Giriş

Bize Ebu Nuaym (Fadl b. Dükeyn), Zekeriyyâ (b. Ebu Zâ'ide), ona Âmir eş-Şa'bî', ona Urve b. Muğire, ona da babası (Muğire b. Şu'be) şunu rivayet etmiştir: “Bir gece Rasulullah'la (sav) ile birlikte yolculuk yapıyordum. Bana, "Yanında su var mı?" diye sordu, ‘Evet’ dedim. Bunun üzerine bineğinden indi ve gecenin karanlığında gözden kayboluncaya kadar yürüdü. (İhtiyacını giderdikten) Sonra geri geldi. Ben kendisine ibrikten su döktüm. Ellerini ve yüzünü yıkadı. Üzerinde yünden bir cübbe vardı (cübbe dar geldiği için kollarını) çıkaramadı. Sonra kollarını cübbenin altından çıkarıp yıkadı. Başını mesh etti. Sonra ben mestlerini çıkarmak için eğildim. Bana, "(Mestleri) bırak , çünkü ben onları ayaklarım temizken giydim." buyurdu ve üzerine mesh etti.”


    Öneri Formu
38824 DM000740 Darimi, Taharet, 40

Bize Ebu Nuaym, ona Zekeriya, ona Şa'bî, ona da Abdullah b. Amr Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Müslüman, dilinden ve elinden diğer Müslümanların güvende oldukları kimsedir."


    Öneri Formu
46345 DM002758 Darimi, Rikak, 8


    Öneri Formu
47046 DM002904 Darimi, Feraiz, 2


    Öneri Formu
40243 HM001537 İbn Hanbel, I, 178


    Öneri Formu
125638 MŞ032952 Musannef-i İbn Ebi Şeybe, Fadâil, 39


    Öneri Formu


    Öneri Formu
179379 MK019613 Taberani, el-Mu'cemu'l-Kebir, XXIII, 37


    Öneri Formu

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Muhammed b. Bişr, ona Zekeriya b. Ebu Zâide, ona Mansur (b. Mu'temir), ona Mücahid (b. Cebr), ona da Hakem b. Süfyân Sekafî,Rasulullah'ın (sav) abdest aldığını, sonra da bir avuç su alarak avret mahalline serptiğini gördüğünü nakletmiştir.


Açıklama: Tuvalet ihtiyacını giderdikten ya da abdest aldıktan sonra, avret mahalline bir miktar su serpme, abdestten sonra hasıl olan şüpheyi gidermeye yönelik bir sünnettir. Zira, abdest aldıktan sonra kendisinden akıntı geldiği zannı kişiyi vesveseye düşürecektir. Bu da namazın huşu içinde kılınmasına engeldir. Hz. Peygamber'in bu konudaki tavsiyeleri ve fiilen uygulamasıyla, kişiyi etkisi altına alacak olan vesvese ihtimali ortadan kaldırılmış olacaktır.

    Öneri Formu
9797 İM000461 İbn Mâce, Tahâret, 58


Açıklama: 1. Selamlaşmak gibi merhabalaşmanın da sünnet olduğu bu hadîs-i şerîften anlaşılmaktadır. 2. "Merhab", genişliğe ve geniş yere denir ki, Araplar gelen misafire selamlaşmadan sonra «Merhaben ve sehlen» derler, Türkçe'de «merha­ba» olarak kullanılır. Bu takdirde mânâsı: «Şen ve rahat yere geldiniz, rahat olunuz ve güven içinde bulununuz» demek olur. 3. Hz. Fatıma'nın (r.a.) konuşmasında, oturup kalkmasında ve daha birçok bakımdan Hz. Peygamber'e (s.a.v.) benzerliğini dile getiren hadisler mevcuttur. Bu da onlardan biridir, zira yürüyüşü Hz. Peygamber'in yürüyüşüne benzetilmiştir. 4. Hz. Peygamber (s.a.v.) Hz. Fatıma'yı (r.a.) çok sever, o eve geldiğinde ayağa kalkıp kendisini öper ve halini hatırını sorardı. Son hastalığında dahi Hz. Fatıma onu ziyarete geldiğinde kendisine hoşgeldin, merhaba demiş, onu öpmüş ve Hz. Fatıma'nın önce ağladığı sonra güldüğü meşhur konuşmayı yapmışlardır. 5. Bu hadis aynı zamanda kız çocuklarına iyi davranılması, onlara ayrımcılık yapılmaması gerektiğini en güzel şekilde gösteren hadislerdendir.

    Öneri Formu
165732 EM001030 Buhari, Edebü'l-Müfred, 473, ayrıca bkz. 428, 443.