10 Kayıt Bulundu.
Açıklama: Elbani bu hadisin sahihu'l-isnad olduğunu söylemiştir.
Bana Zekeriya b. Yahya, ona Zeyd b. Ahzem, ona Muâz b. Hişam, ona babası (Muâz b. Muâz), ona Katâde, ona Amr b. Dînâr, ona Tâvus, ona el-Hacûrî, ona da Abdullah b. Abbas'ın rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Umra şeklinde mal hibe etmek caizdir."
Açıklama: UMRA: “bağışlayanın ya da lehine bağışta bulunulan kişinin hayatta olması kaydıyla yapılan bağış” manasına gelir. Araplar, “Şu evimi ömrüm/ömrün boyunca sana verdim; evim yaşadığım/yaşadığın sürece senin olsun” gibi sözlerle veya kısaca, “Şu evimi sana umrâ kıldım” diyerek şartlı bağışta bulunurlardı. Bu tür hibede bağışlayan hibeyi kendisinin veya bağışta bulunanın hayatta bulunacağı süre ile sınırlandırmayı amaçlamakta ve mevhûb lehin ölmesi durumunda o malın kendisine veya vârislerine dönmesini istemektedir. (H. Mehmet Günay, "Rukba" DİA: Diyanet İslam Ansiklopedisi İstanbul, 2008, 35:218-219.)
Bize Muhammed b. Ubeyd el-Kûfî, ona Abdullah b. Mübârek, ona Ma'mer, ona İbn Tâvus, ona babası (Tâvus b. Keysân), Hucr el-Mederî, ona da Zeyd b. Sabit'in rivâyet ettiğine göre, Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Umrâ yoluyla hibe caizdir."
Açıklama: UMRA: “bağışlayanın ya da lehine bağışta bulunulan kişinin hayatta olması kaydıyla yapılan bağış” manasına gelir. Araplar, “Şu evimi ömrüm/ömrün boyunca sana verdim; evim yaşadığım/yaşadığın sürece senin olsun” gibi sözlerle veya kısaca, “Şu evimi sana umrâ kıldım” diyerek şartlı bağışta bulunurlardı. Bu tür hibede bağışlayan hibeyi kendisinin veya bağışta bulunanın hayatta bulunacağı süre ile sınırlandırmayı amaçlamakta ve mevhûb lehin ölmesi durumunda o malın kendisine veya vârislerine dönmesini istemektedir. (H. Mehmet Günay, "Rukba" DİA: Diyanet İslam Ansiklopedisi İstanbul, 2008, 35:218-219.)