Giriş

Bize Muhammed b. Kesir, ona Süfyan, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona Abdullah b. Dinar, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir: "İman altmış ya da yetmiş şubedir. En faziletlisi, 'lâ ilahe illallah' demektir. En aşağı olanı ise, geçenlere eziyet veren şeyleri yoldan kaldırmaktır. Haya da imandan bir şubedir."


    Öneri Formu
164869 EM000598 Buhari, Edebü'l-Müfred, 271


    Öneri Formu
164015 EM000203 Buhari, Edebü'l-Müfred, 103


    Öneri Formu
164038 EM000226 Buhari, Edebü'l-Müfred, 115


    Öneri Formu
164032 EM000220 Buhari, Edebü'l-Müfred, 113


    Öneri Formu
164309 EM000305 Buhari, Edebü'l-Müfred, 143


    Öneri Formu
165580 EM000886 Buhari, Edebü'l-Müfred, 393


Açıklama: Kader meselesi ile ilgili olan bu mevkuf haberin izahı kısaca şöyle yapılabilir: Allah Teâlâ, yaratıkları daha vücut sahasına çıkarmadan önce, onların hayatta vuku bulacak hâl ve hareketlerini, kendilerine vereceği irade tasarrufu ile, ezelî ilmi sayesinde bilir. Bütün olmuş ve olacak haller hep Allah'ın ilmine uygun olarak kudret ve iradesiyle vücut bulur. Bu ölçüler dairesinde hâdiselerin oluş manzumesine Allah'ın takdiri ve kazası denir. Bunun değişmesi olamaz. Kulların mükellefiyet durumu ise, kadere bağlanmaz. Zira kaderin ne olduğunu kul bilmez, ancak Allah'ın emirlerine uyarak hareket etmek sorumluluğu altındadır. Çünkü insan, ağaçlar ve taşlar gibi, yahut hayvanat gibi istediğini yapmaya gücü yetmeyen bir varlık değildir. Allah'ın kendisine verdiği irade ile, bazı işleri yapmaya veya yapmamaya yetkisi vardır. Zaten bu irade yetkisini, iyiye mi, yoksa kötüye mi kullanacağını Allah'ın ezelden bilmesi, onun kaderini tespit demektir. İşte bu tespit, haberde de izah edildiği üzere asla değişmez. Ancak kulların sorumluluğu başka şeydir. Herkes iyi şeyleri yapmaya, kötü huylardan sakınmaya iradesini kullanabilir ve kullanmakla yükümlüdür. Bunu yapmayanlar Allah katında sorumlu olurlar, iradelerini kötüye kullandıklarından cezalarını çekerler. Dinin hükümlerine uygun olarak hareket edip yaşayanlar da sevap kazanırlar, azap çekmekten kurtulurlar.[Edebü’l-müfred, trc. A. Fikri YAVUZ, 564 no’lu dipnot (?)]

    Öneri Formu
164096 EM000283 Buhârî, Edebü'l-Müfred, 137


    Öneri Formu
164311 EM000307 Buhari, Edebü'l-Müfred, 144


    Öneri Formu
164349 EM000346 Buhari, Edebü'l-Müfred, 159


    Öneri Formu
165670 EM000970 Buhari, Edebü'l-Müfred, 442