حدثنا محمد بن سلام قال أخبرنا عبد الوهاب الثقفي قال حدثنا خالد عن عكرمة عن بن عباس قال : من تسمع إلى حديث قوم وهم له كارهون صب في أذنه الآنك ومن تحلم بحلم كلف أن يعقد شعيرة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166269, EM001167
Hadis:
حدثنا محمد بن سلام قال أخبرنا عبد الوهاب الثقفي قال حدثنا خالد عن عكرمة عن بن عباس قال : من تسمع إلى حديث قوم وهم له كارهون صب في أذنه الآنك ومن تحلم بحلم كلف أن يعقد شعيرة
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Sellâm nakletti. Dedi ki: Bize Abdülvehhâb es-Sekafî haber verdi. Dedi ki: Bize Hâlid, İkrime'den, o da İbn Abbâs'tan nakletti. İbn Abbâs şöyle dedi: "Kim bundan hoşlanmadıkları hâlde bir grubun konuşmasına kulak kabartırsa (kıyamet günü ceza olarak) bir arpa tanesi(ni diğeriyle) düğümleme(k gibi zahmetli bir şe)ye mecbur tutulur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1167, /886
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Ebu Menâzil Halid el-Hazzâ (Halid b. Mihran)
4. Ebu Muhammed Abdülvehhab b. Abdülmecid es-Sakafî (Abdulvehhab b. Abdulmecid b. Salt)
5. Muhammed b. Selam el-Bikendî (Muhammed b. Selam b. Ferec)
Konular:
Konuşma, başkalarının konuşmalarına kulak misafiri olmamak
Konuşma, konuşma adabı
حدثنا حامد بن عمر عن حماد بن زيد عن ليث عن مجاهد قال :
"كان يكره أن يحد الرجل النظر إلى أخيه أو يتبعه بصره إذا قام من عنده أو يسأله من أين جئت وأين تذهب"
Bize Hamid b. Ömer, ona Hammad b. Zeyd, ona da Leys, Mücahit'ten rivayet etmiştir:
Leys, Mücahid'den rivayet ettiğine göre:
"Bir kişinin, yakınında ise kardeşine gözünü dikip bakması, ya da onu göz hapsine alması, ya da nereden geldin, nereye gidiyorsun şeklinde (onu rahatsız edecek) soru sorması mekruhtur."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166258, EM001157
Hadis:
حدثنا حامد بن عمر عن حماد بن زيد عن ليث عن مجاهد قال :
"كان يكره أن يحد الرجل النظر إلى أخيه أو يتبعه بصره إذا قام من عنده أو يسأله من أين جئت وأين تذهب"
Tercemesi:
Bize Hamid b. Ömer, ona Hammad b. Zeyd, ona da Leys, Mücahit'ten rivayet etmiştir:
Leys, Mücahid'den rivayet ettiğine göre:
"Bir kişinin, yakınında ise kardeşine gözünü dikip bakması, ya da onu göz hapsine alması, ya da nereden geldin, nereye gidiyorsun şeklinde (onu rahatsız edecek) soru sorması mekruhtur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1157, /879
Senetler:
0. Mürsel (Mürsel)
1. Ebu Haccac Mücahid b. Cebr el-Kuraşî (Mücahid b. Cebr)
2. Leys b. Ebu Süleym el-Kuraşi (Leys b. Eymen b. Züneym)
3. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
4. Hâmid b. Ömer es-Sekafi (Hamid b. Ömer b. Hafs b. Ömer b. Ubeydullah b. Ebu Bekre)
Konular:
Adab, soru sorma adabı
Huzur, Rahatsız etmek, kardeşini göz hapsine almak
Sosyalleşme, temel prensipler
حدثنا محمد قال أخبرنا عبد الله بن زيد بن أسلم عن أبيه عن جده قال قال لي عمر : إذا أرسلتك إلى رجل فلا تخبره بما أرسلتك إليه فإن الشيطان يعد له كذبة عند ذلك
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166256, EM001156
Hadis:
حدثنا محمد قال أخبرنا عبد الله بن زيد بن أسلم عن أبيه عن جده قال قال لي عمر : إذا أرسلتك إلى رجل فلا تخبره بما أرسلتك إليه فإن الشيطان يعد له كذبة عند ذلك
Tercemesi:
— (312-s.) Eslem'den rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Ömer (RadiyallahM anh) bana şöyle söyledi:
«Seni bir adama (iş için) gönderdiğim zaman, ne için seni kendisine gönderdiğimi (önceden) ona haber verme; çünkü Şeytan' bu takdirde ona yalan hazırlar.»[1042]
Herhangi bir İşi başarmak veya karşılamak üzere bir adam başkasına gitmek görevi ile görevlendirilirse, karşı tarafa önceden tedbir almck fırsatını bırakmamak için görevli kimse maksadını evvelden muhatabına bildir-memelİdir. Eğer vaktinden önce haberdar edHİrse, geniş zaman içinde Şeytanın dürtüklemesİ ile bazı kuruntular ve kaçamak yollar düzenlenmesine meydan bırakılmış olur ve maksat da çok kere elde edilmiş olmaz. İnsan ilk düşünüşte hile ve kaçamak dışı hareket eder. Bunun İçin meşru İşlerin askıda ve sürüncemede kalmaması önceden haber vermeyişie mümkün olur. Başarı sağlamakta kısa ve kestirme yol budur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1156, /879
Senetler:
()
Konular:
Aldatma, söz ve fiillerle yanıltmak
Şeytan, sembolizmi, bağlanması
Sosyalleşme, temel prensipler
حدثنا إسحاق بن العلاء قال حدثني عمرو بن الحارث قال حدثني عبد الله بن سالم عن الزبيدي قال أخبرني محمد بن مسلم عن سعيد بن المسيب : أنه سمع أبا هريرة يصف رسول الله صلى الله عليه وسلم كان ربعة وهو إلى الطول أقرب شديد البياض أسود شعر اللحية حسن الثغر أهدب أشفار العينين بعيد ما بين المنكبين مفاض الخدين يطأ بقدمه جميعا ليس لها أخمص يقبل جميعا ويدبر جميعا لم أر مثله قبل ولا بعد
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166257, EM001155
Hadis:
حدثنا إسحاق بن العلاء قال حدثني عمرو بن الحارث قال حدثني عبد الله بن سالم عن الزبيدي قال أخبرني محمد بن مسلم عن سعيد بن المسيب : أنه سمع أبا هريرة يصف رسول الله صلى الله عليه وسلم كان ربعة وهو إلى الطول أقرب شديد البياض أسود شعر اللحية حسن الثغر أهدب أشفار العينين بعيد ما بين المنكبين مفاض الخدين يطأ بقدمه جميعا ليس لها أخمص يقبل جميعا ويدبر جميعا لم أر مثله قبل ولا بعد
Tercemesi:
— Ebû Hüreyre'nin, ResûIüllah (Aleyhi ve Seliem) 'i şöyle valıfladığı îşitümiştir:
«(Peygamber) Orta boylu idi; o, uzuna daha yakındı. Çok beyazdı. Sakal kılları siyahtı. Ön dişleri güzeldi. Gözlerinin kirpikleri sık ve uzundu. İki omuz arası genişti. Yanakları ne şişkin, ne de çöküktü. Ayağının (bütünü ile yere basardı, ayağında boşluk olmazdı (parmakları veya ökçeleri üzerine basmazdı, ayaklarını düz basardı). Bütün vücudu ile öne döner ve bütün vücudu île geri dönerdi. Ne ondan Önce, ne de ondan sonra onun gibisini (güzellikte) görmedim.»[1040]
Şüphe yok ki, Hz. Peygamberin ahlâkı gibi, vücut yapısı da en güzel bir şekilde idi. Hem hal ve harekât ile, hem de vücutlarındaki tevazunla beşeriyete mahsus kemâl vasıfları kendilerinde toplanmıştı. Ashab-t kiram aynı mânâyı çeşitli rivayetlerle nakletmektedirler. Bunda ihtilâf yoktur.
Bir kimseye yalnız başı çevirerek veya yan dönerek ona bakmak veya onunla konuşmak beğenmeme ye önemsememe mânâsını taşır. Bu kibir ve azamet hareketi sayılır. İşte en yüksek ahlâka sahip olan Peygamber Efendimiz bir kimseye karşı dönecekleri zaman bütün vücutları ile dönerler ve arkaya dönecekleri zaman da yine bütün vücutları ile dönerlerdi. Hiç bir zaman yarım dönüş veya sade baş dönüşü İle insanlara hitap etmezlerdi. Müminler birbirlerine böyle davranmalı ve saygılı olmalıdır.[1041]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1155, /878
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
حدثنا أبو نعيم قال حدثنا زهير عن أبي إسحاق عن مالك بن زبيد قال : مررنا على أبي ذر بالربذة فقال من أين أقبلتم قلنا من مكة أو من البيت العتيق قال هذا عملكم قلنا نعم قال أما معه تجارة ولا بيع قلنا لا قال استأنفوا العمل
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166259, EM001158
Hadis:
حدثنا أبو نعيم قال حدثنا زهير عن أبي إسحاق عن مالك بن زبيد قال : مررنا على أبي ذر بالربذة فقال من أين أقبلتم قلنا من مكة أو من البيت العتيق قال هذا عملكم قلنا نعم قال أما معه تجارة ولا بيع قلنا لا قال استأنفوا العمل
Tercemesi:
Malik ibni Zebîd'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
— (Medine civarında) Rebeze semtinde Ebû Zerr'e tesadüf ettik. Bunun üzerine dedi ki:
— Nereden geliyorsunuz? Biz :
— Mekke'den yahut Beyt-i Atîk'den (Kabe'den), dedik. Ebû Zer:
— İşiniz bu (hac ibâdeti) mi? Biz:
— Evet! dedik.
— Bu işinizle ticaret ve alış-veriş yok mu? dedi. Biz:
— Hayır! dedik.
— O halde yeni bir işe başlayın, dedi.[1046]
Bu haberde iki hususa işaret edilmektedir :
1— Bİr kimseye nereden geliyorsun ve nereye gidiyorsun? diye soru sormada bir beis bulunmadığıdır ki, buna dair açıklama bir Önceki haber münasebetiyle geçmiştir. Oraya bakılsın.
2— Hac, mal ve beden ile yerine getirilen bir ibâdet olduğu İçin, bu ibâdet yerine getirilirken, meşru ve hela! yollardan ticaret de yapılabilir, kâr sağlanabilir. Ancak sırf ibâdet maksadıyle ve Allah rızası İçin yerine getirilirse bu daha faziletli olur. İşte Ebû Zerr (Radiy&ilaku anh) hazretleri Mekke'den dönmekte olanlara, bu inceliği öğrenmek veya öğretmek İçin ziyaretlerinin maksadını sormuştur. Ticaret maksadını taşımaksızın yalnız ibadet niyyeti ile ziycret ettiklerini öğrenince de :
«— Artık bu ziyaretiniz sebebiyle bütün günahlarınız Allah katında bağışlanmıştır. Yeniden hayata gelmiş gibi, ihlâs ve takva üzere, yâni; ibâdet ve çalışmalara başlayınız» öğüdünü onlara vermiştir.
Bu haberi değişik bir mânâ ve lâfızla İmam Mâ Iİ k Muvatta'ında rivayet etmiştir: Kitabu'l-Hac, Cüz : I, s. 371, 372, 1303/Mısır bsk.[1047]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1158, /880
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Malik b. Zübeyd el-Hemedani (Malik b. Zübeyd)
3. Ebu İshak es-Sebiî (Amr b. Abdullah b. Ubeyd)
4. Züheyr b. Muaviye el-Cu'fî (Züheyr b. Muaviye b. Hadîc b. Rahîl b. Züheyr b. Hayseme)
5. Ebu Nuaym Fadl b. Dükeyn el-Mülâi (Fadl b. Amr b. Hammâd b. Züheyr b. Dirhem)
Konular:
Adab, soru sorma adabı
KTB, ADAB
حدثنا مسدد قال حدثنا إسماعيل قال حدثنا أيوب عن عكرمة عن بن عباس عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : من صور صورة كلف أن ينفخ فيه وعذب ولن ينفخ فيه ومن تحلم كلف أن يعقد بين شعيرتين وعذب ولن يعقد بينهما ومن استمع إلى حديث قوم يفرون منه صب في أذنيه الآنك
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166260, EM001159
Hadis:
حدثنا مسدد قال حدثنا إسماعيل قال حدثنا أيوب عن عكرمة عن بن عباس عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : من صور صورة كلف أن ينفخ فيه وعذب ولن ينفخ فيه ومن تحلم كلف أن يعقد بين شعيرتين وعذب ولن يعقد بينهما ومن استمع إلى حديث قوم يفرون منه صب في أذنيه الآنك
Tercemesi:
— îbnî Abbas (Radiyaîîahuanhiima), Peygamber (Saltellahü ÂUyfâ veSellemyden rivayet ettiğine göre, Peygamber şöyle buyurdu:
«Kim (canUya ait) bir resim şekillensürirse, ona ruh vermeye mecbur tutulur ve (kendisine) azafo edilir; elbette ona ruh veremeyecektir. Kim yalan rüya uydurursa, iki arpa tanesini ftûrbirine bağlamaya mecbur tutulur ve ona azab edilir; elbette ikisini birbirine bağlayamayacaktır. Bir ide kendisinden kaçtıkları 'halde kim bir toplumun konuştukları sözü dinlemek isterse, o kimsenin kulaklarına sivj kurşun dökülür.»[1048]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1159, /880
Senetler:
()
Konular:
Konuşma, başkalarının konuşmalarına kulak misafiri olmamak
Kültürel Hayat, Resim/Suret
Rüya, yalan karıştırılan
حدثنا سليمان بن حرب قال حدثنا الأسود بن شيبان قال حدثنا عبد الله بن مضارب عن العريان بن الهيثم قال : وفد أبي إلى معاوية وأنا غلام فلما دخل عليه قال مرحبا مرحبا ورجل قاعد معه على السرير قال يا أمير المؤمنين من هذا الذي ترحب به قال هذا سيد أهل المشرق وهذا الهيثم بن الأسود قلت من هذا قالوا هذا عبد الله بن عمرو بن العاص قلت له يا أبا فلان من أين يخرج الدجال قال ما رأيت أهل بلد أسأل عن بعيد ولا أترك للقريب من أهل بلد أنت منه ثم قال يخرج من أرض العراق ذات شجر ونخل
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166261, EM001160
Hadis:
حدثنا سليمان بن حرب قال حدثنا الأسود بن شيبان قال حدثنا عبد الله بن مضارب عن العريان بن الهيثم قال : وفد أبي إلى معاوية وأنا غلام فلما دخل عليه قال مرحبا مرحبا ورجل قاعد معه على السرير قال يا أمير المؤمنين من هذا الذي ترحب به قال هذا سيد أهل المشرق وهذا الهيثم بن الأسود قلت من هذا قالوا هذا عبد الله بن عمرو بن العاص قلت له يا أبا فلان من أين يخرج الدجال قال ما رأيت أهل بلد أسأل عن بعيد ولا أترك للقريب من أهل بلد أنت منه ثم قال يخرج من أرض العراق ذات شجر ونخل
Tercemesi:
— (315-s.) El-Uryan ibni'l-Haysem'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir ;
«Babam (Haysem ibni'l-Esved) elçi olarak Muaviye'ye gitti, ben çocuktum. Babam Muaviye'nin huzuruna girince, Muaviye:
— Merhaba, merhaba dedi. Bir adam da yanında koltuk üzerinde oturuyordu, dedi ki:
Ey müminlerin Emîri! Kendisine merhaba ettiğin bu Httîsp kimdir?
Muaviye:
— Bu, doğuluların efendisidir, bu Haysem ibni'l-Esved'dir, dedi. Ben sordum:
— Bu kimdir?
Dediler ki:
— Bu Abdullah ibni Amr ibni'l-As'dır.Ona sordum:
— Ey falancanın babası, Deccal nereden çıkacaktır? O şöyle cevap verdi:
— Senin bulunduğun memleket halkından daha çok uzak şeyden soran ve yakım en çok terkeden hiç bir memleket halkı görmedim. Sonra şöyle dedi:
— Ağaçlı ve hurmalıkh olan Irak arazisinden çıkacaktır.[1050]
Bu haberden öğreniyoruz ki, kürsü, koltuk, kanape, sandalye, divan ve taht gibi şeyler üzerinde oturmakta bir sakınca yoktur. Bundan sonra gelecek haberlerle Hadîs-i Şerifler aynı mânâyı kuvvetlendirmektedirler. Bunların süslü, işlemeli, altın veya gümüş gibi kıymetli madenlerle donatılmış bulunmaları halinde, bunlar yasak kısmına girerler. Bu gibiler konu dışında kalırlar.
Deccal, ahir zamanda çıkacak bir yalancıdır ki, yeryüzünü küfür ve azgınlıkla kaplayacaktır. Bunun Irak arazisinde ağaçlıklı ve hurmalıkh bir yerden çıkacağı haber verilmektedir.
(Bu haber için başka bir kaynak bulunamamıştır.).[1051]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1160, /881
Senetler:
()
Konular:
Kıyamet, alametleri, Deccal
حدثنا عبيد قال حدثنا يونس بن بكير قال حدثنا خالد بن دينار أبو خلدة قال سمعت أنس بن مالك وهو مع الحكم أمير بالبصرة على السرير يقول : كان النبي صلى الله عليه وسلم إذا كان الحر أبرد بالصلاة وإذا كان البرد بكر بالصلاة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166263, EM001162
Hadis:
حدثنا عبيد قال حدثنا يونس بن بكير قال حدثنا خالد بن دينار أبو خلدة قال سمعت أنس بن مالك وهو مع الحكم أمير بالبصرة على السرير يقول : كان النبي صلى الله عليه وسلم إذا كان الحر أبرد بالصلاة وإذا كان البرد بكر بالصلاة
Tercemesi:
— Basra Emîr'i olup, kürsü üzerinde oturmakta olan Hakem'in beraberinde Enes ibni Mâlik'in şöyle dediği işitilmiştir:
«Şiddetli sıcak olduğu zaman Peygamber (Saîîaîhhü AÎeyhi ve Sellem) (öğlede) namazını geciktirirdi. Sıcak ölmediği zaman da namazı geciktirmezdi.»[1054]
Burada da kürsü ve taht gibi şeyler üzerinde oturmada bir beîs olmadığına işaret edilmektedir. Ayrıca yazın sıcak günlerinde öğle namazını, güneş meyledinceye kadar geciktirmenin ve soğuk günlerde İse erken vakitte kılmanın sünnet olduğu da öğrenilmektedir.[1055]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1162, /883
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Halde Halid b. Dinar et-Temimî (Halid b. Dinar)
3. Ebu Bükeyr Yunus b. Bükeyr eş-Şeybanî (Yunus b. Bükeyr b. Vasıl)
4. Ebu Muhammed Ubeyd b. Ye'îş el-Muhallimi (Ubeyd b. Ye'îş)
Konular:
Hz. Peygamber, beşer olarak
Namaz, aşırı sıcakta
Namaz, namaz
حدثنا عمرو بن منصور قال حدثنا مبارك قال حدثنا الحسن قال حدثنا أنس بن مالك قال : دخلت على النبي صلى الله عليه وسلم وهو على سرير مرمول بشريط تحت رأسه وسادة من آدم حشوها ليف ما بين جلده وبين السرير ثوب فدخل عليه عمر فبكى فقال له النبي صلى الله عليه وسلم ما يبكيك يا عمر قال أما والله ما أبكي يا رسول الله ألا أكون أعلم أنك أكرم على الله من كسرى وقيصر فهما يعيشان فيما يعيشان فيه من الدنيا وأنت يا رسول الله بالمكان الذي أرى فقال النبي صلى الله عليه وسلم أما ترضى يا عمر أن تكون لهم الدنيا ولنا الآخرة قلت بلى يا رسول الله قال فإنه كذلك
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166264, EM001163
Hadis:
حدثنا عمرو بن منصور قال حدثنا مبارك قال حدثنا الحسن قال حدثنا أنس بن مالك قال : دخلت على النبي صلى الله عليه وسلم وهو على سرير مرمول بشريط تحت رأسه وسادة من آدم حشوها ليف ما بين جلده وبين السرير ثوب فدخل عليه عمر فبكى فقال له النبي صلى الله عليه وسلم ما يبكيك يا عمر قال أما والله ما أبكي يا رسول الله ألا أكون أعلم أنك أكرم على الله من كسرى وقيصر فهما يعيشان فيما يعيشان فيه من الدنيا وأنت يا رسول الله بالمكان الذي أرى فقال النبي صلى الله عليه وسلم أما ترضى يا عمر أن تكون لهم الدنيا ولنا الآخرة قلت بلى يا رسول الله قال فإنه كذلك
Tercemesi:
— Enes ibni Malik anlatarak şöyle demiştir:
«Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Seltem)'in yanma vardım; o, hurma .liflerinden örülü bir sedir üzerindeydi Başı altında da, içi hurma lifi dolu bulunan deriden bir yastık vardı. Peygamberin teni ile sedir arasında bir elbise vardı. Bir de Öroer (Radiyallahu anh) onun yanına girdi de ağladı.
Bunun üzerine Peygamber (Saîlalîahü Aleyhi ve Sellem) ona:
«— Hangi şey sem ağlatıyor, ey Ömer?» dedi. Ömer şöyle dedi: — Allah'a yemin ederim ki, benim ağlayışım, Allah katında senin Kisrâ ve Kayser'den daha iyi olduğunu bümemdendir : Bunlar dünya hayatında yaşadıkları saltanatı yaşamaktadırlar. Halbuki sen ey Allah'ın Resulü, gördüğüm bu yerdesin, (çok sade ve basit bir hayat yaşıyorsun).
Buna karşılık Peygamber (Sallallahii Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
«— Ey Ömer! Dünyanın «niar için ve âhiretin bizim için olmasına sen raası olmaa: mısın?»
Dedim kî: Evet (razı olurum) ya Resûîallah! Peygamber:
«— İşte bu böyledir.» buyurdu.[1056]
Bundan önceki haber ve hadîslere ve 835 sayılı Hodîs-İ Şerife bakılsın.[1057]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1163, /883
Senetler:
()
Konular:
Dünya, hayatının değeri ve değersizliği
Dünya, Hz. Peygamber gözünde
Dünya, Mülk, Hz. Peygamberin mala-mülke karşı tavrı
Hz. Peygamber, beşer olarak
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Yaşam, Hz. Peygamber dönemi hayat standartı
حدثنا عبد الله بن يزيد قال حدثنا سليمان بن المغيرة عن حميد بن هلال عن أبي رفاعة العدوي قال : انتهيت إلى النبي صلى الله عليه وسلم وهو يخطب فقلت يا رسول رجل غريب جاء يسأل عن دينه لا يدري ما دينه فأقبل إلي وترك خطبته فأتى بكرسي خلت قوائمه حديدا قال حميد أراه خشبا أسود حسبه حديدا فقعد عليه فجعل يعلمني مما علمه الله ثم أتم خطبته آخرها
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166265, EM001164
Hadis:
حدثنا عبد الله بن يزيد قال حدثنا سليمان بن المغيرة عن حميد بن هلال عن أبي رفاعة العدوي قال : انتهيت إلى النبي صلى الله عليه وسلم وهو يخطب فقلت يا رسول رجل غريب جاء يسأل عن دينه لا يدري ما دينه فأقبل إلي وترك خطبته فأتى بكرسي خلت قوائمه حديدا قال حميد أراه خشبا أسود حسبه حديدا فقعد عليه فجعل يعلمني مما علمه الله ثم أتم خطبته آخرها
Tercemesi:
— Ebû Rifâa El-Advi'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: Peygamber (Salîallahü Aleyhi ve Selîem) 'e gittim ki, insanlara hitap ediyordu. Ben:
— Ya Resûlallah! Garip bir adam geldi, dininden soruyor, dininin ne olduğunu bilmiyor, dedim. Peygamber hitabını bırakıp bana döndü. Sonr-a bir kürsü getirildi, ayaklan demirden zannetmiştim. (Râvi Hu-meyd demiştir ki, ben kürsünün ayaklarım siyah ağaç sanıyorum. Ebû Rifâa onu demir zannetmiştir.) Peygamber o kürsünün üzerine oturdu. Sonra Allah'ın ona öğrettiğini bana öğretmeye başladı. Sonra (eski hitabetine dönüp) hutbesinin sonunu tamamladı.[1058]
Ebû Rifâa hazretleri kendisini, dinini bilmez garip kimse yerine koyarak tevazu göstermiş ve dînî bilgileri öğrenmek için Peygamber (Salîallahü Aleyhi ve Sellem) 'e bizzat müracaat etmiştir. Hz. Peygamber de, işi önemseyerek hitabetini kesip bir kürsü üzerinden Ebû Rifâa'ya gerekli bilgileri vermişlerdir. Hz. Peygamber'in kürsü üzerine oturarak ashab'a muhtaç oldukları bilgileri vermiş oldukları burada görülmektedir.[1059]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1164, /884
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, hitabeleri
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
Hz. Peygamber, öğreticiliği
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi