Giriş


    Öneri Formu
21303 D003315 Ebu Davud, Eyman ve Nüzur, 22


    Öneri Formu
75974 HM027606 İbn Hanbel, VI, 366

Bize Hasan b. Ali ve Muhammed b. el-Müsenna -mana ile- onlara Yezid b. Harun, ona Taif ehlinden Abdullah b. Yezid b. Miksem es-Sekafiyye, ona Sâre bt. Miksem'in rivayet ettiğine göre; Meymune bt. Kerdem şöyle demiş: Babamla birlikte ben de Rasulullah'ın (sav) veda haccına katılmıştım. Hz. Peygamber devesinin üzerinde iken babamın O'na yaklaştığını gördüm. Rasulullah (sav) durdu ve onu dinlemeye başladı. Hz. Peygamber'in elinde sıbyan mektebi hocalarının elindeki çubuk gibi küçük bir çubuk vardı. Bedevîlerin ve halkın; tabtabiyye, tabtabiyye, tabtabiyye dediklerini işittim. Babam Hz. Peygamber'e yaklaşıp ayağına sarıldı. Rasulullah (sav) ona mâni olmadı, durdu ve babamı dinlemeye başladı. Babam şöyle konuştu: Ben, isrân ordusunda bulundum. - İbnu'l-Müsennâ, Ğisrân ordusu dedi-. Tarık b. el-Murakka’; Karşılığını vermek şartıyla bana mızrak verecek biri yok mu? diyordu. Ben de onun karşılığı nedir? diye sordum. Dünyaya gelecek olan ilk kızımı ona vereceğim dedi. Bunun üzerine ben mızrağımı ona verdim. Sonra ayrıldım. Bilâhare onun bir kızının dünyaya geldiğini ve kızın büyüdüğünü öğrendim. Kendisine gidip; Ailemi (yani karımı) hazırlayıp bana ver! dedim. Adam ise, aramızdaki anlaşmanın dışında kendisine ayrıca bir mehir vermedikçe kızını vermeyeceğine yemin etti. Ben de ona, daha önceki anlaşmamızın dışında bir mehir vermeyeceğime yemin ettim. Bunun üzerine Rasulullah (sav); "O kadın bugün hangi yaşlardadır?" diye sordu. (Babam), ihtiyarlık çağını görmüştür dedi. O zaman Hz. Peygamber, "öyleyse bence onun peşini bırakmalısın!" buyurdu. (Babam Kerdem) der ki: Rasulullah'ın (sav) bu sözü beni korkuttu. Kendisine doğru baktım. Bendeki korkuyu anlayınca "ne sen ne de arkadaşın günah işlemiş olur!" buyurdu [Ebû Davud dedi ki: Katîr kelimesi, ihtiyarlık yaşına erdi demektir.]


Açıklama: “Tab!.. Tab!..” ifâdesi kinâî bir lafızdır. Elindeki değneği göstererek “çekilin!.. dikkat edin!..” anlamında bir sözdür. Değneği taşa vurunca çıkardığı sesten kinâyedir. Araplar bu sese tabtabiyye derlerdi. Bunun, yürürken ayakların çıkardığı sesten kinâye olduğu da söylenmiştir. Buna göre de, insanların koşarak Hz. Peygamber’e yaklaşmaya çalışmaları kastedilmiştir. Hz. Peygamber’in yanındakiler, Rasûlullah’ın (sav) elindeki şeyin ne olduğunu bildirmek için “tabtabiyye, tabtabiyye” diye söylüyorlardı. Bu rivayet, dünyaya gelmemiş bir kızı birine nikâhlamanın câiz olmadığını ifade etmektedir. Böyle bir nikâh kıyılacak olsa bile fasittir. Nitekim Hz. Peygamber Kerdem’e o kadını boşamasını değil, onunla evlenmekten vazgeçmesini tavsiye etmiştir. Eğer önceki sözleşme nikâh yerine geçmiş olsaydı, Hz. Peygamber’in ondan vazgeçmesini değil, onu boşamasını emretmesi gerekirdi.

    Öneri Formu
12006 D002103 Ebu Davud, Nikah, 26, 27

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Mervan b. Muaviye, ona Abdullah b. Abdurrahman et-Tâifî, ona da Meymune bint. Kerdem el-Yesâriyye şöyle demiştir: Kendisi babasının gözetimindeyken, babası Hz. Peygamber (sav) ile karşılaştı ve: "Ben, Büvâne'de deve kurban etmek üzere adakta bulundum." Hz. Peygamber (sav): "Orada put var mı?" dedi. Babası: "Hayır (yok)" dedi. Hz. Peygamber de (sav) "Öyleyse adağını yerine getir" buyurdu. Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona (Fadl) b. Dükeyn, ona Abdullah b. Abdurrahman, ona Yezid b. Miksem, ona Meymune bint. Kerdem, Hz. Peygamber'den (sav) bu hadisin bir benzerini rivayet etmiştir.


    Öneri Formu
271087 İM002131-2 İbn Mâce, Kefaret, 18


Açıklama: Abdullah b. Abdurrahman ile Meymune bt. Kerdem arasında inkıta' vardır.

    Öneri Formu
22700 İM002131 İbn Mâce, Kefaret, 18


Açıklama: mütabileriyle sahihtir.

    Öneri Formu
63552 HM015535 İbn Hanbel, III, 418


Açıklama: İsnad inkitadan dolayı zayıftır. Amr b. Şuayb, İbneti Kerdeme'den hadis işitmemiştir. Ricalin gerisi sikadır.

    Öneri Formu
65689 HM016724 İbn Hanbel, IV, 63


    Öneri Formu
21298 D003314 Ebu Davud, Eyman ve Nüzur, 22


    Öneri Formu
73946 HM023583 İbn Hanbel, V, 377


    Öneri Formu
157466 BS020165 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, X ,139