وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ أَنَّهُ قَالَ أُسْرِىَ بِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَرَأَى عِفْرِيتًا مِنَ الْجِنِّ يَطْلُبُهُ بِشُعْلَةٍ مِنْ نَارٍ كُلَّمَا الْتَفَتَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم رَآهُ فَقَالَ لَهُ جِبْرِيلُ أَفَلاَ أُعَلِّمُكَ كَلِمَاتٍ تَقُولُهُنَّ إِذَا قُلْتَهُنَّ طَفِئَتْ شُعْلَتُهُ وَخَرَّ لِفِيهِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بَلَى فَقَالَ جِبْرِيلُ فَقُلْ أَعُوذُ بِوَجْهِ اللَّهِ الْكَرِيمِ وَبِكَلِمَاتِ اللَّهِ التَّامَّاتِ اللاَّتِى لاَ يُجَاوِزُهُنَّ بَرٌّ وَلاَ فَاجِرٌ مِنْ شَرِّ مَا يَنْزِلُ مِنَ السَّمَاءِ وَشَرِّ مَا يَعْرُجُ فِيهَا وَشَرِّ مَا ذَرَأَ فِى الأَرْضِ وَشَرِّ مَا يَخْرُجُ مِنْهَا وَمِنْ فِتَنِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَمِنْ طَوَارِقِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ إِلاَّ طَارِقًا يَطْرُقُ بِخَيْرٍ يَا رَحْمَنُ .
Bana, ona Mâlik, ona Yahya b. Saîd’in şöyle demiştir:
"Rasulullah (sav) İsra gecesi, cinlerden bir ifritin elinde meşaleyle, peşinden geldiğini gördü. Rasulullah (sav) her dönüp baktığında onu görüyordu. Bunun üzerine Cebrail “Söylediğin takdirde, onun meşalesinin sönmesini ve yüz üstü düşmesini sağlayacak, bir takım kelimeleri sana öğreteyim mi?” dedi. Rasulullah (sav) “Evet öğret” deyince, Cebrail şöyle dedi:"
"Euzû bi vechillahi’l-kerim ve bi kelimâtillahi’t-tâmmê, elletî lâ yucâvizuhunne berrun ve lâ fâcir min şerri mâ yenzilu mine’s-semâ ve şerri mâ ye’rucu fîhâ ve şerri mâ zerae fi’l-ardi ve şerri mâ yehrucu minhâ ve min fiteni’l-leyli ve’n-nehâr ve min tavâriki’l-leyli ve’n-nehâr illâ târikan yetruku bi hayrin, ya Rahmân"
"Gökten inenlerin ve göğe yükselenlerin, yerde yarattıklarının ve yerden çıkanların kötülüklerinden, gece ve gündüzün fitnelerinden,–hayır ile gelen hariç- gece ve gündüz bastıranların şerrinden, iyi kimsenin de kötü kimsenin de asla aşamayacağı, Allah’ın eksizsiz kelimeleri ile Allah’ın kerim zatına sığınırım, ey Rahman."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
204028, MU001742
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ أَنَّهُ قَالَ أُسْرِىَ بِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَرَأَى عِفْرِيتًا مِنَ الْجِنِّ يَطْلُبُهُ بِشُعْلَةٍ مِنْ نَارٍ كُلَّمَا الْتَفَتَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم رَآهُ فَقَالَ لَهُ جِبْرِيلُ أَفَلاَ أُعَلِّمُكَ كَلِمَاتٍ تَقُولُهُنَّ إِذَا قُلْتَهُنَّ طَفِئَتْ شُعْلَتُهُ وَخَرَّ لِفِيهِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بَلَى فَقَالَ جِبْرِيلُ فَقُلْ أَعُوذُ بِوَجْهِ اللَّهِ الْكَرِيمِ وَبِكَلِمَاتِ اللَّهِ التَّامَّاتِ اللاَّتِى لاَ يُجَاوِزُهُنَّ بَرٌّ وَلاَ فَاجِرٌ مِنْ شَرِّ مَا يَنْزِلُ مِنَ السَّمَاءِ وَشَرِّ مَا يَعْرُجُ فِيهَا وَشَرِّ مَا ذَرَأَ فِى الأَرْضِ وَشَرِّ مَا يَخْرُجُ مِنْهَا وَمِنْ فِتَنِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَمِنْ طَوَارِقِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ إِلاَّ طَارِقًا يَطْرُقُ بِخَيْرٍ يَا رَحْمَنُ .
Tercemesi:
Bana, ona Mâlik, ona Yahya b. Saîd’in şöyle demiştir:
"Rasulullah (sav) İsra gecesi, cinlerden bir ifritin elinde meşaleyle, peşinden geldiğini gördü. Rasulullah (sav) her dönüp baktığında onu görüyordu. Bunun üzerine Cebrail “Söylediğin takdirde, onun meşalesinin sönmesini ve yüz üstü düşmesini sağlayacak, bir takım kelimeleri sana öğreteyim mi?” dedi. Rasulullah (sav) “Evet öğret” deyince, Cebrail şöyle dedi:"
"Euzû bi vechillahi’l-kerim ve bi kelimâtillahi’t-tâmmê, elletî lâ yucâvizuhunne berrun ve lâ fâcir min şerri mâ yenzilu mine’s-semâ ve şerri mâ ye’rucu fîhâ ve şerri mâ zerae fi’l-ardi ve şerri mâ yehrucu minhâ ve min fiteni’l-leyli ve’n-nehâr ve min tavâriki’l-leyli ve’n-nehâr illâ târikan yetruku bi hayrin, ya Rahmân"
"Gökten inenlerin ve göğe yükselenlerin, yerde yarattıklarının ve yerden çıkanların kötülüklerinden, gece ve gündüzün fitnelerinden,–hayır ile gelen hariç- gece ve gündüz bastıranların şerrinden, iyi kimsenin de kötü kimsenin de asla aşamayacağı, Allah’ın eksizsiz kelimeleri ile Allah’ın kerim zatına sığınırım, ey Rahman."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Şe'ar 1742, 1/371
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, istiazesi
Melek, Cin, Şeytan
Öneri Formu
Hadis Id, No:
38872, MU001745
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ مَعْمَرٍ عَنْ أَبِى الْحُبَابِ سَعِيدِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّهُ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِنَّ اللَّهَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى يَقُولُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَيْنَ الْمُتَحَابُّونَ لِجَلاَلِى الْيَوْمَ أُظِلُّهُمْ فِى ظِلِّى يَوْمَ لاَ ظِلَّ إِلاَّ ظِلِّى.
Tercemesi:
O (Yahya) bana, ona Abdullah b. Abdurrahman b. Ma‘mer, ona Ebu’l-Hubab Saîd b. Yesâr, ona da Ebu Hureyre’nin şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Şüphesiz şanı mübarek ve yüce Allah Kıyamet gününde: Benim celalim için birbirini sevenler nerede? Bugün ben onları gölgemden başka hiçbir gölgenin olmadığı bir günde kendi gölgemde barındıracağım, buyuracak.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Şe'ar 1745, 1/372
Senetler:
1. Ebu Tuvâle Abdullah b. Abdurrahman el-Ensarî (Abdullah b. Abdurrahman b. Mamer b. Hazm b. Zeyd)
2. Ebu Hubab Said b. Yesar (Said b. Yesar)
3. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
Konular:
Allah İnancı, Kıyamet günü insanlarla konuşur
Allah İnancı, kullarına karşı sevecen ve merhametlidir
Seçki, İlişkiler ağı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
38873, MU001746
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ خُبَيْبِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الأَنْصَارِىِّ عَنْ حَفْصِ بْنِ عَاصِمٍ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ أَوْ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّهُ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم سَبْعَةٌ يُظِلُّهُمُ اللَّهُ فِى ظِلِّهِ يَوْمَ لاَ ظِلَّ إِلاَّ ظِلُّهُ إِمَامٌ عَادِلٌ وَشَابٌّ نَشَأَ فِى عِبَادَةِ اللَّهِ وَرَجُلٌ قَلْبُهُ مُتَعَلِّقٌ بِالْمَسْجِدِ إِذَا خَرَجَ مِنْهُ حَتَّى يَعُودَ إِلَيْهِ وَرَجُلاَنِ تَحَابَّا فِى اللَّهِ اجْتَمَعَا عَلَى ذَلِكَ وَتَفَرَّقَا عَلَيْهِ وَرَجُلٌ ذَكَرَ اللَّهَ خَالِيًا فَفَاضَتْ عَيْنَاهُ وَرَجُلٌ دَعَتْهُ ذَاتُ حَسَبٍ وَجَمَالٍ فَقَالَ إِنِّى أَخَافُ اللَّهَ وَرَجُلٌ تَصَدَّقَ بِصَدَقَةٍ فَأَخْفَاهَا حَتَّى لاَ تَعْلَمَ شِمَالُهُ مَا تُنْفِقُ يَمِينُهُ.
Tercemesi:
O (Yahya) bana, ona Mâlik, ona Hubeyb b. Abdurrahman el-Ensarî, ona Hafs b. Âsım, ona Ebu Saîd el-Hudrî’nin ya da Ebu Hureyre’nin şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Yüce Allah, kendi gölgesinden başka hiçbir gölgenin bulunmayacağı bir günde, şu yedi kişiyi gölgesinde barındıracaktır. Adaletli bir yönetici, Allah’a ibadet ederek yetişmiş bir genç, mescitten çıkacak olursa tekrar oraya dönünceye kadar kalbi mescide bağlı bir adam, Allah için bir birini seven, bu uğurda bir araya gelen ve bunun için birbirinden ayrılan iki adam, tenhada (yalnız başına) iken Allah’ı anarak gözlerinden yaş boşalan bir adam ve makam sahibi güzel bir kadın kendisini davet etiği halde, ben Allah’tan korkarım diyen bir adam, bir de sol eli sağ elinin neyi infak ettiğini bilmeyecek kadar gizlice bir sadaka veren bir adam.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Şe'ar 1746, 1/372
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Hafs b. Asım el-Adevi (Hafs b. Asım b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Haris Hubeyb b. Abdurrahman el-Ensari (Hubeyb b. Abdurrahman b. Abdullah b. Hubeyb b. Yesaf)
Konular:
Allah İnancı, kullarına karşı sevecen ve merhametlidir
Kıyamet, ahvali
Kıyamet, kıyamet günü çağrılacak ilk kimseler
حَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ قَالَ بَلَغَنِى أَنَّ خَالِدَ بْنَ الْوَلِيدِ قَالَ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِنِّى أُرَوَّعُ فِى مَنَامِى . فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قُلْ "أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللَّهِ التَّامَّةِ مِنْ غَضَبِهِ وَعِقَابِهِ وَشَرِّ عِبَادِهِ وَمِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاطِينِ وَأَنْ يَحْضُرُونِ."
Bana Malik, ona Yahya b. Said, ona Halid b. Velid'in naklettiğine göre;
Rasulallah'e (sav), uykumda korkutuluyorum, dedi. Rasulullah (sav) da ona "'Allah'ın gazabından, cezalandırmasından, kullarının şerrinden, şeytanların ayartmalarından ve onların yanımda hazır bulunmalarından Allah'ın mükemmel kelimelerine sığınırım' deyiver" buyurdu.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
38868, MU001741
Hadis:
حَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ قَالَ بَلَغَنِى أَنَّ خَالِدَ بْنَ الْوَلِيدِ قَالَ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِنِّى أُرَوَّعُ فِى مَنَامِى . فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قُلْ "أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللَّهِ التَّامَّةِ مِنْ غَضَبِهِ وَعِقَابِهِ وَشَرِّ عِبَادِهِ وَمِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاطِينِ وَأَنْ يَحْضُرُونِ."
Tercemesi:
Bana Malik, ona Yahya b. Said, ona Halid b. Velid'in naklettiğine göre;
Rasulallah'e (sav), uykumda korkutuluyorum, dedi. Rasulullah (sav) da ona "'Allah'ın gazabından, cezalandırmasından, kullarının şerrinden, şeytanların ayartmalarından ve onların yanımda hazır bulunmalarından Allah'ın mükemmel kelimelerine sığınırım' deyiver" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Şe'ar 1741, 1/371
Senetler:
1. Ebu Said Yahyâ b. Saîd el-Ensârî (Yahyâ b. Saîd b. Kays b. Amr)
Konular:
Dua, korku dolayısıyla
KTB, İSTİAZE
Seçki, Hz. Peygamberin dilinden dualar
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ صَفْوَانَ بْنِ سُلَيْمٍ أَنَّهُ بَلَغَهُ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ أَنَا وَكَافِلُ الْيَتِيمِ لَهُ أَوْ لِغَيْرِهِ فِى الْجَنَّةِ كَهَاتَيْنِ إِذَا اتَّقَى . وَأَشَارَ بِإِصْبُعَيْهِ الْوُسْطَى وَالَّتِى تَلِى الإِبْهَامَ .
Açıklama: İmam Malik'in Belağı: Hadisin isnadının hazf edildiğinin ifadesidir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
38864, MU001737
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ صَفْوَانَ بْنِ سُلَيْمٍ أَنَّهُ بَلَغَهُ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ أَنَا وَكَافِلُ الْيَتِيمِ لَهُ أَوْ لِغَيْرِهِ فِى الْجَنَّةِ كَهَاتَيْنِ إِذَا اتَّقَى . وَأَشَارَ بِإِصْبُعَيْهِ الْوُسْطَى وَالَّتِى تَلِى الإِبْهَامَ .
Tercemesi:
Bana Malik, ona Safvan b. Süleym, belağ etti (isnadı ilk ravisine kadar vardı)[ona Enîse, ona Ümmü Sa'd bt. Mürre el-Fihrî, ona babası (Mürre)], Nebi'nin (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Kendisinin ya da başkasının yetimine bakıp işlerini yürüten kimse, haksızlıktan sakındığı takdirde, cennette benimle şöyle (yan yana) dır." Ve işaret parmağı ile ortaparmağını yanyana getirerek gösterdi.
Açıklama:
İmam Malik'in Belağı: Hadisin isnadının hazf edildiğinin ifadesidir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Şe'ar 1737, 1/370
Senetler:
0. Mürsel (Mürsel)
1. Ebu Abdullah Safvan b. Süleym el-Kuraşi (Safvan b. Süleym)
Konular:
Yardımseverlik, muhtaç kimselerin ihtiyacını gidermek
Yetim,
Yetim, yetimlere haksızlık etmemek
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ أَنَّ عَطَاءَ بْنَ يَسَارٍ أَخْبَرَهُ قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى الْمَسْجِدِ فَدَخَلَ رَجُلٌ ثَائِرَ الرَّأْسِ وَاللِّحْيَةِ فَأَشَارَ إِلَيْهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِيَدِهِ أَنِ اخْرُجْ كَأَنَّهُ يَعْنِى إِصْلاَحَ شَعَرِ رَأْسِهِ وَلِحْيَتِهِ فَفَعَلَ الرَّجُلُ ثُمَّ رَجَعَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَلَيْسَ هَذَا خَيْرًا مِنْ أَنْ يَأْتِىَ أَحَدُكُمْ ثَائِرَ الرَّأْسِ كَأَنَّهُ شَيْطَانٌ.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
38866, MU001739
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ أَنَّ عَطَاءَ بْنَ يَسَارٍ أَخْبَرَهُ قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى الْمَسْجِدِ فَدَخَلَ رَجُلٌ ثَائِرَ الرَّأْسِ وَاللِّحْيَةِ فَأَشَارَ إِلَيْهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِيَدِهِ أَنِ اخْرُجْ كَأَنَّهُ يَعْنِى إِصْلاَحَ شَعَرِ رَأْسِهِ وَلِحْيَتِهِ فَفَعَلَ الرَّجُلُ ثُمَّ رَجَعَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَلَيْسَ هَذَا خَيْرًا مِنْ أَنْ يَأْتِىَ أَحَدُكُمْ ثَائِرَ الرَّأْسِ كَأَنَّهُ شَيْطَانٌ.
Tercemesi:
Ata b. Yesar şunları anlattı: Resûlullah (s.a.v.) mescidde idi. İçeri saçı sakalı dağınık bir adam girdi. Resûlullah (s.a.v.) eliyle ona: "Çık" diye işaret etti. Sanki saçını ve sakalını düzeltmesini kast ediyordu. Adam da saçını sakalını düzelttikten sonra gelince, Resûlullah (s.a.v.) (onu göstererek):
"Herhangi birinizin şeytan gibi saçı başı dağınık bir halde gelmesinden böyle gelmesi daha iyi değil mi?" buyurdu
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Şe'ar 1739, 1/370
Senetler:
()
Konular:
Süslenme, Cilt bakımı
Süslenme, Saç tıraşı/bakımı
Temizlik, beden bakımı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
38867, MU001740
Hadis:
حَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ قَالَ أَخْبَرَنِى مُحَمَّدُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ التَّيْمِىُّ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَنَّ عَبْدَ الرَّحْمَنِ بْنَ الأَسْوَدِ بْنِ عَبْدِ يَغُوثَ قَالَ وَكَانَ جَلِيسًا لَهُمْ وَكَانَ أَبْيَضَ اللِّحْيَةِ وَالرَّأْسِ - قَالَ - فَغَدَا عَلَيْهِمْ ذَاتَ يَوْمٍ وَقَدْ حَمَّرَهُمَا قَالَ فَقَالَ لَهُ الْقَوْمُ هَذَا أَحْسَنُ فَقَالَ إِنَّ أُمِّى عَائِشَةَ زَوْجَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَرْسَلَتْ إِلَىَّ الْبَارِحَةَ جَارِيَتَهَا نُخَيْلَةَ فَأَقْسَمَتْ عَلَىَّ لأَصْبُغَنَّ وَأَخْبَرَتْنِى أَنَّ أَبَا بَكْرٍ الصِّدِّيقَ كَانَ يَصْبُغُ . قَالَ يَحْيَى سَمِعْتُ مَالِكًا يَقُولُ فِى صَبْغِ الشَّعَرِ بِالسَّوَادِ لَمْ أَسْمَعْ فِى ذَلِكَ شَيْئًا مَعْلُومًا وَغَيْرُ ذَلِكَ مِنَ الصِّبْغِ أَحَبُّ إِلَىَّ . قَالَ وَتَرْكُ الصَّبْغِ كُلِّهِ وَاسِعٌ إِنْ شَاءَ اللَّهُ لَيْسَ عَلَى النَّاسِ فِيهِ ضِيقٌ . قَالَ وَسَمِعْتُ مَالِكًا يَقُولُ فِى هَذَا الْحَدِيثِ بَيَانُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لَمْ يَصْبُغْ وَلَوْ صَبَغَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لأَرْسَلَتْ بِذَلِكَ عَائِشَةُ إِلَى عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الأَسْوَدِ .
Tercemesi:
Abdurrahman oğlu Ebû Seleme'den: Saçı sakalı ağarmış olan Abdurrahman b. Esved bir cemaa ile beraber oturuyordu. Ertesi gün o cemaatin yanına geldiğinde saçlarını kırmızıya boyamıştı. Oradakiler kendisine: " Bu daha güzel" dediklerinde, o da: "Resûlullah (s.a.v.)'in hanımı validem Aişe (r.a.) dün akşam cariyesi Nuhayîe'yi bana gönderdi, ısrarla boyamamı istedi ve Ebû Bekir (r.a.)'in boyadığım söyledi." dedi.
Yahya'nın anlattığına göre İmam Malik der ki:
"Saçların siyaha boyanması hususunda, belli bir şey duymadım. Ama başka bir renge boyamak, bana göre daha iyidir. Hiç boyamasa da olur. Bu hususta, insanlar için bir zorluk yoktur. Resûlullah (s.a.v.),saç ve sakalını boyamamıştır. Eğer boyamış olsaydı Aişe (r.a.), Abdurrahman b. Esvede bunu bildirirdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Şe'ar 1740, 1/371
Senetler:
()
Konular:
Süslenme, Saç/Sakal Boyama
وَحَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنْ سُهَيْلِ بْنِ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَجُلاً مِنْ أَسْلَمَ قَالَ مَا نِمْتُ هَذِهِ اللَّيْلَةَ . فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنْ أَىِّ شَىْءٍ. فَقَالَ لَدَغَتْنِى عَقْرَبٌ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَمَا إِنَّكَ لَوْ قُلْتَ حِينَ أَمْسَيْتَ أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللَّهِ التَّامَّاتِ مِنْ شَرِّ مَا خَلَقَ . لَمْ تَضُرَّكَ.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
38870, MU001743
Hadis:
وَحَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنْ سُهَيْلِ بْنِ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَجُلاً مِنْ أَسْلَمَ قَالَ مَا نِمْتُ هَذِهِ اللَّيْلَةَ . فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنْ أَىِّ شَىْءٍ. فَقَالَ لَدَغَتْنِى عَقْرَبٌ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَمَا إِنَّكَ لَوْ قُلْتَ حِينَ أَمْسَيْتَ أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللَّهِ التَّامَّاتِ مِنْ شَرِّ مَا خَلَقَ . لَمْ تَضُرَّكَ.
Tercemesi:
Ebû Hüreyre (r.a.) der ki: Eşlem kabilesinden bir adam: " Ben bu gece uyumadım." dedi. Resûlullah (s.a.v.): " Neden?" diye sorunca:
" Beni bir akrep soktu."diye cevap verdi. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v.):
" Eğer akşamleyin: Yarattığı şeylerin şerrinden, Allah'ın noksanlıktan uzak, tam ve üstün kelimelerine sığınının, deseydin sana zarar veremezdi." buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Şe'ar 1743, 1/371
Senetler:
()
Konular:
Dua, zararlı hayvanların şerrinden kurtulmak için
Öneri Formu
Hadis Id, No:
38877, MU001749
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ أَنَّهُ بَلَغَهُ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبَّاسٍ أَنَّهُ كَانَ يَقُولُ الْقَصْدُ وَالْتُّؤَدَةُ وَحُسْنُ السَّمْتِ جُزْءٌ مِنْ خَمْسَةٍ وَعِشْرِينَ جُزْءًا مِنَ النُّبُوَّةِ .
Tercemesi:
İmam Malik'e Abdullah b. Abbas (r.a.)'m şu hadisi rivayet edildi: İşlerde iktisatlı olmak, yumuşak davranmak, (din ve görünüş bakımından) güzel bir yol tutmak Nübüvvetin yirmi beşte biridir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Şe'ar 1749, 1/372
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
Konular:
Müslüman, vasıfları
Seçki, Güzel ahlak