وعن عبد الوهاب عن أيوب عن عبد الله بن أبى مليكة عن عائشة رضي الله عنها:
أن يهود أتوا النبي صلى الله عليه وسلم، فقالوا: ’السام عليكم’. فقالت عائشة: ’وعليكم، ولعنكم الله وغضب الله عليكم’. قال: "مهلا يا عائشة، عليك بالرفق، وإياك والعنف والفحش." قالت: ’أو لم تسمع ما قالوا؟’ قال: "أو لم تسمعى ما قلت رددت عليهم؟ فيستجاب لي فيهم، ولا يستجاب لهم في."
Bize Abdülvehhab, ona Eyyüb, ona da Abdullah b. Ebu Müleyke, Aişe'nin (r.anha) şöyle dediğini rivayet etti:
Yahudiler Rasulullah'ın (sav) yanına geldi ve O'na: 'es-Sâmü aleyküm (Ölüm üzerinize olsun)' dedi. Aişe de: '(Ölüm asıl) Sizin üzerinize olsun. Allah size lanet etsin ve Allah'ın gazabı üzerinize olsun.' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "Yavaş ol ey Aişe. Sana yaraşan yumuşak davranmaktır. sertlikten ve çirkin işlerden sakın." buyurdu. Aişe: 'Ey Allah'ın Elçisi, söylediklerini işitmedin mi?' deyince, Peygamber (sav): '"Peki sen benim onlara karşılık verirken ne dediğimi işitmedin mi? Bizim onlar hakkında yaptığımız dua kabul edilir ama onların (aleyhimize olan) bizimle alakalı duaları kabul görmez." buyurdu.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164315, EM000311
Hadis:
وعن عبد الوهاب عن أيوب عن عبد الله بن أبى مليكة عن عائشة رضي الله عنها:
أن يهود أتوا النبي صلى الله عليه وسلم، فقالوا: ’السام عليكم’. فقالت عائشة: ’وعليكم، ولعنكم الله وغضب الله عليكم’. قال: "مهلا يا عائشة، عليك بالرفق، وإياك والعنف والفحش." قالت: ’أو لم تسمع ما قالوا؟’ قال: "أو لم تسمعى ما قلت رددت عليهم؟ فيستجاب لي فيهم، ولا يستجاب لهم في."
Tercemesi:
Bize Abdülvehhab, ona Eyyüb, ona da Abdullah b. Ebu Müleyke, Aişe'nin (r.anha) şöyle dediğini rivayet etti:
Yahudiler Rasulullah'ın (sav) yanına geldi ve O'na: 'es-Sâmü aleyküm (Ölüm üzerinize olsun)' dedi. Aişe de: '(Ölüm asıl) Sizin üzerinize olsun. Allah size lanet etsin ve Allah'ın gazabı üzerinize olsun.' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "Yavaş ol ey Aişe. Sana yaraşan yumuşak davranmaktır. sertlikten ve çirkin işlerden sakın." buyurdu. Aişe: 'Ey Allah'ın Elçisi, söylediklerini işitmedin mi?' deyince, Peygamber (sav): '"Peki sen benim onlara karşılık verirken ne dediğimi işitmedin mi? Bizim onlar hakkında yaptığımız dua kabul edilir ama onların (aleyhimize olan) bizimle alakalı duaları kabul görmez." buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 311, /273
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Abdullah b. Ebu Müleyke el-Kureşî (Abdullah b. Ubeydullah b. Züheyr b. Abdullah)
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Ebu Muhammed Abdülvehhab b. Abdülmecid es-Sakafî (Abdulvehhab b. Abdulmecid b. Salt)
5. Muhammed b. Selam el-Bikendî (Muhammed b. Selam b. Ferec)
Konular:
Adab, insani ilişkilerde nezaket, kabalık
Diyalog, Hz. Peygamber'in / Sahabenin Yahudilerle ilişkileri
Hz. Peygamber, hanımları, Hz. Aişe
KTB, SELAM
Selam, Ehli kitaba, müşriğe vs.
Söz, kötü söz söylemek
حدثنا سعيد بن عفير قال حدثنا يحيى بن أيوب عن بن زحر عن أبى الهيثم عن أبى سعيد قال : لا حليم إلا ذو عثرة ولا حكيم إلا ذو تجربة
حدثنا قتيبة قال حدثنا بن وهب عن عمرو بن الحارث عن دراج عن أبى الهيثم عن أبى سعيد عن النبي صلى الله عليه وسلم : مثله
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164806, EM000565
Hadis:
حدثنا سعيد بن عفير قال حدثنا يحيى بن أيوب عن بن زحر عن أبى الهيثم عن أبى سعيد قال : لا حليم إلا ذو عثرة ولا حكيم إلا ذو تجربة
حدثنا قتيبة قال حدثنا بن وهب عن عمرو بن الحارث عن دراج عن أبى الهيثم عن أبى سعيد عن النبي صلى الله عليه وسلم : مثله
Tercemesi:
— (139-s.) Ebu Saîd'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
«— Sürçen kimse ancak güzel ahlâk sahibi olur; hikmet sahibi de ancak tecrübe gören olur.»
Bize Kuteybe anlatarak demiştir ki, bize îbni Vehb, Amr Îbni'1-Ha-rig'den, o da Derrac'dan; Derrac, Ebu'l-Heysem'den, o da Ebu Saîd'den, Ebu Saîd de Peygamber (SallalUthü A teyhi ve Settem) 'den bunun benzerini rivayet etmiştir.[1097]
Uyanık ye tedbirli İnsana, «Hakîm» denir. Hikmet sahibi kimse denir. İşte, işleri ve hâdiseleri tecrübe edip de onların fayda ve zararlarını bilen kimse, gelişi güzel hareket etmez; yaptığı işlerde bir hikmet ve isabet, ince bir taraf bulunur. Bundan önceki hadîs-i şerife bakılsın.[1098]
Açıklama:
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
لاَ حَكِيمَ إِلاَّ ذُو تَجْرِبَةٍ
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 565, /452
Senetler:
()
Konular:
Adab, insani ilişkilerde nezaket, kabalık
Bilgi, ilim, ilimde tecrübenin önemi
Seçki, Güzel ahlak
حدثنا محمد بن المثنى قال حدثنا معاذ قال حدثنا بن عون عن محمد قال : كانوا يقولون لا تكرم صديقك بما يشق عليه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164347, EM000344
Hadis:
حدثنا محمد بن المثنى قال حدثنا معاذ قال حدثنا بن عون عن محمد قال : كانوا يقولون لا تكرم صديقك بما يشق عليه
Tercemesi:
Muhammed'den rivayet edildiğine göre demiştir ki:
— Ashab şöyle derlerdi:
«— Arkadaşına ağır gelecek şeyi ona ikram etme.»[677]
Bir müminin, mümin kardeşine, onu incitmeden şerefini rencide etmeden iyilikte ve ihsanda bulunmalıdır. Başa kakacak şekilde veya tahkîr ifade edecek tarzda yapılacak ikramın manevî bir değeri olmadığı gibi, Islâmm emrettiği kardeş olma ve sevişme bağlarını koparır. Onun için insanlara durumlarına göre ikramda bulunurken, onlara ağır gelecek davranışlardan sakınmalıdır.[678]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 344, /292
Senetler:
0. Maktu' (Maktu')
1. Ebu Bekir Muhammed b. Sirin el-Ensarî (Muhammed b. Sirin)
Konular:
Adab, insani ilişkilerde nezaket, kabalık
İkram, ikram etmek, paylaşmak
Sosyalleşme, temel prensipler
حدثنا مسدد قال حدثنا أبو عوانة عن الأعمش عن تميم بن سلمة عن عبد الرحمن بن هلال عن جرير بن عبد الله قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : من يحرم الرفق يحرم الخير
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164602, EM000463
Hadis:
حدثنا مسدد قال حدثنا أبو عوانة عن الأعمش عن تميم بن سلمة عن عبد الرحمن بن هلال عن جرير بن عبد الله قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : من يحرم الرفق يحرم الخير
Tercemesi:
— Cerîr ibni Abdullah'dan rivayet edildiğine göre, demiştir ki, şöyle buyurdu:
«— Yumuşaklıktan mahrum olan kimse, hayırdan mahrum olur.»
Muhammed ibni Kesir bize anlatarak demiştir ki:
— Bu hadîsin aynını Şu'be, A'meg'den bize nakletmiştir.[906]
Bu hadîs-i şeriften anlaşılıyor ki, yumuşak hareket etmekte hayır vardır, iyilik ve tatlılıkla güçiükler yenilir ve netice hayırla başarılmış olur. Şiddetle ve sertlikle hareketler kırıcı ve yıkıcı olur. Başarılı bir sonuca kavuşulamaz. Şiddet, ancak islâm'ın üstünlüğünü ve zaferini kazanmak İçin düşmanla savaş halinde makbuldür. Düşmana boyun eğmemek ve onu yenmek işin her türlü şiddet tedbirlerine baş vurmak bir vazife olur; fakat sulh ve sükûn zamanı ile savaş anını ve imkânları birbirine karıştırmamatidır. İrşad ve Islâm'-a davet de en tatlı ve yumuşak ifadelerle olmalıdır. Nefret ettirmemek, benimsetmek ve sevdirmek gaye olmalıdır.[907]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 463, /370
Senetler:
1. Ebu Amr Cerir b. Abdullah el-Becelî (Cerir b. Abdullah b. Cabir)
2. Abdurrahman b. Ebu Hilal el-Absî (Abdurrahman b. Hilal)
3. Temim b. Seleme el-Huzaî (Temim b. Seleme)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Avane Vazzah b. Abdullah el-Yeşkurî (Vazzah b. Abdullah)
6. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Adab, insani ilişkilerde nezaket, kabalık
حدثنا على بن أبى هاشم قال حدثنا إسماعيل قال حدثنا سعيد بن أبى عروبة عن قتادة قال حدثنا من لقى الوفد الذين قدموا على النبي صلى الله عليه وسلم من عبد القيس وذكر قتادة أبا نضرة عن أبى سعيد الخدري قال قال النبي صلى الله عليه وسلم لأشج عبد القيس : إن فيك لخصلتين يحبهما الله الحلم والأناة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164844, EM000585
Hadis:
حدثنا على بن أبى هاشم قال حدثنا إسماعيل قال حدثنا سعيد بن أبى عروبة عن قتادة قال حدثنا من لقى الوفد الذين قدموا على النبي صلى الله عليه وسلم من عبد القيس وذكر قتادة أبا نضرة عن أبى سعيد الخدري قال قال النبي صلى الله عليه وسلم لأشج عبد القيس : إن فيك لخصلتين يحبهما الله الحلم والأناة
Tercemesi:
— Katade'den rivayet edildiğine göre, demiştir ki:
— Abdülkays kabilesinden Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'e giden heyetle karşılaşan bize anlattı. (Katade, Ebû Nadra'yi zikretti). O da Ebû Sâîd El-Hudrî'den rivayet etti. Dedi ki:
— Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Eşecc-i Abdilkays'a şöyle buyurdu:
«— Sende iki ahlâk vardır ki, Allah onları sever: Bunlar, hilim ve teennidir.»[1137]
Bu hadîsi İmam Müslim uzunca bir vak'a olarak rivayet etmiştir. Kitd-bu'l-iman 26 sayılı hadîse ve bundan öncekine bakılsın.[1138]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 585, /465
Senetler:
()
Konular:
Adab, insani ilişkilerde nezaket, kabalık
Allah İnancı, sevdiği ve sevmediği davranışlar
Sahabe, Hz. Peygamberin, sahabenin vs. sahabelerle ilgili değerlendirmeleri
Toplumsal Barış, teenni ile sağduyulu hareket etmek
حدثنا عبد الله بن عبد الوهاب قال أخبرنا بشر بن المفضل قال حدثنا قرة عن أبى جمرة عن بن عباس قال قال النبي صلى الله عليه وسلم للأشج أشج عبد القيس : إن فيك لخصلتين يحبهما الله الحلم والأناة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164845, EM000586
Hadis:
حدثنا عبد الله بن عبد الوهاب قال أخبرنا بشر بن المفضل قال حدثنا قرة عن أبى جمرة عن بن عباس قال قال النبي صلى الله عليه وسلم للأشج أشج عبد القيس : إن فيك لخصلتين يحبهما الله الحلم والأناة
Tercemesi:
Ibni Abbas'dan rivayet edildiğine göre, demiştir ki: — Peygamber (Salîallahü Aleyhi ve Sellem) Eşecc'e —Eşecc-i Abdil-kayş'a — §Öyle buyurdu :
«— Gerçekten sende iki haslet vardır ki, Allah onları sever: (Bunlar) hilim ve teennidir.»[1139]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 586, /465
Senetler:
()
Konular:
Adab, insani ilişkilerde nezaket, kabalık
Allah İnancı, sevdiği ve sevmediği davranışlar
Sahabe, Hz. Peygamberin, sahabenin vs. sahabelerle ilgili değerlendirmeleri
Toplumsal Barış, teenni ile sağduyulu hareket etmek
حدثنا محمد قال أخبرنا عبد الله قال أخبرنا داود بن قيس قال سمعت سعيدا المقبري يقول : مررت على بن عمر ومعه رجل يتحدث فقمت إليهما فلطم في صدري فقال إذا وجدت اثنين يتحدثان فلا تقم معهما ولا تجلس معهما حتى تستأذنهما فقلت أصلحك الله يا أبا عبد الرحمن إنما رجوت أن أسمع منكما خيرا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166268, EM001166
Hadis:
حدثنا محمد قال أخبرنا عبد الله قال أخبرنا داود بن قيس قال سمعت سعيدا المقبري يقول : مررت على بن عمر ومعه رجل يتحدث فقمت إليهما فلطم في صدري فقال إذا وجدت اثنين يتحدثان فلا تقم معهما ولا تجلس معهما حتى تستأذنهما فقلت أصلحك الله يا أبا عبد الرحمن إنما رجوت أن أسمع منكما خيرا
Tercemesi:
Davud b. Kays'ın Saîd El-Makberî'den şöyle işittiği nakledilmiştir:
"İbni Ömer (r.a)'e rastladım. Yanında konuştuğu bir adam vardı. Ben de onlara doğru gittim. Bunun üzerine ibni Ömer göğsüme vurup dedi ki; 'İki kişiyi konuşurlarken bulduğun zaman onların yanına sokulma ve kendilerinden izin almadıkça da onlarla oturma.' Ben de: 'Allah iyiliğini versin ey Ebû Abdurrahman (ibni Ömer).Ben sizden ancak hayır (faydalı bilgi) dinlemek istedim (başka bir maksadım yoktu) dedim."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1166, /885
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
3. Ebu Süleyman Davud b. Kays el-Kuraşi (Davud b. Kays)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
5. Muhammed b. Selam el-Bikendî (Muhammed b. Selam b. Ferec)
Konular:
Adab, izin isteme adabı
Adab, oturma adabı
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
Sünnet, Abdullah b. Ömer'in uygulamaları
حدثنا مسدد قال حدثنا إسماعيل قال حدثنا أيوب عن أبى قلابة عن أنس بن مالك قال : اتى النبي صلى الله عليه وسلم على بعض نسائه ومعهن أم سليم فقال يا أنجشة رويدا سوقك بالقوارير قال أبو قلابة فتكلم النبي صلى الله عليه وسلم بكلمة لو تكلم بها بعضكم لعبتموها عليه قوله سوقك بالقوارير
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164076, EM000264
Hadis:
حدثنا مسدد قال حدثنا إسماعيل قال حدثنا أيوب عن أبى قلابة عن أنس بن مالك قال : اتى النبي صلى الله عليه وسلم على بعض نسائه ومعهن أم سليم فقال يا أنجشة رويدا سوقك بالقوارير قال أبو قلابة فتكلم النبي صلى الله عليه وسلم بكلمة لو تكلم بها بعضكم لعبتموها عليه قوله سوقك بالقوارير
Tercemesi:
Enes tbni Malik (Radiyallahu anh) 'den rivayet edildiğine göre, şöyle dedi:
Peygamber (Sallailahü Aleyhi ve Sellem) (bir yolculukları sırasında), hanımlarının hayvanlarının sürücüsü Enceşe adında siyah tenli ve güzel sesli bir hizmetçileri vardı. Hizmetçi güzel nağmesiyle develeri sürüyordu. Bir aralık, hanımlarının beraberinde (annem) Ümmü Süleym olduğu halde, yanlarına varıp :
«Ey Enceşe! Şişeleri yavaş sür, (incitip kırmıyasıtı).» buyurdu.[524]
Râviierden E b u K i I â b e demiştir ki :
«— Peygamber (Sallailahü Aleyhi ve Sellem) Öyle bir söz söyledi ki, sîzden biriniz eğer onu söylemiş olsa, muhakkak onu (bu, şişeleri incitme sözünden ötürü) ayıplardınız.»[525]
Başkasını İncitmeyecek ve onu gücendirmeyecek şekilde şaka yollu söz söyiemiye «Mizah» denir ki, bu şekilde konuşmalar mubahtır. Çünkü böyle İtidal özre yapılan mizahlar sebebiyle, İnsanlar arasında ünsiyet ve ülfet meydana gelir. Yabancılık hisleri silinir, vahşet ortadan kalkar. Ancak hududu aşacak şekilde ağır ve kırıcı şakalar mubah değildir. Böyle söz ve hareketlerden kaçınmak gerekir. Çünkü bunlar, İnsanı hakdan uzaklaştırır, çekişme ve isyana doğru iterler. Şakacının heybet ve vakarını giderir ve onu hafif düşürürler. Diğer taraftan şaka edilene eziyet edilerek küçük düşürülmesine sebebiyet verilmiş olur.
Peygamber Efendimiz bir4ıadîs-i şeriflerinde:
«Ben şaka ederim, fakat ancak doğru söz söylerim.»
Buyurmuşlardır, işte doğruluktan ve haktan ayrılmamak ve haddi aşmamak şartı ile şaka yapılabilir. Hadîs-i şerifin açıklamasına gelince :
Peygmber Efendimizin hanımları ile bir yolculukları sırasında, E n e s I b n i M a I i k 'İn annesi U m m ü S ü I e y m de, bu validelerimizle beraber bulunuyordu. Develerin sürücüsü olan E n c e ş e adlı bir hizmetçi, hoş sesinden dolayı nağmeleri ile develeri neşata getirip yolculuğa ahenk vermekteydi. Bu manzara İki şeye sebebiyet verebilirdi : Biri develerin sür'atle yürümelerine ve sert hareketlerinden doğaca1.; çalkantı ile binici hanımların incinmiş olabileceklerine...
m Yahut hizmetçinin güzel sesini dinlemekten kalplere rikkat gelerek hüzün doğması ve böylece kalblerinin kırılmış olabileceğine...
Her iki ihtimale binaen, Peygamber Efendimiz, develerin sürücüsü hizmetçi çocuğa :
«Ey Enceşe! Yavaş sür şişeleri, (kırmıyasın).»
Buyurarak, hanımların ya fazla sür'atte ötürü, cam gibi hassas olan bünyelerinin incitilmemesİni, ya da cam gibi kolay müteessir olan kalplerinin hoş nağmelerle inkisara uğratılmamasını murad etmişlerdir. Her iki halde de hanımlar, nazik bünyeleri ve rakîk kalbleri bakımından kolay inkisara uğradıklarından camdan imâl edilen şişelere benzetilerek bir lâtife ve şaka yapılmıştır.[526]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 264, /239
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebû Kilabe Abdullah b. Zeyd el-Cermî (Abdullah b. Zeyd b. Amr b. Nâtil b. Malik b. Ubeyd)
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
5. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Adab, insani ilişkilerde nezaket, kabalık
Hitabet, sözler, uygun olan-olmayan
Hz. Peygamber, hanımlarıyla ilişkileri
Hz. Peygamber, hitap şekilleri
Hz. Peygamber, hizmetçileri, köleleri
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
Hz. Peygamber, üslubu, edebi sanatlar,
Kadın, değeri ve konumu
Kadın, Hz. Peygamber döneminde
Kadın, kadınlara iyi davranmak
Kadın-Erkek, kadın-erkek ilişkileri
حدثنا أبو معمر قال حدثنا عبد الوارث قال حدثنا يونس عن عبد الرحمن بن أبى بكرة عن أشج عبد القيس قال قال لي النبي صلى الله عليه وسلم : إن فيك لخلقين يحبهما الله قلت وما هما يا رسول الله قال الحلم والحياء قلت قديما كان أو حديثا قال قديما قلت الحمد لله الذي جبلني على خلقين أحبهما الله
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164842, EM000584
Hadis:
حدثنا أبو معمر قال حدثنا عبد الوارث قال حدثنا يونس عن عبد الرحمن بن أبى بكرة عن أشج عبد القيس قال قال لي النبي صلى الله عليه وسلم : إن فيك لخلقين يحبهما الله قلت وما هما يا رسول الله قال الحلم والحياء قلت قديما كان أو حديثا قال قديما قلت الحمد لله الذي جبلني على خلقين أحبهما الله
Tercemesi:
Abdülkays Eşec'den rivayet edildiğine göre, demiştir ki:Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bana şöyle buyurdu:
«— Gerçekten sende iki huy vardır ki» Allah onları sever.»
Ben dedim ki:
— Ey Allah'ın Resûliv bunlar hangi şeylerdir? Peygamber:
«— (Bunlar) Yumuşak huyluluk c= müsamahakârlık ve hayadır.» buyurdu.
Dedim ki:
— (Bunlar bende) Eskidenberi mi, yoksa yeni mi bulunuyor? Peygamber (Sallalhhü Aleyhi ve Setlem) :
«— Eskidenberi...» buyurdu. Ben de:
— Beni iki ahlâk üzere yaratıp da onları seven Allah'a hamd olsun, dedim.[1135]
Haya = utanma hakkında özel bir bahis gelecektir. Burada yumuşak huylu ve müsamahakâr olmanın faziletini Peygamber Efendimiz bize öğretr mekîedir. Hilm, aslen zulme karşılıkta bulunmayıp sabretmek ise de, daha çok yapılan hata ve günahları görmeyip bağışlama hasletine isim olarak kullanılmaktadır. Sabır ve merhameti geniş olanlarda bulunan güzel bir ahlâktır. Böyle dinin emrettiği güzel ahlâk sahiplerini de Allah sever ve onların işlerinden razı olur.[1136]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 584, /464
Senetler:
()
Konular:
Adab, insani ilişkilerde nezaket, kabalık
Allah İnancı, sevdiği ve sevmediği davranışlar
Müslüman, haya sahibidir
Sahabe, Hz. Peygamberin, sahabenin vs. sahabelerle ilgili değerlendirmeleri
حدثنا سعيد بن أبي مريم قال حدثنا محمد بن جعفر عن شريك بن عبد الله عن سعيد بن المسيب عن أبي موسى الأشعري قال : خرج النبي صلى الله عليه وسلم يوما إلى حائط من حوائط المدينة لحاجته وخرجت في إثره فلما دخل الحائط جلست على بابه وقلت لأكونن اليوم بواب النبي صلى الله عليه وسلم ولم يأمرني فذهب النبي فقضى حاجته وجلس على قف البئر وكشف عن ساقيه ودلاهما في البئر فجاء أبو بكر رضي الله عنه ليستأذن عليه ليدخل فقلت كما أنت حتى أستأذن لك فوقف وجئت النبي صلى الله عليه وسلم فقلت يا رسول الله أبو بكر يستأذن عليك فقال ائذن له وبشره بالجنة فدخل فجاء عن يمين النبي صلى الله عليه وسلم فكشف عن ساقيه ودلاهما في البئر فجاء عمر فقلت كما أنت حتى أستأذن لك فقال النبي صلى الله عليه وسلم ائذن له وبشره بالجنة فجاء عمر عن يسار النبي صلى الله عليه وسلم فكشف عن ساقيه ودلاهما في البئر فامتلأ القف فلم يكن فيه مجلس ثم جاء عثمان فقلت كما أنت حتى أستأذن لك فقال النبي صلى الله عليه وسلم ائذن له وبشره بالجنة معها بلاء يصيبه فدخل فلم يجد معهم مجلسا فتحول حتى جاء مقابلهم على شفة البئر فكشف عن ساقيه ثم دلاهما في البئر فجعلت أتمنى أن يأتي أخ لي وأدعو الله أن يأتي به فلم يأت حتى قاموا قال بن المسيب فأولت ذلك قبورهم اجتمعت ها هنا وانفرد عثمان
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166252, EM001151
Hadis:
حدثنا سعيد بن أبي مريم قال حدثنا محمد بن جعفر عن شريك بن عبد الله عن سعيد بن المسيب عن أبي موسى الأشعري قال : خرج النبي صلى الله عليه وسلم يوما إلى حائط من حوائط المدينة لحاجته وخرجت في إثره فلما دخل الحائط جلست على بابه وقلت لأكونن اليوم بواب النبي صلى الله عليه وسلم ولم يأمرني فذهب النبي فقضى حاجته وجلس على قف البئر وكشف عن ساقيه ودلاهما في البئر فجاء أبو بكر رضي الله عنه ليستأذن عليه ليدخل فقلت كما أنت حتى أستأذن لك فوقف وجئت النبي صلى الله عليه وسلم فقلت يا رسول الله أبو بكر يستأذن عليك فقال ائذن له وبشره بالجنة فدخل فجاء عن يمين النبي صلى الله عليه وسلم فكشف عن ساقيه ودلاهما في البئر فجاء عمر فقلت كما أنت حتى أستأذن لك فقال النبي صلى الله عليه وسلم ائذن له وبشره بالجنة فجاء عمر عن يسار النبي صلى الله عليه وسلم فكشف عن ساقيه ودلاهما في البئر فامتلأ القف فلم يكن فيه مجلس ثم جاء عثمان فقلت كما أنت حتى أستأذن لك فقال النبي صلى الله عليه وسلم ائذن له وبشره بالجنة معها بلاء يصيبه فدخل فلم يجد معهم مجلسا فتحول حتى جاء مقابلهم على شفة البئر فكشف عن ساقيه ثم دلاهما في البئر فجعلت أتمنى أن يأتي أخ لي وأدعو الله أن يأتي به فلم يأت حتى قاموا قال بن المسيب فأولت ذلك قبورهم اجتمعت ها هنا وانفرد عثمان
Tercemesi:
— Ebû Musa El-Eş'arî'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
— Bir gün Peygamber (sav) haceti için Medine'nin bostanlarından bir bostana çıkıp gitti. Ben de arkasından çıktım. Peygamber bostana girince, ben bostanın kapısında oturdum ve (kendi kendime) dedim ki; Bana emretmemiş olsa da bugün Peygamber (sav)'in (kapısında) hizmetlisi olacağım. Peygamber gidip hacetini gördü ye su kuyusunun tümseği üzerinde oturdu.Bacaklarından biraz açarak onları kuyuya sarkıttı. Arkasından Ebû Bekir (Radiyalîahu anh) içeri girmek için Peygamber'in iznini almak üzere geldi. Ben dedim ki:
— Olduğun gibi kal. tâ ki senin için izin isteyeyim. O da durdu. Ben de Peygamber (sav)'e varıp dedim ki:
— Ey Allah'ın Resulü! Ebû Bekir yanına gelmek için izin istiyor. Peygamber:
«Ona izin ver ve onu cennetle müjdele!» buyurdu.
Ebû Bekir içeri girip, Peygamber (sav)'in sağından gelerek bacaklarından bir miktar açtı ve onları kuyuya sarkıttı. Sonra Ömer geldi. Dedim ki:
— Olduğun gibi dur tâ ki, şenin için izin isteyeyim. Peygamber (sav):
«Ona izin ver ve onu cennetle müjdele!» buyurdu.
Ömer de Peygamber (sav)'in solundan gelip bacaklarından bir miktar (elbisesini) açtı ve onları kuyuya sarkıttı. Böylece kuyunun tümseği doldu, orada oturacak yer kalmadı. Daha sonra Osman (ra) geldi. Dedim ki:
— Olduğun gibi kal, tâ ki senin için izin isteyeyim. Peygamber (sav)
«Ona izin ver ve onu cennetle müjdele!» buyurdu.
lamadı. Onların karşısında kuyunun kenarına gelinceye kadar (kuyuyu) dolaştı da bacaklarından bir miktar açtı, sonra onları kuyuya sarkıttı. Ben de kardeşimin gelmesini ve Allah'ın onu getirmesini dua etmeye başladım. Fakat onlar kalkıncaya kadar (kardeşim) gelmedi.
Osman (Radiyalîahu anh) da girdi, fakat onlarla oturacak bir yer bu-(Râvilerrien ve Tabiîn'den) İbnü'l-Müseyyeb dedi ki:
— Ben bunu (oturuş hallerini) kabirlerin durumu olarak tevil ettim.
Üçünün mezarı burada (Mescid'de) toplandı. Osman ise tek başına kaldı (Bakı' mezarlığına gömüldü).[1032]
Peygamber (Saüaüakü Ateyhi ve Sellem) 'in ashabı ile üzerinde oturmuş oldukları kuyunun Erîs kuyusu olduğu ve Hz. Osman 'in hilâfeti zamanında Peygamber (Saltallahü Aleyhi veSetlem)"\r\ yüzüğünün parmağından içine düşmüş kuyu olduğu rivayet edilmektedir. Fitneler de bundan sonra başlamış ve nihayet Hz. Peygamberin bir mucizesi olarak önceden haber verilen belâ Hz. Osman *ın basma konarak şehid edilmiş ve cennetlik olmuştur.
Hadîs-İ Şerifin konu ile ilgüi tarafı, serinlenmek ve istirahat etmek için kuyu kenarında oturup, ayakları içe doğru sarkıtmanın ve bacaklardan eteği yukarı çekip, bir miktar açmanın edebe aykırı bir hareket olmayışıdır. Erkekler İçin diz kapakları altından aşağı kısımların açık olması dinen yasak değildir. Onun için bacaklardan bir kısım elbiseyi toparlayarak bacakları açmakta bir beis yoktur. 965 sayılı Hadîs-i Şerife bakılsın.[1033]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1151, /873
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Said b. Müseyyeb el-Kuraşî (Said b. Müseyyeb b. Hazn b. Ebu Vehb)
3. Ebu Abdullah Şerik b. Abdullah el-Leysi (Şerik b. Abdullah b. Ebu Nemr)
4. Muhammed b. Cafer el-Ensari (Muhammed b. Cafer b. Ebu Kesir)
5. Said b. Ebu Meryem el-Cümehî (Said b. Hakem b. Muhammed b. Salim b. Meryem)
Konular:
Adab, izin isteme adabı
Adab, oturma adabı
Cennet, Cennetlikler, vasfı , sıfatı , yaşamı vs.
Hz. Peygamber, beşer olarak
KTB, ADAB
Sahabe, Hz. peygamber'e hizmeti