Giriş


    Öneri Formu
22507 N002599 Nesai, Zekât, 91

Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Hişâm b. Urve, ona Babası (Urve b. Zübeyir), ona da Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Berîre bana geldi ve "ben, hürriyetimi satın almak üzere, sahiplerimle her yıl bir ûkıyye (40 dirhem ödemek) üzere dokuz ûkıyye (360 dirhem) karşılığında anlaşma yaptım, bana yardım eder misin?" dedi. Ben de "eğer sahiplerin sen hürriyetine kavuştuktan sonra velayetini bana verirse, ben bu bedeli (dokuz ûkiyyeyi) onlara bir defada öderim" dedim. Bunun üzerine Berîre bu teklifi sahiplerine götürdü, ancak sahipleri bu teklifi reddetti. Sahiplerinin yanından döndüğünde Hz. Peygamber (sav) Âişe'nin yanında oturuyordu. Berîre Âişe'ye "teklifini onlara sundum, ancak velayetin kendilerine ait olmaları dışındaki teklifi reddettiler." dedi. Hz. Peygamber (sav) Berîre'nin dediğini duydu. Aişe de konuyu Hz. Peygamber'e anlattı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) Âişe'ye "Berîre'yi onlardan satın al ve velayet şartından onlar lehine vazgeç. Velayet hiç şüphesiz azat edene aittir" buyurdu. Âişe de Berîre'yi bu şekilde satın alıp hürriyetine kavuşturdu. Son­ra Rasûlullah (sav) insanlar içinde ayağa kalkıp Allah'a hamd ve sena et­ti, ardından "Bundan (Allah'a hamd ettikten) sonra, bazı adamlara ne oluyor ki Allah'ın kitabında bulunmayan şartlar öne sürüyorlar. Allah'ın kitabında bulunma­yan herhangi bir şart, yüz kere şart kılınmış olsa da muhakkak su­rette bâtıldır, Allah'ın hükmü uyulmaya en layık, Allah'ın şartı da en sağlam ve en güvenilecek şarttır. Velayet ancak hürriyete kavuşturan kimseye aittir." buyurdu.


    Öneri Formu
13467 B002168 Buhari, Büyu', 73

Bize Übeyd b. İsmail, ona Ebu Üsâme, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyir) şöyle demiştir: Mekke'nin fethi yılında Hz. Peygamber (sav) sefere çıkınca, bu haber Mekke'de Kureyş'e ulaştı. Ebu Sufyân b. Harb, Hakîm b. Hızâm ve Budeyl b. Verkâ, Hz. Peygamber'in (sav) seferi hakkında bilgi toplamak üzere yola çıkıp Merru'z-Zahrân'a kadar gittiler. Orada hacıların Arafat'taki ateşlerine benzer ateşlerle karşılaştılar. Ebu Sufyân "Arafataki ateşlere benzeyen bu ateşler de neyin nesi?" dedi. Budeyl b. Verkâ "Bunlar Amroğulları'nın ateşleri" dedi. Ebu Sufyân " Hayır, Amroğulları'nın ateşi bundan daha azdır" dedi. Bu sırada Rasulullah'ın bekçilerinden bir kısım insanlar Ebu Sufyân ile arkadaşlarını gördüler, onlara yetişip yakalayarak Rasulullah'a getirdiler. Ebu Sufyân hemen Müslüman oldu. Ordu yola çıkacağı zaman Hz. Peygamber (sav) Abbâs'a "Ebu Sufyân'ı alıkoy da Müslümanların kalabalığını bir görsün" buyurdu. Abbâs Ebu Süfyân'ı alıkoydu. Derken Arab kabileleri, Hz. Peygamber'in (sav) eşliğinde bölük bölük Ebu Süfyân'ın önünden geçti. Bir bölük geçti, Ebu Süfyân, "bunlar kim" diye sordu. Abbas "bu Gıfâr kabilesi" dedi. Ebu Sufyân "Gıfâr'ın benimle ne alıp veremediği var ki?" dedi. Sonra Cuheyne kabilesi geçti. Ebu Sufyân aynı şekilde sordu. Ardından Sa'd b. Huzeym kabilesi geçti. Ebu Sufyân yine aynı şekilde sordu. Sonrasında Suleym kabilesi geçti. Ebu Suf­yân aynı şekilde sordu. En sonunda Ebu Sufyân'ın ömründe benzerini görmediği bir bölük geçti. "bunlar kim" diye sordu. Abbas "bunlar Ensâr'dır" dedi. Ensâr'ın başında elinde sancağı ile Sa'd b. Ubâde bulunuyordu. Ebu Sufyân'ın önün­den geçerken: "Ey Ebu Sufyân! Bu gün cenk günü, bu günde Kâbe'de kan dökmek helâldır" dedi. Ebu Sufyân "Ey Abbas! Bu gün senin beni koruman ne güzel olurdu" dedi. Sonra bir bölük daha geldi. Bu bölük sayıca en az olanı idi. Bun­ların içinde Rasulullah ve ashabı bulunuyordu. Hz. Peygamber'in (sav) sancağı da Zübeyir b. Avvâm'ın elindeydi. Rasulullah geçerken Ebu Sufyân "Sa'd b. Ubâde'nin dediğini öğrendin mi?" dedi. Rasulullah "ne söyledi?" diye sordu. Ebu Sufyân "şöyle şöyle dedi" cevabını verdi. Rasulullah " Sa'd yanlış söylemiştir. Bu gün Allah'ın Kâbe'yi yücelteceği bir gündür. Ve bu gün Kâbe örtüsüne bürünecektir" buyurdu. Râvî der ki: Rasulullah bayrağının Hacûn mevkiine dikilmesini emretti. Bize Urve, ona da Cubeyr b. Mut'im'ın oğlu Nâfi şöyle rivayet etmiştir: Ben Abbas'ın (yıllar sonra) Zübeyir'e hitaben "Ey Ebu Abdullah! (hani hatırlar mısın) Hz. peygamber sana sancağı şuraya dikmeni emretmişti" dediğini işittim. Yine Urve der ki: Rasulullah (sav) o gün Hâlid b. Velîd'e Mek­ke'nin üst tarafındaki Kedâ mevkiinden girmesini emretmiş, kendisi de Kudâ mevkiinden girmişti. Mekke'ye girerken, Hâlid b. Velîd'in birliğinden iki kişi; Hubeyş b. Eş'ar ve Kurz b. Câbir el-Fıhrî şehit olmuştur.


    Öneri Formu
33807 B004280 Buhari, Megâzî, 48

Bize Übeyd b. İsmail, ona Ebu Üsâme, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyir) şöyle demiştir: Mekke'nin fethi yılında Hz. Peygamber (sav) sefere çıkınca, bu haber Mekke'de Kureyş'e ulaştı. Ebu Sufyân b. Harb, Hakîm b. Hızâm ve Budeyl b. Verkâ, Hz. Peygamber'in (sav) seferi hakkında bilgi toplamak üzere yola çıkıp Merru'z-Zahrân'a kadar gittiler. Orada hacıların Arafat'taki ateşlerine benzer ateşlerle karşılaştılar. Ebu Sufyân "Arafataki ateşlere benzeyen bu ateşler de neyin nesi?" dedi. Budeyl b. Verkâ "Bunlar Amroğulları'nın ateşleri" dedi. Ebu Sufyân " Hayır, Amroğulları'nın ateşi bundan daha azdır" dedi. Bu sırada Rasulullah'ın bekçilerinden bir kısım insanlar Ebu Sufyân ile arkadaşlarını gördüler, onlara yetişip yakalayarak Rasulullah'a getirdiler. Ebu Sufyân hemen Müslüman oldu. Ordu yola çıkacağı zaman Hz. Peygamber (sav) Abbâs'a "Ebu Sufyân'ı alıkoy da Müslümanların kalabalığını bir görsün" buyurdu. Abbâs Ebu Süfyân'ı alıkoydu. Derken Arab kabileleri, Hz. Peygamber'in (sav) eşliğinde bölük bölük Ebu Süfyân'ın önünden geçti. Bir bölük geçti, Ebu Süfyân, "bunlar kim" diye sordu. Abbas "bu Gıfâr kabilesi" dedi. Ebu Sufyân "Gıfâr'ın benimle ne alıp veremediği var ki?" dedi. Sonra Cuheyne kabilesi geçti. Ebu Sufyân aynı şekilde sordu. Ardından Sa'd b. Huzeym kabilesi geçti. Ebu Sufyân yine aynı şekilde sordu. Sonrasında Suleym kabilesi geçti. Ebu Suf­yân aynı şekilde sordu. En sonunda Ebu Sufyân'ın ömründe benzerini görmediği bir bölük geçti. "bunlar kim" diye sordu. Abbas "bunlar Ensâr'dır" dedi. Ensâr'ın başında elinde sancağı ile Sa'd b. Ubâde bulunuyordu. Ebu Sufyân'ın önün­den geçerken: "Ey Ebu Sufyân! Bu gün cenk günü, bu günde Kâbe'de kan dökmek helâldır" dedi. Ebu Sufyân "Ey Abbas! Bu gün senin beni koruman ne güzel olurdu" dedi. Sonra bir bölük daha geldi. Bu bölük sayıca en az olanı idi. Bun­ların içinde Rasulullah ve ashabı bulunuyordu. Hz. Peygamber'in (sav) sancağı da Zübeyir b. Avvâm'ın elindeydi. Rasulullah geçerken Ebu Sufyân "Sa'd b. Ubâde'nin dediğini öğrendin mi?" dedi. Rasulullah "ne söyledi?" diye sordu. Ebu Sufyân "şöyle şöyle dedi" cevabını verdi. Rasulullah " Sa'd yanlış söylemiştir. Bu gün Allah'ın Kâbe'yi yücelteceği bir gündür. Ve bu gün Kâbe örtüsüne bürünecektir" buyurdu. Râvî der ki: Rasulullah bayrağının Hacûn mevkiine dikilmesini emretti. Bize Urve, ona da Cubeyr b. Mut'im'ın oğlu Nâfi şöyle rivayet etmiştir: Ben Abbas'ın (yıllar sonra) Zübeyir'e hitaben "Ey Ebu Abdullah! (hani hatırlar mısın) Hz. peygamber sana sancağı şuraya dikmeni emretmişti" dediğini işittim. Yine Urve der ki: Rasulullah (sav) o gün Hâlid b. Velîd'e Mek­ke'nin üst tarafındaki Kedâ mevkiinden girmesini emretmiş, kendisi de Kudâ mevkiinden girmişti. Mekke'ye girerken, Hâlid b. Velîd'in birliğinden iki kişi; Hubeyş b. Eş'ar ve Kurz b. Câbir el-Fıhrî şehit olmuştur.


    Öneri Formu
287225 B004280-2 Buhari, Megâzî, 48

Bize Osman b. EBu Şeybe, ona Abde, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyir), ona da Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Peygamber (sav) mescitte Kur'an okumakta olan bir adamın sesini işitti ve "Allah ona rahmeti ile muamele eylesin, bana, falanca sûrede düşürmüş olduğum filanca ayetleri hatırlatmıştır" buyurdu.


    Öneri Formu
23049 B006335 Buhari, Daavât, 19

Bize Said b. Mansur, Abdullah b. Muhammed en-Nüfeyl ve Kuteybe b. Said, onlara Abdülaziz b. Muhammed, ona Hişam, ona babası, ona da Aişe isnadıyla aktardığına göre, "Peygamber Efendimize Buyûtü's-Sükyâ denilen pınardan tatlı su getirilirdi." [Kuteybe dedi ki: Buyûtü's-Sukyâ bir pınardır, Medine ile arasında iki günlük mesafe vardır.]


    Öneri Formu
287140 D003735-2 Ebu Davud, Eşribe, 22

Bize Said b. Mansur, Abdullah b. Muhammed en-Nüfeyl ve Kuteybe b. Said, onlara Abdülaziz b. Muhammed, ona Hişam, ona babası, ona da Aişe isnadıyla aktardığına göre, "Peygamber Efendimize Buyûtü's-Sükyâ denilen pınardan tatlı su getirilirdi." [Kuteybe dedi ki: Buyûtü's-Sukyâ bir pınardır, Medine ile arasında iki günlük mesafe vardır.]


    Öneri Formu


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Hâzim arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
279603 B006042-4 Buhari, Edeb, 43


    Öneri Formu
25664 D003735 Ebu Davud, Eşribe, 22


    Öneri Formu
25644 D003715 Ebu Davud, Eşribe, 11