Bize Rib'î b. İbrahim, ona Abdurrahman b. İshak, ona Zeyd b. Eslem, ona Atâ b. yesâr, ona da Ebu Saîd el-Hudrî şöyle demiştir:
"Hz. Peygamber'e (sav) 'Ey Allah’ın Rasulü! Kıyamet gününde Rabbimizi görecek miyiz?' diye sorduk. Hz. Peygamber (sav) 'Bulutsuz bir günde güneşi görmekte bir sıkıntı yaşar mısınız?' buyurdu. Biz 'Hayır' dedik. Hz. Peygamber (sav) 'Bulutsuz dolunaylı bir gecede ayı görmekte zorlanır mısınız? buyurdu. Biz yine 'Hayır' dedik. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: İşte siz de Rabbinizi o gün böyle net bir şekilde göreceksiniz. Allah, kıyamet günü insanları düz bir sahada toplar ve 'Her kim neye tapıyorsa, şimdi ona tâbi olsun' diye nida edilir. Güneşe tapanlar, güneşe tâbi olurlar ve ateşe düşerler. Aya tapanlar aya tâbi olurlar ve ateşe düşerler. Putlara ve heykellere tapanlar da onlara tâbi olurlar ve ateşe düşerler. Allah’tan başka her neye ibadet edilmişse, ona tâbi olanlar böylece cehenneme düşer. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:"
"Geriye, içindeki münafıklarıyla birlikte müminler kalır, bir de ehl-i kitaptan, dünyada sade ve gösterişsiz yaşayan birtakım kimseler kalır. – Hz. Peygamber burada eliyle onların sayıca az olduklarını işaret etti. – Allah Teâlâ onlara gelir ve 'Neye ibadet ediyorsanız, onun ardınca gidin' buyurur. Onlar 'Biz Allah’a, onu görmeden ibadet ederdik' dediler. Bunun üzerine Allah, sâkını (bacağını) açar ve o anda gönüllü olarak secde etmek isteyen herkes secdeye kapanır. Ama riyakarlık ve gösteriş için secde eden herkes sırt üstü düşer (secdeye varamaz)."
"Sonra cehennemin üzerine sırat kurulur. Peygamberler, onun iki tarafında durur ve 'Allah’ım! Selâmet ver! Allah’ım! Selâmet ver!' diye dua ederler. Bu sırat kaygan ve tehlikeli bir yerdir. Orada kancalar ve çengeller bulunur. [Abdurrahman der ki: Bilmiyorum belki Rasulullah (sav):] Bu kancalar insanları yakalayarak çekip alırlar. [ifadesini de kullanmış olabilir.] Orada Necid’de yetişen dikenli bir bitki olan sa’dân dikenine benzer çengeller vardır. Ravi der ki: Hz. Peygamber (sav) onlara sa’dân dikenini tarif etti. sonra şöyle buyurdu: Sırattan ilk geçen ben ve ümmetim olacak. İnsanlar sırattan geçerken kimi şimşek gibi, kimi rüzgâr gibi, kimi iyi yarış atları gibi hızla geçer. Geçenlerden bazıları yara almış olur, bazıları ise ateşe düşer. Sıratı geçtikten sonra, onlar, sizlerin hakkını aramadaki ısrarından daha fazla bir ısrarla, ateşe düşmüş olan kardeşleri için Allah’a yalvarıp 'Ey Rabbimiz! Biz beraber cihada çıktık, birlikte hac ve umre yaptık. Şimdi ne oldu da biz kurtulduk da onlar helâk oldu?' derler. Bunun üzerine Allah Teâlâ 'Kalbinde bir dinar ağırlığı kadar iman olanı arayıp çıkarın' buyurur. Onlar da bu vasıftaki kimseleri çıkarırlar. Sonra Allah 'Kalbinde bir kırat ağırlığında iman olanı çıkarın' buyurur. Onlar yine çıkarır. Sonra 'Kalbinde bir hardal tanesi kadar iman olanı çıkarın' buyurur. Onlar da çıkarırlar."
Ebu Saîd der ki: Buna dair aramızda Allah’ın Kitabı vardır. Abdurrahman der ki: Sanıyorum Ebu Saîd "Yapılan iş hardal tanesi kadar bile olsa, biz onu getirip mizana koyacağız. Hesap görücü olarak biz yeteriz" (Enbiyâ 21/47) ayetini kastetti.
"Sonra onlar cehennemden çıkarılır ve Hayat Nehri denilen bir nehre atılırlar. Orada sele kapılmış bir tohumun yeniden bitmesi gibi yeniden hayat bulurlar. Görmez misiniz? Güneşe doğru büyüyen bitki yeşil olur; gölgeye doğru büyüyen ise sarı kalır. Sahâbe 'Ey Allah’ın Rasulü! Sanki sen çobanlık yapmış gibisin' dediler. Hz. Peygamber (sav) de 'Evet, ben gerçekten çobanlık yaptım' buyurdu."
Açıklama: Bu isnad Abdurrahman b. İshak'tan dolayı hasendir. Ashâbı Sünen onun rivayetlerine yer vermiştir, Müslim mutâbî rivayetler zikretmiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
49982, HM011144
Hadis:
حَدَّثَنَا رِبْعِيُّ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ إِسْحَاقَ حَدَّثَنَا زَيْدُ بْنُ أَسْلَمَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ قَالَ
سَأَلْنَا رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقُلْنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ هَلْ نَرَى رَبَّنَا يَوْمَ الْقِيَامَةِ فَقَالَ هَلْ تُضَارُّونَ فِي الشَّمْسِ لَيْسَ دُونَهَا سَحَابٌ قَالَ قُلْنَا لَا قَالَ فَهَلْ تُضَارُّونَ فِي الْقَمَرِ لَيْلَةَ الْبَدْرِ لَيْسَ دُونَهُ سَحَابٌ قَالَ قُلْنَا لَا قَالَ فَإِنَّكُمْ تَرَوْنَ رَبَّكُمْ كَذَلِكَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ يَجْمَعُ اللَّهُ النَّاسَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فِي صَعِيدٍ وَاحِدٍ قَالَ فَيُقَالُ مَنْ كَانَ يَعْبُدُ شَيْئًا فَلْيَتْبَعْهُ قَالَ فَيَتْبَعُ الَّذِينَ كَانُوا يَعْبُدُونَ الشَّمْسَ الشَّمْسَ فَيَتَسَاقَطُونَ فِي النَّارِ وَيَتْبَعُ الَّذِينَ كَانُوا يَعْبُدُونَ الْقَمَرَ الْقَمَرَ فَيَتَسَاقَطُونَ فِي النَّارِ وَيَتْبَعُ الَّذِينَ كَانُوا يَعْبُدُونَ الْأَوْثَانَ الْأَوْثَانَ وَالَّذِينَ كَانُوا يَعْبُدُونَ الْأَصْنَامَ الْأَصْنَامَ فَيَتَسَاقَطُونَ فِي النَّارِ قَالَ وَكُلُّ مَنْ كَانَ يُعْبَدُ مِنْ دُونِ اللَّهِ حَتَّى يَتَسَاقَطُونَ فِي النَّارِ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَيَبْقَى الْمُؤْمِنُونَ وَمُنَافِقُوهُمْ بَيْنَ ظَهْرَيْهِمْ وَبَقَايَا أَهْلِ الْكِتَابِ وَقَلَّلَهُمْ بِيَدِهِ قَالَ فَيَأْتِيهِمْ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ فَيَقُولُ أَلَا تَتَّبِعُونَ مَا كُنْتُمْ تَعْبُدُونَ قَالَ فَيَقُولُونَ كُنَّا نَعْبُدُ اللَّهَ وَلَمْ نَرَ اللَّهَ فَيُكْشَفُ عَنْ سَاقٍ فَلَا يَبْقَى أَحَدٌ كَانَ يَسْجُدُ لِلَّهِ إِلَّا وَقَعَ سَاجِدًا وَلَا يَبْقَى أَحَدٌ كَانَ يَسْجُدُ رِيَاءً وَسُمْعَةً إِلَّا وَقَعَ عَلَى قَفَاهُ قَالَ ثُمَّ يُوضَعُ الصِّرَاطُ بَيْنَ ظَهْرَيْ جَهَنَّمَ وَالْأَنْبِيَاءُ بِنَاحِيتَيْهِ قَوْلُهُمْ اللَّهُمَّ سَلِّمْ سَلِّمْ اللَّهُمَّ سَلِّمْ سَلِّمْ وَإِنَّهُ لَدَحْضُ مَزَلَّةٍ وَإِنَّهُ لَكَلَالِيبُ وَخَطَاطِيفُ قَالَ عَبْدُ الرَّحْمَنِ وَلَا أَدْرِي لَعَلَّهُ قَدْ قَالَ تَخْطَفُ النَّاسَ وَحَسَكَةٌ تَنْبُتُ بِنَجْدٍ يُقَالُ لَهَا السَّعْدَانُ قَالَ وَنَعَتَهَا لَهُمْ قَالَ فَأَكُونُ أَنَا وَأُمَّتِي لَأَوَّلَ مَنْ مَرَّ أَوْ أَوَّلَ مَنْ يُجِيزُ قَالَ فَيَمُرُّونَ عَلَيْهِ مِثْلَ الْبَرْقِ وَمِثْلَ الرِّيحِ وَمِثْلَ أَجَاوِيدِ الْخَيْلِ وَالرِّكَابِ فَنَاجٍ مُسَلَّمٌ وَمَخْدُوشٌ مُكَلَّمٌ وَمَكْدُوسٌ فِي النَّارِ فَإِذَا قَطَعُوهُ أَوْ فَإِذَا جَاوَزُوهُ فَمَا أَحَدُكُمْ فِي حَقٍّ يَعْلَمُ أَنَّهُ حَقٌّ لَهُ بِأَشَدَّ مُنَاشَدَةً مِنْهُمْ فِي إِخْوَانِهِمْ الَّذِينَ سَقَطُوا فِي النَّارِ يَقُولُونَ أَيْ رَبِّ كُنَّا نَغْزُو جَمِيعًا وَنَحُجُّ جَمِيعًا وَنَعْتَمِرُ جَمِيعًا فَبِمَ نَجَوْنَا الْيَوْمَ وَهَلَكُوا قَالَ فَيَقُولُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ انْظُرُوا مَنْ كَانَ فِي قَلْبِهِ زِنَةُ دِينَارٍ مِنْ إِيمَانٍ فَأَخْرِجُوهُ قَالَ فَيُخْرَجُونَ قَالَ ثُمَّ يَقُولُ مَنْ كَانَ فِي قَلْبِهِ زِنَةُ قِيرَاطٍ مِنْ إِيمَانٍ فَأَخْرِجُوهُ قَالَ فَيُخْرَجُونَ قَالَ ثُمَّ يَقُولُ مَنْ كَانَ فِي قَلْبِهِ مِثْقَالُ حَبَّةِ خَرْدَلٍ مِنْ إِيمَانٍ فَأَخْرِجُوهُ قَالَ فَيُخْرَجُونَ قَالَ ثُمَّ يَقُولُ أَبُو سَعِيدٍ بَيْنِي وَبَيْنَكُمْ كِتَابُ اللَّهِ قَالَ عَبْدُ الرَّحْمَنِ وَأَظُنُّهُ يَعْنِي قَوْلَهُ { وَإِنْ كَانَ مِثْقَالَ حَبَّةٍ مِنْ خَرْدَلٍ أَتَيْنَا بِهَا وَكَفَى بِنَا حَاسِبِينَ } قَالَ فَيُخْرَجُونَ مِنْ النَّارِ فَيُطْرَحُونَ فِي نَهَرٍ يُقَالُ لَهُ نَهَرُ الْحَيَوَانِ فَيَنْبُتُونَ كَمَا تَنْبُتُ الْحِبُّ فِي حَمِيلِ السَّيْلِ أَلَا تَرَوْنَ مَا يَكُونُ مِنْ النَّبْتِ إِلَى الشَّمْسِ يَكُونُ أَخْضَرَ وَمَا يَكُونُ إِلَى الظِّلِّ يَكُونُ أَصْفَرَ قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ كَأَنَّكَ كُنْتَ قَدْ رَعَيْتَ الْغَنَمَ قَالَ أَجَلْ قَدْ رَعَيْتُ الْغَنَمَ
Tercemesi:
Bize Rib'î b. İbrahim, ona Abdurrahman b. İshak, ona Zeyd b. Eslem, ona Atâ b. yesâr, ona da Ebu Saîd el-Hudrî şöyle demiştir:
"Hz. Peygamber'e (sav) 'Ey Allah’ın Rasulü! Kıyamet gününde Rabbimizi görecek miyiz?' diye sorduk. Hz. Peygamber (sav) 'Bulutsuz bir günde güneşi görmekte bir sıkıntı yaşar mısınız?' buyurdu. Biz 'Hayır' dedik. Hz. Peygamber (sav) 'Bulutsuz dolunaylı bir gecede ayı görmekte zorlanır mısınız? buyurdu. Biz yine 'Hayır' dedik. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: İşte siz de Rabbinizi o gün böyle net bir şekilde göreceksiniz. Allah, kıyamet günü insanları düz bir sahada toplar ve 'Her kim neye tapıyorsa, şimdi ona tâbi olsun' diye nida edilir. Güneşe tapanlar, güneşe tâbi olurlar ve ateşe düşerler. Aya tapanlar aya tâbi olurlar ve ateşe düşerler. Putlara ve heykellere tapanlar da onlara tâbi olurlar ve ateşe düşerler. Allah’tan başka her neye ibadet edilmişse, ona tâbi olanlar böylece cehenneme düşer. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:"
"Geriye, içindeki münafıklarıyla birlikte müminler kalır, bir de ehl-i kitaptan, dünyada sade ve gösterişsiz yaşayan birtakım kimseler kalır. – Hz. Peygamber burada eliyle onların sayıca az olduklarını işaret etti. – Allah Teâlâ onlara gelir ve 'Neye ibadet ediyorsanız, onun ardınca gidin' buyurur. Onlar 'Biz Allah’a, onu görmeden ibadet ederdik' dediler. Bunun üzerine Allah, sâkını (bacağını) açar ve o anda gönüllü olarak secde etmek isteyen herkes secdeye kapanır. Ama riyakarlık ve gösteriş için secde eden herkes sırt üstü düşer (secdeye varamaz)."
"Sonra cehennemin üzerine sırat kurulur. Peygamberler, onun iki tarafında durur ve 'Allah’ım! Selâmet ver! Allah’ım! Selâmet ver!' diye dua ederler. Bu sırat kaygan ve tehlikeli bir yerdir. Orada kancalar ve çengeller bulunur. [Abdurrahman der ki: Bilmiyorum belki Rasulullah (sav):] Bu kancalar insanları yakalayarak çekip alırlar. [ifadesini de kullanmış olabilir.] Orada Necid’de yetişen dikenli bir bitki olan sa’dân dikenine benzer çengeller vardır. Ravi der ki: Hz. Peygamber (sav) onlara sa’dân dikenini tarif etti. sonra şöyle buyurdu: Sırattan ilk geçen ben ve ümmetim olacak. İnsanlar sırattan geçerken kimi şimşek gibi, kimi rüzgâr gibi, kimi iyi yarış atları gibi hızla geçer. Geçenlerden bazıları yara almış olur, bazıları ise ateşe düşer. Sıratı geçtikten sonra, onlar, sizlerin hakkını aramadaki ısrarından daha fazla bir ısrarla, ateşe düşmüş olan kardeşleri için Allah’a yalvarıp 'Ey Rabbimiz! Biz beraber cihada çıktık, birlikte hac ve umre yaptık. Şimdi ne oldu da biz kurtulduk da onlar helâk oldu?' derler. Bunun üzerine Allah Teâlâ 'Kalbinde bir dinar ağırlığı kadar iman olanı arayıp çıkarın' buyurur. Onlar da bu vasıftaki kimseleri çıkarırlar. Sonra Allah 'Kalbinde bir kırat ağırlığında iman olanı çıkarın' buyurur. Onlar yine çıkarır. Sonra 'Kalbinde bir hardal tanesi kadar iman olanı çıkarın' buyurur. Onlar da çıkarırlar."
Ebu Saîd der ki: Buna dair aramızda Allah’ın Kitabı vardır. Abdurrahman der ki: Sanıyorum Ebu Saîd "Yapılan iş hardal tanesi kadar bile olsa, biz onu getirip mizana koyacağız. Hesap görücü olarak biz yeteriz" (Enbiyâ 21/47) ayetini kastetti.
"Sonra onlar cehennemden çıkarılır ve Hayat Nehri denilen bir nehre atılırlar. Orada sele kapılmış bir tohumun yeniden bitmesi gibi yeniden hayat bulurlar. Görmez misiniz? Güneşe doğru büyüyen bitki yeşil olur; gölgeye doğru büyüyen ise sarı kalır. Sahâbe 'Ey Allah’ın Rasulü! Sanki sen çobanlık yapmış gibisin' dediler. Hz. Peygamber (sav) de 'Evet, ben gerçekten çobanlık yaptım' buyurdu."
Açıklama:
Bu isnad Abdurrahman b. İshak'tan dolayı hasendir. Ashâbı Sünen onun rivayetlerine yer vermiştir, Müslim mutâbî rivayetler zikretmiştir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu Said el-Hudrî 11144, 4/45
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yesar el-Hilalî (Ata b. Yesar)
3. Ebu Üsame Zeyd b. Eslem el-Kuraşî (Zeyd b. Eslem)
4. Abdurrahman b. İshak el-Âmirî (Abdurrahman b. İshak b. Abdullah b. Hâris)
5. Rib'i b. Uleyye el-Esedi (Rib'i b. İbrahim b. Miksem)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın görülmesi, rü'yetullah, cemalullah
Cehennem, Cehennemlikler
Cennet, ehlinin Allah Teala ile konuşmaları
İman, Ahirete, Sırat köprüsü
Kıyamet, ahvali
Kıyamet, sıkıntıları
KTB, İMAN
Mizan/hesaplaşma, Ahirette hesaba çekilmek
Polemikler, Allah'ın baldırı, baldırların açılması
Açıklama: عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ إِسْحَاقَ hasenü'l-hadistir. Müslim sahihinde ondan mütaba'at olarak hadis zikretmiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
44825, HM008328
Hadis:
حَدَّثَنَا رِبْعِيُّ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ إِسْحَاقَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِي سَعِيدٍ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ قَالَ
عَطَسَ رَجُلَانِ عِنْدَ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَحَدُهُمَا أَشْرَفُ مِنْ الْآخَرِ فَعَطَسَ الشَّرِيفُ فَلَمْ يَحْمَدْ اللَّهَ فَلَمْ يُشَمِّتْهُ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَعَطَسَ الْآخَرُ فَحَمِدَ اللَّهَ فَشَمَّتَهُ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ فَقَالَ الشَّرِيفُ عَطَسْتُ عِنْدَكَ فَلَمْ تُشَمِّتْنِي وَعَطَسَ هَذَا عِنْدَكَ فَشَمَّتَّهُ قَالَ فَقَالَ إِنَّ هَذَا ذَكَرَ اللَّهَ فَذَكَرْتُهُ وَإِنَّكَ نَسِيتَ اللَّهَ فَنَسِيتُكَ
Tercemesi:
Ebu Hureyre'den şöyle dediği nakledildi:
"- Hz. Peygamber (sav)yanında biri diğerinden daha eşraftan iki kişi aksırdı. Eşraftan olan aksırdı Allah'a hamd etmedi, Hz. Peygamber (sav)de ona teşmitte bulunmadı. Diğeri aksırdı ve Allah'a hamd etti. Hz. Peygamber (sav)ona teşmitte bulundu.Eşraftan olan ben aksırdım bana teşmitte bulunmadın. Bu aksırdı ona teşmitte bulundun dedi. Hz. Peygamber (sav) şöyle dedi:
"-Bu Allah'ı andı ve bende ona teşmitte bulundum. Sen ise Allah'a hamd etmeyi unuttun, seni de ben unuttum."
Açıklama:
عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ إِسْحَاقَ hasenü'l-hadistir. Müslim sahihinde ondan mütaba'at olarak hadis zikretmiştir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu Hureyre 8328, 3/263
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
3. Abdurrahman b. İshak el-Âmirî (Abdurrahman b. İshak b. Abdullah b. Hâris)
4. Rib'i b. Uleyye el-Esedi (Rib'i b. İbrahim b. Miksem)
Konular:
Adab, hapşıran kişiye hayır duada bulunulmalı
KTB, ADAB
Açıklama: İsnadda yer alan عَبْد الرَّحْمَنِ بْنِ إِسْحَاقَ dışındaki bütün raviler sikadır. Kendisi hasenü'l-hadis 'tir. İsnad bu sebeple hasendir. Hadis sahihtir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
45942, HM007444
Hadis:
حَدَّثَنَا رِبْعِيُّ بْنُ إِبْرَاهِيمَ قَالَ أَبِي وَهُوَ أَخُو إِسْمَاعِيلَ بْنِ إِبْرَاهِيمَ يَعْنِي ابْنَ عُلَيَّةَ قَالَ أَبِي وَكَانَ يُفَضَّلُ عَلَى أَخِيهِ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ إِسْحَاقَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِي سَعِيدٍ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ قَالَ
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ رَغِمَ أَنْفُ رَجُلٍ ذُكِرْتُ عِنْدَهُ فَلَمْ يُصَلِّ عَلَيَّ وَرَغِمَ أَنْفُ رَجُلٍ دَخَلَ عَلَيْهِ رَمَضَانُ فَانْسَلَخَ قَبْلَ أَنْ يُغْفَرَ لَهُ وَرَغِمَ أَنْفُ رَجُلٍ أَدْرَكَ عِنْدَهُ أَبَوَاهُ الْكِبَرَ فَلَمْ يُدْخِلَاهُ الْجَنَّةَ قَالَ رِبْعِيٌّ وَلَا أَعْلَمُهُ إِلَّا قَدْ قَالَ أَوْ أَحَدُهُمَا
Tercemesi:
Açıklama:
İsnadda yer alan عَبْد الرَّحْمَنِ بْنِ إِسْحَاقَ dışındaki bütün raviler sikadır. Kendisi hasenü'l-hadis 'tir. İsnad bu sebeple hasendir. Hadis sahihtir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu Hureyre 7444, 3/74
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
3. Abdurrahman b. İshak el-Âmirî (Abdurrahman b. İshak b. Abdullah b. Hâris)
4. Rib'i b. Uleyye el-Esedi (Rib'i b. İbrahim b. Miksem)
Konular:
Dua, Beddua
Haklar, Anne hakkı
Haklar, Baba hakkı
İyilik, Anne-Baba, anne-babaya iyilik
KTB, ADAB
Ramazan, Ramazan ayının fazileti
Salavat, Dua, Hz. Peygamber'e
Tevbe, istiğfar, bağışlanma dilemek
Açıklama: İsnadda yer alan عَبْد الرَّحْمَنِ بْنِ إِسْحَاقَ dışındaki bütün raviler sikadır. Kendisi hasenü'l-hadis 'tir. İsnad bu sebeple hasendir. Hadis sahihtir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
45945, HM007445
Hadis:
حَدَّثَنَا رِبْعِيُّ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِي الزِّنَادِ عَنِ الْأَعْرَجِ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ قَالَ
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِذَا اسْتَجْمَرَ أَحَدُكُمْ فَلْيُوتِرْ
Tercemesi:
Açıklama:
İsnadda yer alan عَبْد الرَّحْمَنِ بْنِ إِسْحَاقَ dışındaki bütün raviler sikadır. Kendisi hasenü'l-hadis 'tir. İsnad bu sebeple hasendir. Hadis sahihtir
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu Hureyre 7445, 3/74
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Davud A'rec Abdurrahman b. Hürmüz (Abdurrahman b. Hürmüz)
3. Ebu Zinad Abdullah b. Zekvan el-Kuraşi (Abdullah b. Zekvan)
4. Ebu Şeybe Abdurrahman b. İshak el-Ensari (Abdurrahman b. İshak b. Haris)
5. Rib'i b. Uleyye el-Esedi (Rib'i b. İbrahim b. Miksem)
Konular:
Adab, tuvalet adabı
KTB, ADAB
Zihin inşası, Tek sayıya riayet, bazı fiillerde
حدثنا محمد بن سلام قال حدثنا ربعي بن إبراهيم هو أخو بن علية قال حدثنا عبد الرحمن بن إسحاق عن سعيد بن أبي سعيد عن أبي هريرة قال : جلس رجلان عند النبي صلى الله عليه وسلم أحدهما أشرف من الآخر فعطس الشريف منهما فلم يحمد الله ولم يشمته وعطس الآخر فحمد الله فشمته النبي صلى الله عليه وسلم فقال الشريف عطست عندك فلم تشمتني وعطس هذا الآخر فشمته فقال إن هذا ذكر الله فذكرته وأنت نسيت الله فنسيتك
Açıklama: Abdurrahman b. İshak hasenul hadis ve saduktur.
1-Aksıran hamdederse ona yerhamukellah demek gerekir.
2. Aksıran Allah'a hamdetmediğinde ona teşmitte bulunulmaz.
3. Eşraftan olmak Allah katında nimetine şükürle tespit edilir. Toplumsal konumu insana din açısından bir değer katmaz.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165629, EM000932
Hadis:
حدثنا محمد بن سلام قال حدثنا ربعي بن إبراهيم هو أخو بن علية قال حدثنا عبد الرحمن بن إسحاق عن سعيد بن أبي سعيد عن أبي هريرة قال : جلس رجلان عند النبي صلى الله عليه وسلم أحدهما أشرف من الآخر فعطس الشريف منهما فلم يحمد الله ولم يشمته وعطس الآخر فحمد الله فشمته النبي صلى الله عليه وسلم فقال الشريف عطست عندك فلم تشمتني وعطس هذا الآخر فشمته فقال إن هذا ذكر الله فذكرته وأنت نسيت الله فنسيتك
Tercemesi:
— Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine göre, demiştir ki, iki adam Hz. Peygamber (sav)'in yanınds oturdu; bunlardan biri eşraftandı. Eşraftan olan aksırıp Allah'a hamd etmedi. Hz. Peygamber de ona teşmît etmedi. Sonra öteki aksırdı da Allah'a hamd etti. Hz. Peygamber (sav) de buna teşmît etti "Yerhamukellah" (Allah sana merhamet etsin) dedi. Eşraftan olan adam dedi ki:
— Ben yanında aksırdım da, bana teşmît etmedin, bu ise aksırdı da, ona niçin teşmît ettin?
Hz. Peygamber (sav):
«— Bu adam Allah'ı andı, ben de onu andım. Halbuki sen Allah'ı unuttun, ben de seni unuttum.» buyurdu."
Açıklama:
Abdurrahman b. İshak hasenul hadis ve saduktur.
1-Aksıran hamdederse ona yerhamukellah demek gerekir.
2. Aksıran Allah'a hamdetmediğinde ona teşmitte bulunulmaz.
3. Eşraftan olmak Allah katında nimetine şükürle tespit edilir. Toplumsal konumu insana din açısından bir değer katmaz.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 932, /728
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
3. Abdurrahman b. İshak el-Âmirî (Abdurrahman b. İshak b. Abdullah b. Hâris)
4. Rib'i b. Uleyye el-Esedi (Rib'i b. İbrahim b. Miksem)
Konular:
Adab, hapşıran kişiye hayır duada bulunulmalı
KTB, ADAB
Öneri Formu
Hadis Id, No:
72759, HM023243
Hadis:
حَدَّثَنَا رِبْعِيُّ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ إِسْحَاقَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ مُعَاوِيَةَ عَنِ ابْنِ أَبِي ذُبَابٍ عَنْ سَهْلِ بْنِ سَعْدٍ قَالَ
مَا رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ شَاهِرًا يَدَيْهِ قَطُّ يَدْعُو عَلَى مِنْبَرٍ وَلَا غَيْرِهِ مَا كَانَ يَدْعُو إِلَّا يَضَعُ يَدَيْهِ حَذْوَ مَنْكِبَيْهِ وَيُشِيرُ بِأُصْبُعِهِ إِشَارَةً
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu Malik Sehl b. Sa'd es-Saidî 23243, 7/593
Senetler:
1. Sehl b. Sa'd es-Sâidi (Sehl b. Sa'd b. Malik b. Halid b. Sa'lebe)
2. ibn Ebu Zübab Abdullah b. Abdurrahman Devsi (Abdullah b. Abdurrahman b. Haris b. Sa'd)
3. Ebu Huveyris Abdurrahman b. Muaviye el-Muradî (Abdurrahman b. Muaviye)
4. Abdurrahman b. İshak el-Âmirî (Abdurrahman b. İshak b. Abdullah b. Hâris)
5. Rib'i b. Uleyye el-Esedi (Rib'i b. İbrahim b. Miksem)
Konular:
Dua, dua ederken ellerin kaldırılması
Dua, dua ederken işaret parmağını kaldırmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
151728, BS14740
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو مُحَمَّدٍ : عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ أَخْبَرَنَا أَبُو سَعِيدِ بْنُ الأَعْرَابِىِّ حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ مُحَمَّدٍ الزَّعْفَرَانِىُّ حَدَّثَنَا رِبْعِىُّ ابْنُ عُلَيَّةَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ إِسْحَاقَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مُعَاوِيَةَ عَنْ عُثْمَانَ بْنِ أَبِى سُلَيْمَانَ قَالَ قَالَ صَفْوَانُ بْنُ أُمَيَّةَ : رَآنِى رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- وَأَنَا آخُذُ اللَّحْمَ عَنِ الْعَظْمِ بِيَدِى فَقَالَ لِى :« يَا صَفْوَانُ ». قُلْتُ : لَبَّيْكَ قَالَ :« قَرِّبِ اللَّحْمَ مِنْ فِيكَ إِنَّهُ أَهْنَأُهُ وَأَمْرَأُهُ ».
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Sadak 14740, 15/63
Senetler:
1. Ebu Vehb Safvan b. Ümeyye el-Kuraşî (Safvan b. Ümeyye b. Halef b. Vehb b. Huzafe)
2. Osman b. Ebu Süleyman el-Kuraşî (Osman b. Ebi Süleyman b. Cübeyr b. Met'am b. Adi b. Nevfel)
3. Ebu Huveyris Abdurrahman b. Muaviye el-Muradî (Abdurrahman b. Muaviye)
4. Abdurrahman b. İshak el-Âmirî (Abdurrahman b. İshak b. Abdullah b. Hâris)
5. Rib'i b. Uleyye el-Esedi (Rib'i b. İbrahim b. Miksem)
6. Ebu Ali Hasan b. Muhammed ez-Za'ferânî (Hasan b. Muhammed b. Sabbah)
7. Ebu Saîd Ahmed b. Muhammed el-Anezî (Ahmed b. Muhammed b. Ziyad b. Bişr)
8. Ebu Muhammed Abdullah b. Yusuf el-Esbehânî (Abdullah b. Yusuf b. Ahmed b. Bâmûye)
Konular:
Adab, yeme - içme adabı
Yiyecekler, et yemek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21152, T003545
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ الدَّوْرَقِىُّ حَدَّثَنَا رِبْعِىُّ بْنُ إِبْرَاهِيمَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ إِسْحَاقَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِى سَعِيدٍ الْمَقْبُرِىِّ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم: « رَغِمَ أَنْفُ رَجُلٍ ذُكِرْتُ عِنْدَهُ فَلَمْ يُصَلِّ عَلَىَّ وَرَغِمَ أَنْفُ رَجُلٍ دَخَلَ عَلَيْهِ رَمَضَانُ ثُمَّ انْسَلَخَ قَبْلَ أَنْ يُغْفَرَ لَهُ وَرَغِمَ أَنْفُ رَجُلٍ أَدْرَكَ عِنْدَهُ أَبَوَاهُ الْكِبَرَ فَلَمْ يُدْخِلاَهُ الْجَنَّةَ » . قَالَ عَبْدُ الرَّحْمَنِ : وَأَظُنُّهُ قَالَ أَوْ أَحَدُهُمَا . قَالَ: وَفِى الْبَابِ عَنْ جَابِرٍ وَأَنَسٍ وَهَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ . وَرِبْعِىُّ بْنُ إِبْرَاهِيمَ هُوَ أَخُو إِسْمَاعِيلَ بْنِ إِبْرَاهِيمَ وَهُوَ ثِقَةٌ وَهُوَ ابْنُ عُلَيَّةَ . وَيُرْوَى عَنْ بَعْضِ أَهْلِ الْعِلْمِ قَالَ :إِذَا صَلَّى الرَّجُلُ عَلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مَرَّةً فِى الْمَجْلِسِ أَجْزَأَ عَنْهُ مَا كَانَ فِى ذَلِكَ الْمَجْلِسِ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. İbrahim ed-Devrakî, ona Rib'î b. İbrahim, ona Abdurrahman b. İshak, ona Saîd b. Ebû Saîd el-Makburî, ona Ebû Hureyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Yanında benim adım anıldığı halde ban salavat getirmeyen kişinin burnu yerde sürtünsün. Ramazan gelip geçtiği halde affedilmeyen kişinin burnu yerde sürtünsün. Anne babasını kocamış halde bulup da onlara yaptığı iyilikler sayesinde cennete giremeyen kişinin burnu yerde sürtünsün." Abdurrahman b. İshak şöyle demiştir: Zannederim ki "onlardan ikisi veya biri" buyurdu.
Tirmizî şöyle demiştir: Bu konuda Câbir ve Enes'ten de hadis rivayet edilmiştir. Bu vecihle hasen-garîb bir hadistir. Rib'î b. İbrahim, İsmail b. İbrahim'in kardeşidir. Sika (güvenilir) bir ravidir. Uleyye'nin oğludur. İlim ehlinden birinden şöyle nakledilmiştir: Bir kişi bir mecliste Hz. Peygamber'e (sav) bir kez salat ü selam getirse geri kalan kısmına yeter.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Da'vât 100, 5/550
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
3. Abdurrahman b. İshak el-Âmirî (Abdurrahman b. İshak b. Abdullah b. Hâris)
4. Rib'i b. Uleyye el-Esedi (Rib'i b. İbrahim b. Miksem)
5. Ebu Abdullah Ahmed b. İbrahim ed-Devrakî (Ahmed b. İbrahim b. Kesir)
Konular:
BİRRU'L- VALİDEYN
İsyan, anne-babaya isyan, saygısızlık
İyilik, Anne-Baba, anne-babaya iyilik
KTB, ADAB
Ramazan, ibadetle değerlendirilmesi
Salavat, Dua, Hz. Peygamber'e