وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ نَافِعٍ عَنْ صَفِيَّةَ بِنْتِ أَبِى عُبَيْدٍ عَنْ عَائِشَةَ وَحَفْصَةَ زَوْجَىِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ لاَ يَحِلُّ لاِمْرَأَةٍ تُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ أَنْ تُحِدَّ عَلَى مَيْتٍ فَوْقَ ثَلاَثِ لَيَالٍ إِلاَّ عَلَى زَوْجٍ.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
37054, MU001269
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ نَافِعٍ عَنْ صَفِيَّةَ بِنْتِ أَبِى عُبَيْدٍ عَنْ عَائِشَةَ وَحَفْصَةَ زَوْجَىِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ لاَ يَحِلُّ لاِمْرَأَةٍ تُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ أَنْ تُحِدَّ عَلَى مَيْتٍ فَوْقَ ثَلاَثِ لَيَالٍ إِلاَّ عَلَى زَوْجٍ.
Tercemesi:
Bize Malik, ona Nafi', ona Safiyye bt. Ebu Ubeyd, ona da Hz. Peygamber'in (sav) hanımları Hz. Aişe ve Hz. Hafsa Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir. "Allah'a ve ahiret gününe inanan bir kadına kocasından başka hiçbir cenaze sebebiyle üç günden fazla yas tutması helal olmaz."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Talak 1269, 1/220
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Safiyye bt. Ebu Ubeyd es-Sekafiyye (Safiyye bt. Ebu Ubeyd b. Mesud b. Amr b. Umeyr)
3. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
Konular:
Cenaze, Yas tutma, ölünün ardından tutulan yasın müddeti
KTB, CENAZE, CENAİZ
Yas tutmak, eşinin arkasından tutulan yas
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ أَنَّهُ بَلَغَهُ أَنَّ أُمَّ سَلَمَةَ زَوْجَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَتْ لاِمْرَأَةٍ حَادٍّ عَلَى زَوْجِهَا اشْتَكَتْ عَيْنَيْهَا فَبَلَغَ ذَلِكَ مِنْهَا اكْتَحِلِى بِكُحْلِ الْجِلاَءِ بِاللَّيْلِ وَامْسَحِيهِ بِالنَّهَارِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
37055, MU001270
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ أَنَّهُ بَلَغَهُ أَنَّ أُمَّ سَلَمَةَ زَوْجَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَتْ لاِمْرَأَةٍ حَادٍّ عَلَى زَوْجِهَا اشْتَكَتْ عَيْنَيْهَا فَبَلَغَ ذَلِكَ مِنْهَا اكْتَحِلِى بِكُحْلِ الْجِلاَءِ بِاللَّيْلِ وَامْسَحِيهِ بِالنَّهَارِ .
Tercemesi:
O (Yahya b. Yahya) bana, ona Mâlik’in rivayet ettiğine göre, kendisine Nebi’nin (sav) zevcesi Ümmü Seleme’nin, kocasının yasını tutmak da iken gözleri ileri derecede rahatsızlanmış bir kadına: “Geceleri parlatıcı özelliği olan sürmeyi çek, gündüzün de onu sil” dediği rivayeti ulaşmıştır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Talak 1270, 1/220
Senetler:
1. Ümmü Seleme Zevcü'n Nebi (Hind bt. Huzeyfe b. Muğire)
Konular:
Cenaze, Yas tutma, ölünün ardından tutulan yasın müddeti
KTB, CENAZE, CENAİZ
Yas tutmak, eşinin arkasından tutulan yas
قَالَتْ زَيْنَبُ وَسَمِعْتُ أُمِّى أُمَّ سَلَمَةَ زَوْجَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم تَقُولُ جَاءَتِ امْرَأَةٌ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ ابْنَتِى تُوُفِّىَ عَنْهَا زَوْجُهَا وَقَدِ اشْتَكَتْ عَيْنَيْهَا أَفَتَكْحُلُهُمَا فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لاَ. مَرَّتَيْنِ أَوْ ثَلاَثًا كُلُّ ذَلِكَ يَقُولُ لاَ ثُمَّ قَالَ إِنَّمَا هِىَ أَرْبَعَةُ أَشْهُرٍ وَعَشْرًا وَقَدْ كَانَتْ إِحْدَاكُنَّ فِى الْجَاهِلِيَّةِ تَرْمِى بِالْبَعْرَةِ عَلَى رَأْسِ الْحَوْلِ. قَالَ حُمَيْدُ بْنُ نَافِعٍ فَقُلْتُ لِزَيْنَبَ وَمَا تَرْمِى بِالْبَعْرَةِ عَلَى رَأْسِ الْحَوْلِ فَقَالَتْ زَيْنَبُ كَانَتِ الْمَرْأَةُ إِذَا تُوُفِّىَ عَنْهَا زَوْجُهَا دَخَلَتْ حِفْشًا وَلَبِسَتْ شَرَّ ثِيَابِهَا وَلَمْ تَمَسَّ طِيبًا وَلاَ شَيْئًا حَتَّى تَمُرَّ بِهَا سَنَةٌ ثُمَّ تُؤْتَى بِدَابَّةٍ حِمَارٍ أَوْ شَاةٍ أَوْ طَيْرٍ فَتَفْتَضُّ بِهِ فَقَلَّمَا تَفْتَضُّ بِشَىْءٍ إِلاَّ مَاتَ ثُمَّ تَخْرُجُ فَتُعْطَى بَعْرَةً فَتَرْمِى بِهَا ثُمَّ تُرَاجِعُ بَعْدُ مَا شَاءَتْ مِنْ طِيبٍ أَوْ غَيْرِهِ . قال مالك والحفش البيت الردئ و تفتض تسمح به جلدها كالنشرة.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
37053, MU001268
Hadis:
قَالَتْ زَيْنَبُ وَسَمِعْتُ أُمِّى أُمَّ سَلَمَةَ زَوْجَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم تَقُولُ جَاءَتِ امْرَأَةٌ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ ابْنَتِى تُوُفِّىَ عَنْهَا زَوْجُهَا وَقَدِ اشْتَكَتْ عَيْنَيْهَا أَفَتَكْحُلُهُمَا فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لاَ. مَرَّتَيْنِ أَوْ ثَلاَثًا كُلُّ ذَلِكَ يَقُولُ لاَ ثُمَّ قَالَ إِنَّمَا هِىَ أَرْبَعَةُ أَشْهُرٍ وَعَشْرًا وَقَدْ كَانَتْ إِحْدَاكُنَّ فِى الْجَاهِلِيَّةِ تَرْمِى بِالْبَعْرَةِ عَلَى رَأْسِ الْحَوْلِ. قَالَ حُمَيْدُ بْنُ نَافِعٍ فَقُلْتُ لِزَيْنَبَ وَمَا تَرْمِى بِالْبَعْرَةِ عَلَى رَأْسِ الْحَوْلِ فَقَالَتْ زَيْنَبُ كَانَتِ الْمَرْأَةُ إِذَا تُوُفِّىَ عَنْهَا زَوْجُهَا دَخَلَتْ حِفْشًا وَلَبِسَتْ شَرَّ ثِيَابِهَا وَلَمْ تَمَسَّ طِيبًا وَلاَ شَيْئًا حَتَّى تَمُرَّ بِهَا سَنَةٌ ثُمَّ تُؤْتَى بِدَابَّةٍ حِمَارٍ أَوْ شَاةٍ أَوْ طَيْرٍ فَتَفْتَضُّ بِهِ فَقَلَّمَا تَفْتَضُّ بِشَىْءٍ إِلاَّ مَاتَ ثُمَّ تَخْرُجُ فَتُعْطَى بَعْرَةً فَتَرْمِى بِهَا ثُمَّ تُرَاجِعُ بَعْدُ مَا شَاءَتْ مِنْ طِيبٍ أَوْ غَيْرِهِ . قال مالك والحفش البيت الردئ و تفتض تسمح به جلدها كالنشرة.
Tercemesi:
Zeyneb dedi ki: Ben, Nebi’nin (sav) zevcesi annem Ümmü Seleme’yi şöyle derken dinledim: Bir kadın Rasulullah’a gelip: Ey Allah’ın Rasulü, kızımın kocası vefat etti, gözlerinden de rahatsızlandı, gözlerine sürme çekebilir mi? dedi. Rasulullah (sav): “Hayır” buyurdu. İki ya da üç defa tekrarlayınca O, her seferinde: “Hayır” buyurdu sonra da şunları ekledi: “Hepsi topu topu dört ay on gündür, sizden herhangi bir kadın, cahiliye döneminde, sene bitiminde bir parça tezek atardı.”
Humeyd b. Nâfi dedi ki: Ben, Zeyneb’e: Sene başında bir tezek atardı ne demek? dedim. Zeyneb dedi ki: (cahiliye döneminde) bir kadının kocası öldü mü küçücük bir odaya girer, en kötü elbiselerini giyinir, hiçbir kokuya ve benzeri bir şeye, üzerinden bir sene geçinceye kadar el süremezdi. Daha sonra ona eşek, koyun ya da bir kuş gibi bir canlı getirilir ve ona sürünürdü. Bir şeye sürünüp de ölmediği çok az görünürdü. Sonra dışarı çıkar, kendisine bir parça tezek verilir, o da onu atardı. Artık bundan sonra istediği gibi koku sürünür ya da başka bir şey kullanırdı.
Mâlik dedi ki: Hifş (küçük bir oda) ise kötü ev demektir. “Teftattu: sürünürdü” de derisini onunla –bir ilaçmış gibi- silinirdi, demektir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Talak 1268, 1/219
Senetler:
1. Ümmü Seleme Zevcü'n Nebi (Hind bt. Huzeyfe b. Muğire)
2. Berra Zeyneb bt. Ümmü Seleme el-Mahzumiyye (Zeyneb bt. Abdullah b. Abdulesed b. Hilal)
3. Ebu Eflah Humeyd b. Nafi' el-Ensari (Humeyd b. Nafi')
4. Abdullah b. Ebu Bekir el-Ensari (Abdullah b. Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazm)
Konular:
Cenaze, Yas tutma, ölünün ardından tutulan yasın müddeti
KTB, CENAZE, CENAİZ
Yas tutmak, eşinin arkasından tutulan yas
Öneri Formu
Hadis Id, No:
37044, MU001259
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ مِثْلَ ذَلِكَ قَالَ مَالِكٌ فِى الْعَبْدِ يُطَلِّقُ الأَمَةَ طَلاَقًا لَمْ يَبُتَّهَا فِيهِ لَهُ عَلَيْهَا فِيهِ الرَّجْعَةُ ثُمَّ يَمُوتُ وَهِىَ فِى عِدَّتِهَا مِنْ طَلاَقِهِ إِنَّهَا تَعْتَدُّ عِدَّةَ الأَمَةِ الْمُتَوَفَّى عَنْهَا زَوْجُهَا شَهْرَيْنِ وَخَمْسَ لَيَالٍ وَإِنَّهَا إِنْ عَتَقَتْ وَلَهُ عَلَيْهَا رَجْعَةٌ ثُمَّ لَمْ تَخْتَرْ فِرَاقَهُ بَعْدَ الْعِتْقِ حَتَّى يَمُوتَ وَهِىَ فِى عِدَّتِهَا مِنْ طَلاَقِهِ اعْتَدَّتْ عِدَّةَ الْحُرَّةِ الْمُتَوَفَّى عَنْهَا زَوْجُهَا أَرْبَعَةَ أَشْهُرٍ وَعَشْرًا وَذَلِكَ أَنَّهَا إِنَّمَا وَقَعَتْ عَلَيْهَا عِدَّةُ الْوَفَاةِ بَعْدَ مَا عَتَقَتْ فَعِدَّتُهَا عِدَّةُ الْحُرَّةِ . قَالَ مَالِكٌ وَهَذَا الأَمْرُ عِنْدَنَا .
Tercemesi:
İbn Şihab da bunun benzerini rivayet etti.
İmam Malik, cariyeyi ric'î talak ile boşayıp, dönme hakkı olan, sonra boşadığı karısı iddet beklerken Ölen bir köle hakkında der ki: Kocası ölen cariyenin iddeti gibi, iki ay beş gün iddet bekler. Bu cariye, kocasının dönme hakkı varken azad olsa, sonra azad olmayı müteakip kocasının boşamasından ötürü iddet beklerken, kocasının ölümüne kadar ondan ayrılmak istemezse, kocası Ölen hür kadının iddeti kadar, dört ay on gün iddet bekler. Bu hükmün sebebi, ölüm iddetinin azad olduktan sonra meydana gelmiş olmasıdır. Bu sebeple iddeti, hür kadının iddeti kadardır.
İmam Malik der ki: Hüküm bizce böyledir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Talak 1259, 1/218
Senetler:
()
Konular:
Cariye, boşanması, iddeti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
37050, MU001265
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ قَيْسٍ الْمَكِّىِّ عَنْ رَجُلٍ يُقَالُ لَهُ ذَفِيفٌ أَنَّهُ قَالَ سُئِلَ ابْنُ عَبَّاسٍ عَنِ الْعَزْلِ فَدَعَا جَارِيَةً لَهُ فَقَالَ أَخْبِرِيهِمْ . فَكَأَنَّهَا اسْتَحْيَتْ . فَقَالَ هُوَ ذَلِكَ أَمَّا أَنَا فَأَفْعَلُهُ . يَعْنِى أَنَّهُ يَعْزِلُ . قَالَ مَالِكٌ لاَ يَعْزِلُ الرَّجُلُ عَنِ الْمَرْأَةِ الْحُرَّةِ إِلاَّ بِإِذْنِهَا وَلاَ بَأْسَ أَنْ يَعْزِلَ عَنْ أَمَتِهِ بِغَيْرِ إِذْنِهَا وَمَنْ كَانَتْ تَحْتَهُ أَمَةُ قَوْمٍ فَلاَ يَعْزِلُ إِلاَّ بِإِذْنِهِمْ .
Tercemesi:
Zefîf adında bir adam dedi ki: İbn Abbas'a azil (meselesi) soruldu. Bunun üzerine cariyesini çağırdı ve:
"Onlara söyle" dedi. Cariye de utanır gibi olunca:
"Yapabilirsin" (kendisinin de azil yaptığını kasdederek) "ben de yapıyorum" dedi.
İmam Malik der ki: Kişi ancak hür hanımının iznini alarak azil yapabilir. İzinsiz olarak cariyesiyle münasebetinde azil yapmasında bir mahzur yoktur. Başkalarının cariyesi ile evli kimse, ancak onların izniyle azil yapabilir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Talak 1265, 1/219
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Zefîf Mevla Abdullah b. Abbas (Zefîf)
3. Ebu Safvan Humeyd b. Kays el-A'rec (Humeyd b. Kays)
Konular:
Doğum kontrolü, Azil meselesi