10631 Kayıt Bulundu.
Bize Ebû Nuaym, ona Zekeriyyâ, ona Âmir, ona da Ebû Seleme b. Abdurrahmân, ona da Âişe'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) kendisine: "'Cebrail sana selâm ediyor' dediğinde, Hz. Âişe de ona 'Ve aleyhi’s-selâm ve rahmetullâh (selâm ve Allah’ın rahmeti onun da üzerine olsun)' diye karşılık vermiştir."
Açıklama: Bu olayda Hz. Aişe Cebraîl'i görmemiştir. Nitekim hadisin farklı tariklerinde onun Allah Resûlü'ne 'Sen benim görmediğimi görüyorsun' demesi buna açık bir delildir. Bununla birlikte meşhûr Cibrîl hadisinde olduğu gibi sahabîlerin Cebrail'i, insan suretine girdiği zaman görmesi de mümkündür.
Bize Muhammed b. Selâm, ona Ebû Hâlid el-Ahmer, ona da Humeyd, Enes b. Mâlik (r.a)'den rivayet etti: "Biz henüz çocukken Resûlüllah (s.a.v) yanımıza geldi ve bize selâm verdi. Sonra beni bir işe gönderdi. Ben ona dönünceye kadar da beni beklemek üzere yolda oturdu." (Enes) dedi ki: "Bu yüzden ben (annem) Ümmü Süleym'in yanına geç gittim. Bunun üzerine bana: -Seni ne alıkoydu (da geciktin)? dedi. Ben de: -Peygamber (s.a.v) beni bir işe gönderdi (onun için geciktim), dedim. O da: —Nedir o (iş)? dedi. Ben de: —O bir sırdır (söyleyemem), dedim. Annem: —Resûlüllah (s.a.v)'ın sırrını (iyi) muhafaza et (kimseye söyleme), dedi."
Açıklama: İnsan ve vasıtaların gelip geçtiği işlek yollar üzerinde oturulmasını Hz. Peygamber (s.a.v.) hoş görmemişler ve yollar üzerinde oturulmamasını istemişlerdir. Oturmak mecburiyetinde kalınca da, selamlaşmayı terketmeyerek, gelip-geçişi daraltmayacak, başkasına engel olmayacak ve harama düşmeyecek şekilde oturulmasına müsaade etmişlerdir. Burada kendilerinin bizzat oturuşu, ya yolun trafiği olmayışından, ya da E n e s'in başka yerde Peygamberi aramasına mahal bırakmak istemeyişinden olsa gerektir.
Bize Humeydi, ona Süfyan, ona Salim b. Ebu Hafsa, ona Münzir es-Sevrî, ona da Muhammed b. Ali b. Hanefiyye'nin: "İyiliğin karşılığı ancak iyiliktir" hükmü, hem iyi hem de facir insanları kapsar, dediği rivayet edilmiştir."
Bize Abdullah b. Salih ona el-Leys ona Yezid b. Ebu Habib ona Ebu'l-Hayr ona Abdullah b. Amr şunu bildirdi: Bir adam Resûlullah'a (s.a.)"İslâm'da hangi amel daha hayırlıdır? diye sordu. Peygamber (s.a.) şöyle buyurdu : «Yemek yedirmen, tanıdığın ve tanımadığın herkese selam vermendir.»
Açıklama: Müminlerin birbirlerini sevmeleri kamil anlamda iman etmiş olmaları için şarttır. Ancak iman etmedikçe cennete giremezsiniz cümlesindeki iman ise zahir manasına göre anlaşılır. Yani iman etmeyen kişilerin cennete giremeyecekleri belirtilmektedir. Öte yandan benzer lafızların zikredildiği Ebû Musa el-Eş'arî'den nakledilen bir hadiste Hz. Peygamber selam vesilesiyle bireysel sevgi ve saygının yanı sıra toplumsal ülfet ve birlikteliğin sağlanacağını daha farklı ifadelerle açıklamıştır.