasulullah’ın (sav) İstiskâ (yağmur isteme) namazını sormam için İbn Abbas’a gönderdi. O da şöyle dedi: Rasulullah (sav) (Yüce Allah’a içten bir şekilde) yakararak, alçak gönüllü bir halde ve (ihtiyacını görüntüsüyle de gösteren) sade bir elbiseyle yağmur duasına çıktı. Sizin şu hutbeniz gibi hutbe okumadı (Hutbesi dua, istiğfar ve yakarmadan ibaretti). Ve iki rekat namaz kıldırdı.
Bize Ali b. Hucr, ona İsmail, ona Humeyd, ona Enes (ra) şöyle demiştir: Bir yıl kuraklık olmuştu. Cuma günü Müslümanlardan biri, Hz. Peygamber'e (sav) giderek “Ey Allah’ın Rasûlü! Yağmurlar yağmaz oldu, topraklar kuraklıktan yarıldı, hayvanlar mahvoldu” diye yakındı. Hz. Peygamber (sav) hemen Allah’tan yağmur istemek için ellerini o kadar kaldırdı ki koltuk altlarının beyazlığını bile gördüm. Bu sırada gökte hiçbir bulut görmüyorduk. (Sonra öyle bir yağmur yağdı ki) Biz cumayı kılmayı bitirince evleri yakın olan gençler bile evlerine nasıl döneceklerini düşünmeye başladılar. Yağmur tam bir hafta boyu yağdı. Ertesi Cuma “Ey Allah’ın Rasûlü! Evler yıkıldı, binekle bile yola çıkılmaz oldu” dediler. Bunun üzerine Rasûlullah (sav) insan oğlunun ne çabuk usanıp bıktığını görerek tebessüm etti ve ellerini kaldırarak şöyle dua etti: "Allah’ım üzerimize değil; çevremize yağdır" Bunun üzerine Medine’den yağmur kesildi.
Bize Mahmud b. Halid, ona Velid b. Müslim, ona Ebu Amr el-Evzâî, ona İshak b. Abdullah'ın söylediğine göre Enes b. Malik (ra) şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) zamanında bir sene kıtlık oldu. Böyle bir zamanda Rasulullah (sav) cuma günü minberde hutbe irad ederken bir bedevi ayağa kalktı ve 'Ya Rasulallah! Hayvanlar helak oldu. Çoluk çocuk perişan. Bizim için Allah'a dua etsen!' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) ellerini kaldırdı ve (dua etti). Bu esnada gökyüzünde tek bir bulut parçası bile yoktu. Bana can veren Allah'a yemin ederim ki ellerini indirmemişti ki gökyüzünü dağlar gibi bulutlar sardı ve Rasulullah (sav) daha minberden inmeden yağmurun, onun sakalından aşağı doğru döküldüğünü gördüm. O gün, ertesi gün, ondan sonraki gün ve diğer cumaya kadar takip eden günlerde yağmur yağmaya devam etti. (Diğer cuma gelince) o bedevi veya başka biri ayağa kalktı ve 'Ya Rasulallah! binalar çöktü. Hayvanlar boğuldu. Bizim için Allah'a dua etsen!' dedi. Rasulullah (sav) ellerini kaldırdı ve "Allah'ım! Çevremizdeki yerlere yağdır; bizim üzerimize yağdırma!" diye dua etti. Bu esnada Rasulullah (sav) eliyle bulutlardan her nereye işaret etse orası açılıyordu. Öyle ki Medine seması, etrafı bulutlarla kapalı ortası açık bir alan haline geldi ve vadide sular aktı. Nitekim etraftaki herhangi bir yerden gelen herkes, bol yağmur yağdığından bahsetti.