10631 Kayıt Bulundu.
Bize Hamid b. Ömer, ona Hammâd b. Zeyd, ona Eyyüb, ona Muhammed, ona da Ümmü Atıyye şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah'ın (sav) kızlarından biri vefat etmişti. Rasulullah (sav) bunun üzerine yanımıza geldi ve 'Onu su ve sidr ile üç, beş veya gerek duyarsanız daha fazla yıkayın. Son yıkayışınızda kâfûr veya ona benzer bir koku kullanın. Yıkamayı bitirince bana bildirin" buyurdu. Yıkamayı bitirince Hz. Peygamber'e bildirdik. Rasulullah da (sav) bize kendi peştamalını verdi ve 'Bunu ölünün bedenine sarın' buyurdu. [Bu hadisi, Eyyüb, Hafsa'dan o da Ümmü Atıyye'den benzer şekilde nakletmiştir.]
Açıklama: Hadisin metninde yer alan "veya biraz kafur" sözü ravinin tereddütünden kaynaklıdır.
Bize Ebu Nuaym, ona Süfyan, ona Hişâm, ona da Urve, Âişe’nin (r.anhâ) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) pamuklu üç parça bezle kefenlendi. Bunlar arasında gömlek de sarık da yoktu."
Bize Ahmed, ona Abdullah b. Vehb, ona İbn Cüreyc, ona da Eyyüb, İbn Sîrîn’in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "(Rasulullah’a) bey’at etmiş Ensar kadınlarından biri olan Ümmü Atiyye (r.anhâ) oğlu (vefat etmeden önce) alelacele Basra’ya geldi, ancak oğluna yetişemedi. O zaman bize şu hadisi nakletti: Nebi’nin (sav) (vefat eden) kızını yıkamakta iken Nebi (sav) yanımıza girdi ve 'Onu su ve sidr otu ile üç, beş ya da uygun gördüğünüz daha fazla sayıda yıkayın. Son yıkamada suya kâfûr da katın. Bitirdikten sonra da bana haber verin' buyurdu. Ümmü Atiyye 'Biz yıkamayı bitirince Hz. Peygamber (sav) bize izârını uzattı ve 'Bunu, mevta için iç gömleği olarak kullanın' buyurdu." [(Hadisin râvilerinden Eyyüb) dedi ki: (İbn Sîrîn) bundan fazla bir şey söylemedi. Ölen kızın Hz. Peygamber'in (sav) hangi kızı olduğunu bilmiyorum. Ayrıca (Eyyüb), hadiste geçen iş’ârın ölüyü izâra sarmak anlamına geldiğini söylemiştir. İbn Sîrîn de kadın cenazesine izâr (belden aşağısını örten parça) bağlanmamasını ve ölünün boydan boya kefen ile örtülüp sarılmasını isterdi.]
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Hişâm, ona babası, ona da Âişe (r.anhâ) şöyle rivayet etmiştir: "Rasûlullah (sav) üç parça bezle kefenlendi. Kefen bezleri içerisinde ne gömlek ne de sarık vardı."
Bize İsmail, ona Mâlik, ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Âişe (r.anhâ) şöyle rivayet etmiştir: "Rasûlullah (sav) beyaz renkli üç parça bezle kefenlendi. Kefen bezleri içerisinde gömlek de sarık da yoktu."
Bize Abdân, ona Abdullah, ona da İbn Cüreyc, Abdullah b. Ubeydullah b. Ebu Müleyke'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Osman (b. Affân)'ın bir kızı Mekke'de vefat etti. Bizler de cenazeye katılmak için gelmiştik. İbn Ömer ve İbn Abbas da (r. anhüm) gelmişti. Ben de o ikisinin arasında veya o ikisinden birinin yanında oturuyordum, diğeri gelip benim yanıma oturdu. O esnada Abdullah b. Ömer (r.anhuma), Amr b. Osman'a şöyle dedi: Cenazede ağlanmasını engellemeyecek misin? Zira Rasulullah (sav) 'Şüphesiz ölen kişi, ailesinin ona ağlaması sebebiyle azap görür’ buyurmuştur."
Bize Kuteybe, ona Cerîr, ona el-A'meş, ona Mücâhid, ona Tâvûs, ona da İbn Abbâs (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) iki mezarın yanından geçerken, 'Bu ikisi azap görüyorlar. Bunun sebebi de büyük bir günah değildir. Bunlardan biri insanlar arasında laf taşırdı. Diğeri ise küçük abdest bozarken örtünmezdi' buyurdu. Sonra yaş bir hurma dalı aldı ve onu ikiye böldü. Sonra her bir parçayı bir mezara dikti. Ardından, 'Umulur ki bu dallar kuruyana kadar onların azabı hafifletilir' buyurdu."
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona Abdullah b. Ebu Bekir, ona babası (Ebu Bekir b. Amr), ona Amra bt. Abdurrahman, ona da Hz. Peygamber'in eşi Hz. Âişe (r.anhâ) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), yakınlarının başında ağladığı Yahudi kadına ait bir mezarın yanından geçiyordu. Bunu görünce 'Onlar, o kadının mezarı başında ağlıyorlar. Kadınsa kabrinde azap görüyor' buyurdu."