15 Kayıt Bulundu.
Bize Ebû Ubeyd Muhammed b. Ubeyd b. Meymûn el-Medenî, ona babası, ona Muhammed b. Cafer b. Ebî Kesîr, ona Musa b. Ukbe, ona Ebû İshâk, ona Ebû'l-Ahvas, ona da Abdullah b. Mes’ûd’un (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Uyulması gereken şeyler, ancak şu ikisidir: Söz ve hidâyet… Sözlerin en güzeli Allah'ın kelamıdır. Yolların en güzeli de Hz. Muhammed'in yoludur. Dinde sonradan ihdas edilen şeylerden sakının! Çünkü din konusunda en kötü işler sonradan icat edilenlerdir. Sonradan icat edilen her türlü uygulama bid’attır. Her bid’at da sapkınlıktır. Dikkat edin! Boş emellere, uzun hayallere kapılmayın. Yoksa kalpleriniz katılaşır. İyi bilin ki ecel yakındır. Hakikaten gelmeyecek olan şeyler ise uzaktır. Dikkat ediniz! Bedbaht olan annesinin karnında iken böyle olur. Mutluluğa erişen ise başkasından ders çıkarandır. Dikkat ediniz! Mü’minlerin adam öldürmeleri küfürdür, onların birbirlerine sövmeleri fasıklıktır. Müslümanın kardeşine üç günden fazla dargın kalması helal değildir. Yalandan sakınınız, çünkü ne ciddi ne de şaka yollu yalan helal değildir. Kişi çocuğunu avutmak için bir şeyi yapacağını söyler de onu yapmazsa bu da bir yalandır. Şüphesiz ki yalan kişiyi günaha, günah da cehenneme sürükler. Doğruluk ise insanı iyiliğe, iyilik de cennete götürür. Doğru sözlü kişi için ‘doğru söyledi ve iyi yaptı’, yalancı için ise ‘yalan söyledi ve günaha girdi’ denilir. Dikkat ediniz! Kul yalan söylemeye devam ederse, Allah katında yalancılardan biri olarak kaydedilir."
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: فَإِنَّ الْكَذِبَ يَهْدِى إِلَى الْفُجُورِ وَإِنَّ الْفُجُورَ يَهْدِى إِلَى النَّارِ Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: اَ يَحِلُّ لِمُسْلِمٍ أَنْ يَهْجُرَ أَخَاهُ فَوْقَ ثَلاَثٍ
Bize Muhammed b. Ubeyd b. Meymûn, ona İsa b. Yunus, ona el-A'meş, ona İbrahim, ona Alkame, ona da İbn Mesûd (ra) şöyle rivayet etmiştir: Medine'deki bir tarlada Hz. Peygamber'le (sav) birlikte idim. Rasûlullah (sav) bir ağaç dalına yaslanmıştı. O sırada Yahudilerden bir grup oradan geçiyordu, içlerinden biri, 'Ona ruh hakkında sorun' dedi. Bazıları ise, 'Hayır sormayın, çünkü size hoşlanmayacağınız şeyler söyleyebilir' dediler. Sonunda onun yanına gelip, 'Ey Ebu'l-Kâsım! Bize ruhtan bahset' dediler. Hz Peygamber bir müddet durup bekledi. O sırada kendisine vahiy geldiğini anlamıştım. Biraz geri durdum, nihayet vahiy hali kalktı. Sonra şu âyeti okudu: "Sana ruh hakkında soru sorarlar. De ki: Ruhun ne olduğunu ancak Rabbim bilir, size ise pek az bilgi verilmiştir.(el-İsra, 17/85)".