10 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Müsenna, ona İbn Ebu Adî, ona Osman eş-Şahham ona da Müslim b. Ebu Bekre şöyle rivayet etmiştir: Babamı her namazın ardından "Allah'ım, küfürden, fakirlikten ve kabir azabından sana sığınırım" diye dua ederken işittim, bunun üzerine ben de bu duayı okumaya başladım. Babam bana “Evladım, sen bu duayı nereden öğrendin?” diye sorunca “Babacığım, seni namazdan sonra bunu okurken işittim, ben de senden öğrenmiş oldum” dedim. Bunun üzerine (babam) “Evladım, bunları okumaya devam et. Zira Hz. Peygamber (sav) namazdan sonra bu sözlerle dua ederdi” diye tavsiyede bulundu."
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: اللَّهُمَّ إِنِّى أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْكُفْرِ وَالْفَقْرِ
Bana Ebu Kâmil el-Cahderî Fudayl b. Hüseyin, ona Hammad b. Zeyd, ona Osman eş-Şahhâm’ın şöyle dediğini rivayet etti: Ben ve Ferkad es-Sabahî, Müslim b. Ebu Bekre’nin yanına gitmiştik, o da kendi yerinde idi. Huzuruna girdik ve “Babanı fitneler hakkında bir hadisi zikrederken dinledin mi?” dedik. O da “Evet, ben Ebu Bekre’yi hadis naklederken şöyle derken dinlemiştim” dedi: "Rasulullah (sav) 'Şüphesiz birçok fitne ortaya çıkacaktır. Sonra öyle bir fitne ortaya çıkacak. O dönemde oturan yürüyenden, yürüyen ona doğru koşandan hayırlı olacaktır. Dikkat edin! O fitne indiğinde ya da ortaya çıktığında, develeri olan kimse derhal develerini, koyun sahibi olan kimse davarını gütsün, arazisi olan kimse de onu ekip biçmekle meşgul olsun' buyurdu. Bir adam 'Ey Allah’ın Rasulü, peki devesi, koyunu, arazisi olmayan kimse hakkındaki emrin nedir?' deyince, Allah Rasulü 'derhal kılıcını alıp, keskin tarafını taşa çalsın, sonra da gücü yeterse kurtulmaya baksın, kurtulmaya. Allah’ım! Tebliğ ettim mi, Allah’ım! Tebliğ ettim mi, Allah’ım! Tebliğ ettim mi?' buyurdu. Bir adam 'Ey Allah’ın Rasulü, şayet ben, iki saftan yahut iki gruptan birisi ile gitmek üzere zorlanacak olsam ve bir adam kılıcıyla bana vursa yahut bir ok gelip beni öldürse (durumum hakkında) ne dersin?' dedi. Rasulullah (sav) 'O kişi hem kendi günahını hem senin günahını yüklenir ve cehennemliklerden olur' buyurdu."
Bize Muhammed b. Beşşâr el-Abdî, ona Ebu Asım, ona da Osman eş-Şahhâm, ona Müslim b. Ebu Bekre şöyle demiştir: Babam (Nüfey' b. Mesruh) benim "Allah’ım her türlü sıkıntıdan, tembellikten ve kabir azabından sana sığınırım" diye duta ettiğimi işitince “Bunları kimden işittin” diye sordu. Ben de “Sen söylerken işittim” dedim. Bunun üzerine “Bunlarla dua etmeye devam et. Çünkü ben Rasûlullah'ı (sav), bunları söylerken işittim” dedi. [Tirmizî der ki: Bu hadis hasen sahihtir.]
Bize Amr b. Ali, ona Yahya, ona Osman eş-Şehhâm, ona da Müslim b. Ebu Bekre şöyle demiştir: Babam namazlarının arkasından “Allah'ım! Küfürden, fakirlikten, kabir azabından Sana sığınırım” dua ederdi. Bende bu duayı okurdum. Babam “yavrum bu duayı kimden öğrendin?” dedi. “Senden” deyince “Rasulullah (sav) bu duaları namazdan sonra okurdu” dedi.
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Veki, ona Osmaneş-Şehhâm, ona Müslim b. Ebu Bekre, ona da babası (Nüfey b. Mesruh) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) 'Yakında bir fitne çıkacaktır. O fitne zamanında (ona karışmadan) uzanıp yatan, oturandan, oturan ayakta durandan, ayakta duran, yürüyenden, yürüyen de koşandan daha hayırlı olacaktır' buyurdu. Ebu Bekre 'ey Allah'ın Rasulü! (O zaman geldiğinde) bana ne tavsiye edersin?' dedi. Rasulullah da (sav) 'Devesi olan develerini, davarı olan da davarını gütsün, bağı bahçesi olan da eksin biçsin' buyurdu. Ebu Bekre 'bunlardan hiçbir şeye sahip olmayan ne yapsın?' deyince, Rasulullah (sav) 'kılıcını alıp keskin tarafını bir taşa çalsın, sonra da elinden geldiğince kurtuluş yolunu tutsun (fitneden uzak dursun)' buyurdu."
Açıklama: isnadı kavidir. Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: اللَّهُمَّ إِنِّى أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْكُفْرِ وَالْفَقْرِ
Açıklama: isnadı kavidir. Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: اللَّهُمَّ إِنِّى أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْكُفْرِ وَالْفَقْرِ
Açıklama: isnadı kavidir. Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: اللَّهُمَّ إِنِّى أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْكُفْرِ وَالْفَقْرِ