8 Kayıt Bulundu.
Bize Mahmud b. Hıdâş el-Bağdâdî, ona Muhammed b. Yezid el-Vâsıtî, ona da Asım b. Recâ’ b. Hayve, Kays b. Kesir’in şöyle dediğini nakletmiştir: Bir adam Medine’den Şam’da bulunan Ebu Derdâ’nın yanına gelmişti. O (Ebu Derdâ) da: “Ey kardeşim seni buraya kadar getiren nedir?” diye sorunca adam “Senin Rasulullah’tan (sav) rivayet ettiğini haber aldığım bir hadistir” diye cevap verdi. Ebu Derdâ “Bir iş için gelmedin mi?” deyince Adam “Hayır” diye karşılık verdi. Ebu Derdâ “Ticaret için de mi gelmedin?” dedi. Adam: “Hayır, sadece o hadisi öğrenmek için geldim” dedi. Bunun üzerine Ebu Derdâ “Ben Rasulullah’ı (sav) işittim, şöyle buyuruyordu” dedi: "Bir kimse, ilim elde etmek arzusuyla bir yola girerse, Allah da o kişiyi cennetin yoluna koyar. Melekler, ilim talebesinden duydukları hoşnutluk sebebiyle, ona hürmeten kanatlarını yere sererler. Göklerde ve yerde bulunanlar, hatta suyun içindeki balıklar bile âlim kişi için Allah’tan mağfiret dilerler. Âlimin âbide üstünlüğü, ayın diğer yıldızlara üstünlüğü gibidir. Şüphesiz ki âlimler, peygamberlerin varisleridir. Peygamberler ne altın ne de gümüş miras bırakmışlardır; onlar sadece ilmi miras bırakmışlardır. Kim bu mirastan nasiplenirse, büyük ve değerli bir pay elde etmiş olur." [Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hadisi sadece Asım b. Recâ’ b. Hayve’nin rivayetiyle bilmekteyiz. Bu hadis, bende bu şekilde muttasıl değildir. Bize Mahmud b. Hıdâş bu isnadla rivayet etti. Bu hadis, bize Asım b. Recâ’ b. Hayve’den, ona Velîd b. Cemil’den, ona Kesîr b. Kays’tan, ona Ebu Derdâ’dan, ona da Nebî’den (sav) nakledilmiştir. Bu rivayet Mahmud b. Hıdâş rivayetinden daha sahihtir. Muhammed b. İsmail (el-Buhârî) de bu rivayeti daha sahih olduğu görüşündedir.]
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: وَإِنَّ الْمَلاَئِكَةَ لَتَضَعُ أَجْنِحَتَهَا رِضًا لِطَالِبِ الْعِلْمِ
Bize Mahmud b. Hıdaş, ona Said b. Zekeriyya el-Kuraşi, ona Zübeyir b. Said el-Haşimi, ona Abdülhamid b. Salim, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kim her ay üç (gün) sabahleyin bal yalarsa o kimsenin başına büyük bela (hastalık) gelmez."
Bize Süfyan b. Vekî, ona Hafs b. Gıyâs, ona Haccâc [b. ertât], ona Mekhul [b. Ebu Müslim], ona Ebu Şimâl [b. Zibâb], ona Ebu Eyyûb [Zeyd b. Halid el-Ensârî], Hz. Peygamber’in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Dört şey, tüm peygamberlerin sünnetlerindendir. Utanma duygusu, güzel koku sürünmek, misvak kullanmak ve evlenmek." Tirmizî: Bu konuda Osman [b. Affân], Sevbân [b. Bücdüd], [Abdullah] b. Mes'ûd, Aişe [bt. Ebu Bekir], Abdullah b. Amr, Ebu Necîh [Irbâz b. Sâriye], Câbir [b. Abdullah] ve Akkâf [b. Vâdiye]’den da hadis rivayet edilmiştir. Tirmizî: Ebu Eyyûb hadisi hasen-garibtir. Bize Mahmud b. Hıdaş el Bağdadî, ona Abbâd b. el-Avvâm, ona Haccâc [b. ertât], ona Mekhûl [b. Ebu Müslim], Ebu Şimâl [b. Zibâb], ona Ebu Eyyûb [Zeyd b. Halid el-Ensârî], Hafs rivâyetinin bir benzerini rivâyet etmiştir. Tirmizî: Bu hadisi Hüşeym [b. Beşîr], Muhammed b. Yezîd el-Vâsitî, Ebu Muaviye [muhammed b. Hâzim] ve pek çok râvi, Haccac, Mekhûl senediyle Ebu Eyyûb’den rivâyet etmişler ancak senedinde Ebu Şimâl’i zikretmemişlerdir. Hafs b. Gıyas ve Abbâd b. Avvâm hadisi daha sahihtir.
Açıklama: Hadisin açıklamasında geçen hasen-garîb terimleri Tirmizî'nin kullandığı hadis usulü kavramlarıdır. Tirmizî hadisleri değerlendirirken zaman zaman “hasen-sahih”, “hasen-garîb”, “sahih-hasen-garîb” şeklinde ikili ya da üçlü ifadeler kullanır. Kendisi tarafından açıkça belirtilmediği için bu terimlerin anlamları hakkında farklı yorumlar yapılmıştır. (İsmail L. Çakan, "el-Câmiu’s-Sahîh" Diyanet İslam Ansiklopedisi, İstanbul 1993, 7:129-132). Tirmizî’nin hasen hadis kavramı ile ilgili bilgiler için Suyûtî’nin Tedrîbu’r-râvî’sine bakılabilir.(Suyûtî, Tedrîbu’r-râvî, Lübnan 1417/1996, 1:76-89)
Bize Amr b. Malik ve Mahmud b. Hidaş el-Bağdadî, onlara Mervan b. Muaviye, ona Abdurrahman b. Ebu Şümeyle el-Ensarî, ona Seleme b. Ubeydullah b. Mihsan el-Hatmî, ona da sahabî olan babası (Ubeydullah b. Mihsan el-Ensarî) Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: "Kim bedenî sağlığı yerinde, bulunduğu yerde güven içinde ve günlük rızkını temin etmiş olarak sabahlarsa, sanki dünya nimetlerinin tamamı ona verilmiş gibidir." [Tirmizî der ki: Bu hadis hasen-garibtir. Bu hadisi sadece Mervan b. Muaviye’nin rivayetiyle bilmekteyiz. Hadiste geçen “hîzet” kelimesi toplanmış anlamındadır. Aynı şekilde Muhammed b. İsmail, Humeydî vasıtasıyla Mervan b. Muaviye’den bu hadisin bir benzerini rivayet etmiştir. Bu konuda Ebu Derdâ’dan da hadis rivayet edilmiştir.]