1898 Kayıt Bulundu.
Bize Malik, ona İbn Şihab, ona Ubeydullah b. Abdullah, ona da Abdullah b. Ömer, Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Biriniz yerken sağ eliyle yesin, içerken de sağ eliyle içsin. Çünkü şeytan soluyla yer ve soluyla içer."
Bize Mâlik, ona Süheyl b. Ebu Sâlih, ona babası [Ebû Salih es-Semmân], ona da Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah'a (sav) bir kafir misafir olmuştu. Rasulullah (sav), onun için koyun sağılmasını emretti. Koyun sağıldı, misafir sütü içti. Sonra başka bir koyun daha sağıldı. Misafir onu da içti. Sonra bir tane daha derken tam yedi tane koyunun sütünü içti. Sabah vakti bu misafir müslüman oldu. Rasulullah (sav) yine onun için koyun sağılmasını emretti. Bir kere sağıldı, sütü içti. Bir koyun daha sağıldı. Ancak bu koyunun sütünü bitiremedi. Rasulullah (sav), şöyle buyurdu: "Mümin bir mideyi, kafir ise yedi mideyi [doyurmak için] içer."
Bize Mâlik, ona Saîd b. Ebu Saîd el-Makburî, ona da Ebu Şüreyh el-Ka'bî'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa ya hayır söylesin yahut sussun. Her kim Allah'a ve âhiret gününe iman ediyorsa komşusuna iyi davransın. Her kim Allah ve âhiret gününe iman ediyorsa misafirine ikram etsin. Misafir bir gün izzet ve ikramla ağırlanır. Normal bir şekilde ağırlanması ise üç gündür. Üç günden sonrası [ev sahibinden misafirine] sadakadır. Misafirin ev sahibini sıkıntıda bırakacak kadar uzun süre kalması helal olmaz."
Bana Malik ( b. Enes), ona Zeyd b. Eslem, ona Amr b. Sa’d b. Muaz, ona ninesi Hz. Peygamber’in “Ey mümin kadınlar! Herhangi biriniz, komşusunu (ondan aldığı veya verdiği) yanmış bir koyun paçası (ayağı) da olsa sakın küçümsemesin!” buyurduğunu rivayet etti.
Bize Mâlik, ona Muhammed b. Amr b. Halhale, ona da Humeyd b. Mâlik b. Huseym şöyle rivayet etmiştir: Ebu Hüreyre ile birlikte el-Akîk'teki arazisinde oturuyordum. Ona Medine ahalisinden bir topluluk bineklerinin üzerinde geldiler. Onun yanında konakladılar. Ebu Hüreyre, "Anneme git ve oğlun sana selam söylüyor ve bize yiyecek bir şeyler hazırlasın diyor de." dedi. Bir tepsiye üç parça ekmek, biraz yağ ve tuz koydu. Tepsiyi başımın üzerine alıp onlara getirdim. Tepsiyi önlerine koyunca Ebu Hüreyre, tekbir getirdi ve "Biz hurma ve sudan başka şey bulamazken ekmek nimetiyle bizi doyuran Allah'a hamd olsun" dedi. Gelenler yemekten hiç yemediler ve oradan ayrıldılar. Ebu Hüreyre, bana şöyle dedi: "Yeğenim! Koyunlarına iyi bak. Burun akıntılarını sil. Ağılını temizle. Namazını ağılın bir tarafında kıl. Koyun cennet hayvanlarındandır. Nefsim kudretinde olan Allah'a yemin olsun ki insanlara öyle bir zaman gelecek ki üç beş koyun, insana Mervan'ın evinden bile kıymetli gelecek."
Açıklama: Yahya b. Said ile Hz. Ömer arasında inkıta bulunmaktadır
Bana (Yahya), ona Mâlik (b. Enes), ona da İshâk b. Abdullah b. Ebu Talha, Enes b. Mâlik(in şöyle anlattığını rivayet etmiştir: "Üvey babam) Ebu Talha: 'Rasulullah'ın (sav) sesinin zayıf çıktığını duydum. Aç olduğunu anladım. Elinde (O'na ikram edebileceğimiz) bir şey var mı?' diye (hanımı) Ümmü Süleym'e sordu. O da: 'Evet var.' karşılığını verdi ve birkaç parça arpa ekmeği çıkardı. Bir örtü alıp bir tarafıyla ekmekleri sardı, görünmeyecek şekilde elime verdi, örtünün geri kalan kısmını vücuduma sardı ve beni Rasulullah'a (sav) gönderdi. Ben ekmeği götürdüğümde Rasulullah'ı (sav) mescitte insanlarla birlikte oturuyorken buldum. Onların başlarına dikildim. Rasulullah (sav): 'Seni Ebu Talha mı gönderdi?" diye sordu. 'Evet' dedim. 'Yemek için mi?" diye tekrar sordu. 'Evet' cevabını verdim. Bunun üzerine Peygamber (sav) yanındakilere: 'Haydi kalkın gidelim!' buyurdu. Rasulullah (sav) kalkıp yola koyuldu. Ben (hızlıca) önden gittim ve Ebu Talha'nın yanına gelip ona (durumu) haber verdim. Ebu Talha: 'Ey Ümmü Süleym, Rasulullah (sav) yanında birileriyle geldi. Kendilerine verecek (yeterli) yemeğimiz de yok.' dedi. Ümmü Süleym: 'Allah ve Rasulü (her şeyi bizden) daha iyi bilir' karşılığını verdi. Ebu Talha Rasulullah'ı (sav) karşılamaya çıktı. Rasulullah'ı (sav) ve onunla birlikte gelenleri karşıladı. Allah Rasulü (sav): 'Haydı, neyin varsa getir bakalım ey Ümmü Süleym.' buyurdu. Bunun üzerine Ümmü Süleym (hemen) ekmeği getirdi. Rasulullah (sav) ekmeğin küçük parçalara bölünmesini istedi. Ümmü Süleym tulumdan yağ sıkıp (ekmeğin üzerine dökerek) ekmeğe katık yaptı. Rasulullah (sav) (ekmekle yapılan) bu yemek için Allah (cc) ne dilediyse dua etti ve: 'On kişiyi içeri alın.' buyurdu. Ebu Talha onları içeri aldı. Onlar yiyip karınlarını doyurdu ve çıktı. 'On kişiyi daha içeri alın.' buyurdu. Ebu Talha onları da içeri aldı. Bunlar da yiyip karınlarını doyurduktan sonra çıktılar. Hz. Peygamber (sav) tekrar: 'On kişiyi daha içeri alın' buyurdu. Ebu Talha bir on kişi daha içeri aldı. Bu on kişi de yiyip karınlarını doyurp çıktı. Hz. Peygamber (sav) yine: 'On kişiyi daha içeri alın' buyurdu. Böylece oraya gelenlerin hepsi (hazırlanan yemekten) yedi ve karınları doydu. (Yemeğe katılan) Topluluk, yetmiş veya seksen kişiydi."