Öneri Formu
Hadis Id, No:
8167, M006549
Hadis:
حَدَّثَنِى عَبْدُ الأَعْلَى بْنُ حَمَّادٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ ثَابِتٍ عَنْ أَبِى رَافِعٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم « أَنَّ رَجُلاً زَارَ أَخًا لَهُ فِى قَرْيَةٍ أُخْرَى فَأَرْصَدَ اللَّهُ لَهُ عَلَى مَدْرَجَتِهِ مَلَكًا فَلَمَّا أَتَى عَلَيْهِ قَالَ أَيْنَ تُرِيدُ قَالَ أُرِيدُ أَخًا لِى فِى هَذِهِ الْقَرْيَةِ . قَالَ هَلْ لَكَ عَلَيْهِ مِنْ نِعْمَةٍ تَرُبُّهَا قَالَ لاَ غَيْرَ أَنِّى أَحْبَبْتُهُ فِى اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ . قَالَ فَإِنِّى رَسُولُ اللَّهِ إِلَيْكَ بِأَنَّ اللَّهَ قَدْ أَحَبَّكَ كَمَا أَحْبَبْتَهُ فِيهِ » .
Tercemesi:
Bana Abdüa’lâ b. Hammad (el-Bahilî), ona Hammad b. Seleme (el-Basrî), ona Sabit (b. Eslem el-Bünanî), ona Ebu Rafi’ (Nefi' b. Rafi' el-Medenî), ona da Ebu Hüreyre Rasulullah’ın (sav) şöyle anlattığını nakletti: Bir adam başka bir köydeki kardeşini ziyaret etti. Bunun üzerine Allah onun için yoluna bir gözcü melek oturttu. Adam meleğin yanına gelince (ona) “Nereye gitmek istiyorsun?” diye sordu. Adam “Şu köydeki kardeşime gitmek istiyorum!” cevabını verdi. Melek “O kendisine nimet verip (muhafazasına) çalıştığın biri mi?” diye sordu. Adam “Hayır! Şu kadar var ki, ben onu Allah (cc) için sevdim” cevabını verdi. Melek “O halde ben senin o kardeşini Allah için sevdiğin gibi, Allah da seni sevdiğini bildirmek üzere Allah'ın sana gönderdiği elçiyim” dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Birr ve's-sıla ve'l-edeb 6549, /1065
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Râfi' Nüfey' b. Râfi' el-Medenî (Nüfey' b. Râfi')
3. Ebu Muhammed Sabit b. Eslem el-Bünanî (Sabit b. Eslem)
4. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
5. Abdula'la b. Hammad el-Bahili (Abdula'la b. Hammad b. Nasr)
Konular:
KTB, ADAB
Sevgi, Allah için sevmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13271, M006986
Hadis:
حَدَّثَنِى عَبْدُ الأَعْلَى بْنُ حَمَّادٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ إِسْحَاقَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى طَلْحَةَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى عَمْرَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِيمَا يَحْكِى عَنْ رَبِّهِ عَزَّ وَجَلَّ قَالَ « أَذْنَبَ عَبْدٌ ذَنْبًا فَقَالَ اللَّهُمَّ اغْفِرْ لِى ذَنْبِى . فَقَالَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى أَذْنَبَ عَبْدِى ذَنْبًا فَعَلِمَ أَنَّ لَهُ رَبًّا يَغْفِرُ الذَّنْبَ وَيَأْخُذُ بِالذَّنْبِ . ثُمَّ عَادَ فَأَذْنَبَ فَقَالَ أَىْ رَبِّ اغْفِرْ لِى ذَنْبِى . فَقَالَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى عَبْدِى أَذْنَبَ ذَنْبًا فَعَلِمَ أَنَّ لَهُ رَبًّا يَغْفِرُ الذَّنْبَ وَيَأْخُذُ بِالذَّنْبِ . ثُمَّ عَادَ فَأَذْنَبَ فَقَالَ أَىْ رَبِّ اغْفِرْ لِى ذَنْبِى . فَقَالَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى أَذْنَبَ عَبْدِى ذَنْبًا فَعَلِمَ أَنَّ لَهُ رَبًّا يَغْفِرُ الذَّنْبَ وَيَأْخُذُ بِالذَّنْبِ وَاعْمَلْ مَا شِئْتَ فَقَدْ غَفَرْتُ لَكَ » . قَالَ عَبْدُ الأَعْلَى لاَ أَدْرِى أَقَالَ فِى الثَّالِثَةِ أَوِ الرَّابِعَةِ « اعْمَلْ مَا شِئْتَ » .
Tercemesi:
Bana Abdüla‘lâ b. Hammâd, ona Hammâd b. Seleme, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona Abdurrahman b. Ebu Amra, ona da Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Nebi (sav) aziz ve celil Rabbinin şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Bir kul bir günah işledi, Allah’ım, günahımı bana bağışla, dedi. Şanı yüce ve mübarek Allah da: Kulum bir günah işledi ve kendisinin hem günahı bağışlayan ve hem günahtan ötürü sorumlu tutan bir Rabbi olduğunu bildi, buyurdu. Sonra tekrar bir günah daha işledi ve Rabbim, bana günahımı bağışla, dedi. Şanı yüce ve mübarek Allah da: Kulum bir günah işledi ve kendisinin günahı bağışlayan ve günahtan dolayı da sorumlu tutan bir Rabbinin olduğunu bildi, buyurdu. Sonra tekrar bir günah daha işledi ve: Rabbim, bana günahımı bağışla, dedi. Şanı yüce ve mübarek Allah da: Kulum bir günah işledi kendisinin günahı bağışlayan ve günahtan dolayı da sorumlu tutan bir Rabbinin bir Rabbinin olduğunu bildi. Artık istediğini yap, ben sana (günahlarını) bağışladım” buyurdu.
Abdüla‘lâ dedi ki: Üçüncüsünde mi yoksa dördüncüsünde mi “İstediğini yap” dedi, bilemiyorum.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 6986, /1131
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. İbn Ebu Amra Abdurrahman b. Ebu Amra el-Ensari (Abdurrahman b. Amr b. Muhsin b. Amr b. Ubeyd b. Amr b. Mebzül)
3. Ebu Yahya İshak b. Abdullah el-Ensârî (İshak b. Abdullah b. Zeyd b. Sehl)
4. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
5. Abdula'la b. Hammad el-Bahili (Abdula'la b. Hammad b. Nasr)
Konular:
Allah İnancı, kullarına karşı sevecen ve merhametlidir
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33931, D004897
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى بْنُ حَمَّادٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ ابْنِ عَجْلاَنَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِى سَعِيدٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ
"أَنَّ رَجُلاً كَانَ يَسُبُّ أَبَا بَكْرٍ."
[وَسَاقَ نَحْوَهُ.]
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَكَذَلِكَ رَوَاهُ صَفْوَانُ بْنُ عِيسَى عَنِ ابْنِ عَجْلاَنَ كَمَا قَالَ سُفْيَانُ.]
Tercemesi:
Bize Abdula'la b. Hammad, ona Süfyan (b. Uyeyne), ona (Muhammed) b. Aclân, ona da Said (b. Ebu Said), Ebu Hureyre'nin (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Bir adam, Ebu Bekir'e sövüyordu..."
[Ebû Davud bu hadisin devamını bir önceki hadise benzer lafızlarla rivayet etmiştir.]
[Yine Ebû Davud bu hadisi, (ta'lik yaparak) şu isnad zinciriyle de rivayet etmiştir: Bize Safvan b. İsa, ona Süfyan, ona İbn Aclân, ...]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Edeb 49, /1112
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. Aclân el-Kuraşî (Muhammed b. Aclân)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Abdula'la b. Hammad el-Bahili (Abdula'la b. Hammad b. Nasr)
Konular:
Eziyet, müslümanın müslümana
Müslüman, müslümana sövmek, hakaret etmek
Bana Abdüa'lâ b. Hammâd, ona Yezîd b. Zürey, ona Saîd, ona Katâde, ona Enes b. Malik (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Rı'l, Zekvân, Usayya ve Benû Lıhyân kabileleri düşmana karşı Allah Rasulü'nden yardım istediler. Rasulullah (sav) da onlara Ensar'dan, sürekli Kur'an okumak ve okutmakla meşgul olan, kendilerine o zaman Kurrâ adını verdiğimiz, gündüzleri odun toplayıp geceleyin namaz kılan Suffa ehlinden yetmiş kişi ile yardım etti. Bunlar Maûne Kuyusu başına varınca, o kabileler ihanet ederek (bu yetmiş kişiyi öldürdüler). Haber Hz. Peygamber'e (sav) ulaştı. Bunun üzerine Peygamber (sav) bir ay sabah namazında Arap kabilelerinden olan Rı'l, Zekvân, Usayya ve Benû Lıhyân kabilelerine beddua ederek kunût yaptı.
Enes der ki: Biz Kur'an'da bu şehitler hakkında (بَلِّغُوا عَنَّا قَوْمَنَا ، أَنَّا لَقِينَا رَبَّنَا ، فَرَضِىَ عَنَّا وَأَرْضَانَا ) "Bizden iletin kavmimize, bizler kavuştuk Rabbimize, O bizden hoşnut oldu, biz de Rabbimizden" ayetini okurduk.
Katâde Enes b. Mâlik'ten şöyle rivayet etmiştir: Allah Rasulü bir ay boyunca sabah namazında Arap kabilelerinden olan Rı'l, Zekvân, Usayya, Benû Lıhyân kabilelerine beddua ederek kunût yaptı.
Bize Halîfe, ona İbn Zuray, ona Saîd, ona Katâde, ona da Enes bu hadisin benzerini rivayet etmiş ve Halife rivayetinde şu eklemeyi yapmıştır: Ensar'dan olan bu yetmiş kişi Maûne Kuyusu mevkiinde toptan öldürüldüler. Onlar hakkında kitabı (yani Kur'ân'da yazılı olan ayeti) okuduk.
Açıklama: Şerhlerde (بَلِّغُوا عَنَّا قَوْمَنَا ، أَنَّا لَقِينَا رَبَّنَا ، فَرَضِىَ عَنَّا وَأَرْضَانَا ) ifadesinin metni sonradan kaldırılmış ayet olduğu ifade edilmektedir. Nesh için bkz. TDV İslam Ansiklopedisi "Nesh" maddesi.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31316, B004090
Hadis:
حَدَّثَنِى عَبْدُ الأَعْلَى بْنُ حَمَّادٍ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ زُرَيْعٍ حَدَّثَنَا سَعِيدٌ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ - رضى الله عنه - أَنَّ رِعْلاً وَذَكْوَانَ وَعُصَيَّةَ وَبَنِى لَحْيَانَ اسْتَمَدُّوا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى عَدُوٍّ ، فَأَمَدَّهُمْ بِسَبْعِينَ مِنَ الأَنْصَارِ ، كُنَّا نُسَمِّيهِمُ الْقُرَّاءَ فِى زَمَانِهِمْ ، كَانُوا يَحْتَطِبُونَ بِالنَّهَارِ وَيُصَلُّونَ بِاللَّيْلِ ، حَتَّى كَانُوا بِبِئْرِ مَعُونَةَ قَتَلُوهُمْ ، وَغَدَرُوا بِهِمْ ، فَبَلَغَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم ، فَقَنَتَ شَهْرًا يَدْعُو فِى الصُّبْحِ عَلَى أَحْيَاءٍ مِنْ أَحْيَاءِ الْعَرَبِ ، عَلَى رِعْلٍ وَذَكْوَانَ وَعُصَيَّةَ وَبَنِى لَحْيَانَ . قَالَ أَنَسٌ فَقَرَأْنَا فِيهِمْ قُرْآنًا ثُمِّ إِنَّ ذَلِكَ رُفِعَ بَلِّغُوا عَنَّا قَوْمَنَا ، أَنَّا لَقِينَا رَبَّنَا ، فَرَضِىَ عَنَّا وَأَرْضَانَا . وَعَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ حَدَّثَهُ أَنَّ نَبِىَّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَنَتَ شَهْرًا فِى صَلاَةِ الصُّبْحِ يَدْعُو عَلَى أَحْيَاءٍ مِنْ أَحْيَاءِ الْعَرَبِ ، عَلَى رِعْلٍ وَذَكْوَانَ وَعُصَيَّةَ وَبَنِى لَحْيَانَ . زَادَ خَلِيفَةُ حَدَّثَنَا ابْنُ زُرَيْعٍ حَدَّثَنَا سَعِيدٌ عَنْ قَتَادَةَ حَدَّثَنَا أَنَسٌ أَنَّ أُولَئِكَ السَّبْعِينَ مِنَ الأَنْصَارِ قُتِلُوا بِبِئْرِ مَعُونَةَ ، قُرْآنًا كِتَابًا . نَحْوَهُ .
Tercemesi:
Bana Abdüa'lâ b. Hammâd, ona Yezîd b. Zürey, ona Saîd, ona Katâde, ona Enes b. Malik (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Rı'l, Zekvân, Usayya ve Benû Lıhyân kabileleri düşmana karşı Allah Rasulü'nden yardım istediler. Rasulullah (sav) da onlara Ensar'dan, sürekli Kur'an okumak ve okutmakla meşgul olan, kendilerine o zaman Kurrâ adını verdiğimiz, gündüzleri odun toplayıp geceleyin namaz kılan Suffa ehlinden yetmiş kişi ile yardım etti. Bunlar Maûne Kuyusu başına varınca, o kabileler ihanet ederek (bu yetmiş kişiyi öldürdüler). Haber Hz. Peygamber'e (sav) ulaştı. Bunun üzerine Peygamber (sav) bir ay sabah namazında Arap kabilelerinden olan Rı'l, Zekvân, Usayya ve Benû Lıhyân kabilelerine beddua ederek kunût yaptı.
Enes der ki: Biz Kur'an'da bu şehitler hakkında (بَلِّغُوا عَنَّا قَوْمَنَا ، أَنَّا لَقِينَا رَبَّنَا ، فَرَضِىَ عَنَّا وَأَرْضَانَا ) "Bizden iletin kavmimize, bizler kavuştuk Rabbimize, O bizden hoşnut oldu, biz de Rabbimizden" ayetini okurduk.
Katâde Enes b. Mâlik'ten şöyle rivayet etmiştir: Allah Rasulü bir ay boyunca sabah namazında Arap kabilelerinden olan Rı'l, Zekvân, Usayya, Benû Lıhyân kabilelerine beddua ederek kunût yaptı.
Bize Halîfe, ona İbn Zuray, ona Saîd, ona Katâde, ona da Enes bu hadisin benzerini rivayet etmiş ve Halife rivayetinde şu eklemeyi yapmıştır: Ensar'dan olan bu yetmiş kişi Maûne Kuyusu mevkiinde toptan öldürüldüler. Onlar hakkında kitabı (yani Kur'ân'da yazılı olan ayeti) okuduk.
Açıklama:
Şerhlerde (بَلِّغُوا عَنَّا قَوْمَنَا ، أَنَّا لَقِينَا رَبَّنَا ، فَرَضِىَ عَنَّا وَأَرْضَانَا ) ifadesinin metni sonradan kaldırılmış ayet olduğu ifade edilmektedir. Nesh için bkz. TDV İslam Ansiklopedisi "Nesh" maddesi.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 28, 2/69
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
3. Ebu Nadr Said b. Ebu Arûbe el-Adevî (Saîd b. Mihrân)
4. Ebu Muaviye Yezid b. Zürey' el-Ayşî (Yezid b. Zürey' b. Yezid)
5. Abdula'la b. Hammad el-Bahili (Abdula'la b. Hammad b. Nasr)
Konular:
Dua, Kunut, duası ve üzüntü sebebiyle olması
Hz. Peygamber, beddua ettiği kimseler
Hz. Peygamber, dua/beddua ettiği kişi/kabileler
Namaz, kunut duası namazlarda
Namaz, Kunut, yapılış şekli
Şehit, Kurra hafızların şehit edilmeleri
Siyer, Bi'r-i Maune faciası
Bize Zekeriya b. Yahya, ona, Abdüla'lâ b. Hammâd, ona, Bişr b. Sirrî, ona Abdullah b. Mübarek, ona Ma'mer (T); Ahmed b. Ali b. Saîd, ona Yahya b. Maîn, ona Hişâm b. Yusuf ve Abdurrezzak, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Salim, ona da babası (Abdullah b. Ömer) şöyle rivayet etmiştir:
Hz. Peygamber (sav), Halid b. Velid'i Cezîme Oğulları üzerine gönderdi, Halid onları İslâm'a davet etti. Fakat onlar "eslemnâ (biz İslâm'a girdik)" diyemediler, bunun yerine "saba'nâ (Şirkten vazgeçtik)" demeğe başladılar. Bunun üzerine Halid, bunlardan bir kısmını öldürmeye, bir kısmını da esir almaya başladı ve her bir kişiye de kendi esirini verdi. Ertesi gün olunca Halid, bizden herkesin kendi esirini öldürmesini emretti. İbn Ömer der ki: Ben "vallahi ne ben ne de herhangi bir kimse esirini öldürmeyecek" dedim. Bişr der ki: (İbn Ömer "arkadaşlarımdan hiçbirisi de esirini öldürmeyecektir" dedi.
Râvî der ki: Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna geldik ve Halid'in yaptığı kendisine anlatıldı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) elini kaldırdı ve "Allah'ım, ben, Halid'in yaptığı bu işten uzak olduğumu sana arz ederim." dedi.
Zekeriya rivayetinde der ki: Bişr'in rivayetinde -olay kendisine anlatılınca, Hz. Peygamber (sav) "Allah'ım, ben, Halid'in yaptığı bu işten uzak olduğumu sana arz ederim." ifadesini iki defa söyledi.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
24198, N005407
Hadis:
أَخْبَرَنَا زَكَرِيَّا بْنُ يَحْيَى قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى بْنُ حَمَّادٍ قَالَ حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ السَّرِىِّ قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْمُبَارَكِ عَنْ مَعْمَرٍ ح وَأَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَلِىِّ بْنِ سَعِيدٍ قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ مَعِينٍ قَالَ حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ يُوسُفَ وَعَبْدُ الرَّزَّاقِ عَنْ مَعْمَرٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَالِمٍ عَنْ أَبِيهِ قَالَ بَعَثَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم خَالِدَ بْنَ الْوَلِيدِ إِلَى بَنِى جَذِيمَةَ فَدَعَاهُمْ إِلَى الإِسْلاَمِ فَلَمْ يُحْسِنُوا أَنْ يَقُولُوا أَسْلَمْنَا فَجَعَلُوا يَقُولُونَ صَبَأْنَا وَجَعَلَ خَالِدٌ قَتْلاً وَأَسْرًا - قَالَ - فَدَفَعَ إِلَى كُلِّ رَجُلٍ أَسِيرَهُ حَتَّى إِذَا أَصْبَحَ يَوْمُنَا أَمَرَ خَالِدُ بْنُ الْوَلِيدِ أَنْ يَقْتُلَ كُلُّ رَجُلٍ مِنَّا أَسِيرَهُ . قَالَ ابْنُ عُمَرَ فَقُلْتُ وَاللَّهِ لاَ أَقْتُلُ أَسِيرِى وَلاَ يَقْتُلُ أَحَدٌ - وَقَالَ بِشْرٌ - مِنْ أَصْحَابِى أَسِيرَهُ - قَالَ - فَقَدِمْنَا عَلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَذُكِرَ لَهُ صُنْعُ خَالِدٍ فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم وَرَفَعَ يَدَيْهِ « اللَّهُمَّ إِنِّى أَبْرَأُ إِلَيْكَ مِمَّا صَنَعَ خَالِدٌ » . قَالَ زَكَرِيَّا فِى حَدِيثِهِ فَذُكِرَ وَفِى حَدِيثِ بِشْرٍ فَقَالَ « اللَّهُمَّ إِنِّى أَبْرَأُ إِلَيْكَ مِمَّا صَنَعَ خَالِدٌ » . مَرَّتَيْنِ .
Tercemesi:
Bize Zekeriya b. Yahya, ona, Abdüla'lâ b. Hammâd, ona, Bişr b. Sirrî, ona Abdullah b. Mübarek, ona Ma'mer (T); Ahmed b. Ali b. Saîd, ona Yahya b. Maîn, ona Hişâm b. Yusuf ve Abdurrezzak, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Salim, ona da babası (Abdullah b. Ömer) şöyle rivayet etmiştir:
Hz. Peygamber (sav), Halid b. Velid'i Cezîme Oğulları üzerine gönderdi, Halid onları İslâm'a davet etti. Fakat onlar "eslemnâ (biz İslâm'a girdik)" diyemediler, bunun yerine "saba'nâ (Şirkten vazgeçtik)" demeğe başladılar. Bunun üzerine Halid, bunlardan bir kısmını öldürmeye, bir kısmını da esir almaya başladı ve her bir kişiye de kendi esirini verdi. Ertesi gün olunca Halid, bizden herkesin kendi esirini öldürmesini emretti. İbn Ömer der ki: Ben "vallahi ne ben ne de herhangi bir kimse esirini öldürmeyecek" dedim. Bişr der ki: (İbn Ömer "arkadaşlarımdan hiçbirisi de esirini öldürmeyecektir" dedi.
Râvî der ki: Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna geldik ve Halid'in yaptığı kendisine anlatıldı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) elini kaldırdı ve "Allah'ım, ben, Halid'in yaptığı bu işten uzak olduğumu sana arz ederim." dedi.
Zekeriya rivayetinde der ki: Bişr'in rivayetinde -olay kendisine anlatılınca, Hz. Peygamber (sav) "Allah'ım, ben, Halid'in yaptığı bu işten uzak olduğumu sana arz ederim." ifadesini iki defa söyledi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Âdâbu'l-kadâ 17, /2433
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Ömer Salim b. Abdullah el-Adevî (Salim b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
6. Bişr b. Serî el-Basri (Bişr b. Serî b. Haris b. Umeyr)
7. Abdula'la b. Hammad el-Bahili (Abdula'la b. Hammad b. Nasr)
8. Ebu Abdurrahman Zekeriyya b. Yahya es-Siczî (Zekeriyya b. Yahya b. İyas b. Seleme)
Konular:
Kardeşlik, müslümanlar arası ilişkiler
Müslüman, sorumluluk sahibi kişi
Müslüman, vasıfları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4999, B000731
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى بْنُ حَمَّادٍ قَالَ حَدَّثَنَا وُهَيْبٌ قَالَ حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ عُقْبَةَ عَنْ سَالِمٍ أَبِى النَّضْرِ عَنْ بُسْرِ بْنِ سَعِيدٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ ثَابِتٍ:
أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم اتَّخَذَ حُجْرَةً - قَالَ حَسِبْتُ أَنَّهُ قَالَ - مِنْ حَصِيرٍ فِى رَمَضَانَ فَصَلَّى فِيهَا لَيَالِىَ ، فَصَلَّى بِصَلاَتِهِ نَاسٌ مِنْ أَصْحَابِهِ ، فَلَمَّا عَلِمَ بِهِمْ جَعَلَ يَقْعُدُ ، فَخَرَجَ إِلَيْهِمْ فَقَالَ "قَدْ عَرَفْتُ الَّذِى رَأَيْتُ مِنْ صَنِيعِكُمْ ، فَصَلُّوا أَيُّهَا النَّاسُ فِى بُيُوتِكُمْ ، فَإِنَّ أَفْضَلَ الصَّلاَةِ صَلاَةُ الْمَرْءِ فِى بَيْتِهِ إِلاَّ الْمَكْتُوبَةَ."
قَالَ عَفَّانُ حَدَّثَنَا وُهَيْبٌ حَدَّثَنَا مُوسَى سَمِعْتُ أَبَا النَّضْرِ عَنْ بُسْرٍ عَنْ زَيْدٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم.
Tercemesi:
Bize Abdüla'la b. Hammad, ona Vüheb, ona Musa b. Ukbe, ona Salim b. Ebu Nadr, ona Büsr b. Said, ona da Zeyd b. Sabit şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) ramazanda, zannederim hasırdan bir hücre yaptı ve içinde birkaç gece namaz kıldı. Sahabilerinden bazıları da O'nun namazına uyarak namaz kıldılar. Rasulullah (sav) onların yaptıklarını anlayınca oturmaya başladı. Daha sonra onların yanına çıktı ve şöyle buyurdu: "Yaptığınızı gördüğüm şu işi beğendim. Fakat ey insanlar, siz (bu nafileyi) evlerinizde kılınız. Çünkü farz olanı müstesna, kişinin namazının en faziletlisi kendi evinde kıldığı namazdır."
Bize Affan b. Müslim, ona Vuheyb, ona Musa b. Ukbe , ona Ebu Nadr, ona Busr, ona da Zeyd Peygamber'den (sav) bu hadisi nakletmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Ezân 81, 1/335
Senetler:
1. Ebu Saîd Zeyd b. Sabit el-Ensarî (Zeyd b. Sabit b. Dahhak b. Zeyd)
2. Büsr b. Saîd el-Hadramî (Büsr b. Saîd)
3. Ebu Nadr Salim b. Ebu Ümeyye el-Kuraşî (Salim b. Ebu Ümeyye)
4. Ebu Muhammed Musa b. Ukbe el-Kuraşî (Musa b. Ukbe b. Ebu Ayyaş)
5. Ebu Bekir Vüheyb b. Hâlid el-Bâhilî (Vüheyb b. Hâlid b. Aclân)
6. Abdula'la b. Hammad el-Bahili (Abdula'la b. Hammad b. Nasr)
Konular:
İbadet, Nafile ibadet miktarı
İbadet, nafile, evlerde
Namaz, Teravih namazı , Rekatları vs,
حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى بْنُ حَمَّادٍ قَالَ حَدَّثَنَا وُهَيْبٌ قَالَ حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ عُقْبَةَ عَنْ نَافِعٍ قَالَ وَكَانَ ابْنُ عُمَرَ - رضى الله عنهما - يُصَلِّى عَلَى رَاحِلَتِهِ وَيُوتِرُ عَلَيْهَا ، وَيُخْبِرُ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم كَانَ يَفْعَلُهُ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7830, B001095
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى بْنُ حَمَّادٍ قَالَ حَدَّثَنَا وُهَيْبٌ قَالَ حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ عُقْبَةَ عَنْ نَافِعٍ قَالَ وَكَانَ ابْنُ عُمَرَ - رضى الله عنهما - يُصَلِّى عَلَى رَاحِلَتِهِ وَيُوتِرُ عَلَيْهَا ، وَيُخْبِرُ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم كَانَ يَفْعَلُهُ .
Tercemesi:
Bize Abdüla‘lâ b. Hammâd, ona Vüheyb, ona Musa b. Ukbe, ona da Nâfi' şöyle rivayet etmiştir:
İbn Ömer (r.a) devesi üzerinde (nafile) namaz da kılar, vitir de kılardı. Ayrıca Nebi’nin (sav) böyle yaptığını haber verirdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Ebvâbu Taksîri'-Salât 7, 1/405
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ebu Muhammed Musa b. Ukbe el-Kuraşî (Musa b. Ukbe b. Ebu Ayyaş)
4. Ebu Bekir Vüheyb b. Hâlid el-Bâhilî (Vüheyb b. Hâlid b. Aclân)
5. Abdula'la b. Hammad el-Bahili (Abdula'la b. Hammad b. Nasr)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, hazar ve seferde
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33664, D004726
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى بْنُ حَمَّادٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَمُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ وَأَحْمَدُ بْنُ سَعِيدٍ الرِّبَاطِىُّ قَالُوا حَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ جَرِيرٍ - قَالَ أَحْمَدُ كَتَبْنَاهُ مِنْ نُسْخَتِهِ وَهَذَا لَفْظُهُ - قَالَ حَدَّثَنَا أَبِى قَالَ سَمِعْتُ مُحَمَّدَ بْنَ إِسْحَاقَ يُحَدِّثُ عَنْ يَعْقُوبَ بْنِ عُتْبَةَ عَنْ جُبَيْرِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ جُبَيْرِ بْنِ مُطْعِمٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ قَالَ أَتَى رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَعْرَابِىٌّ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ جُهِدَتِ الأَنْفُسُ وَضَاعَتِ الْعِيَالُ وَنُهِكَتِ الأَمْوَالُ وَهَلَكَتِ الأَنْعَامُ فَاسْتَسْقِ اللَّهَ لَنَا فَإِنَّا نَسْتَشْفِعُ بِكَ عَلَى اللَّهِ وَنَسْتَشْفِعُ بِاللَّهِ عَلَيْكَ. قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"وَيْحَكَ أَتَدْرِى مَا تَقُولُ" وَسَبَّحَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَمَا زَالَ يُسَبِّحُ حَتَّى عُرِفَ ذَلِكَ فِى وُجُوهِ أَصْحَابِهِ ثُمَّ قَالَ
"وَيْحَكَ إِنَّهُ لاَ يُسْتَشْفَعُ بِاللَّهِ عَلَى أَحَدٍ مِنْ خَلْقِهِ شَأْنُ اللَّهِ أَعْظَمُ مِنْ ذَلِكَ وَيْحَكَ أَتَدْرِى مَا اللَّهُ إِنَّ عَرْشَهُ عَلَى سَمَوَاتِهِ لَهَكَذَا." وَقَالَ بِأَصَابِعِهِ مِثْلَ الْقُبَّةِ عَلَيْهِ
"وَإِنَّهُ لَيَئِطُّ بِهِ أَطِيطَ الرَّحْلِ بِالرَّاكِبِ."
[قَالَ ابْنُ بَشَّارٍ فِى حَدِيثِهِ "إِنَّ اللَّهَ فَوْقَ عَرْشِهِ وَعَرْشُهُ فَوْقَ سَمَوَاتِهِ." وَسَاقَ الْحَدِيثَ وَقَالَ عَبْدُ الأَعْلَى وَابْنُ الْمُثَنَّى وَابْنُ بَشَّارٍ عَنْ يَعْقُوبَ بْنِ عُتْبَةَ وَجُبَيْرِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ.]
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَالْحَدِيثُ بِإِسْنَادِ أَحْمَدَ بْنِ سَعِيدٍ هُوَ الصَّحِيحُ وَافَقَهُ عَلَيْهِ جَمَاعَةٌ مِنْهُمْ يَحْيَى بْنُ مَعِينٍ وَعَلِىُّ بْنُ الْمَدِينِىِّ وَرَوَاهُ جَمَاعَةٌ عَنِ ابْنِ إِسْحَاقَ كَمَا قَالَ أَحْمَدُ أَيْضًا وَكَانَ سَمَاعُ عَبْدِ الأَعْلَى وَابْنِ الْمُثَنَّى وَابْنِ بَشَّارٍ مِنْ نُسْخَةٍ وَاحِدَةٍ فِيمَا بَلَغَنِى.]
Tercemesi:
Bize Abdula'la b. Hammad, Muhammed b. el-Müsenna ve Muhammed b. Beşşar ve Ahmed b. Said er-Ribatî, onlara Vehb b. Cerir, rivayet etti –Ahmed dedi ki: Biz onu onun (Vehb'in) nüshasından yazdık, lafzı da şöyledir: - dedi ki: Bana babam rivayetle dedi ki: Muhammed b. İshak'ı dinledim: Yakub b. Utbe, ona Cübeyr b. Muhammed b. Cübeyr b. Mut'im, ona babası, ona da dedesinin şöyle dediğini rivayet etti: Bir bedevi Rasulullah'a gelerek Ey Allah'ın Rasulü; insanlar çok yoruldu, çoluk çocuk telef oldu, mallar tükendi, davarlar helak oldu. Artık bizim için Allah'tan yağmur dile, biz senin Allah nezdinde (bize) şefaatçi olmanı, Allah'ın da senin nezdinde bize şefaat etmeni istiyoruz, dedi. Rasulullah (sav); "ne oluyor sana, sen ne söylediğini biliyor musun?" buyurdu. Rasulullah (sav) tesbih getirmeye başladı. Bu halin belirtileri ashabının yüzlerinde görülüp anlaşılıncaya kadar tesbih etmeye devam etti, sonra da şöyle buyurdu:
"Sen ne diyorsun, şunu bil ki, Allah'ın, yarattıklarından herhangi bir kimse nezdinde şefaatçi olması istenemez. Allah'ın şanı bundan çok daha yücedir. Ne oluyor sana, sen Allah'ın ne olduğunu biliyor musun? Şüphesiz onun Arşı semavâtı üzerinde işte böyledir" buyurdu ve parmaklarıyla onun üzerinde bir kubbe gibi gösterdi.
"Şüphesiz ki o (Arş), ondan dolayı deve üzerindeki semerin, üzerindeki biniciden dolayı ses çıkardığı gibi ses çıkarmaktadır."
[İbn Beşşar hadisi rivayetinde dedi ki: "Şüphesiz Allah, Arşının üstündedir, Arşı da semavâtının üstündedir" sonra da hadisin geri kalan kısmını rivayet etti. Abdula'la, İbnü'l-Müsenna ve İbn Beşşar: Yakub b. Utbe'den diye rivayet ettiler. Cübeyr b. Muhammed b. Cübeyr ise babasından, ona da dedesinin rivayeti olarak zikretti.]
[Ebû Davud dedi ki: Hadisin Ahmed b. Said'in zikrettiği sened ile rivayeti sahih olan rivayettir. Aralarında Yahya b. Main ve Ali İbnü'l-Medinî’nin de bulunduğu bir topluluk bu şekilde ona muvafakat etmişlerdir, bir diğer topluluk da bu hadisi İbn İshak’tan yine Ahmed'in dediği gibi rivayet etmişlerdir. Abdula'la, İbnü'l-Müsenna ve İbn Beşşar'ın ise hadis dinlemeleri (sema') bana ulaştığına göre aynı nüshadan olmuştur.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 19, /1077
Senetler:
1. Ebu Muhammed Cübeyr b. Mut'im el-Kuraşî (Cübeyr b. Mut'im b. Adî b. Nevfel b. Abdümenaf)
2. Ebu Said Muhammed b. Cübeyr el-Kuraşi (Muhammed b. Cübeyr b. Mut'im b. Adiy b. Nevfel)
3. Yakub b. Utbe es-Sekafî (Yakub b. Utbe b. Muğira b. Ahnes)
4. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
5. Ebu Nadr Cerîr b. Hazım el-Ezdî (Cerir b. Hâzim b. Zeyd b. Abdullah b. Şucâ')
6. Ebu Abbas Vehb b. Cerir el-Ezdi (Vehb b. Cerir b. Hazim b. Zeyd b. Abdullah b. Şuca')
7. Abdula'la b. Hammad el-Bahili (Abdula'la b. Hammad b. Nasr)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ı tenzih
Dünya, Alem, Arş
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273094, D004726-5
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى بْنُ حَمَّادٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَمُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ وَأَحْمَدُ بْنُ سَعِيدٍ الرِّبَاطِىُّ قَالُوا حَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ جَرِيرٍ - قَالَ أَحْمَدُ كَتَبْنَاهُ مِنْ نُسْخَتِهِ وَهَذَا لَفْظُهُ - قَالَ حَدَّثَنَا أَبِى قَالَ سَمِعْتُ مُحَمَّدَ بْنَ إِسْحَاقَ يُحَدِّثُ عَنْ يَعْقُوبَ بْنِ عُتْبَةَ عَنْ جُبَيْرِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ جُبَيْرِ بْنِ مُطْعِمٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ قَالَ أَتَى رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَعْرَابِىٌّ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ جُهِدَتِ الأَنْفُسُ وَضَاعَتِ الْعِيَالُ وَنُهِكَتِ الأَمْوَالُ وَهَلَكَتِ الأَنْعَامُ فَاسْتَسْقِ اللَّهَ لَنَا فَإِنَّا نَسْتَشْفِعُ بِكَ عَلَى اللَّهِ وَنَسْتَشْفِعُ بِاللَّهِ عَلَيْكَ. قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"وَيْحَكَ أَتَدْرِى مَا تَقُولُ" وَسَبَّحَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَمَا زَالَ يُسَبِّحُ حَتَّى عُرِفَ ذَلِكَ فِى وُجُوهِ أَصْحَابِهِ ثُمَّ قَالَ
"وَيْحَكَ إِنَّهُ لاَ يُسْتَشْفَعُ بِاللَّهِ عَلَى أَحَدٍ مِنْ خَلْقِهِ شَأْنُ اللَّهِ أَعْظَمُ مِنْ ذَلِكَ وَيْحَكَ أَتَدْرِى مَا اللَّهُ إِنَّ عَرْشَهُ عَلَى سَمَوَاتِهِ لَهَكَذَا." وَقَالَ بِأَصَابِعِهِ مِثْلَ الْقُبَّةِ عَلَيْهِ
"وَإِنَّهُ لَيَئِطُّ بِهِ أَطِيطَ الرَّحْلِ بِالرَّاكِبِ."
[قَالَ ابْنُ بَشَّارٍ فِى حَدِيثِهِ "إِنَّ اللَّهَ فَوْقَ عَرْشِهِ وَعَرْشُهُ فَوْقَ سَمَوَاتِهِ." وَسَاقَ الْحَدِيثَ وَقَالَ عَبْدُ الأَعْلَى وَابْنُ الْمُثَنَّى وَابْنُ بَشَّارٍ عَنْ يَعْقُوبَ بْنِ عُتْبَةَ وَجُبَيْرِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ.]
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَالْحَدِيثُ بِإِسْنَادِ أَحْمَدَ بْنِ سَعِيدٍ هُوَ الصَّحِيحُ وَافَقَهُ عَلَيْهِ جَمَاعَةٌ مِنْهُمْ يَحْيَى بْنُ مَعِينٍ وَعَلِىُّ بْنُ الْمَدِينِىِّ وَرَوَاهُ جَمَاعَةٌ عَنِ ابْنِ إِسْحَاقَ كَمَا قَالَ أَحْمَدُ أَيْضًا وَكَانَ سَمَاعُ عَبْدِ الأَعْلَى وَابْنِ الْمُثَنَّى وَابْنِ بَشَّارٍ مِنْ نُسْخَةٍ وَاحِدَةٍ فِيمَا بَلَغَنِى.]
Tercemesi:
Bize Abdula'la b. Hammad, Muhammed b. el-Müsenna ve Muhammed b. Beşşar ve Ahmed b. Said er-Ribatî, onlara Vehb b. Cerir, rivayet etti –Ahmed dedi ki: Biz onu onun (Vehb'in) nüshasından yazdık, lafzı da şöyledir: - dedi ki: Bana babam rivayetle dedi ki: Muhammed b. İshak'ı dinledim: Yakub b. Utbe, ona Cübeyr b. Muhammed b. Cübeyr b. Mut'im, ona babası, ona da dedesinin şöyle dediğini rivayet etti: Bir bedevi Rasulullah'a gelerek Ey Allah'ın Rasulü; insanlar çok yoruldu, çoluk çocuk telef oldu, mallar tükendi, davarlar helak oldu. Artık bizim için Allah'tan yağmur dile, biz senin Allah nezdinde (bize) şefaatçi olmanı, Allah'ın da senin nezdinde bize şefaat etmeni istiyoruz, dedi. Rasulullah (sav); "ne oluyor sana, sen ne söylediğini biliyor musun?" buyurdu. Rasulullah (sav) tesbih getirmeye başladı. Bu halin belirtileri ashabının yüzlerinde görülüp anlaşılıncaya kadar tesbih etmeye devam etti, sonra da şöyle buyurdu:
"Sen ne diyorsun, şunu bil ki, Allah'ın, yarattıklarından herhangi bir kimse nezdinde şefaatçi olması istenemez. Allah'ın şanı bundan çok daha yücedir. Ne oluyor sana, sen Allah'ın ne olduğunu biliyor musun? Şüphesiz onun Arşı semavâtı üzerinde işte böyledir" buyurdu ve parmaklarıyla onun üzerinde bir kubbe gibi gösterdi.
"Şüphesiz ki o (Arş), ondan dolayı deve üzerindeki semerin, üzerindeki biniciden dolayı ses çıkardığı gibi ses çıkarmaktadır."
[İbn Beşşar hadisi rivayetinde dedi ki: "Şüphesiz Allah, Arşının üstündedir, Arşı da semavâtının üstündedir" sonra da hadisin geri kalan kısmını rivayet etti. Abdula'la, İbnü'l-Müsenna ve İbn Beşşar: Yakub b. Utbe'den diye rivayet ettiler. Cübeyr b. Muhammed b. Cübeyr ise babasından, ona da dedesinin rivayeti olarak zikretti.]
[Ebû Davud dedi ki: Hadisin Ahmed b. Said'in zikrettiği sened ile rivayeti sahih olan rivayettir. Aralarında Yahya b. Main ve Ali İbnü'l-Medinî’nin de bulunduğu bir topluluk bu şekilde ona muvafakat etmişlerdir, bir diğer topluluk da bu hadisi İbn İshak’tan yine Ahmed'in dediği gibi rivayet etmişlerdir. Abdula'la, İbnü'l-Müsenna ve İbn Beşşar'ın ise hadis dinlemeleri (sema') bana ulaştığına göre aynı nüshadan olmuştur.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 19, /1077
Senetler:
1. Ebu Muhammed Cübeyr b. Mut'im el-Kuraşî (Cübeyr b. Mut'im b. Adî b. Nevfel b. Abdümenaf)
2. Ebu Said Muhammed b. Cübeyr el-Kuraşi (Muhammed b. Cübeyr b. Mut'im b. Adiy b. Nevfel)
3. Cübeyr b. Muhammed el-Kuraşî (Cübeyr b. Muhammed b. Cübeyr b. Mut'im b. Adiy b. Nevfel)
4. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
5. Ebu Nadr Cerîr b. Hazım el-Ezdî (Cerir b. Hâzim b. Zeyd b. Abdullah b. Şucâ')
6. Ebu Abbas Vehb b. Cerir el-Ezdi (Vehb b. Cerir b. Hazim b. Zeyd b. Abdullah b. Şuca')
7. Abdula'la b. Hammad el-Bahili (Abdula'la b. Hammad b. Nasr)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ı tenzih
Dünya, Alem, Arş
حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى بْنُ حَمَّادٍ حَدَّثَنَا وُهَيْبٌ عَنْ أَيُّوبَ وَعُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ - رضى الله عنهما - قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « اجْعَلُوا فى بُيُوتِكُمْ مِنْ صَلاَتِكُمْ وَلاَ تَتَّخِذُوهَا قُبُورًا » . تَابَعَهُ عَبْدُ الْوَهَّابِ عَنْ أَيُّوبَ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9295, B001187
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى بْنُ حَمَّادٍ حَدَّثَنَا وُهَيْبٌ عَنْ أَيُّوبَ وَعُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ - رضى الله عنهما - قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « اجْعَلُوا فى بُيُوتِكُمْ مِنْ صَلاَتِكُمْ وَلاَ تَتَّخِذُوهَا قُبُورًا » . تَابَعَهُ عَبْدُ الْوَهَّابِ عَنْ أَيُّوبَ .
Tercemesi:
Bize Abdula‘lâ b. Hammad, ona Vüheyb, ona Eyyûb ve Ubeydullah, ikisine Nafi‘, ona da İbn Ömer'in (r.anhuma) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Namazlarınızın bir kısmını da evlerinizde kılınız. Evlerinizi kabir edinmeyiniz."
Abdülvehhab, Eyyûb’dan rivayetle ona mütabaatta bulunmuştur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Teheccüd 37, 1/421
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ubeydullah b. Ömer el-Adevî (Ubeydullah b. Ömer b. Hafs b. Asım b. Ömer b. Hattab)
4. Ebu Bekir Vüheyb b. Hâlid el-Bâhilî (Vüheyb b. Hâlid b. Aclân)
5. Abdula'la b. Hammad el-Bahili (Abdula'la b. Hammad b. Nasr)
Konular:
İbadet, nafile, evlerde
İbadet, Namaz
KTB, NAMAZ,