Bize Muhammed b. Abdülaziz, ona Yemenli Ömer b. es-San’anî, ona Zeyd b. Eslem, ona Atâ b. Yesâr, ona da Ebu Saîd el-Hudrî'nin rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Sizden öncekilerin izledikleri yolları karış karış, arşın arşın izleyip uyacaksınız, hatta onlar bir keler deliğine girecek olsalar bile onlara uyacaksınız."
Bizler: Ey Allah’ın Rasulü, Yahudiler ve Hristiyanlar mı? dedik. O da "Başka kim olacak" buyurdu.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
29407, B007320
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الْعَزِيزِ حَدَّثَنَا أَبُو عُمَرَ الصَّنْعَانِىُّ - مِنَ الْيَمَنِ - عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
" لَتَتْبَعُنَّ سَنَنَ مَنْ كَانَ قَبْلَكُمْ شِبْرًا شِبْرًا وَذِرَاعًا بِذِرَاعٍ ، حَتَّى لَوْ دَخَلُوا جُحْرَ ضَبٍّ تَبِعْتُمُوهُمْ " . قُلْنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ الْيَهُودُ وَالنَّصَارَى قَالَ " فَمَنْ " .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdülaziz, ona Yemenli Ömer b. es-San’anî, ona Zeyd b. Eslem, ona Atâ b. Yesâr, ona da Ebu Saîd el-Hudrî'nin rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Sizden öncekilerin izledikleri yolları karış karış, arşın arşın izleyip uyacaksınız, hatta onlar bir keler deliğine girecek olsalar bile onlara uyacaksınız."
Bizler: Ey Allah’ın Rasulü, Yahudiler ve Hristiyanlar mı? dedik. O da "Başka kim olacak" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, İ'tisâm bi'l-Kitâb ve's-Sünneti 14, 2/732
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yesar el-Hilalî (Ata b. Yesar)
3. Ebu Üsame Zeyd b. Eslem el-Kuraşî (Zeyd b. Eslem)
4. Ebu Amr Hafs b. Meysere el-Ukaylî (Hafs b. Meysere)
5. Muhammed b. Abdülaziz er-Remeli (Muhammed b. Abdülaziz b. Muhammed)
Konular:
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Kültür, kültürel açıdan başkalaşma, sünnetten ayrılma
Bana Muhammed b. Abdülaziz, ona Ebu Ömer Hafs b. Meysere, ona Zeyd b. Eslem, ona Atâ b. Yesâr, ona da Ebu Saîd el-Hudrî (ra) şöyle rivayet etmiştir:
"Hz. Nebi’nin (sav) zamanında bazı kimseler 'Ey Allah’ın Rasulü! Kıyamet gününde Rabbimizi görecek miyiz?' dediler. Nebi (sav) 'Evet, sizler bulutsuz bir günde aydınlık bir öğle vaktinde güneşi görmek için birbirinize zorluk çıkartır, sıkıntı verir misiniz?' buyurdu. Ashab 'Hayır' deyince, Allah Rasulü 'Peki, hiçbir bulutun bulunmadığı aydınlık bir gecede on dördündeki ayı görmek için birbirinize zorluk çıkarır, sıkıntı verir misiniz?' buyurdu. Ashab 'Hayır' deyince, Nebi (sav) şöyle buyurdu:"
"İşte Kıyamet gününde aziz ve celil Allah’ı görmek için, ancak bu güneş ve aydan birisini görmek isterken birbirinize verdiğiniz sıkıntı kadar bir sıkıntı verirsiniz. Kıyamet gününde bir münadi 'Her bir ümmet (dünyada iken) neye ibadet ediyorsa onun arkasından gidecek' diye seslenir. Allah’tan başka putlara, heykellere ibadet edenlerden cehenneme düşmedik hiçbir kimse kalmayacak. Nihayet geriye iyisi ya da günahkârı ile Allah’a ibadet edenler, bir de Kitap Ehlinden tek tük kimseler kalacak."
"Yahudiler çağırılacak, onlara 'Siz kime ibadet ediyordunuz?' denilecek. Onlar 'Biz Allah’ın oğlu Uzeyir’e ibadet ediyorduk' diyecekler. Onlara 'Yalan söylediniz, Allah ne bir eş, ne bir evlat edinmiştir' buyurulacak ve 'şimdi ne arıyorsunuz?' diye sorulacak. Onlar 'Rabbimiz susadık, bize su ver' diyecekler. Onlara 'Hadi oraya gidin' diye bir yere işaret edilecek ve onlar, birbirini yiyen, bir serabı andıran cehennem ateşine doğru gitmek üzere toplanacaklar sonra da ateşe düşecekler. Sonra Hristiyanlar çağırılacak. Onlara 'Kime ibadet ediyordunuz?' denilecek. Onlar 'Biz Allah’ın oğlu Mesih’e ibadet ediyorduk' diyecekler. Onlara 'Yalan söylediniz, Allah ne bir eş ne bir evlat edinmiştir' denilecek. Yine onlara 'Peki, şimdi ne arıyorsunuz' denilecek ve aynı şekilde önceki gibi olacak."
"Nihayet geriye iyisiyle günahkârıyla yalnızca Allah’a ibadet edenler kalacak. Âlemlerin Rabbi onlara, görmüş oldukları suretten farklı bir surette gelecek ve 'Ne bekliyorsunuz, her bir ümmet dünyada iken neye ibadet ediyor idiyse onun arkasından gidecek' denilecek. Onlar 'Biz dünyada iken, onlara en muhtaç olduğumuz halde bile, diğer insanlardan ayrıldık ve onlarla beraber olmadık, şimdi de bizler dünyada iken kendisine ibadet ettiğimiz Rabbimizi bekliyoruz' diyecekler. Yüce Allah kendilerine 'Ben sizin Rabbinizim' buyuracak. Onlar da –İki yahut üç defa- 'Biz Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayız' diyecekler."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31698, B004581
Hadis:
- حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الْعَزِيزِ حَدَّثَنَا أَبُو عُمَرَ حَفْصُ بْنُ مَيْسَرَةَ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ - رضى الله عنه - أَنَّ أُنَاسًا فِى زَمَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ ، هَلْ نَرَى رَبَّنَا يَوْمَ الْقِيَامَةِ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « نَعَمْ ، هَلْ تُضَارُّونَ فِى رُؤْيَةِ الشَّمْسِ بِالظَّهِيرَةِ ، ضَوْءٌ لَيْسَ فِيهَا سَحَابٌ » . قَالُوا لاَ . قَالَ « وَهَلْ تُضَارُّونَ فِى رُؤْيَةِ الْقَمَرِ لَيْلَةَ الْبَدْرِ ، ضَوْءٌ لَيْسَ فِيهَا سَحَابٌ » . قَالُوا لاَ . قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « مَا تُضَارُّونَ فِى رُؤْيَةِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ يَوْمَ الْقِيَامَةِ ، إِلاَّ كَمَا تُضَارُّونَ فِى رُؤْيَةِ أَحَدِهِمَا ، إِذَا كَانَ يَوْمُ الْقِيَامَةِ أَذَّنَ مُؤَذِّنٌ تَتْبَعُ كُلُّ أُمَّةٍ مَا كَانَتْ تَعْبُدُ . فَلاَ يَبْقَى مَنْ كَانَ يَعْبُدُ غَيْرَ اللَّهِ مِنَ الأَصْنَامِ وَالأَنْصَابِ إِلاَّ يَتَسَاقَطُونَ فِى النَّارِ ، حَتَّى إِذَا لَمْ يَبْقَ إِلاَّ مَنْ كَانَ يَعْبُدُ اللَّهَ ، بَرٌّ أَوْ فَاجِرٌ وَغُبَّرَاتُ أَهْلِ الْكِتَابِ ، فَيُدْعَى الْيَهُودُ فَيُقَالُ لَهُمْ مَنْ كُنْتُمْ تَعْبُدُونَ قَالُوا كُنَّا نَعْبُدُ عُزَيْرَ ابْنَ اللَّهِ . فَيُقَالُ لَهُمْ كَذَبْتُمْ ، مَا اتَّخَذَ اللَّهُ مِنْ صَاحِبَةٍ وَلاَ وَلَدٍ ، فَمَاذَا تَبْغُونَ فَقَالُوا عَطِشْنَا رَبَّنَا فَاسْقِنَا . فَيُشَارُ أَلاَ تَرِدُونَ ، فَيُحْشَرُونَ إِلَى النَّارِ كَأَنَّهَا سَرَابٌ ، يَحْطِمُ بَعْضُهَا بَعْضًا فَيَتَسَاقَطُونَ فِى النَّارِ ، ثُمَّ يُدْعَى النَّصَارَى ، فَيُقَالُ لَهُمْ مَنْ كُنْتُمْ تَعْبُدُونَ قَالُوا كُنَّا نَعْبُدُ الْمَسِيحَ ابْنَ اللَّهِ . فَيُقَالُ لَهُمْ كَذَبْتُمْ ، مَا اتَّخَذَ اللَّهُ مِنْ صَاحِبَةٍ وَلاَ وَلَدٍ . فَيُقَالُ لَهُمْ مَاذَا تَبْغُونَ فَكَذَلِكَ مِثْلَ الأَوَّلِ ، حَتَّى إِذَا لَمْ يَبْقَ إِلاَّ مَنْ كَانَ يَعْبُدُ اللَّهَ مِنْ بَرٍّ أَوْ فَاجِرٍ ، أَتَاهُمْ رَبُّ الْعَالَمِينَ فِى أَدْنَى صُورَةٍ مِنَ الَّتِى رَأَوْهُ فِيهَا ، فَيُقَالُ مَاذَا تَنْتَظِرُونَ تَتْبَعُ كُلُّ أُمَّةٍ مَا كَانَتْ تَعْبُدُ . قَالُوا فَارَقْنَا النَّاسَ فِى الدُّنْيَا عَلَى أَفْقَرِ مَا كُنَّا إِلَيْهِمْ ، وَلَمْ نُصَاحِبْهُمْ ، وَنَحْنُ نَنْتَظِرُ رَبَّنَا الَّذِى كُنَّا نَعْبُدُ . فَيَقُولُ أَنَا رَبُّكُمْ ، فَيَقُولُونَ لاَ نُشْرِكُ بِاللَّهِ شَيْئًا . مَرَّتَيْنِ أَوْ ثَلاَثًا » .
Tercemesi:
Bana Muhammed b. Abdülaziz, ona Ebu Ömer Hafs b. Meysere, ona Zeyd b. Eslem, ona Atâ b. Yesâr, ona da Ebu Saîd el-Hudrî (ra) şöyle rivayet etmiştir:
"Hz. Nebi’nin (sav) zamanında bazı kimseler 'Ey Allah’ın Rasulü! Kıyamet gününde Rabbimizi görecek miyiz?' dediler. Nebi (sav) 'Evet, sizler bulutsuz bir günde aydınlık bir öğle vaktinde güneşi görmek için birbirinize zorluk çıkartır, sıkıntı verir misiniz?' buyurdu. Ashab 'Hayır' deyince, Allah Rasulü 'Peki, hiçbir bulutun bulunmadığı aydınlık bir gecede on dördündeki ayı görmek için birbirinize zorluk çıkarır, sıkıntı verir misiniz?' buyurdu. Ashab 'Hayır' deyince, Nebi (sav) şöyle buyurdu:"
"İşte Kıyamet gününde aziz ve celil Allah’ı görmek için, ancak bu güneş ve aydan birisini görmek isterken birbirinize verdiğiniz sıkıntı kadar bir sıkıntı verirsiniz. Kıyamet gününde bir münadi 'Her bir ümmet (dünyada iken) neye ibadet ediyorsa onun arkasından gidecek' diye seslenir. Allah’tan başka putlara, heykellere ibadet edenlerden cehenneme düşmedik hiçbir kimse kalmayacak. Nihayet geriye iyisi ya da günahkârı ile Allah’a ibadet edenler, bir de Kitap Ehlinden tek tük kimseler kalacak."
"Yahudiler çağırılacak, onlara 'Siz kime ibadet ediyordunuz?' denilecek. Onlar 'Biz Allah’ın oğlu Uzeyir’e ibadet ediyorduk' diyecekler. Onlara 'Yalan söylediniz, Allah ne bir eş, ne bir evlat edinmiştir' buyurulacak ve 'şimdi ne arıyorsunuz?' diye sorulacak. Onlar 'Rabbimiz susadık, bize su ver' diyecekler. Onlara 'Hadi oraya gidin' diye bir yere işaret edilecek ve onlar, birbirini yiyen, bir serabı andıran cehennem ateşine doğru gitmek üzere toplanacaklar sonra da ateşe düşecekler. Sonra Hristiyanlar çağırılacak. Onlara 'Kime ibadet ediyordunuz?' denilecek. Onlar 'Biz Allah’ın oğlu Mesih’e ibadet ediyorduk' diyecekler. Onlara 'Yalan söylediniz, Allah ne bir eş ne bir evlat edinmiştir' denilecek. Yine onlara 'Peki, şimdi ne arıyorsunuz' denilecek ve aynı şekilde önceki gibi olacak."
"Nihayet geriye iyisiyle günahkârıyla yalnızca Allah’a ibadet edenler kalacak. Âlemlerin Rabbi onlara, görmüş oldukları suretten farklı bir surette gelecek ve 'Ne bekliyorsunuz, her bir ümmet dünyada iken neye ibadet ediyor idiyse onun arkasından gidecek' denilecek. Onlar 'Biz dünyada iken, onlara en muhtaç olduğumuz halde bile, diğer insanlardan ayrıldık ve onlarla beraber olmadık, şimdi de bizler dünyada iken kendisine ibadet ettiğimiz Rabbimizi bekliyoruz' diyecekler. Yüce Allah kendilerine 'Ben sizin Rabbinizim' buyuracak. Onlar da –İki yahut üç defa- 'Biz Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayız' diyecekler."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 8, 2/170
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yesar el-Hilalî (Ata b. Yesar)
3. Ebu Üsame Zeyd b. Eslem el-Kuraşî (Zeyd b. Eslem)
4. Ebu Amr Hafs b. Meysere el-Ukaylî (Hafs b. Meysere)
5. Muhammed b. Abdülaziz er-Remeli (Muhammed b. Abdülaziz b. Muhammed)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın görülmesi, rü'yetullah, cemalullah
Din, Dinler arasında karşılaştırma
Kıyamet, ahvali
Kıyamet, sıkıntıları
Şirk, şirk koşmayanlar cennete girecektir
حدثنا محمد بن عبد العزيز قال حدثنا الوليد بن مسلم عن الوليد بن نمير بن أوس أنه سمع أباه يقول : كانوا يقولون الصلاح من الله والأدب من الآباء
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163440, EM000092
Hadis:
حدثنا محمد بن عبد العزيز قال حدثنا الوليد بن مسلم عن الوليد بن نمير بن أوس أنه سمع أباه يقول : كانوا يقولون الصلاح من الله والأدب من الآباء
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdülaziz, ona Velid b. Müslim, ona Velid b. Nümeyr b. Evs, ona da babası (Nümeyr b. Evs), onların 'kişinin salahı Allah'tan edebi ise babadandır' dediklerini haber vermiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 92, /124
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. Nümeyr b. Evs el-Eşari (Nümeyr b. Evs)
2. Velid b.Nümeyr el-Eşarî (Velid b. Nümeyr b. Evs)
3. Ebu Abbas Velid b. Müslim el-Kuraşî (Velid b. Müslim)
4. Muhammed b. Abdülaziz er-Remeli (Muhammed b. Abdülaziz b. Muhammed)
Konular:
Aile, ailede erkeğin hak ve sorumlulukları
Aile, salih evlat yetiştirmek
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Eğitim, çocukların eğitimi
Eğitim, terbiyeyi güzelce yapmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
157804, BS020502
Hadis:
وَقَرَأْتُ فِى كِتَابِ ابْنِ خُزَيْمَةَ عَنْ مُوسَى بْنِ سَهْلٍ الرَّمْلِىِّ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ الْعَزِيزِ الرَّمْلِىِّ عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ غُصْنٍ عَنْ دَاوُدَ بْنِ أَبِى هِنْدٍ عَنْ أَبِى حَرْبِ بْنِ الأَسْوَدِ الدِّيلِىِّ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَلِىِّ بْنِ أَبِى طَالِبٍ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ : كَانَ النَّبِىُّ -صلى الله عليه وسلم- لاَ يَضِيفُ الْخَصْمَ إِلاَّ وَخَصْمُهُ مَعَهُ.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Edebü'l-kâdî 20502, 20/410
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Esved ed-Düeli (Zâlim b. Amr b. Süfyan b. Cendel b. Ya'mer b. Hıls b. Nüfâse b. Adiy b. ed-Düil)
3. Ata b. Ebu Esved ed-Deyli (Mihcen b. Ebu Esved)
4. Ebu Bekir Davud b. Ebu Hind el-Kuşeyrî (Davud b. Dinar b. Azafir)
5. Kasım b. Ğusn eş-Şami (Kasım b. Ğusn)
6. Muhammed b. Abdülaziz er-Remeli (Muhammed b. Abdülaziz b. Muhammed)
7. Musa b. Sehl er-Remli (Musa b. Sehl b. Kâdim)
8. Ebu Bekir ibn Huzeyme es-Sülemî (Muhammed b. İshak b. Huzeyme b. Muğîra b. Salih b. Bekir)
Konular:
Adab, misafirlik adabı
KTB, ADAB
حدثنا محمد بن عبد العزيز قال حدثنا أسد بن موسى قال حدثنا معاوية بن صالح قال حدثني أبو الزاهرية قال حدثني كثير بن مرة قال : دخلت المسجد يوم الجمعة فوجدت عوف بن مالك الأشجعي جالسا في حلقة مد رجليه بين يديه فلما رآني قبض رجليه ثم قال لي تدري لأي شيء مددت رجلي ليجيء رجل صالح فيجلس
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166248, EM001147
Hadis:
حدثنا محمد بن عبد العزيز قال حدثنا أسد بن موسى قال حدثنا معاوية بن صالح قال حدثني أبو الزاهرية قال حدثني كثير بن مرة قال : دخلت المسجد يوم الجمعة فوجدت عوف بن مالك الأشجعي جالسا في حلقة مد رجليه بين يديه فلما رآني قبض رجليه ثم قال لي تدري لأي شيء مددت رجلي ليجيء رجل صالح فيجلس
Tercemesi:
Küseyr ibnİ Mürre anlatarak demiştir ki, cuma günü Mescid'e girdim de, Avf ibni Malik El-Eşçâ'î'yi bir çemberde oturuyor buldum. Ayaklarını önüne doğru uzatmıştı. Beni görünce ayaklarım toparladı. Sonra bana şöyle dedi:
«Biliyor musun, neden ayağımı uzattım? İyi bir adam gelsin de otursun diye (yaptım).»[1024]
İnsanlar arasında otururken ayakları başkasının önüne doğru uzatmak edebe aykırı bir harekettir. Müminler karşılıklı olarak birbirlerine saygı gösterirler. Bir mümin ayaklarını uzatmış halde yerde otururken, yanma çıkagelen arkadaşını görünce, ayaklarını toparlayıp kendine çekidüzen vermesi, arkadaşına hem hürmet ifadesidir, hem de bu bir edeb hareketidir. Ancak bazı istisnaî düşünce ve maksatlarla yapılması, genel kaideyi bozmaz. Bu haberden de bunu anlamaktayız.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1147, /870
Senetler:
1. Ebu Amr Avf b. Malik el-Eşcaî (Avf b. Malik)
2. Ebu Şecere Kesir b. Mürra el-Hadramî (Kesir b. Mürre)
3. Ebu Zahiriyye Hudeyr b. Küreyb el-Hadrami (Hudeyr b. Küreyb)
4. Ebu Hamza Muaviye b. Salih el-Hadramî (Muaviye b. Salih b. Hudeyr b. Said)
5. Ebu Said Esed b. Musa el-Ümevi (Esed b. Musa b. İbrahim b. Velid)
6. Muhammed b. Abdülaziz er-Remeli (Muhammed b. Abdülaziz b. Muhammed)
Konular:
Adab, Mescit, mescitte uyulması gereken edeb
Adab, oturma adabı
KTB, ADAB
حدثنا محمد بن عبد العزيز قال حدثنا عبد الملك بن الخطاب بن عبيد الله بن أبى بكرة البصري لقيته بالرملة قال حدثني راشد أبو محمد عن شهر بن حوشب عن أم الدرداء عن أبى الدرداء قال :
" أوصانى رسول الله صلى الله عليه وسلم بتسع لا تشرك بالله شيئا وإن قطعت أو حرقت ولا تتركن الصلاة المكتوبة متعمدا ومن تركها متعمدا برئت منه الذمة ولا تشربن الخمر فإنها مفتاح كل شر وأطع والديك وإن أمراك أن تخرج من دنياك فاخرج لهما ولا تنازعن ولاة الأمر وإن رأيت أنك أنت ولا تفرر من الزحف وإن هلكت وفر أصحابك وأنفق من طولك على أهلك ولا ترفع عصاك على أهلك وأخفهم في الله عز وجل"
Bize Muhammed b. Abdülaziz, ona Abdulmelik b. Hattab b. Ubeydullah b. Ebu Bekre el-Basrî (onunla Remle'de karşılaşmıştım), ona Raşid Ebu Muhammed, ona Şehr b. Havşeb, ona Ümmü'd-Derda, ona da Ebu'd-Derda, Rasulullah'ın kendisine dokuz şeyi tavsiye ettiğini rivayet etti:
"Parça parça doğransan veya ateşte yakılsan bile Allah'a hiç bir şeyi ortak etme.
Bile bile farz namazı asla terk etme; namazı kasten terk edenden Allah'ın himayesi kalkmış olur.
Asla şarap içme; çünkü o, her kötülüğün anahtarıdır.
Ana-babana itaat et. Yurdundan çıkmanı emrederlerse onların rızasını kazanmak için çık.
Kendini haklı görsen bile, başındaki idarecilerle çatışmaya girme.
Arkadaşların kaçsa ve ölecek olsan dahi sen muharebeden kaçma.
Malından ailene ailene harcama yap,
Ailene el (sopanı) kaldırma; onları Aziz ve Celîl olan Allah hakkı için uyar."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163271, EM000018
Hadis:
حدثنا محمد بن عبد العزيز قال حدثنا عبد الملك بن الخطاب بن عبيد الله بن أبى بكرة البصري لقيته بالرملة قال حدثني راشد أبو محمد عن شهر بن حوشب عن أم الدرداء عن أبى الدرداء قال :
" أوصانى رسول الله صلى الله عليه وسلم بتسع لا تشرك بالله شيئا وإن قطعت أو حرقت ولا تتركن الصلاة المكتوبة متعمدا ومن تركها متعمدا برئت منه الذمة ولا تشربن الخمر فإنها مفتاح كل شر وأطع والديك وإن أمراك أن تخرج من دنياك فاخرج لهما ولا تنازعن ولاة الأمر وإن رأيت أنك أنت ولا تفرر من الزحف وإن هلكت وفر أصحابك وأنفق من طولك على أهلك ولا ترفع عصاك على أهلك وأخفهم في الله عز وجل"
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdülaziz, ona Abdulmelik b. Hattab b. Ubeydullah b. Ebu Bekre el-Basrî (onunla Remle'de karşılaşmıştım), ona Raşid Ebu Muhammed, ona Şehr b. Havşeb, ona Ümmü'd-Derda, ona da Ebu'd-Derda, Rasulullah'ın kendisine dokuz şeyi tavsiye ettiğini rivayet etti:
"Parça parça doğransan veya ateşte yakılsan bile Allah'a hiç bir şeyi ortak etme.
Bile bile farz namazı asla terk etme; namazı kasten terk edenden Allah'ın himayesi kalkmış olur.
Asla şarap içme; çünkü o, her kötülüğün anahtarıdır.
Ana-babana itaat et. Yurdundan çıkmanı emrederlerse onların rızasını kazanmak için çık.
Kendini haklı görsen bile, başındaki idarecilerle çatışmaya girme.
Arkadaşların kaçsa ve ölecek olsan dahi sen muharebeden kaçma.
Malından ailene ailene harcama yap,
Ailene el (sopanı) kaldırma; onları Aziz ve Celîl olan Allah hakkı için uyar."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 18, /70
Senetler:
1. Ebu Derdâ Uveymir b. Malik el-Ensârî (Uveymir b. Zeyd b. Malik b. Kays b. Aişe b. Ümeyye)
2. Ümmü Derda es-Suğra Hüceyme bt. Huyeyy el-Evsâbiyye (Hüceyme bt. Huyeyy)
3. Şehr b. Havşeb el-Eşarî (Şehr b. Havşeb)
4. Ebu Muhammed Raşid b. Nüceyh el-Himmani (Raşid b. Nüceyh)
5. Abdulmelik b. Hattab es-Sekafi (Abdulmelik b. Hattab b. Ubeydullah b. Nüfey')
6. Muhammed b. Abdülaziz er-Remeli (Muhammed b. Abdülaziz b. Muhammed)
Konular:
Cihad, meydanından kaçmak
İsyan, anne-babaya isyan, saygısızlık
Kadın, Şiddet, kadına şiddet uygulamak, dövmek
Sadaka, paylaşmaya önce yakınlardan başlamak
Şirk, şirk koşmak
Yönetim, İtaat, emir sahiplerine
حدثنا محمد بن عبد العزيز قال حدثنا بقية قال حدثني محمد بن عبد الرحمن اليحصبي قال حدثني عبد الله بن بسر صاحب النبي صلى الله عليه وسلم : أن النبي صلى الله عليه وسلم إذا أتى بابا يريد أن يستأذن لم يستقبله جاء يمينا وشمالا فإن أذن له وإلا انصرف
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165780, EM001078
Hadis:
حدثنا محمد بن عبد العزيز قال حدثنا بقية قال حدثني محمد بن عبد الرحمن اليحصبي قال حدثني عبد الله بن بسر صاحب النبي صلى الله عليه وسلم : أن النبي صلى الله عليه وسلم إذا أتى بابا يريد أن يستأذن لم يستقبله جاء يمينا وشمالا فإن أذن له وإلا انصرف
Tercemesi:
Peygamber (Saîlalİahü Aleyhi ve Sellem) 'in arkadaşı olan Abdullah ibni Büsr'ün anlattığına göre, Peygamber (Sallatlahü Aleyhi ve Sellem) bir (kimseye ait) kapıya gelip de (içeri girmek için) izin istediği zaman kapıya karşı durmazdı. Sağa ve sola gelirdi. Eğer kendisine izin verilir ise (içeri girerdi). Değilse dönerdi.[883]
Bir kimsenin evine veya odasına girmek için tam kapı karşısında durmak edebe aykırıdır. Kapı açılır açılmaz içeriyi gözetlemek ve görmek halleri taşınıldığî fikrini verir. 6u da nezaketsizlik olur. Onun için Hz. Peygamber bize öğrettiği şekilde kapının yan taraflarına çekilmek suretiyle içeri girme izni istenmelidir, üç defa istendikten sonra da, İzin verilmezse dönüp gitmelidir.
Abdullah ibni B ü s r kimdir? :
Eb Û B ü s r künyesini taşıyan A b d u I I a h 'in Medîne'Ii ashab* dan ve Mazin kabilesinden olduğu söylenir. Ebeveyni ile iki kardeşi de as-habdandır. Daha genç yaşta iken Peygamber (Sattalkthü Aleyhi ve Sellem) eüni. bunun başına koyup :
«— Bu oğlan bir asır yaşayacaktır.» buyurmuş ve rivayet edildiğine göre de 96 veya 100 yaşında Şam'da vefat etmiştir. Şam'da en son vefat eden şahabı budur. Abdest alırken ansızın vefat etmiştir. Allah ondan razı olsun.[884]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1078, /831
Senetler:
1. Ebu Safvân Abdullah b. Büsr en-Nasrî (Abdullah b. Büsr b. Ebu Büsr)
2. Ebu Velid Muhammed b. Abdurrahman el-Yahsubî (Muhammed b. Abdurrahman b. Irk)
3. Ebu Muhammed Bakiyye b. Velîd el-Kilâ'î (Bakiyye b. Velîd b. Sâid b. Ka'b b. Harîz)
4. Muhammed b. Abdülaziz er-Remeli (Muhammed b. Abdülaziz b. Muhammed)
Konular:
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
İzin, başkasının evine girerken izin istemek,
حدثنا محمد بن عبد العزيز قال حدثنا الوليد بن مسلم قال حدثني بن أبي رواد قال أخبرني نافع : أن بن عمر كان يقلم أظافيره في كل خمس عشرة ليلة ويستحد في كل شهر
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166438, EM001258
Hadis:
حدثنا محمد بن عبد العزيز قال حدثنا الوليد بن مسلم قال حدثني بن أبي رواد قال أخبرني نافع : أن بن عمر كان يقلم أظافيره في كل خمس عشرة ليلة ويستحد في كل شهر
Tercemesi:
Nafi'den haber verildiğine göre, îbni Ömer (Radıyaliahu cmhüma) her onbeş günde tırnaklarını keserdi ve her ay (koltuk ve kasık temizliği için) ustura kullanırdı.[1250]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1258, /951
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Abdullah el-Adevi (Abdullah b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Abdülaziz b. Ebu Revvad el-Mekki (Abdülaziz b. Meymun b. Bedr)
4. Ebu Abbas Velid b. Müslim el-Kuraşî (Velid b. Müslim)
5. Muhammed b. Abdülaziz er-Remeli (Muhammed b. Abdülaziz b. Muhammed)
Konular:
Sünnet, Abdullah b. Ömer'in uygulamaları
Tırnak, kasık ve koltuk altı traşı için belirlenen süre