حدثنا محمد بن عبيد الله قال حدثنا ابن أبي حازم والقعنبي عن عبد العزيز عن العلاء بن عبد الرحمن بن يعقوب الجهني عن أبيه عن أبي هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : لا تدخلوا الجنة حتى تؤمنوا ولا تؤمنوا حتى تحابوا ألا أدلكم على ما تحابون به قالوا بلى يا رسول الله قال أفشوا السلام بينكم
Bize Muhammed b. Ubeydullah, ona İbn Ebu Hazim ve el-Ka'nebî, onlara Abdulaziz, ona Alâ, ona da babası, Ebu Hüreyre (r.a.)'ın şöyle söylediğini rivayet etti. "Rasûlullah (s.a.v.); "İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe (kamil anlamda) iman etmiş olamazsınız. Kendisi sebebi ile birbirinizi seveceğiniz bir iş göstereyim mi?" dedi. Sahabe "Evet (göster) Ya Rasûlullah!" dediler. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu; "Aranızda selamı yayınız."
Açıklama: Müminlerin birbirlerini sevmeleri kamil anlamda iman etmiş olmaları için şarttır. Ancak 'iman etmedikçe cennete giremezsiniz' cümlesindeki iman ise zahir manasına göre anlaşılır. Yani iman etmeyen kişilerin cennete giremeyecekleri belirtilmektedir.
Öte yandan benzer lafızların zikredildiği Ebû Musa el-Eş'arî'den nakledilen bir hadiste Hz. Peygamber selam vesilesiyle bireysel sevgi ve saygının yanı sıra toplumsal ülfet ve birlikteliğin sağlanacağını daha farklı ifadelerle açıklamıştır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
270374, EM000980-2
Hadis:
حدثنا محمد بن عبيد الله قال حدثنا ابن أبي حازم والقعنبي عن عبد العزيز عن العلاء بن عبد الرحمن بن يعقوب الجهني عن أبيه عن أبي هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : لا تدخلوا الجنة حتى تؤمنوا ولا تؤمنوا حتى تحابوا ألا أدلكم على ما تحابون به قالوا بلى يا رسول الله قال أفشوا السلام بينكم
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Ubeydullah, ona İbn Ebu Hazim ve el-Ka'nebî, onlara Abdulaziz, ona Alâ, ona da babası, Ebu Hüreyre (r.a.)'ın şöyle söylediğini rivayet etti. "Rasûlullah (s.a.v.); "İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe (kamil anlamda) iman etmiş olamazsınız. Kendisi sebebi ile birbirinizi seveceğiniz bir iş göstereyim mi?" dedi. Sahabe "Evet (göster) Ya Rasûlullah!" dediler. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu; "Aranızda selamı yayınız."
Açıklama:
Müminlerin birbirlerini sevmeleri kamil anlamda iman etmiş olmaları için şarttır. Ancak 'iman etmedikçe cennete giremezsiniz' cümlesindeki iman ise zahir manasına göre anlaşılır. Yani iman etmeyen kişilerin cennete giremeyecekleri belirtilmektedir.
Öte yandan benzer lafızların zikredildiği Ebû Musa el-Eş'arî'den nakledilen bir hadiste Hz. Peygamber selam vesilesiyle bireysel sevgi ve saygının yanı sıra toplumsal ülfet ve birlikteliğin sağlanacağını daha farklı ifadelerle açıklamıştır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 980, /774
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Alâ Abdurrahman b. Yakub el-Cühenî (Abdurrahman b. Yakub)
3. Alâ b. Abdurrahman el-Hırakî (Alâ b. Abdurrahman b. Yakub)
4. Ebu Temmam Abdülaziz b. Ebu Hâzım el-Mahzûmî (Abdülaziz b. Seleme b. Dinar)
5. Ebu Sabit Muhammed b. Ubeydullah el-Kuraşî (Muhammed b. Ubeydullah b. Muhammed b. Zeyd)
Konular:
Cennet, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Hz. Peygamber, sosyolojik tespitleri
İman, Sevmek
İNSANLAR ARASI SEVGİ VE SAYGI
KTB, İMAN
KTB, SELAM
Müslüman, müminlerin birbirlerini Sevmesi,
Selam, selamı yaymak
Selam, Selamlaşma fazileti
Sevgi, Allah için sevmek
Toplumsal Düzen, sosyolojik tespitler
حدثنا إسحاق بن يزيد قال حدثنا صدقة بن خالد قال حدثني يزيد بن أبي مريم عن أمه عن سهل بن الحنظلية وكان لا يولد له فقال : لأن يولد لي في الإسلام ولد سقط فأحتسبه أحب إلى من أن تكون لي الدنيا جميعا وما فيها وكان بن الحنظلية ممن بايع تحت الشجرة
Açıklama: Yezid b. Ebu Meryem ve annesi meçhul olduğu için hadisin isnadı zayıf olarak değerlendirilmiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163964, EM000152
Hadis:
حدثنا إسحاق بن يزيد قال حدثنا صدقة بن خالد قال حدثني يزيد بن أبي مريم عن أمه عن سهل بن الحنظلية وكان لا يولد له فقال : لأن يولد لي في الإسلام ولد سقط فأحتسبه أحب إلى من أن تكون لي الدنيا جميعا وما فيها وكان بن الحنظلية ممن بايع تحت الشجرة
Tercemesi:
Bize İshak b. Yezid, ona Sadaka b. Halid, ona Yezid b. Ebu Meryem, ona annesi, ona da Selh b. Hanzaliyye -ki kendisinin çocuğu olmuyordu- şöyle haber vermiştir: Benim İslam'da düşük olarak bir çocuğumun dünyaya gelmesi bana dünya ve içindekilerin tamamından daha sevimlidir. İbn Hanzaliyye Rıdvan Biatı'nda ağacın altında biat edenlerdendi.
Açıklama:
Yezid b. Ebu Meryem ve annesi meçhul olduğu için hadisin isnadı zayıf olarak değerlendirilmiştir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 152, /160
Senetler:
()
Konular:
Aile, çocuk sevgisi
Dünya, Hz. Peygamber gözünde
حدثنا حامد بن عمر قال حدثنا أبو عوانة عن أبي جمرة قال : سمعت بن عباس يقول إذا شمت عافانا الله وإياكم من النار يرحمكم الله
Açıklama: Bir meclis içinde aksırma olduğu zaman, aksırma sebebiyle Allah'a hamd edilir ve bunu İşitenler de karşılık olarak teşmît ederler, Allah'tan rahmet dilerler ve böylece hazırda bulunanların hepsi duadan faydalanırlar. Allah'ın rahmetine kavuşanlar da cehennem ateşinden kurtulur, afiyet kazanırlar.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165626, EM000929
Hadis:
حدثنا حامد بن عمر قال حدثنا أبو عوانة عن أبي جمرة قال : سمعت بن عباس يقول إذا شمت عافانا الله وإياكم من النار يرحمكم الله
Tercemesi:
— İbni Abbas'tan şöyle dediği rivayet edilmiştir:
«— Teşmît edildiği zaman, Allah bize ve size ateşten kurtulma affını ve verir, Allah sîze merhamet eder."
Açıklama:
Bir meclis içinde aksırma olduğu zaman, aksırma sebebiyle Allah'a hamd edilir ve bunu İşitenler de karşılık olarak teşmît ederler, Allah'tan rahmet dilerler ve böylece hazırda bulunanların hepsi duadan faydalanırlar. Allah'ın rahmetine kavuşanlar da cehennem ateşinden kurtulur, afiyet kazanırlar.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 929, /727
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
Konular:
Adab, hapşıran kişiye hayır duada bulunulmalı
KTB, ADAB
حدثنا على بن عبد الله قال حدثنا صفوان بن عيسى قال حدثنا محمد بن عجلان قال حدثنا أبى عن أبى هريرة : قال قال رجل يا رسول الله إن لي جارا يؤذينى فقال انطلق فأخرج متاعك إلى الطريق فانطلق فأخرج متاعه فاجتمع الناس عليه فقالوا ما شأنك قال لي جار يؤذينى فذكرت للنبي صلى الله عليه وسلم فقال انطلق فأخرج متاعك إلى الطريق فجعلوا يقولون اللهم العنه اللهم اخزه فبلغه فأتاه فقال ارجع إلى منزلك فوالله لا أؤذيك
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163535, EM000124
Hadis:
حدثنا على بن عبد الله قال حدثنا صفوان بن عيسى قال حدثنا محمد بن عجلان قال حدثنا أبى عن أبى هريرة : قال قال رجل يا رسول الله إن لي جارا يؤذينى فقال انطلق فأخرج متاعك إلى الطريق فانطلق فأخرج متاعه فاجتمع الناس عليه فقالوا ما شأنك قال لي جار يؤذينى فذكرت للنبي صلى الله عليه وسلم فقال انطلق فأخرج متاعك إلى الطريق فجعلوا يقولون اللهم العنه اللهم اخزه فبلغه فأتاه فقال ارجع إلى منزلك فوالله لا أؤذيك
Tercemesi:
Bize Ali b. Abdullah, ona Safvan b. İsa, ona Muhammed b. Aclan, ona babası, ona Ebu Hüreyre (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Bir adam Rasulullah'a (sav) geldi, bana eziyet eden bir komşum var dedi. Hz. Peygamber (sav), git eşyalarını yola çıkar dedi. Adam da gitti eşyalarını çıkardı. Bunun üzerine insanlar etrafında toplandı ve 'senin bu halin nedir böyle?' diye sordular. Adam da bana eziyet eden bir komşum var. Durumu Peygamber'e (sav) anlattım; O (sav) da git eşyalarını yola çıkar dedi. İnsanlar da 'Allah'ım ona lanet et, onu rezil et' demeye başladılar: Bu durum ona (kötü komşuya) ulaştı. O da (eziyet ettiği) adama geldi ve şöyle dedi: Evine dön, Allah'a yemin ederim ki sana eziyet etmeyeceğim.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 124, /144
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Aclân Mevla Fatıma bt. Utbe (Aclân)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. Aclân el-Kuraşî (Muhammed b. Aclân)
4. Ebu Muhammed Safvân b. İsa el-Kuraşî (Safvân b. İsa)
5. Ebu Hasan Ali b. el-Medînî (Ali b. Abdullah b. Cafer b. Necîh)
Konular:
Haklar, komşu hakları
Hz. Peygamber, hataları düzeltmesi
İyilik, komşuya iyilik etmek
Komşuluk, komşuluk ilişkileri
Lanet, Hz. Peygamber'in laneti
حدثنا آدم قال حدثنا شعبة عن الأعمش قال سمعت سعد بن عبيدة يحدث عن أبي عبد الرحمن السلمي عن علي رضي الله عنه قال : كان النبي صلى الله عليه وسلم في جنازة فأخذ شيئا فجعل ينكت به في الأرض فقال: "ما منكم من أحد إلا قد كتب مقعده من النار ومقعده من الجنة" قالوا: يا رسول الله أفلا نتكل على كتابنا وندع العمل قال: "اعملوا فكل ميسر لما خلق له قال أما من كان من أهل السعادة فسييسر لعمل السعادة وأما من كان من أهل الشقاوة فسييسر لعمل الشقاوة ثم قرأ فأما من أعطى واتقى وصدق بالحسنى الآية"
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165599, EM000903
Hadis:
حدثنا آدم قال حدثنا شعبة عن الأعمش قال سمعت سعد بن عبيدة يحدث عن أبي عبد الرحمن السلمي عن علي رضي الله عنه قال : كان النبي صلى الله عليه وسلم في جنازة فأخذ شيئا فجعل ينكت به في الأرض فقال: "ما منكم من أحد إلا قد كتب مقعده من النار ومقعده من الجنة" قالوا: يا رسول الله أفلا نتكل على كتابنا وندع العمل قال: "اعملوا فكل ميسر لما خلق له قال أما من كان من أهل السعادة فسييسر لعمل السعادة وأما من كان من أهل الشقاوة فسييسر لعمل الشقاوة ثم قرأ فأما من أعطى واتقى وصدق بالحسنى الآية"
Tercemesi:
Bize Âdem, ona Şu'be, ona A'meş, ona Sa'd b. Ubeyde, ona Ebu Abdurrahman es-Sülemî, ona Hz. Ali şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) bir cenazede iken eline bir şey aldı, yere çizgi çizmeye başladı ve şöyle buyurdu:
"İstisnasız hepinizin cennet ya da cehennemdeki yeri (takdir edilmiş), yazılmıştır." Bunun üzerine kendisine dediler ki: 'Ya Rasulallah! Öyle ise kitabımıza dayanıp, güvenerek amel etmeyi bırakalım mı?' Hz. Peygamber (sav) "Hayır, sizler amel edip çalışın. Herkes niçin yaratıldıysa, o kendisine kolaylaştırılmıştır. Cennet ehlinden olanlara cennetliklerin ameli; cehennem ehlinden olanlara cehennemliklerin ameli kolaylaştırılır." buyurdu ve 'Artık kim cömert davranır, günah işlemekten sakınırsa; bunların güzel karşılığına da inanırsa; biz onu işin kolayına yönlendiririz. Ama kim cimrilik eder, kendisiyle yetinirse; güzel karşılığı da yalan sayarsa; biz onu zora sokarız.'Leyl suresi, 92/ 5-10 ayetlerini okudu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 903, /697
Senetler:
()
Konular:
İman, Esasları: Kader, Allah'ın dilemesi/meşîet
Kader, amel, ilm-i ezelîye rağmen amel
Kader, kader-amel ilişkisi
KTB, KADER
Sahabe, kader ve kaza anlayışları
حدثنا حجاج قال حدثنا حماد عن عاصم الأحول عن أبى عثمان النهدي عن أسامة بن زيد : أن صبيا لابنة رسول الله صلى الله عليه وسلم ثقل فبعثت أمه إلى النبي صلى الله عليه وسلم إن ولدى في الموت فقال للرسول اذهب فقل لها إن لله ما أخذ وله ما أعطى وكل شيء عنده إلى أجل مسمى فلتصبر ولتحتسب فرجع الرسول فأخبرها فبعثت إليه تقسم عليه لما جاء فقام النبي صلى الله عليه وسلم في نفر من أصحابه منهم سعد بن عبادة فأخذ النبي صلى الله عليه وسلم الصبي فوضعه بين ثندوتيه ولصدره قعقعة كقعقعة الشنة فدمعت عينا رسول الله صلى الله عليه وسلم فقال سعد أتبكى أنت رسول الله فقال إنما أبكى رحمة لها ان الله لا يرحم من عباده إلا الرحماء
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164734, EM000512
Hadis:
حدثنا حجاج قال حدثنا حماد عن عاصم الأحول عن أبى عثمان النهدي عن أسامة بن زيد : أن صبيا لابنة رسول الله صلى الله عليه وسلم ثقل فبعثت أمه إلى النبي صلى الله عليه وسلم إن ولدى في الموت فقال للرسول اذهب فقل لها إن لله ما أخذ وله ما أعطى وكل شيء عنده إلى أجل مسمى فلتصبر ولتحتسب فرجع الرسول فأخبرها فبعثت إليه تقسم عليه لما جاء فقام النبي صلى الله عليه وسلم في نفر من أصحابه منهم سعد بن عبادة فأخذ النبي صلى الله عليه وسلم الصبي فوضعه بين ثندوتيه ولصدره قعقعة كقعقعة الشنة فدمعت عينا رسول الله صلى الله عليه وسلم فقال سعد أتبكى أنت رسول الله فقال إنما أبكى رحمة لها ان الله لا يرحم من عباده إلا الرحماء
Tercemesi:
— Üsame İbni Zeyd şöyle anlatmıştır:
— Resûlüllah (tollallahü Aleyhi ve Selîem)'m kızının (Zeyneb'in) çocuğu ağır hasta oldu. Bundan dolayı çocuğun annesi (Zeyneb), Peygamber (Saliallahü Aleyhi ve Seliem)'e haber gönderdi ki, çocuğum ölüm üzeredir. Peygamber haberciye dedi ki:
«— Git ona şöyle söyle:
— Allah'ın aldığı da kendinindir, verdiği de... Her şeyin onun katında muayyen bir vakti vardır. Sabretsin ve Allah'dan sevab beklesin.»
Haberci geri dönüp çocuğun annesine (Zeyneb'e) haber verdi. Bunun üzerine (Zeyneb), Peygamber muhakkak gelsin diye yemin ederek Peygambere haber gönderdi. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) de kalkıp ashabından bir gurupla gitti; aralarında Sa'd îbni Ubade de vardı. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) çocuğu alıp iki göğsü arasına ve bağrına koydu. Çocuk kuru ve boş su kabının ses çıkarışı gibi can çekişiyordu. Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in gözleri yaşardı, Sa'd dedi ki:
— Ağlıyor musun, halbuki sen Allah'ın peygamberisin? Peygamber (Salîallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: «— Ben ona şefkat duyduğumdan ağlıyorum. Allah, ancak kullarından merhametli olanlara merhamet eder.»[995]
Hadîs-i şerîften şu faydalar elde edilir:
1— Fazilet ve mevki sahibi kimselerin, ölüm döşeğinde bulunanların çocuk dahi olsalar, yanlarına gitmeleri iyi bir harekettir.
2— Böyle hasta ziyaretlerine davet İçin yemin etmek caizdir.
3— Yaya olarak hasta ziyaretine ve taziyeye gitmek bîr fazilettir.
4— Yemin eden bîr. kimsenin, yeminini bozmamak ve ona icabet etmek lâzım gelir.
5— O'üm gelmeden önce, hasta sahibine sabır îelkîn etmek ve onu teselli etmek iqab eder.
Ölüm gelmeden önce, geride kalacaklara edilen sabır tavsiyeleri, kedere karşf mukavemet kazandırır, Allah'ın kazasına rıza temin eder.
6— Hadîs-i şerifte, Allah'ın yaratıklarına şefkat göstermeye teşvik, katı kalpliiıkten sakındırma vardır. Göz yaşarmasında merhamet vardır.[996]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 512, /409
Senetler:
1. Üsame b. Zeyd el-Kelbî (Üsame b. Zeyd b. Harise)
2. Ebu Osman en-Nehdî (Abdurrahman b. Mül b. Amr b. Adiy b. Vehb)
3. Ebu Abdurrahman Asım el-Ahvel (Asım b. Süleyman)
4. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
5. Ebu Muhammed Haccac b. Minhâl el-Enmâti (Haccac b. Minhâl)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Ehl-i Beyt, Hz. Fatıma evliliği, miras talebi vs
Hz. Peygamber, ağlaması
Hz. Peygamber, çocuk sevgisi
Hz. Peygamber, torunlarına sevgisi ve düşkünlüğü
KTB, İMAN
Merhamet, hayvanlara
Merhamet, insanlara
Ölüm, Ecel
حدثنا عبد الله بن يزيد قال حدثنا عيينة بن عبد الرحمن عن أبيه عن أبى بكرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : ما من ذنب أجدر أن يعجل لصاحبه العقوبة مع ما يدخر له من البغى وقطيعة الرحم
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163282, EM000029
Hadis:
حدثنا عبد الله بن يزيد قال حدثنا عيينة بن عبد الرحمن عن أبيه عن أبى بكرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : ما من ذنب أجدر أن يعجل لصاحبه العقوبة مع ما يدخر له من البغى وقطيعة الرحم
Tercemesi:
— Ebû Bekre, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in şöyle dediğini anlatmıştır :
«(Adil ve müslüman idareciye) karşı çıkmak, akrabalarla ilgiyi kesmek günahından daha çok dünyada cezası peşin verilmeye lâyık hiç bir günah.yoktur; âhirette bu günah sahibi için hazırlanmış olan azab olmakla beraber...»[58]
Bağy'in lügat manası, azgınlık etmek, hududu aşmak ve zulüm etmektir. Şeriatta, zalim olmayan bir devlet başkanına karşı çıkmak, ona muhalefette bulunmak veya mahlûkata zulüm etmektir. Yerinde olmayan bir muhalefet, İslâm birliğini ve kuvvetini parçalamaya sebep olduğundan,' netice olarak düşmanın hakimiyetini doğurur. Bu bakımdan islâm'a zararı çok büyüktür. Nitekim tarih boyunca, bunun misalleri çok geçmiştir. Ne olursa olsun, mutlak olarak haksızlık ve zulüm büyük günahtır.
«Katî'atüV-Rahîm» demek; uzak ve yakın, akrabalar arasındaki, görüşme, ziyaret etme ve ihsanda bulunma haklarını gözetmek, bağları kesmemektir.
İlgiyi kesmek iki şekilde olur. Birincisi, yalnız ziyareti terk etmek ve ihsanda bulunmamakla olur. Bu kemal noksanlığını doğurur ve akrabanın yakınlığına göre önem taşır. Ana-baba mevzubahs olursa, bunun günahı küçümsenmez. Rızalarının dışına çıktı mı, büyük günah olur. İkincisi, akraba hakkında dedikodu ve gıybet etmek ve onlara fenalık yapmak suretiyle kendilerine eziyet etmektir. Muhaddisler, hadîs-i şerifte, bu mananın kasdedilmiş olduğunu ifade etmektedirler.[59]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 29, /81
Senetler:
1. Ebu Bekre Nüfey' b. Mesruh es-Sekafî (Nüfey' b. Haris b. Kelde)
2. Abdurrahman b. Cevşen el-Ğatafani (Abdurrahman b. Cevşen)
3. Uyeyne b. Abdurrahman el-Ğatafani (Uyeyne b. Abdurrahman b. Cevşen)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Yezid el-Adevî (Abdullah b. Yezid)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Zulüm, Bağiy, müslümanlardan bir grup taşkınlık yaparsa engellenmesi gerekir
حدثنا موسى قال حدثنا أبو عوانة قال حدثنا عبد الملك بن عمير عن وراد كاتب المغيرة قال كتب معاوية إلى المغيرة اكتب إلى ما سمعت من رسول الله صلى الله عليه وسلم فكتب إليه : إن نبي الله صلى الله عليه وسلم كان يقول في دبر كل صلاة لا إله إلا الله وحده لا شريك له له الملك وله الحمد وهو على كل شيء قدير اللهم لا مانع لما أعطيت ولا معطى لما منعت ولا ينفع ذا الجد منك الجد وكتب إليه إنه كان ينهى عن قيل وقال وكثرة السؤال وإضاعة المال وكان ينهى عن عقوق الأمهات ووأد البنات ومنع وهات
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164596, EM000460
Hadis:
حدثنا موسى قال حدثنا أبو عوانة قال حدثنا عبد الملك بن عمير عن وراد كاتب المغيرة قال كتب معاوية إلى المغيرة اكتب إلى ما سمعت من رسول الله صلى الله عليه وسلم فكتب إليه : إن نبي الله صلى الله عليه وسلم كان يقول في دبر كل صلاة لا إله إلا الله وحده لا شريك له له الملك وله الحمد وهو على كل شيء قدير اللهم لا مانع لما أعطيت ولا معطى لما منعت ولا ينفع ذا الجد منك الجد وكتب إليه إنه كان ينهى عن قيل وقال وكثرة السؤال وإضاعة المال وكان ينهى عن عقوق الأمهات ووأد البنات ومنع وهات
Tercemesi:
— Muğîre'nin kâtibi Verrad'dan rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
— Muaviye, Resûîüllah (SalfaVahü Aleyhi ve Se!.îem)'âen duyduklarını bana yaz diye, Muğîre'ye mektup yazdı. Muğîre de ona şunu yazdı:
— Allah'ın Peygamberi (Sallallahü Aleyhi ve Seîlem), her namazın, arkasında şöyle derdi:
«— Allah'dan başka hiç bir İlâh yoktur; yalnız o vardır, ortağı yoktur. Mülk onundur, hamd ona mahsustur ve o her şeye kadirdir. Allah'ım! Senin verdiğim engelleyen bir kuvvet yoktur; engellediğini de verecek yoktur. Zenginin zenginliği fayda vermez; zenginlik ancak sendendir.»
Yine Muğîre, Muaviye'ye şöyle yazdı:
— Peygamber dedikoduyu, lüzumsuz çok sormayı, malı israf etmeyi yasaklardı. Yine annelere asi olmayı, kızları öldürmeyi, hayrı engelleyip dilenmeyi yasaklardı.[900]
Hadîs-i şerifin bu bölümde getirilmesine sebep, mal İsrafından yasak-layıştir. Binaların tezyinatı, lüks ve konforu bu israf kısmına girdiğinden, böyle harcamaların yapılmamasını Peygamberimiz emretmişlerdir. İsrafa giren her çeşit harcamayı yasaklamışlardır.
Ayrrccr her namaz arkasında,'metinde geçen duayı okumakta çok fazilet vardır ve bunu okumak müstahabdır.
Ana-babaya asi olmak, kız çocukları diri diri gömmek, dedikodu etmek, gerekli haklan vermeyip daima istemek ve almak hususundaki açıklamalar, özel bahislerinde geçmiş olduğundan tekrar üzerlerinde durulmamıştır.[901]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 460, /365
Senetler:
1. Ebu Abdullah Muğîra b. Şube es-Sekafî (Mugîra b. Şube b. Ebu Amir b. Mesud b. Muattib)
2. Ebu Said Verrâd es-Sekafi (Verrâd)
3. Abdülmelik b. Umeyr el-Lahmî (Abdülmelik b. Umeyr b. Süveyd)
4. Ebu Avane Vazzah b. Abdullah el-Yeşkurî (Vazzah b. Abdullah)
5. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Adab, soru sorma adabı
Çocuk, fakirlik korkusuyla çocukları öldürmek,
Dilencilik, dilencilikten uzak durmak
Dua, Namazda ve ardından yapılan
Gıybet, gıybet etmek, dedi kodu yapmak
Hadis Rivayeti
Hadis, hadislerin yazılması
Hz. Peygamber, duaları
İsyan, anne-babaya isyan, saygısızlık
Koğuculuk, koğuculuk yapmak
Kültürel Hayat, yazışmalar, sahabelerin vs.
Yargı, mallara ait zararlar
حدثنا يحيى قال حدثنا وكيع عن موسى بن دهقان قال : رأيت بن عمر جالسا على سرير عروس عليه ثياب حمر
وعن أبيه عن عمران بن مسلم قال : رأيت أنسا جالسا على سرير واضعا إحدى رجليه على الأخرى
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166266, EM001165
Hadis:
حدثنا يحيى قال حدثنا وكيع عن موسى بن دهقان قال : رأيت بن عمر جالسا على سرير عروس عليه ثياب حمر
وعن أبيه عن عمران بن مسلم قال : رأيت أنسا جالسا على سرير واضعا إحدى رجليه على الأخرى
Tercemesi:
— (318-s.) Musa ibni Dihkan'dan rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
.«İbhi Ömer (Raâiyatlahuanhüma)'yı gördüm, bir gelin kürsüsü üzerinde oturuyordu. (Kürsü) üzerinde kırmızı Örtü vardı.»[1060]
Burada da, gelinlere özel yapılan kürsü ve taht gibi koltuklarda oturulmasında ve bunların renkli örtülerle kaplanmalarında bir mahzur bulunmadığı ifade edilmektedir.
(Bu haber için başka bir kaynak bulunamamıştır.).[1061]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1165, /885
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Musa b. Dihkân el-Basrî (Musa b. Dihkân)
3. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
4. Ebu Zekeriyya Yahya b. Cafer el-Bikendî (Yahya b. Cafer b. A'yen)
Konular:
Adab, oturma adabı
Evlilik, kutlama
KTB, LİBAS, GİYİM-KUŞAM
Sünnet, Abdullah b. Ömer'in uygulamaları
حدثنا يحيى قال حدثنا وكيع عن موسى بن دهقان قال : رأيت بن عمر جالسا على سرير عروس عليه ثياب حمر
وعن أبيه عن عمران بن مسلم قال : رأيت أنسا جالسا على سرير واضعا إحدى رجليه على الأخرى
Öneri Formu
Hadis Id, No:
274527, EM001165-2
Hadis:
حدثنا يحيى قال حدثنا وكيع عن موسى بن دهقان قال : رأيت بن عمر جالسا على سرير عروس عليه ثياب حمر
وعن أبيه عن عمران بن مسلم قال : رأيت أنسا جالسا على سرير واضعا إحدى رجليه على الأخرى
Tercemesi:
— (318-s.) Musa ibni Dihkan'dan rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
.«İbhi Ömer (Raâiyatlahuanhüma)'yı gördüm, bir gelin kürsüsü üzerinde oturuyordu. (Kürsü) üzerinde kırmızı Örtü vardı.»[1060]
Burada da, gelinlere özel yapılan kürsü ve taht gibi koltuklarda oturulmasında ve bunların renkli örtülerle kaplanmalarında bir mahzur bulunmadığı ifade edilmektedir.
(Bu haber için başka bir kaynak bulunamamıştır.).
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1165, /885
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Bekir İmran b. Müslim el-Minkarî (İmran b. Müslim)
3. Ebu Veki' Cerrah b. Melih er-Ruasi (Cerrah b. Melih b. Adiy b. Feres b. Süfyan)
Konular:
Adab, oturma adabı
Evlilik, kutlama
KTB, LİBAS, GİYİM-KUŞAM
Sünnet, Abdullah b. Ömer'in uygulamaları