حدثنا أبو عاصم عن أبان بن صعمة عن أبى الوازع جابر عن أبى برزة الأسلمى قال قلت : يا رسول الله دلنى على عمل يدخلنى الجنة قال :
"أمط الأذى عن طريق الناس"
Bize Ebu Asım, ona Ebân b. Sa'me, ona Ebu'l-Vâzi' Cabir, ona Ebu Berze el-Eslemî, Resûlullah'a (sav) 'beni cennete götürecek bir amel söyle' dedim. (Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:)
"Rahatsızlık veren şeyleri insanların yolundan uzaklaştır."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164040, EM000228
Hadis:
حدثنا أبو عاصم عن أبان بن صعمة عن أبى الوازع جابر عن أبى برزة الأسلمى قال قلت : يا رسول الله دلنى على عمل يدخلنى الجنة قال :
"أمط الأذى عن طريق الناس"
Tercemesi:
Bize Ebu Asım, ona Ebân b. Sa'me, ona Ebu'l-Vâzi' Cabir, ona Ebu Berze el-Eslemî, Resûlullah'a (sav) 'beni cennete götürecek bir amel söyle' dedim. (Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:)
"Rahatsızlık veren şeyleri insanların yolundan uzaklaştır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 228, /214
Senetler:
1. Ebu Berze Nadle b. Amr el-Eslemî (Nadle b. Ubeyd b. Hâris b. Hammâl)
2. Ebu Vâzi' Cabir b. Amr er-Râsibî (Cabir b. Amr)
3. Ebu Bekir Eban b. Sam'a el-Ensarî (Eban b. Sam'a)
4. Ebu Âsım Dahhâk b. Mahled en-Nebîl (Dahhâk b. Mahled)
Konular:
Amel, faziletlileri
Cennet, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Şiddet, Eziyet, eziyet etmekten kaçınmak, eziyeti ortadan kaldırmak
حدثنا أحمد بن يونس قال حدثنا زهير قال حدثنا كنانة مولى صفية عن أبي هريرة قال : أبخل الناس من بخل بالسلام والمغبون من لم يرده وان حالت بينك وبين أخيك شجرة فان استطعت أن تبدأه بالسلام لا يبدأك فافعل
Açıklama: Cimrilik konusuna eklenebilir.
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
أبخل الناس من بخل بالسلام
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165718, EM001015
Hadis:
حدثنا أحمد بن يونس قال حدثنا زهير قال حدثنا كنانة مولى صفية عن أبي هريرة قال : أبخل الناس من بخل بالسلام والمغبون من لم يرده وان حالت بينك وبين أخيك شجرة فان استطعت أن تبدأه بالسلام لا يبدأك فافعل
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Yunus, ona Züheyr, ona da Safiyye’nin azatlısı Kinâne, Ebû Hüreyre (r.a.)’ın şöyle dediğini rivayet etti.
“İnsanların en cimrisi selam vermekte cimrilik edendir. Aldanmış olanı da selama karşılık vermeyendir. Eğer kardeşinle senin arana bir ağaç girerse, o selam vermezden evvel sen selam verebiliyorsan hemen bunu yap."
Açıklama:
Cimrilik konusuna eklenebilir.
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
أبخل الناس من بخل بالسلام
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1015, /795
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Kinane Mevla Safiyye bt. Hay (Kinane b. Nübeyh)
3. Züheyr b. Muaviye el-Cu'fî (Züheyr b. Muaviye b. Hadîc b. Rahîl b. Züheyr b. Hayseme)
4. Ebu Abdullah Ahmed b. Yunus et-Temimî (Ahmed b. Abdullah b. Yunus b. Abdullah b. Kays)
Konular:
Adab, Selam, selamlaşma adabı
Cimri, Cimrilik
Cimrilik, zemmedilişi
KTB, ADAB
KTB, SELAM
Selam, aynı şekilde veya daha güzeliyle karşılık vermek
حدثنا حامد بن عمر قال حدثنا أبو عوانة عن أبي جمرة قال : سمعت بن عباس يقول إذا شمت عافانا الله وإياكم من النار يرحمكم الله
Açıklama: Bir meclis içinde aksırma olduğu zaman, aksırma sebebiyle Allah'a hamd edilir ve bunu İşitenler de karşılık olarak teşmît ederler, Allah'tan rahmet dilerler ve böylece hazırda bulunanların hepsi duadan faydalanırlar. Allah'ın rahmetine kavuşanlar da cehennem ateşinden kurtulur, afiyet kazanırlar.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165626, EM000929
Hadis:
حدثنا حامد بن عمر قال حدثنا أبو عوانة عن أبي جمرة قال : سمعت بن عباس يقول إذا شمت عافانا الله وإياكم من النار يرحمكم الله
Tercemesi:
— İbni Abbas'tan şöyle dediği rivayet edilmiştir:
«— Teşmît edildiği zaman, Allah bize ve size ateşten kurtulma affını ve verir, Allah sîze merhamet eder."
Açıklama:
Bir meclis içinde aksırma olduğu zaman, aksırma sebebiyle Allah'a hamd edilir ve bunu İşitenler de karşılık olarak teşmît ederler, Allah'tan rahmet dilerler ve böylece hazırda bulunanların hepsi duadan faydalanırlar. Allah'ın rahmetine kavuşanlar da cehennem ateşinden kurtulur, afiyet kazanırlar.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 929, /727
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
Konular:
Adab, hapşıran kişiye hayır duada bulunulmalı
KTB, ADAB
قال وقال رسول الله صلى الله عليه وسلم : ما تعدون فيكم الصرعة قالوا هو الذي لا تصرعه الرجال فقال لا ولكن الصرعة الذي يملك نفسه عند الغضب
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163967, EM000155
Hadis:
قال وقال رسول الله صلى الله عليه وسلم : ما تعدون فيكم الصرعة قالوا هو الذي لا تصرعه الرجال فقال لا ولكن الصرعة الذي يملك نفسه عند الغضب
Tercemesi:
(Bize Muhammed b. Selam, ona Ebu Muaviye (Muhammed b. Hâzim), ona (Süleyman b. Mihran) el-Ameş), ona İbrahim (b. Yezid) et-Teymî, ona Haris b. Süveyd, ona da Abdullah (b. Mesud) şöyle demiştir:) Hz. Peygamber (sav), şöyle buyurmuştur: "Sizler kimi pehlivan olarak kabul ediyorsunuz? Orada bulunanlar; Kimsenin kendisini yenemediği kişidir, dediler. Hz. Peygamber (sav) de; "Hayır pehlivan kişi öfke anında kendini tutabilendir", buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 155, /162
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Haris b. Süveyd et-Teymi (Haris b. Süveyd)
3. Ebu Esma İbrahim b. Yezid et-Teymî (İbrahim b. Yezid b. Şerik)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Muaviye Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr (Muhammed b. Hazim)
6. Muhammed b. Selam el-Bikendî (Muhammed b. Selam b. Ferec)
Konular:
Eğitim, eğitim-öğretim metodu
Eğitim, Hz. Peygamber'in Müslümanları Eğitmesi
Hz. Peygamber, öğreticiliği
İnsan, kızgınlık
Nefis, nefis terbiyesi
Öfke, öfkeyi kontrol etmek erdemdir
Sabır, sabretmek
حدثنا أبو نعيم قال حدثنا سفيان عن عبيد الله عن نافع قال : كان بن عمر يضرب ولده على اللحن
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165574, EM000880
Hadis:
حدثنا أبو نعيم قال حدثنا سفيان عن عبيد الله عن نافع قال : كان بن عمر يضرب ولده على اللحن
Tercemesi:
Bize Ebu Nuaym (Fadl b. Dükeyn), ona Süfyan (es-Sevrî), ona Ubeydullah, ona da Nafi şöyle haber vermiştir: Abdullah b. Ömer çocuğuna düzgün konuşmadığı için vururdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 880, /683
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
Konular:
Aile, aile içinde çocuklarla ilişkiler
Eğitim, şiddetten kaçınmak
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
حدثنا أحمد بن أبي عمرو قال حدثني أبي قال حدثني إبراهيم عن موسى بن عقبة عن صفوان بن سليم عن عطاء بن يسار عن أبي هريرة قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : يسلم الصغير على الكبير والماشي على القاعد والقليل على الكثير
حدثنا محمد بن سلام قال أخبرنا مخلد قال أخبرنا بن جريج قال أخبرني زياد عن أبي الزناد قال: كان خارجة بن زيد بن ثابت يكتب على كتاب زيد إذا سلم قال السلام عليك يا أمير المؤمنين ورحمة الله وبركاته ومغفرته وطيب صلواته
Öneri Formu
Hadis Id, No:
270421, EM001001-2
Hadis:
حدثنا أحمد بن أبي عمرو قال حدثني أبي قال حدثني إبراهيم عن موسى بن عقبة عن صفوان بن سليم عن عطاء بن يسار عن أبي هريرة قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : يسلم الصغير على الكبير والماشي على القاعد والقليل على الكثير
حدثنا محمد بن سلام قال أخبرنا مخلد قال أخبرنا بن جريج قال أخبرني زياد عن أبي الزناد قال: كان خارجة بن زيد بن ثابت يكتب على كتاب زيد إذا سلم قال السلام عليك يا أمير المؤمنين ورحمة الله وبركاته ومغفرته وطيب صلواته
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1001, /787
Senetler:
1. Ebu Zeyd Harice b. Zeyd el-Ensarî (Harice b. Zeyd b. Sabit b. Dahhak b. Zeyd)
2. Ebu Zinad Abdullah b. Zekvan el-Kuraşi (Abdullah b. Zekvan)
3. Ebu Abdurrahman Ziyad b. Sa'd el-Horasanî (Ziyad b. Sa'd b. Abdurrahman)
4. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
5. Ebu Yahya Mahled b. Yezid el-Harranî (Mahled b. Yezid)
6. Muhammed b. Selam el-Bikendî (Muhammed b. Selam b. Ferec)
Konular:
Adab, Selam, selamlaşma adabı
KTB, ADAB
KTB, SELAM
Selam, selam önce veren / vermesi gereken
حدثنا محمد بن سلام قال حدثنا وكيع عن عبادة بن مسلم الفزاري قال حدثني جبير بن أبي سليمان بن جبير بن مطعم قال سمعت بن عمر يقول : لم يكن رسول الله صلى الله عليه وسلم يدع هؤلاء الكلمات إذا أصبح وإذا أمسى اللهم إني أسألك العافية في الدنيا والآخرة اللهم إني أسألك العفو والعافية في ديني ودنياي وأهلي ومالي اللهم استر عوراتي وآمن روعاتي اللهم احفظني من بين يدي ومن خلفي وعن يميني وعن شمالي ومن فوقي وأعوذ بعظمتك من أن أغتال من تحتي
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166321, EM001200
Hadis:
حدثنا محمد بن سلام قال حدثنا وكيع عن عبادة بن مسلم الفزاري قال حدثني جبير بن أبي سليمان بن جبير بن مطعم قال سمعت بن عمر يقول : لم يكن رسول الله صلى الله عليه وسلم يدع هؤلاء الكلمات إذا أصبح وإذا أمسى اللهم إني أسألك العافية في الدنيا والآخرة اللهم إني أسألك العفو والعافية في ديني ودنياي وأهلي ومالي اللهم استر عوراتي وآمن روعاتي اللهم احفظني من بين يدي ومن خلفي وعن يميني وعن شمالي ومن فوقي وأعوذ بعظمتك من أن أغتال من تحتي
Tercemesi:
— İbni Ömer (Radiyallahu anhüma)''in şöyle dediği işitilmiştir: — Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) sabahladığı zaman, ve akşamladığı zaman şu kelimeleri söylemeyi bırakmazdı:
«Allah'ım, dünyada ve âhirette senden afiyet isterim. Allah'ım! Dinimde ve dünyamda, ehlimde ve malımda senden afv ve afiyet isterim. Allah'ım! Benim ayıplarımı ört ve korkularımdan emin kıl. Allah'ım! Önümden ve arkamdan, sağımdan ve solumdan ve üstümden (gelecek felâketlerden) beni koru. Altımdan (yerin dibinden bir musibetle) kelâk edilmemden senin azametine sığınırım.»[1132]
Açıklama:
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
اللَّهُمَّ اسْتُرْ عَوْرَاتِى وَآمِنْ رَوْعَاتِى
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1200, /909
Senetler:
()
Konular:
Dua, sabah/akşam okunacak
Hz. Peygamber, duaları
حدثنا الحسن بن بشر قال حدثنا الحكم بن عبد الملك عن قتادة عن الحسن عن عمران بن حصين قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : ما تقولون في الزنى وشرب الخمر والسرقة قلنا الله ورسوله أعلم قال هن الفواحش وفيهن العقوبة ألا أنبئكم بأكبر الكبائر الشرك بالله عز وجل وعقوق الوالدين وكان متكئا فاحتفز قال والزور
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163283, EM000030
Hadis:
حدثنا الحسن بن بشر قال حدثنا الحكم بن عبد الملك عن قتادة عن الحسن عن عمران بن حصين قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : ما تقولون في الزنى وشرب الخمر والسرقة قلنا الله ورسوله أعلم قال هن الفواحش وفيهن العقوبة ألا أنبئكم بأكبر الكبائر الشرك بالله عز وجل وعقوق الوالدين وكان متكئا فاحتفز قال والزور
Tercemesi:
Bize Hasan b. Bişr, ona Hakem b. Abdulmelik, ona Katade (b. Diame), ona Hasan (el-Basrî), ona da İmran b. Husayn, Hz. Peygamber'in (sav) (ashabına dönerek) şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Zina içmek, ve hırsızlık hakkında ne dersiniz?" Biz de Allah ve Rasulü daha iyi bilir dedik. Hz. Peygamber (sav) şöyle devam etti: "Bunlar kötü işlerdir ve sonucunda cezaları vardır. Ancak ben size büyük günahların en büyüğünü haber vereyim mi? Onlar Allah'a ortak koşmak, Anne ve babaya kötü davranmaktır." Hz. Peygamber (sav) bunları söylerken yaslanıyordu, doğruldu ve yalan yere şahitlik etmek de böyledir, buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 30, /82
Senetler:
1. Ebu Nüceyd İmran b. Husayn el-Ezdî (İmran b. Husayn b. Ubeyd b. Halef b. Abdünühüm)
2. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Hakem b. Abdulmelik el-Kuraşi (Hakem b. Abdulmelik)
5. Ebu Ali Hasan b. Bişr el-Hemedani (Hasan b. Bişr b. Müslim)
Konular:
Adab, oturma adabı
Adab, yatma-kalkma adabı
Büyük Günah, büyük günahlar
Hırsızlık
Hz. Peygamber, beşer olarak
İçki, haramlığı
İsyan, anne-babaya isyan, saygısızlık
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
Şahitlik, yalancı şahitlik
Şirk, şirk koşmak
Yalan, yalancılık
Zina, nikahsız, gayr-i meşru ilişki,
حدثنا عبد الله بن يزيد قال حدثنا عيينة بن عبد الرحمن عن أبيه عن أبى بكرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : ما من ذنب أجدر أن يعجل لصاحبه العقوبة مع ما يدخر له من البغى وقطيعة الرحم
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163282, EM000029
Hadis:
حدثنا عبد الله بن يزيد قال حدثنا عيينة بن عبد الرحمن عن أبيه عن أبى بكرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : ما من ذنب أجدر أن يعجل لصاحبه العقوبة مع ما يدخر له من البغى وقطيعة الرحم
Tercemesi:
— Ebû Bekre, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in şöyle dediğini anlatmıştır :
«(Adil ve müslüman idareciye) karşı çıkmak, akrabalarla ilgiyi kesmek günahından daha çok dünyada cezası peşin verilmeye lâyık hiç bir günah.yoktur; âhirette bu günah sahibi için hazırlanmış olan azab olmakla beraber...»[58]
Bağy'in lügat manası, azgınlık etmek, hududu aşmak ve zulüm etmektir. Şeriatta, zalim olmayan bir devlet başkanına karşı çıkmak, ona muhalefette bulunmak veya mahlûkata zulüm etmektir. Yerinde olmayan bir muhalefet, İslâm birliğini ve kuvvetini parçalamaya sebep olduğundan,' netice olarak düşmanın hakimiyetini doğurur. Bu bakımdan islâm'a zararı çok büyüktür. Nitekim tarih boyunca, bunun misalleri çok geçmiştir. Ne olursa olsun, mutlak olarak haksızlık ve zulüm büyük günahtır.
«Katî'atüV-Rahîm» demek; uzak ve yakın, akrabalar arasındaki, görüşme, ziyaret etme ve ihsanda bulunma haklarını gözetmek, bağları kesmemektir.
İlgiyi kesmek iki şekilde olur. Birincisi, yalnız ziyareti terk etmek ve ihsanda bulunmamakla olur. Bu kemal noksanlığını doğurur ve akrabanın yakınlığına göre önem taşır. Ana-baba mevzubahs olursa, bunun günahı küçümsenmez. Rızalarının dışına çıktı mı, büyük günah olur. İkincisi, akraba hakkında dedikodu ve gıybet etmek ve onlara fenalık yapmak suretiyle kendilerine eziyet etmektir. Muhaddisler, hadîs-i şerifte, bu mananın kasdedilmiş olduğunu ifade etmektedirler.[59]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 29, /81
Senetler:
1. Ebu Bekre Nüfey' b. Mesruh es-Sekafî (Nüfey' b. Haris b. Kelde)
2. Abdurrahman b. Cevşen el-Ğatafani (Abdurrahman b. Cevşen)
3. Uyeyne b. Abdurrahman el-Ğatafani (Uyeyne b. Abdurrahman b. Cevşen)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Yezid el-Adevî (Abdullah b. Yezid)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Zulüm, Bağiy, müslümanlardan bir grup taşkınlık yaparsa engellenmesi gerekir
حدثنا سليمان بن حرب قال حدثنا حماد بن زيد عن يحيى بن سعيد عن بشير بن يسار مولى الأنصار عن رافع بن خديج وسهل بن أبي حثمة أنهما حدثا أو حدثاه : أن عبد الله بن سهل ومحيصة بن مسعود أتيا خيبر فتفرقا في النخل فقتل عبد الله بن سهل فجاء عبد الرحمن بن سهل وحويصة ومحيصة ابنا مسعود إلى النبي صلى الله عليه وسلم فتكلموا في أمر صاحبهم فبدأ عبد الرحمن وكان أصغر القوم فقال له النبي صلى الله عليه وسلم كبر الكبر قال يحيى ليلى الكلام الأكبر فتكلموا في أمر صاحبهم فقال النبي صلى الله عليه وسلم أتستحقون قتيلكم أو قال صاحبكم بايمان خمسين منكم قالوا يا رسول الله أمر لم نره قال فتبرئكم يهود بأيمان خمسين منهم قالوا يا رسول الله قوم كفار فوداهم رسول الله صلى الله عليه وسلم من قبله قال سهل فأدركت ناقة من تلك الإبل فدخلت مربدا لهم فركضتنى برجلها
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164364, EM000359
Hadis:
حدثنا سليمان بن حرب قال حدثنا حماد بن زيد عن يحيى بن سعيد عن بشير بن يسار مولى الأنصار عن رافع بن خديج وسهل بن أبي حثمة أنهما حدثا أو حدثاه : أن عبد الله بن سهل ومحيصة بن مسعود أتيا خيبر فتفرقا في النخل فقتل عبد الله بن سهل فجاء عبد الرحمن بن سهل وحويصة ومحيصة ابنا مسعود إلى النبي صلى الله عليه وسلم فتكلموا في أمر صاحبهم فبدأ عبد الرحمن وكان أصغر القوم فقال له النبي صلى الله عليه وسلم كبر الكبر قال يحيى ليلى الكلام الأكبر فتكلموا في أمر صاحبهم فقال النبي صلى الله عليه وسلم أتستحقون قتيلكم أو قال صاحبكم بايمان خمسين منكم قالوا يا رسول الله أمر لم نره قال فتبرئكم يهود بأيمان خمسين منهم قالوا يا رسول الله قوم كفار فوداهم رسول الله صلى الله عليه وسلم من قبله قال سهل فأدركت ناقة من تلك الإبل فدخلت مربدا لهم فركضتنى برجلها
Tercemesi:
— Rivayete göre, Abdullah ibni Sehl ve Muhayyisa ibni Mes'ud Hayber'e geldiler. Sonra (işlerini görmek için) hurma bahçesinde birbirlerinden ayrıldılar. Sonra (kimlikleri bilinmeyen kişiler tarafından) Abdullah ibni Sehl öldürüldü. Haberin duyulması üzerine İbni Mes'ud'un iki oğlu Huveyyisa ve Muhayyisa ile (maktulün kardeşi) Abdurrahman ibni Sehl, Peygamber (Sallallahii Aleyhi ve Sellem) 'e gelip (maktul) arkadaşlarının igi hakkında konuştular. Cemaatın en küçüğü olan Abdurrahman söze başladı» Bunun üzerine Peygamber (Saîîallahü Aleyhi ve Seilem) şöyle buyurdu;
«— (Senden) daha büyük olanlara, konuşmak için öncelik ver.»
Yahya, bu sözün tefsirinde :
— Yaşça en büyük olan söze devam etsin, şeklinde açıklamada bulunmuştur.
Nihayet arkadaşlarının (Öldürülme) işi hakkında konuştular. Sonra Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Seilem) (maktulün kardeşine hitaben) şöyle buyurdu:
«— Maktulünüzün, yahud arkadaşınızın (Yahudiler tarafından öldürüldüğü iddianıza binaen) davasına elli kişinin yemini ile hak iddia eder misiniz?
Onlar dediler ki, bu görmediğimiz bir iştir, (buna elli kişi ile nasıl yemin edebiliriz.) Hazreti Peygamber (Saîîallahü Aleyhi ve Seilem)
— O halde Yahudilerden elli kişi yemin ederek sizin ithamınızdan kurtulsunlar?» buyurdu. Onlar dediler ki:
— Ya Resûlallah! (Yahudiler) kâfirler topluluğudur, (biz bunların yeminlerine güvenenleyiz). Bunun üzerine Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) kendi tarafından onlara ölümün diyetini verdi.
Sehl demiştir ki, bu (diyet olarak verilen yüz adet) develerden bir dişi deve yetişip ağıllarına girdi ve ayağı ile beni tepti.[
Bu hadîs-i şerif iki bölümü teşkil eder ki, biri terbiye ve adabla ilgilidir; diğeri ise İslâm hukukunda cinayetlerle ilgili olan hukukî bir meseledir.
1— Edeble İlgili kısmını teşkil eden husus, büyüklere söz hakkımn verilmesidir. Bir toplumda, bir mesele müştereken görüşüleceği zaman, orada bulunanların en yaşlısı söze başlamalıdır. Ona bu hakkı vermek İslâm terbiyesi İcabıdır. Ancak kendisi konuşma hakkından feragat ederse, onun yerine daha küçüğü konuşmalıdır. Büyüklere söze başlama hakkının verilmesi, onlara hürmet ifadesidir. Küçükler bu saygıyı, daima büyüklere gac-termelidirler.
2— Bir beldede, kimler tarafından öldürüldüğü bilinmeyen ve ölenin üzerinde öldürme izleri bulunan kimsenin katilini bulmak için, o yer sakinlerinden elli kişiye yemin verdirilir ki, bundan ötürü edilen yemine «Ka-same» denir.
Ölünün velisi, beldede mevcut kişilerden elli kişiyi seçerek onlara yemin verdirilir ve onlar yeminlerinde şöyle derler:
«— Vallahi, onu ben öldürmedim ve kim öldürdüğünü de bilmiyorum.»
Bu arada suçu ikrar eden olursa, cezasını çeker. Hepsi öldürmediklerine dair yemin ederlerse, hakim bütün belde sakinlerine ölünün diyetini ödetir. Eğer belde sakinleri elli kişiden az iseler, mevcut olanlara elli sayısı doluncaya kadar tekrar tekrar yemin verdirilir. Ondan sonra diyet ödettirilir. Meskûn olmayan sahra gibi boş arazilerde bulunan ölüler için «Kasame» yapılmaz. Faili bilinmeyen böyle cinayetlerin kurbanları heder olur. Büyük caddelerde ve kalabalık sokaklarda ölü bulunanlar için kasame yapılmayıp, bu gibilerin diyeti hazine tarafından ödenir.[705]
İşte Hayber deki bir hurmalıkta öldürülen Abdullah ibnİ M e s -u d[706] için, yukarda izah edilen «Kasame» ikame edilemediği için ölünün diyeti, Peygamber Efendimiz tarafından (yani hazine tarafından) yüz deve olarak ödenmiştir.[
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 359, /300
Senetler:
1. Ebu Abdullah Râfi' b. Hadîc el-Ensârî (Râfi' b. Hadîc b. Râfi' b. Adî b. Yezid b. Ceşm)
1. Ebu Abdurrahman Sehl b. Ebu Hasme el-Ensarî (Sehl b. Abdullah b. Sâ'ide b. Adiy)
2. Ebu Keysan Büşeyr b. Yesar el-Harisî (Büşeyr b. Yesar)
3. Ebu Said Yahyâ b. Saîd el-Ensârî (Yahyâ b. Saîd b. Kays b. Amr)
4. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
5. Ebu Eyyüb Süleyman b. Harb el-Vâşihî (Süleyman b. Harb b. Büceyl)
Konular:
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
Saygı, büyüklere karşı saygılı, küçüklere karşı şefkatli olmak
Siyer, Hayber günü
Yargı, Hadler, herkese uygulanması
Yargı, Müslüman -Yahudi İlişkilerinde hukuk
Yemin, Kasame