Açıklama: Erken dönem için hadisçi adlandırmasında bulunmak problem teşkil edebilir. İnsanlar şeklindeki bir tercüme ise bizce hiç uygun değildir. Uygun görülen ifade ile hadisçi tabiri değiştirilebilir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
410, M000054
Hadis:
وَحَدَّثَنِى سَلَمَةُ بْنُ شَبِيبٍ حَدَّثَنَا الْحُمَيْدِىُّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ قَالَ
"كَانَ النَّاسُ يَحْمِلُونَ عَنْ جَابِرٍ قَبْلَ أَنْ يُظْهِرَ مَا أَظْهَرَ فَلَمَّا أَظْهَرَ مَا أَظْهَرَ اتَّهَمَهُ النَّاسُ فِى حَدِيثِهِ وَتَرَكَهُ بَعْضُ النَّاسِ فَقِيلَ لَهُ وَمَا أَظْهَرَ قَالَ الإِيمَانَ بِالرَّجْعَةِ."
Tercemesi:
Bize Seleme b. Şebib, ona el-Humeydî, ona da Süfyan şöyle rivayet etmiştir:
"Hadisçiler (nâs) bidat görüşü benimsemesinden önce Cabir'den hadis alıyorlardı. Hadisçiler, (Cabir) bidat görüşü benimseyince onu hadisi noktasında itham edip (eleştirdiler) ve bazı hadisçiler de onu terk ettiler. (Süfyan'a), bidatı ne idi? diye soruldu. (Süfyan), rec'ate iman dedi."
Açıklama:
Erken dönem için hadisçi adlandırmasında bulunmak problem teşkil edebilir. İnsanlar şeklindeki bir tercüme ise bizce hiç uygun değildir. Uygun görülen ifade ile hadisçi tabiri değiştirilebilir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Mukaddime 54, /22
Senetler:
()
Konular:
Hadis Rivayeti
Açıklama: "يَزِيدُ فِى الرَّقْمِ" ifadesinin hadiste yalan söylemekten kinaye olduğuna dair bk. Vellevî, Kurretü 'ayni'l-muhtâc fî şerhi mukadimeti Sahîhi Müslim b. el-Haccâc, II, 189.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
419, M000060
Hadis:
حَدَّثَنِى أَحْمَدُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ الدَّوْرَقِىُّ قَالَ حَدَّثَنِى عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ عَنْ حَمَّادِ بْنِ زَيْدٍ قَالَ
"ذَكَرَ أَيُّوبُ رَجُلاً يَوْمًا فَقَالَ لَمْ يَكُنْ بِمُسْتَقِيمِ اللِّسَانِ وَذَكَرَ آخَرَ فَقَالَ هُوَ يَزِيدُ فِى الرَّقْمِ."
Tercemesi:
Bize Ahmed b. İbrahim ed-Devrakî, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona da Hammad b. Zeyd şöyle rivayet etmiştir:
"Eyyüb (es-Sahtiyânî) bir gün bir raviyi (racül) zikredip doğru sözlü değildir dedi. Başka (bir raviyi) zikredip o, hadiste yalan söyler dedi."
Açıklama:
"يَزِيدُ فِى الرَّقْمِ" ifadesinin hadiste yalan söylemekten kinaye olduğuna dair bk. Vellevî, Kurretü 'ayni'l-muhtâc fî şerhi mukadimeti Sahîhi Müslim b. el-Haccâc, II, 189.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Mukaddime 60, /23
Senetler:
()
Konular:
Hadis Rivayeti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
396, M000049
Hadis:
وَحَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنْ حَمْزَةَ الزَّيَّاتِ قَالَ
"سَمِعَ مُرَّةُ الْهَمْدَانِىُّ مِنَ الْحَارِثِ شَيْئًا فَقَالَ لَهُ اقْعُدْ بِالْبَابِ. قَالَ فَدَخَلَ مُرَّةُ وَأَخَذَ سَيْفَهُ - قَالَ - وَأَحَسَّ الْحَارِثُ بِالشَّرِّ فَذَهَبَ."
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said, ona Cerir, ona da Hamza ez-Zeyyât şöyle rivayet etmiştir:
"Mürre el-Hemdânî, Hâris'ten bir şey işitti de ona kapının yanında (az) oturuver dedi. Mürre (eve girdi) ve kılıcını aldı! Haris işin kötüye gittiğini anlayınca (kalkıp) gitti."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Mukaddime 49, /22
Senetler:
()
Konular:
Hadis Rivayeti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
401, M000051
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو كَامِلٍ الْجَحْدَرِىُّ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ - وَهُوَ ابْنُ زَيْدٍ - قَالَ حَدَّثَنَا عَاصِمٌ قَالَ
"كُنَّا نَأْتِى أَبَا عَبْدِ الرَّحْمَنِ السُّلَمِىَّ وَنَحْنُ غِلْمَةٌ أَيْفَاعٌ فَكَانَ يَقُولُ لَنَا لاَ تُجَالِسُوا الْقُصَّاصَ غَيْرَ أَبِى الأَحْوَصِ وَإِيَّاكُمْ وَشَقِيقًا."
[قَالَ وَكَانَ شَقِيقٌ هَذَا يَرَى رَأْىَ الْخَوَارِجِ وَلَيْسَ بِأَبِى وَائِلٍ.]
Tercemesi:
Bize Ebu Kamil el-Cahderî, ona Hammad b. Zeyd, ona da Asım şöyle rivayet etmiştir:
"Bizler henüz toy delikanlılar iken Ebu Abdurrahman es-Sülemi'nin yanına gelirdik de bize Ebu Ahvas dışındaki kıssacılarla oturmayın! Şakîk'ten de sakının! derdi."
[Mezkûr Şakik, Harici düşüncesini benimserdi. Ebu Vâil ise öyle değildi.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Mukaddime 51, /22
Senetler:
()
Konular:
Hadis Rivayeti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
402, M000058
Hadis:
وَحَدَّثَنِى سَلَمَةُ بْنُ شَبِيبٍ حَدَّثَنَا الْحُمَيْدِىُّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ قَالَ سَمِعْتُ رَجُلاً سَأَلَ جَابِرًا عَنْ قَوْلِهِ عَزَّ وَجَلَّ "(فَلَنْ أَبْرَحَ الأَرْضَ حَتَّى يَأْذَنَ لِى أَبِى أَوْ يَحْكُمَ اللَّهُ لِى وَهُوَ خَيْرُ الْحَاكِمِينَ)" فَقَالَ جَابِرٌ لَمْ يَجِئْ تَأْوِيلُ هَذِهِ. قَالَ سُفْيَانُ وَكَذَبَ. فَقُلْنَا لِسُفْيَانَ وَمَا أَرَادَ بِهَذَا فَقَالَ إِنَّ الرَّافِضَةَ تَقُولُ إِنَّ عَلِيًّا فِى السَّحَابِ فَلاَ نَخْرُجُ مَعَ مَنْ خَرَجَ مِنْ وَلَدِهِ حَتَّى يُنَادِىَ مُنَادٍ مِنَ السَّمَاءِ. يُرِيدُ عَلِيًّا أَنَّهُ يُنَادِى اخْرُجُوا مَعَ فُلاَنٍ. يَقُولُ جَابِرٌ فَذَا تَأْوِيلُ هَذِهِ الآيَةِ وَكَذَبَ كَانَتْ فِى إِخْوَةِ يُوسُفَ صلى الله عليه وسلم.
Tercemesi:
Bize Seleme b. Şebîb, ona el-Humeydî, ona da Süfyan şöyle rivayet etmiştir: Bir adamın Cabir'e artık babam bana izin verinceye veya Allah, hakkımda hükmedinceye kadar buradan asla ayrılmayacağım. "O, hükmedenlerin en hayırlısıdır" ayeti hakkında sorduğunu işittim. Cabir, "Bunun tevili henüz gerçekleşmedi" dedi. Süfyan da yalan söyledi! dedi. Süfyân'a bununla neyi kastetti? dedik. (Süfyân), Rafıziler, Ali'nin bir bulut içinde olduğuna inanıp onun soyundan gelen birine buluttan bir münadi seslenene dek tabi olmayız (derler. Münadi ile) Ali'yi kasteder(ler). O, falancaya tabi olup (meydana çıkın) diye nida eder. Cabir, bunun söz konusu ayetin tevili olduğunu söyler (ama) yalan söyler! (Ayet), Yusuf'un (sav) kardeşlerinden bahsetmektedir dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Mukaddime 58, /23
Senetler:
()
Konular:
Hadis Rivayeti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
406, M000059
Hadis:
وَحَدَّثَنِى سَلَمَةُ حَدَّثَنَا الْحُمَيْدِىُّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ قَالَ
"سَمِعْتُ جَابِرًا يُحَدِّثُ بِنَحْوٍ مِنْ ثَلاَثِينَ أَلْفَ حَدِيثٍ مَا أَسْتَحِلُّ أَنْ أَذْكُرَ مِنْهَا شَيْئًا وَأَنَّ لِى كَذَا وَكَذَا."
قَالَ مُسْلِمٌ وَسَمِعْتُ أَبَا غَسَّانَ مُحَمَّدَ بْنَ عَمْرٍو الرَّازِىَّ قَالَ
"سَأَلْتُ جَرِيرَ بْنَ عَبْدِ الْحَمِيدِ فَقُلْتُ الْحَارِثُ بْنُ حَصِيرَةَ لَقِيتَهُ قَالَ نَعَمْ. شَيْخٌ طَوِيلُ السُّكُوتِ يُصِرُّ عَلَى أَمْرٍ عَظِيمٍ."
Tercemesi:
Bize Seleme, ona el-Humeydî, ona da Süfyan şöyle rivayet etmiştir:
"Cabir'i otuz bin kadar hadis rivayet ederken işittim (ama) onlardan bir şeyi anmayı ve yanımda şu şu (hadisi) var demeyi helal görmüyorum!"
Bize Ebu Ğassân Muhammed b. Amr er-Râzî şöyle rivayet etmiştir:
"Cerir b. Abdülhamid'e sorup Hâris b. Hasîre ile karşılaştın mı? dedim. O, evet. Az konuşan bir ravi (şeyh) idi (ama) pek büyük bir (bidat görüş üzerinde) ısrar eder(di) dedi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Mukaddime 59, /23
Senetler:
()
Konular:
Hadis Rivayeti, ihtiyat
Hadis, hadis tenkidine örnekler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
414, M000056
Hadis:
وَحَدَّثَنِى حَجَّاجُ بْنُ الشَّاعِرِ حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ يُونُسَ قَالَ سَمِعْتُ زُهَيْرًا يَقُولُ
"قَالَ جَابِرٌ - أَوْ سَمِعْتُ جَابِرًا يَقُولُ - إِنَّ عِنْدِى لَخَمْسِينَ أَلْفَ حَدِيثٍ مَا حَدَّثْتُ مِنْهَا بِشَىْءٍ. قَالَ ثُمَّ حَدَّثَ يَوْمًا بِحَدِيثٍ فَقَالَ هَذَا مِنَ الْخَمْسِينَ أَلْفًا."
Tercemesi:
Bize Haccac b. Şair, ona Ahmed b. Yunus, ona da Züheyr şöyle rivayet etmiştir:
"Cabir, yanımda nakilde bulunmadığım elli bin hadis vardır dedi. Sonra bir gün hadis rivayetinde bulunup (işte) bu, elli bin hadisten biridir dedi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Mukaddime 56, /23
Senetler:
()
Konular:
Hadis Rivayeti
وَحَدَّثَنِى إِبْرَاهِيمُ بْنُ خَالِدٍ الْيَشْكُرِىُّ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا الْوَلِيدِ يَقُولُ سَمِعْتُ سَلاَّمَ بْنَ أَبِى مُطِيعٍ يَقُولُ
"سَمِعْتُ جَابِرًا الْجُعْفِىَّ يَقُولُ عِنْدِى خَمْسُونَ أَلْفَ حَدِيثٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
415, M000057
Hadis:
وَحَدَّثَنِى إِبْرَاهِيمُ بْنُ خَالِدٍ الْيَشْكُرِىُّ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا الْوَلِيدِ يَقُولُ سَمِعْتُ سَلاَّمَ بْنَ أَبِى مُطِيعٍ يَقُولُ
"سَمِعْتُ جَابِرًا الْجُعْفِىَّ يَقُولُ عِنْدِى خَمْسُونَ أَلْفَ حَدِيثٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم."
Tercemesi:
Bize İbrahim b. Halid el-Yeşkurî, ona Ebu Velid, ona da Sellam b. Ebu Mutı' şöyle rivayet etmiştir:
"Cabir el-Cu'fî, yanımda Hz. Peygamber'den (sav) nakledilmiş elli bin hadis var derken işittim."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Mukaddime 57, /23
Senetler:
()
Konular:
Hadis Rivayeti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
429, M000063
Hadis:
حَدَّثَنِى الْفَضْلُ بْنُ سَهْلٍ قَالَ حَدَّثَنَا عَفَّانُ بْنُ مُسْلِمٍ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ قَالَ
"قَدِمَ عَلَيْنَا أَبُو دَاوُدَ الأَعْمَى فَجَعَلَ يَقُولُ حَدَّثَنَا الْبَرَاءُ قَالَ وَحَدَّثَنَا زَيْدُ بْنُ أَرْقَمَ. فَذَكَرْنَا ذَلِكَ لِقَتَادَةَ فَقَالَ كَذَبَ مَا سَمِعَ مِنْهُمْ إِنَّمَا كَانَ ذَلِكَ سَائِلاً يَتَكَفَّفُ النَّاسَ زَمَنَ طَاعُونِ الْجَارِفِ."
Tercemesi:
Bize Fadl b. Sehl, ona Affân b. Müslim, ona da Hemmâm şöyle rivayet etmiştir:
"Ebu Davud el-A'mâ bize gelip bize Berâ rivayet etti, bize Zeyd b. Erkam nakletti demeye başladı. Bunu Katade'ye bildirdik. O, yalan söylemiş. Onlardan hadis (falan) işitmedi. Cârif vebası zamanında insanlara el açan dilencinin biri idi dedi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Mukaddime 63, /23
Senetler:
()
Konular:
Hadis Rivayeti